14 Mayıs 2016 Cumartesi

Soma Faciası'nın 2. Yıl Dönümünde Yusuf Yerkel'in Sağ Dizinin Acısı Hala Yüreklerde...

 


Soma Faciası'nın 2. Yıl Dönümünde Yusuf Yerkel'in Sağ Dizinin Acısı Hala Yüreklerde...

2 yıl önce kömür madeniyle ilgili yaşanan bir tatsızlığın ardından durumu kontrol etmek için Soma'ya giden Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'in yaşadığı acılar hala yüreklerdeki tazeliğini koruyor. Türkiye, bugün bir kez daha Yerkel'in 1 hafta rapor almasına neden olan sağ dizi için ağladı..

13 Mayıs 2014 tarihinde Soma'da gerçekleşen maden kazası ile Türkiye, Soma Madencilik A.Ş'nin birkaç ay boyunca faaliyetlerini durdurmak zorunda kalması, dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın 3 gün boyunca aynı gömleği giymesi ve bir kaç yüz madencinin ebediyete intikali gibi dramlara tanık olurken, yürekleri esas yakan haber ise Yusuf Yerkel'in sağ dizinden gelmişti.

O günün tanıkları anlatıyor

Dönemin Başbakan'ı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanı olarak Soma'da bulunan genç diplomat, kazada bazı akrabalarını kaybettiği gerçekçesiyle taşkınlık yapan bir madenci yakınına müdahale etmek zorunda kalmış, 2 jandarma eri tarafından yere yatırılan Soma'lı vatandaşı bir süre fedakarca tekmeleyerek sakinleştirmeye çalışmıştı. Tüm Türkiye'nin gözleri önünde gerçekleşen bu kahramanlık destanının arkasındaki ağır dram ise olaydan bir gün sonra Yerkel'in aldığı 1 haftalık iş göremez raporu ile ortaya çıkmıştı.

İşte yüreklere ateş düşüren o diz

Genç danışmanın tekme attığı sağ dizine kızarıklık ve yumuşak doku şişliği tanısı konulduğu haberi bir anda gündeme bomba gibi düşerken, henüz maden şirketinin kaza yüzünden ettiği zararı bile hesaplayamayan Türkiye bir kez daha derin bir acıyla sarsılmıştı. O günün canlı tanıklarından Yeni Şafak gazetesi muhabiri Muharrem Ergül, haberi aldıkları anı şu sözlerle anlatıyor:

"Basın için kurulan çadırda Sayın Taner Yıldız bakanımızın kirli gömleğiyle röportaj yapmak için hazırlanıyordum. Bir anda ortalık karıştı, çadırdan feryatlar yükselmeye başladı. Ağlayanlar, kendini yere atanlar falan. Noluyor yahu derken bir gazeteci arkadaşım Yusuf Bey'in sağlık raporunu gösterdi. Sağ diz ve yumuşak dokuyu okuyunca anladım durumu. O an gözlerim karardı... Çok büyük, tarifsiz bir acı hissettim... Bir ah çıktı ağzımdan... Bayılmışım... Allah bir daha o günleri yaşatmasın..."

Yaraları sarıldı

Dramın merkezindeki isim olan Yusuf Yerkel ise tüm mütevaziliğiyle birlikte ilk günkü sessizliğini koruyor. Halen Başbakanlık müşaviri olarak görevine devam eden Yerkel, o an dizinin acısını içine gömüp nasıl tekme atmaya devam edebildiğiyle ilgili soruları her zaman olduğu gibi yanıtsız bırakırken, olayın olduğu yere heykelinin dikilmesi yönündeki talepleri de bugüne dek hep geri çevirdi.

Yerkel her ne kadar sadece görevini yaptığını, yerinde kim olsa aynısını yapacağını söyleyerek ödüllendirilmeyi reddetse de, hükümet kendisine sunduğu terfi ve eşine TRT'de sağlanan iş imkanı ile o günkü fedakarlığı karşılıksız bırakmadı. Acı olayın yıl dönümü vesilesiyle basına konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, devletin o dizdeki yaraları sarmak için canla başla çalıştığını vurgularken, Yerkel'i de şu sözlerle övdü:

"İşte bu dava, gerektiğinde madenciyi bile tekmelemekten çekinmeyecek böyle gözükara, böyle kendini adamış arkadaşlarımızın omuzlarında yükseliyor. Bizim onun için yaptıklarımız, çektiği acıların yanında hiçbir şey sayılır. Yaşı tutsa Başbakan bile yaparız aslında ama onun için biraz daha beklemesi gerekiyor. Yine de hiç kimsenin şüphesi olmasın, bu millet Yusuf gibi arkadaşlarımızı her zaman başının üstünde taşımış, hak ettiği değeri eninde sonunda vermiştir..."


Artan işçi ölümleri sonrası Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel'de yeniden forma heyecanı...



a45UyF587661-160514100236 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/05/14  10:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 



--

Zaman suratle ilerliyor.
Milletlerin, toplumlarin, kisilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayislari bile degisiyor.
Boyle bir dunyada, asla degismeyecek hukumlerin geldigini iddia etmek, aklin ve ilmin gelismesini inkar etmek olur.

Mustafa Kemal Ataturk

Spermin geldigi yer
TARIK 7.(o su) sirt ile gogus kafesi arasindan cikar.


Hastanelerde ayrimcilik var

14 Subat 2014

Gectigimiz hafta bir ameliyat icin hastaneye gittim. Heyecan yapmayin, ameliyat olan ben degildim, bir yakinimdi. Zaten heyecan yapmamistiniz degil mi? Iste siz busunuz.

Ameliyatin ismi bile insani germeye yetiyor. Son yillarda bunun yerine operasyon kelimesini kullanir oldular. Bu, insani daha da geriyor. Cerrah yerine de operator diyorlar. Adam alti sene tip okumus, sanirsin cagri merkezinde calisiyor.

Ameliyathanenin onu cenaze evi gibi. Herkes tedirgin, herkes doktorlarin yuzune bakiyor. Bir cerrah gayet neseli bir sekilde salinarak geldi. Gulerek ameliyathaneye girdi. Yahu sen birazdan birini keseceksin, bu nese niye? Biz burada aglamak uzereyiz. Adamin gercekten cerrah oldugundan suphelendim. Bu kadar gulecek ne vardi?

Bizimkini ameliyat edecek doktor da geldi. Baktim yuzunden dusen bin parca. Yaklastim.

Hocam birazdan cok onemli bir ameliyata gireceksiniz, kendinizi hazir hissediyor musunuz? diye sordum.

Anlamadim. dedi.

Eger kafaniza takilan bir sey varsa, ne bileyim sabah esinizle tartistiysaniz lutfen ozel meselelerinizi ameliyat masasina tasimayin olur mu? diye uyardim.

Alin bunu burdan. dedi.

Tek istegim ise konsantre olmasini saglamakti ama o uygarca tartismak yerine kacmayi tercih etmisti. Doktorlar da ne bilur cigerun acisuni diye bagirdim.

Hastabakicilara bir isaret cakti. Iki kolumdan tutulup goturulurken seslendim. Hocam lutfen aramizda yasadigimiz tatsizligi hastaya yansitmayin. Bu sizinle benim aramda, hastanin sucu yok.

Hastanede ikinci darbeyi hasta yakini olmamla yasadim. Ameliyat sonrasi odada otururken temizlik gorevlisi gelip disari cikmami soyledi. Hastanin yaninda sadece refakatcisi kalacakmis.

Soyle bir durup dusundum. Hastane calisanlari hastalari gercekten cok seviyor, ilgi alaka on numara. Fakat hasta yakinlari ikinci sinif insan muamelesi goruyor. Adeta saglikli olmak otekilestirme sebebi haline getirilmis. Bu ulkede saglikliysaniz her turlu asagilayici muamele yapiliyor.

Hasta yakinlari odaya alinmiyor, ameliyathaneye alinmiyor, tuvalete korkarak gidiyorsunuz, kantinde cay icerken bile istenmiyorum hissi yasiyorsunuz. Her hareketiniz sakil, urkek bir ceylan gibisiniz.

Kantinde soyle bir etrafima baktigimda ozguveni elinden alinmis tipler gordum. Burasi adeta bir toplama kampina donusmustu. Sucumuz ne? Hastaya yakin olmak.

Elbette bazi hasta yakinlarinin yaki$iksiz hareketlerini gormuyor degilim. Google da ogrendigi veya kulaktan dolma bilgilerle doktora is ogretmeye kalkanlar var. Ama birkac kendini bilmez hasta yakini yuzunden koca bir hasta yakinlari camiasini linc etmek hakkaniyete sigar mi?

Bu muamele o kadar canimi $ikti ki kantinde cay icerken ayagimi bilerek masaya vurdum ve aci icinde klinige kostum. Bir baktim herkes seferber, biri neyiniz var diye soruyor, digeri telasla bana yer gosteriyor. Yaziklar olsun ya, dedim. Az once kapidan kovuyordunuz, ne oldu da birden kiymete bindik dedim. Tuhaf tuhaf baktilar yuzume. Tedavi olmak istemiyor musunuz, diye sordu biri. Istemiyorum dedim. Ne zaman insanlari saglikli veya hasta diye ayirmazsiniz, iste o zaman ben de gelip tedavi olurum. Simdi musaade ederseniz eve gidecegim, sanirim ayagim kirildi deyip topallayarak oradan ayrildim. Umarim bu onlara guzel bir ders olmustur.

Hastane notlari

Hastalarin cogu zaman bir sey yemesi yasak oldugu icin gelen yiyecek ve icecekleri hastanin refakatcisi tuketiyor. Buna gore getirin.

Hasta yakinlari arasinda zaman icinde yeni dostluklar kuruluyor. Arkadas $ikintisi cektigim icin ara sira hastanelere gidip hasta yakiniymisim gibi davranacagim.

Ziyaretcilerin hastanin durumuna uzulduklerini belli etmek icin kederli yuz ifadesi takinmalarinin hastanin iyilesmesine katki yaptigini ispatlayan bir bilimsel arastirma yok.

Hayatimda ilk defa hastaneye gitmis oldum. Gecen sene hasta olmustum, internetten randevu alman gerekiyor dediler. Girdim ve randevu aldim. Ancak internetten randevulasan insanlarin baslarina gelenleri haberlerden gordugum icin guvenemeyip gitmedim.



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder