ARSIV BELGELERIYLE MENEMEN OLAYI
23 Aralik 1930 gunu sabahi Menemen de meydana gelen olaylarda Yedek Subay Mustafa Kubilay sehit edilir. Olaydan sonra, Menemen Cumhuriyet Savcisi, Savci Yardimcisi ve Hukumet Tabip Vekilinin hazirladiklari raporda, urpertici bir durum tespit edilir. Gazez Camisi girisinin sol tarafindaki bahcede arkasi ustu yatik, sag tarafinda kasaturasi kinindan cekik bir halde, elbiseleri kanli, basi boynundan ayrilmis ve etrafindaki toprakta cok fazla kan lekeleri bulunan, tahminen 25 yaslarinda, uzerinde haki renkte askerî elbise olan; orta boylu, kumral benizli, saclari az agarmis cesedin, Menemen de 43 ncu Alay 1 nci Tabur 3 ncu Boluk Takim Komutani Yedek Subay Izmirli Huseyin oglu Kubilay oldugu anlasilmistir. [1]
Yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay in nasil olduruldugunu de olayin gorgu taniklarindan, Menemen deki telgraf memuru Nail Bey, soyle anlatmaktadir. Kubilay Bey in kumandasinda bir mufreze geldi. Mufreze komutani evkaf kahvesi onunde askerî durdurup sungu tak emrini vererek, kendisi sakilerin yakasini tuttu. Asker sungu takti. Onlar donmelerine devam ediyorlardi. Maarif kahvesinin onundeki buyuk agacin hizasina geldiler. Diger arkadasi bunlari o vaziyette gorunce, Kubilay Bey i arkasindan bir silahla vurdu. O anda yere dustu. Onbes saniye kadar yerde kaldiktan sonra, kalkip dogruca cami tarafina kostu. Bir kisim halk bunu gorunce dagildi. Telgrafhaneye de bir kismi girdi. Onlari disari cikarttim. Bu sirada adamlardan ikisi kayboldu. Biz kactiklarini zannettik. Biraz sonra sacindan tutulu oldugu halde, zavalli Kubilay Bey in ke$ik kafasini getirdiklerini gorduk. Ellerinde sancagin ucuna kafayi gecirirlerken bir seyler soyleyerek egildiler. Ke$ik basin, elektrik diregine bir kirmizi kusakla baglandigini gordum. Kubilay Bey in basi asili oldugu halde meydanda donuyorlardi. [2]
Tarihe Menemen Olayi diye gecen bu eylemin siradan bir cinayet degil, bilincli bir hareket olarak uygulamaya gecirildigi yapilan arastirmalarla ortaya cikmistir. Eylemciler bir hazirlik safhasindan sonra eylemi gerceklestirmislerdir.
Eylemin ele basi ve Yedek Subay Mustafa Kubilay in basini keserek olduren Giritli Hasan oglu Mehmet, Osman oglu Samdan Mehmet, Hasan oglu Sutcu Mehmet, Emrullah oglu Mehmet, Nalinci Hasan ve Cakir oglu Ramazan eylemci grubunu olusturmaktadir.
Eylemcilerin hepsi Manisa da ikamet etmektedirler ve naksi tarikatiyle baglantilari vardir. Onlari bu tarikata sokan ve egiten, Manisa Askerî Hastahanesi imamligindan emekli Ibrahim Hoca dir. Ibrahim Hoca da Istanbul Erenkoy de Sevki Pasa koskunde oturan Seyh Esat a baglidir. Ibrahim Hoca halifeler halifesi olarak, tarikatin etki alaninin genisletilmesinden ve yayginlastirilmasindan sorumludur.
Ibrahim Hoca nin ifadesine gore, tekkeler yasaklanmadan once Seyh Esat in tahminen yirmibin civarinda muridi vardir.[3] Manisa daki muritlerin sayisi soruldugunda ise Ibrahim Hoca hiddetlenerek cevap vermem demis ve hicbir seklide aciklama yapmamistir.[4]
Ibrahim Hoca nin, Seyh Esad la iliskisi, Seyh Esad in yazdigi mektuplarda da acikca bellidir.[5] Ibrahim Efendi nin adresini sormus idiniz. Manisa da Askerî Hastahane imami Ibrahim Efendi ye yazmalisiniz. Bir aydan fazla bu tarafta kaldilar. Ba de (daha sonra) mahall-i memuriyetine (gorev yerine) avdet ettiler (geri donduler). Musarunileyh (kendisi) gayurdur (caliskandir). [6] Yine bir baska mektubunda da Ibrahim Hoca simdi buradadir. Hastahanede oldugu rahatsizligi mundefi olmustur (gecmistir). diye bilgi verir.[7]
Ibrahim Hoca da ifadesinde bu baglantisini soyle aciklar. Ilk tarikate intisabim oniki sene evveldir. Naksibendidir. Seyhim Ismail Necati ydi. Bab-i ali de oturuyordu. Tekkesi vardi. Olmustur. Ondan bir sene sonra tahminen o zaman Capa da tekkesi bulunan Seyh Esat Efendi nin zikrine gittim ve ona baglandim. Yani benim hocam oldu. Yirmibir senedir tarikatin imamidir. [8]
Ibrahim Hoca nin faal bir eleman oldugu da yine Seyh Esad in bir mektubunda acikca gorulmektedir. Sariyer de Kaymakamlik aciliyormus. Muftulugu icin, Ibrahim Efendi vasitalara ve muhiblerimize muracaat etmektedir. [9]
Seyh Esad in oglu (halife) Mehmet Ali de ibrahim Hoca nin baglantisini acikca ifade eder. Kendisi pederimin on senelik dervislerindendir. Surdan burdan hic tanimadigimiz adamlari ziyaret maksadiyla bana ve pederime getirirdi. [10]
Seyh Esad in muridlerinden Husnu Efendi, daima sozunden ve nasihatinden ilham alarak kendisini seyhe bende (kul) eden kisileri sayarken ilk isim olarak Ibrahim Hoca yi belirtir.[11]
Ibrahim Hoca nin Manisa da gorevli iken merkeze bagli Horoskoy de yogun faaliyetleri vardir. Burada ikamet eder, cami yaptirir, tarikate adam kazandirma calismalarini surdurur, vaaz verir.[12] Hoca koyumuzde oturdugu sirada Cuma gunleri ve bazan hafta aralarinda ve bazan da kendisi ne zaman isterse o vakit koy camisinde vaaz verirdi. Koyde bulundugu bir gun ikindi namazi sirasinda camide vaaz etmeye basladi . Hoca, Sapka giyen gavurdur. Biz gavur olamayiz. Raki icen ve yalan soyleyenler de gavurdur. diye soyleniyordu. [13]
Ibrahim Hoca bu koyde ozellikle ileri gelenlerle $iki iliskiler kurar.[14] Duzenli ve gizli bir baglanti mevcuttur. Tarikate kazandirilanlar buradakilere (Ibrahim Hocaya) ve buradakiler de Istanbul dakilere tabidirler. [15]
Erenkoy de koskte oturan Seyh Esat i ziyaret edenler donuste propaganda yaparlar. Koskun tertibatini ve orada gordukleri intizam ve kendilerine yapilan ragbeti ve oradaki ibadet ve seyhi ziyaret tarzini oraya gidip gelenler anlatmakla bitiremezler. [16]
Ibrahim Hoca nin etkinligini ve kandirilmis kisiler uzerindeki etkisini su sozler ortaya koymaktadir. Hoca Ibrahim Efendi koyde seyh olarak taninmistir. Bazi kimseler, buna cok hurmet ederler. Hatta bir gun ihtiyar heyetinin dairesinde otururken, bu adamin dolandirici oldugunu soyledim. Orada bulunan ve Istanbul a gidenlerden Osman Cavus uzerime yurudu Bu adam peygamber gibi bir zattir. Sus ismini agzina alma. Agzini uc defa zemzem suyu ile yika da oyle ismini soyle dedi ve silah cekecek bir vaziyete geldi. [17]
Menemen deki olaydan iki ay once, Ibrahim Hoca Manisa ya gelir.[18] Kandirilmis kisilerin agzindan dokulen su sozler, meselenin ne kadar farkli bir mecrada seyrettigini ortaya koymaktadir. Araplikla beraber sultanlik ve Sultan Hamid in oglu gelecek. Tekkeler kapandi ama acilacak ve serbest olacak. Kiliclarimiz gelecek kesecekler. Fes giyilecek. [19] Biz, fes giymek istiyoruz. Muslumanlik istiyoruz. [20]
Ibrahim Hoca, Manisa ya geldigi zaman bircok kisi onu ziyaret eder.[21] Ibrahim Hoca nin cok yakini olan Osman Cavus Insaallah reis-i cumhuru gebertirler de rahat yuzu goruruz, fes giyeriz. demekten cekinmez.[22] Ibrahim Hoca Osman Cavusun kendisiyle olan baglantisini ifadesinde teyit eder. Tekaut (emekli) edildikten sonra Istanbul a gittim. Orada ikamet etmeye basladim ve Istanbul da iken bir defa Cemal ve bir defa Osman ve bir defa da tabur imami Ilyas Efendi den mektup aldim. [23]
Asagida ayrintili olarak gorulecegi gibi, Menemen Olayinin kilit isimlerinden ve eyleme bizzat katilan Nalinci Hasan, Seyh Esat i ziyaret etmek uzere Istanbul a gittigi zaman, Ibrahim Hocayla bulusur. Ibrahim Hoca da bunu acik acik anlatmaktadir. Bir sene evvel Manisali basmaci Osman Efendi ile Nalinci Hasan i Esat Efendi nin evinde gordum ve hep beraber bir odada oturduk ve bir gece beraber kaldik ve yanimiza kimse gelmedi, o gece yattik, sabahleyin Esat Efendiyi ziyaret ettik... Haseki civarinda bulunan Hoca Esat in oglu Ali Efendi nin evine gittim. Osman Efendi ve Nalinci Hasan ile orada hepimiz birlestik ve dordumuz oturduk... Bir veyahut iki gun sonra Osman Efendi ile Nalinci Hasan bizim eve geldiler. Bir gece kaldilar ve sabahleyin gittiler. [24]
Menemen Olayinda adi gecenlerden Saffet Hocanin, elebasi eylemci mehdi Mehmet le iliskisini de Nalinci Hasan soyle anlatir. Bu olaydan 4 ay evvel Manisa da Belediye camligi icinden gecerken sag istikamette Saffet Efendi ile bu mehdi Mehmet karsi karsiya gelmisler. Comelmek suretiyle oturarak yekdigeriyle gorustuklerini gordum. Bu sirada, mehdi Mehmet beni yanlarina cagirdi. Ben de comeldim. Mehdi Mehmet bana bir sigara verdi. Ben sigarayi henuz icerken, bana Galiba gideceksin dedi. Ben, Evet diyerek yanlarindan ayrildim. Bu vaziyetlerinden suphe ederek, camlik aralarindan yani arkadan bir saat kadar tarassut ettim (gozetledim). Bunlar bu suretle gorustuler. [25]
Temas bununla kalmaz. Bir sure sonra Menemen e gelen Nalinci Hasan, Manisa ya donerken, Saffet Hoca, mehdi Mehmet e yazdigi bir mektubu goturmesini ister. Nalinci Hasan bu mektubu mehdi Mehmet e ulastirir. Mektup Farsca yazilmistir ve icerigini soran Nalinci Hasan a bir bilgi vermez.[26] Olayin meydana geldigi gun, mehdi Mehmet le Saffet Hocanin Menemen deki karsilasmalari da asagida ayrintili olarak gorulecegi gibi aradaki iliskiyi aciklayici mahiyettedir.
Menemen Olayi, 23 Aralik 1930 tarihinde gerceklesmistir. Eylemciler, bu tarihten once belirli bir hazirlik yapmislar ve daha sonra eyleme gecmislerdir.
Eylemcilerden mehdi Mehmet, Samdan Mehmet, Sutcu Mehmet, Emrullah oglu Mehmet Emin, Ali oglu Hasan, Nalinci Hasan, Topcu Huseyin, Suleyman Cavus, Cakir oglu Ramazan, Cirak Mustafa, Huseyin oglu Ali, once bir esrarkes kahvesinde daimi surette toplanarak orasini tekke haline getirirler[27] ve daha sonra da Tatlici Huseyin in Manisa daki evinde dort gun suren bir toplanti yaparlar.[28] Gerceklestirilecek eyleme iliskin gorusme yapilir ve silah tedariki kararlastirilir. Giritli Ismail ve bicakci Haci Mustafa dan birer silah alinir.[29] 7 Aralik gunu mehdi Mehmet, Sutcu Mehmet ve Samdan Mehmet aldiklari silahlarla Pasakoy e giderler.[30] Ertesi gun de Ali oglu Hasan, Nalinci Hasan, Cakir oglu Ramazan Pasakoy e ulasirlar. Pasakoy de uc gun kaldiktan sonra, Manisa nin kuzey dogusunda yer alan Yagcilar koyune ugrar ve burada yedi gun kalirlar.[31] Ardindan o gece yarisi eylemciler, Bozalan a hareket ederler. [32]
Bozalan a dogru giderlerken, mehdi Mehmet, iki gunden beri mehdiligini ilan ettigini, Menemen de bunu halka aciklayacagini, soyler. Nalinci Hasan da Menemen deki bir camiden sancak alabilecegini belirtir ve uzun bir yuruyusten sonra Bozalan koyu yakinlarina gelirler.[33] Dinlenmek icin yatarlar ve bu sirada Cakir oglu Ramazan kacar.
Eylemcilerden mehdi Mehmet, buradan halka kendisinin mehdi oldugunu ve kendilerine iltihak etmelerini telkin eder. Manisa dan ayrilmalarindan sonra gecen onbes gun boyunca eylemciler bu koylerde propaganda faaliyetlerinde bulunurlar.[34] Bu sure icinde bir kisim halki etkilerler ve yardim gorurler.[35]
23 Aralik 1930 gunu eyleme gecilmesi kararlastirilir ve eylemciler baslarinda mehdi Mehmet olmak uzere Menemen e sabah ezan vakti gelip Muftu camisine girerler. Camide bulunan sancagi alip mehdi, halki kendilerine katilmaya davet eder ve sunlari soyler. Taraf-i ilahiden geliyoruz. Seriat istiyoruz. Askerin kilic ve kursunu bize islemez. Herkes bu bayragin altindan gececektir. Gecmeyenleri kilictan gecirecegiz. Bugun zeval (ogle) vakti yetmisbin kisi bize yardima gelecektir. [36]
Kendilerine katilan grupla birlikte eylemciler, sokaklarda dolasip herkesin dukkanlarini kapayarak peslerinden gelmelerini soyleyerek yuruyuse gecerler. Saffet Hocanin evinin onunden gecerlerken o da evden cikar ve grubun arkasindan yurur.[37] Mehdi Mehmet, Saffet Hocaya karsi saygida kusur etmez. Bir sure sonra Saffet Hoca gruptan ayrilir ve meseleden hic haberi yokmus gibi tekrar evine doner ve pencereleri kapatir.[38] Eylemcilerin bulundugu grup Belediye binasinin onune kadar gelir. Kalabalik artar. Mehdi Mehmet kendisinin mehdiligine ve seriati yerine getireceklerine dair halka hitap eder.[39]
Eylemi haber alan Jandarma Boluk Komutani toplulugun bulundugu alana gider ve eylemcilere dagilmalarini soyler. Mehdi Mehmet, Ben mehdiyim. Seriati ilan ediyorum. Bana kimse mukavemet edemez. diye cevap verirken, kalabaliktan alkislar yukselir.[40] Herhangi bir uzucu olaya meydan vermemek icin, Boluk Komutani hukumet binasina gelerek 43 ncu Piyade Alayindan takviye kuvvet ister.
Bu sirada Alay Komutanliginda egitime cikmak uzere hazirlanan Yedek Subay Mustafa Kubilay a bir mufrezeyle olay yerine gitmesi emredilir.[41] Cephane almadan hemen hareket eden mufrezeyi, Yedek Subay Mustafa Kubilay, halkla bir catismaya meydan vermemek icin askerlere sungu taktirarak alandaki kahvenin onune birakir ve kalabaliga hitap eden eylemcilerin yanina gider. Mehdi Mehmet in yakasindan tutarak silahini teslim etmesini ister.[42] Eylemcilerin arasindan ates acilir ve Mustafa Kubilay yaralanir.
Yaralanan Mustafa Kubilay hemen yakindaki caminin avlusuna dogru kosar. Bu sirada bir el daha ates edilir ve Mustafa Kubilay avluda yere duser. Cephaneleri olmayan mufrezedeki askerler geri cekilirler. Mustafa Kubilay in dustugunu goren mehdi Mehmet, yanindakilerden birisinin bicagini alarak avluya gider. Yerde yatan ve henuz olmemis olan Mustafa Kubilay i surukleyip, bir ayagi ile vucuduna basmak suretiyle yuzustu yatirip bicakla boynundan keserek, basi alir ve saclarindan tutarak tasa vurduktan sonra meydana tekrar donup, camiden aldiklari sancagin ucuna gecirir.[43]
Sancagi ucunda takili basla birlikte orada bulunan elektrik diregine baglayarak halki tam anlamiyla etkilemek isteyen eylemcilere, Kamil adli bir kisi nasil yardim ettigini su sozlerle anlatmaktadir. O gun ben evvela evime gidip korkmamalarini soyledim. Sonradan ikinci defa bunlarin yanina gelip halkin arasina karistigimda, biraz evvel ellerinde getirdikleri zabitin (subayin) kafasini sancak agacinin ucuna gecirdiler. Sancagi oradaki direge baglamak icin ahaliden ip istediler. Ben, derhal kostum, dukkanimdaki kucuk bir ipi alip silahlilara verdim. Bu iple zabitin basi bulunan sancagi diregin yanina dikip bagladilar. [44]
Bu sirada Alaydan gonderilen kuvvetler olay yerine yetisirler. Eylemcilerin ates acmasi uzerine catisma cikar. Bekci Hasan ve Bekci Sevki sehit olurlar.[45] Eylemcilerden mehdi Mehmet, Samdan Mehmet ve Sutcu Mehmet olu, Emrullah oglu Mehmet Emin yarali olarak ele gecirilir. Kargasadan yararlanarak kacan Nalinci Hasan ile Ali oglu Hasan da ertesi gun Manisa da yakalanirlar.[46]
Olayin hemen ardindan guvenlik gucleri tedbirler alir. $ikiyonetim ilan edilir. Olaylar sirasinda ihmali gorulen kamu gorevlileri hakkinda yasal islem yapilir gorevden el cektirilir.[47] Genis capli sorusturmalar yapilir ve olaya karisanlar, azmettiriciler tutuklanirlar ve yargilanirlar.[48] Eylemle Turkiye Cumhuriyeti Anayasasini zorla kaldirmaya tesebbus ve yardim edenler[49] yargilamalar sonucu 32 kisi idam, 73 kisi de cesitli hapis cezalarina carptirilir.[50]
$ikiyonetim Komutani Tumgeneral Mustafa Muglali, Menemen de meydana gelen olaylarla ilgili olarak Basbakanliga ve Genelkurmay Baskanligina gonderdigi raporlarda onemli tespitler yapar. Bu vak a dort bes serseri tarafindan adî bir vaka olarak kabul edilmemelidir. Bu olayi meydana getirenler sabirsiz ve acele davranarak bu isin ortaya cikmasina sebep olmuslardir. Bu hususta, memleketimizde gizliden gizliye calisan ve bir teskilat meydana getiren hain eller bulundugu mutlaka dikkate alinmalidir. [51]
Menemen de gerceklestirilen eylemin siradan bir olay olarak gecistirilemeyeceginin en onemli kaniti da, ATATURK un 28 Aralik 1930 tarihinde, Turk Silahli Kuvvetlerine gonderdigi bassagligi mesajidir.
Menemen de yakinlarda meydana gelen gericilik girisimi sirasinda Yedek Subay Kubilay Beyin gorevini yaparken oldurulmus olmasindan dolayi Cumhuriyet ordusuna bassagligi dilerim. Kubilay Beyin sehit edilmesinde gericilerin gosterdigi vahsilik karsisinda Menemen deki halktan bazilarinin alkisla onaylamalari, butun cumhuriyetci ve vatanseverler icin utanilacak bir olaydir. Vatani savunmak icin yetistirilen, icteki her politika ve ayriligin disinda ve ustunde saygin bir konumda bulunan Turk subayinin, gericiler karsisindaki yuksek gorevinin yurttaslar tarafindan yalniz saygiyla karsilandigina kusku yoktur.
Menemen de halktan bazilarinin hatalari butun millette aciya sebep olmustur. Saldirinin aciligini tatmis bir kesime genc ve kahraman Yedek Subayin ugradigi saldiriyi, milletin bizzat Cumhuriyet e karsi bir oldurme girisimi olarak kabul ettigi ve curetkarlarla, destekcileri, ona gore takip edecegi kesindir. Hepimizin dikkati bu sorundaki gorevlerimizin gereklerini duyarlilikla ve gerektigi bicimde yerine getirmege yoneliktir.
Buyuk, ordunun kahraman genc subayi ve Cumhuriyetin idealist ogretmenler toplulugunun degerli uyesi Kubilay in temiz kani ile Cumhuriyet, hayatini tazelemis ve kuvvetlendirmis olacaktir. [52]
[1] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.:135; D.:1; F.:1-1
[2] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-535
[3] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-272/273
[4] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-273
[5] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:5; F.:3-62
[6] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:4; F.:3-10
[7] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:4; F.:3-5
[8] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-272
[9] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:4; F.:3-12
[10] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-101
[11] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:11; F.:2-69
[12] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-32
[13] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-30/31
[14] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-20/21-26
[15] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-23
[16] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-24
[17] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-26/27
[18] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-29/32
[19] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-36/37
[20] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-38-44-45
[21] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-41
[22] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:8; F.:1-45
[23] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-257
[24] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-260/261
[25] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-267/268
[26] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-268
[27] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-15/1-18
[28] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-409/2-63
[29] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:10; F.:1/124/2-64
[30] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-409/2-63; D.:10; F.:1-124
[31] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-13
[32] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-410
[33] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-263/410
[34] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-48
[35] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-519/2-500
[36] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-49
[37] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-241
[38] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-241
[39]ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-13
[40] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-414
[41] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-50
[42] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-51
[43] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-51/2-414/1-14;
D.:2; F.:2-535
[44] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-520
[45] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-418
[46] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:2-415/1-14/1-52
[47] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-54/ D.:10; F.:1-129
[48] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:4; F.:1-41/53
[49] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:4; F.:1-41
[50] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-125
[51] ATASE Arsivi, CDI Koleksiyonu; Kls.: 135; D.:1; F.:1-18
[52] ATATURK un Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, Ank.2006, s.608
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder