10 Mayıs 2016 Salı

Rifat Serdaroğlu: BUNAMA/DEMANS DÖNEMİ

 


Rifat Serdaroğlu: BUNAMA/DEMANS DÖNEMİ

10 May, 2016

2002 de çıraklık dönemi ile işe başladı.

Ürkek ve çekingendi, her adımda önünü arkasını kollardı!

Sözlerine dikkat ediyor, kulağı ABD-AB ve sokakta, gözü ise Genelkurmay binasının ışıklarında idi!

Çıraklık döneminde henüz devletin denetim ekiplerini-teftiş kurullarını felç edemediğinden, para-pul-avanta işlerini yabancılar üzerinden yürütmeye özen gösterirdi.

"Ben girdiğim ülkenin siyaset adamlarını parayla maymuna çeviririm" diyen İsrailli Ofer, "bana kefil olan Başbakan'ın ta kendisidir" diyen Yasin El-Kadı en yakın iş ortakları idiler!

Sonra ustalık dönemi geldi. Artık her şey yavaş-yavaş değişiyordu.

Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanı ve Orgeneralleri zindana atılırken, Tombalak Paşa tipli sepetler göreve getirildi. Cemaat desteğiyle yapılan bu operasyondan sonra, Yargı baskı altına alındı. Yasama ve Yürütme zaten emir eri gibiydi. Basının bir kısmı, cepten bir kuruş çıkmadan devlet müteahhitlerinden toplanan haraçlarla satın alındı. Diğerleri ise devletin sopası gibi kullanılan polis ve vergi denetçileri ile diz çöktürüldü.

Artık kelimenin tam anlamıyla "Astığı astık kestiği kestik" idi…

Partisindeki herkes, görevleri Anayasa ile belirlenen bürokratlar, üniversiteler, iş dünyası, sendikalar hemen hepsi dillerini yuttular, vatan sevgisini ve meslek ahlâkını rafa saklayıp, önünde diz çöktüler.

Her şey açıkça yapılır hale gelmişti. Rüşvetler açıkça alınır verilir olmuştu!

Lüks oteller ve bahçeleri rüşvet tarlası haline gelmişti.

Ar damarı çatlamış, utanma duygusu yok olmuş, helal-haram gibi değerler birbirine karışmış, insanlar Allah adı kullanılarak aldatılır olmuştu…

Bunlar tamam da, tabiatın hükmünü yerine getirmesini engellemek veya geciktirmek, hastalıkları önceden engellemek ne parayla, ne güçle, ne sarayla ne de insanoğlunun iradesiyle olacak iş değildi ki!

Arada bir başlayan unutkanlıklar gün geçtikçe artmaya başlamıştı!

Bazı günler pijamalarla fırlıyor, bazen de Saraydaki Osmanlı Askerlerinin kıyafetlerini giyip Bizans'a savaş ilan ediyordu!

Özellikle "Diriliş" dizisinin oynadığı akşamlarda çok aktif hale geliyordu…

Esas korkunç olanı ise kendi adamlarından bazılarını, düşman olarak görmesi ve gördüğü yerde onlara saldırması idi! Bir keresinde bir Bakanını "Bizans Casusu" yerine koyup diğer Bakanlarının önünde tekme-tokat dövmüştü.

Son olay hepsinin üstüne tüy dikti!

Serok namıyla bilinen komutanı, "şeffaflık ve açıklık" konulu bir yasa hazırlığı için emir verip bir de yönetmelik çıkarınca, usta çıldırma noktasına geldi!

Ne muskalar yazıldı, ne kurşunlar döküldü, ne nefesi kuvvetli hocalar gizlice saraya sokulup okutuldu ama bir türlü sakinleşmedi.

Sırtına kupa tuttular, sülüklere kan aldırttılar, ayaklarının altına şap-zencefil karışımı sürdüler, inadından vaz geçsin diye keçi sütü içirdiler, kilolarca üzüm yedirdiler olmadı, olmadı, olmadı…

Komutan Serok, korkusundan koltuğu olduğu gibi bıraktı ve pencereden kaçıp, basın mensuplarının önüne çıktı. Ne kadar başarılı olduğunu anlattı, abisine bağlılığını yeniden ve bir kere daha ifade etti ve ağlayarak veda etti…

Çıraklık, Ustalık döneminden sonra Bunama dönemi başlamıştı…

Bir sabah danışmanlarını toplayıp emrini iletti;

"Tiz bana büyük bir donanma kurasız. Yelkenleri atlastan, halatları ibrişimden ola! Levendlerimin yayları gürgenden, okları sedir ağacından olsun!

Sakın ola kadırgalarıma top-tüfek koymayın! Biz imanımızla düşmanın donanmasının hakkından geliriz" dedi!

Bir tek jöleli danışman "Tamam Reis, ben Barbaros'u da alır gelirim" dedi ve çıktı. Gidiş o gidiş…

Yukarıda isimlerini saydığım, görevleri Anayasa tarafından emredilmiş Anayasal Kurumlar, Üniversiteler, Sivil Toplum Kuruluşları, Basın kuruluşları şok olmuşlar gibi olayları seyrediyorlardı!

Bilmedikleri gerçek, Çıraklık-Ustalık-Bunama dönemlerinden sonra

"KAZIĞA OTURTMA" döneminin gelmekte olduğuydu…

Hadi şimdi, kazığa nasıl oturulursa acı azılır, diye tartışın bakalım!

Sağlık ve başarı dileklerimle 10 Mayıs 2016

İLK KURŞUN

 
a45UyF587661-160510100840 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/05/10  11:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 


Yunanca kokenli demokrasi kelimesi, halk (demos) ve guc (kratos) veya fiil olarak kratein kelimelerinin birlestirilmesiyle olusturulmustur.
Kratein fiili, alternatif bir fiil olan archein in (monarchy, oligarchy, anarchy gibi) aksine hukuk kuralindan ziyade kaba gucu ifade etmektedir.
Eski Yunan da kratein yerine archein kokeninin alinarak demarsi (demarchy) kavraminin kullanilmasinin nedeni, daha once Atina da demarsi kelimesinin bir bolge ya da grubun baskani icin kullanilir olmasiydi.
O donemde demarsi, genis bir halk toplulugu mevcut olmadigindan kullanilamazdi.
Bugun icin bir ideal olarak demokrasi yerine demarsi kelimesini kullanmamiz icin bir engel yoktur

Friedrich A.von Hayek

Kuzey Irak ta ozerk bir Kurdistan kuruldu.
Bassehri Erbil dir.
Kuzey Suriye de ozerk bir Kurdistan kuruldu.
Bassehri Kamisli dir.
Iran da da ozerk bir Kurdistan kurulacak.
Bassehri Mahabad olacak.
Turkiye de de bir ozerk Kurdistan kurulacak.
Diyarbakir in ismi degistirilerek Amed yapilacak.
Bassehir Amed olacak.
Bu 4 bassehir Avrupa Birligi nde oldugu gibi yanlarina Ermenistan ve Urdun u de alip, sinirlari da kaldirarak ortak para birimine gececek ve Buyuk Kurdistan Birligi hayat bulacak.

Eski Diyarbakir Belediye Baskani Osman Baydemir
http://odatv.com/n.php?n=cianin-izledigi-erdogan-cdsini-izledim-sanik-oldum-2705131200

Hukumet Demokrasi ve Devlet
Ozur dilerim ama ben imparator olmak istemiyorum.
Insanlara hukmetmek ya da ulkeler fethetmek istemiyorum, bunlar beni ilgilendirmiyor.
Benim amacim elimden geldigince herkese yardim etmek; Yahudi, Katolik, siyah ya da beyaz tenli olsun fark etmez.
Aslinda hepimiz birbirimize yardim etmek istiyoruz, insanlik bunu gerektirir cunku.
Hayatimizi digerlerinin acilari uzerine degil, mutluluklari uzerine kurmak isteriz.
Kimseden nefret etmek ya da kimseyi hor gormek istemiyoruz.

Yeryuzunde herkese yetecek kadar yer ve zenginlik var.
Hayat hur ve mutlu bir sekilde yasanmali ama biz bu dogru yoldan koptuk.

Hirs; insan ruhunu zehirledi, insanlar arasina nefret duvarlari ordu ve bizi sefalet ve katliamlara surukledi.
Hayati daha hizli yasiyoruz belki ama kendimizi dis dunyaya kapattik, makinelesme ise bolluk getirecekken, bereketi goturdu.
Artan bilgimiz bize kibir verdi, zekamiz da nezaketimizi ve anlayisimizi dusurdu.
Cok dusunuyoruz ve az hissediyoruz.
Oysa makinelerden cok insanliga muhtaciz.
Zekadan cok nezaket ve anlayisa ihtiyacimiz var.
Aksi takdirde hayat bir kargasa olur ve yitik bir hale doneriz.

Ucak ve radyo gibi icatlar bizi birbirimize yaklastirdi.
Zaten bu icatlarin ortaya cikma sebepleri, insanlarin icindeki kardeslik duygusu ve iyiligin ispatidir.
Iste, su anda soylediklerim tum insanlara ulasiyor; insanlarin ozgurluklerini ellerinden alip onlara iskence eden bir sistemin kurbani olan umitsiz kadinlara, erkeklere ve cocuklara.
Beni duyanlara sesleniyorum, umudunuzu yitirmeyin!
Uzerimizdeki kara bulutlarin sebebi; hirslarinin kolesi olanlarin, insanligin gelisiminden korkmalaridir.
Bu nefret, diktatorlerin olumuyle birlikte ortadan kalkacaktir.
Boylece onlarin halktan caldiklari guc de halka geri donecektir.
Insanlar olse bile hurriyet olmez!

Askerler; kendinizi bu canilerin eline birakmayin cunku onlar sizi asagilar, sizi kole yapar, sizi bir suruye cevirir, size ne yapmanizi, ne dusunmenizi, ne hissetmenizi dikte eder, sizi ezerler ve sizi suru yerine koyup goz gore gore olume yollarlar!

Kendinizi bu insanliktan cikmis, makinelesmis kalplere sahip makinelesmis insanlarin ellerine birakmayin.
Siz ne makine ne de surusunuz!
Siz insansiniz, kalbi insanlik sevgisiyle dolu olan...
Siz nefret etmezsiniz!
Nefret; sadece sevilmeyenin ve insanliktan cikmis olanlarin bildigi bir seydir.
Askerler, esaret icin degil, ozgurluk icin savasin!

Incil de de yazdigi gibi; Cennet insanlarin icindedir Tek kisinin yahut bir zumrenin icinde degil, herkesin icindedir!
Sizin de!
Siz insanlar, kimisi gucunu makine uretmek icin kimisi de mutlu olmak icin harcayan insanlar.
Bu sizin elinizde; gucunuzu hayati ozgur ve guzel bir hale getirmek, onu hos bir maceraya cevirmek ici harcayin.
Demokrasi icin bu gucu kullanalim, hepimiz birlik olalim!
Yeni bir dunya icin mucadele edelim; genc erkeklerin is bulabildigi ve yaslilarin da omurlerinin son demlerini huzurlu bir sekilde yasadigi guzel bir dunya icin.
Boyle dunyalar vaat ederek, caniler iktidari ele aldilar.
Oysa onlar yalancidir!
Vaatlerini yerine getirmediler, getirmeyecekler de!

Diktatorler kendi hirslarinin pesinde kosup baskalarini kolelestirdiler.
Simdi biz, bu vaatleri gerceklestirmek icin mucadele edelim!
Ozgur bir dunya icin savasalim; sinirlarin olmadigi, hirsin, nefretin ve hosgorusuzlugun galebe calmadigi bir dunya icin.
Ozgur bir dunya icin savasalim; bilimin insanlarin iyiligi icin kullanildigi akilci bir dunya icin.

Askerler, demokrasi adina birleselim!

Charlie Chaplin
%Insanlarin beyin tembelligini gordukce, her istedigimizi yapabiliriz.



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder