7 Haziran 2016 Salı

Nihat GENÇ : Ey islamcılar azgın arzularınızı devletin üstünden çekin!

 


Nihat GENÇ : Ey islamcılar azgın arzularınızı devletin üstünden çekin!



Kuzey Suriye'de Amerika destekli Kürt oluşumların hızla mesafe alması kısa bir gelecekte önümüze bir çok savaş senaryosunu artık ciddi şekilde düşünmemizi zorunlu kılıyor.

Beş on yıl gibi kısa zaman içinde güney sınırlarımızdan Amerika destekli bir Kuzey Irak ve Kuzey Suriye saldırı senaryosunu artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti savaş senaryoları içinde yerini almış görünüyor.

Tsunami nasıl ekonomik olarak bir dev Japonya'yı dahi zavallı hale getirdiyse… Ülkemizdeki İslamcı ideoloji çok kısa süre içinde, kendini, Türkiye Cumhuriyeti'nin hiç düşünmediği hiç peşinde koşmadığı bir Orta-Doğu savaşının kaçınılmaz çaresizliği içinde buldu.

Yaklaşmakta olan felaket büyüktür ve hepimiz birkaç dakikalık olsun ideolojik tartışmaların uzağında entelektüel esneklik içinde ülkemizin bekası üzerine konuşabilmeliyiz.

İslamcı iktidar on beş yılını doldurmasına rağmen bir ülkeyi mi yoksa bir ideolojiyi mi yönetiyor tercihini dahi verecek olgunluğu kendinde görememiştir.

İslamcı iktidar hala ideolojik ihtiraslarıyla kendisi baş edemiyor.


Evet gözlerimin önünde oldu, İsrail ve Amerika tarihin en eski savaş yöntemi, komşularını birbirleriyle savaştırıp onların bir daha yan yana gelmelerini engelleme stratejilerini başarıyla uygulamıştır.

BU YANGINDAN BİZİ KİM NASIL KURTARACAK

Bu kepaze sonuca rağmen İslamcı ideoloji sözümona gururundan taviz vermeden dikine dikine giderek felaketin boyutlarını deliliğe bir ülkenin mahvına doğru sürüklemektedir.

İslamcı ideolojik inad yüzünden diplomatik manevralar kilit üstüne kilit yiyip diplomatik alan nerdeyse tüm dünyaya kapanma halini almıştır.

Diplomatik kapılar hızla kapanırken sarayın kendini hala donkişotça dünyanın tarafsız denetçisi ve yeni bir insanlık ideali müjdeleyicisi gibi konuşmaları artık bütün danyada komiktir ve bu komikliğin tek başına kendisi gelmekte olan felaketin ta kendisidir.

Kendi insanına tarafsız kendi insanına insanlık değerleriyle konuşamayan insanların dünyaya nizam nutukları ayrıca dünyaya ne denli kapalı olduğumuzun da işaretleridir.

İslamcı iktidarın on beş yılında, ideolojik hırslarını zapt edemeyenlerin devlet olamayacağı gerçeğini bir daha gördük.

Oysa İslamcı iktidar hızla kendine ideolojik ahlak mı devlet sorumluluğu mu sorusunu çoktan sorabilmeliydi.

İdeolojik savaşın özellikle korkunç dış politik sonuçları birilerini hala adam edememişse, bu yangından bizi kim nasıl kurtaracak sorusu gittikçe galeyanlaşacak demektir.

İdeolojik bir destan için yola çıkanlar ideolojileriyle bir dünya felaketine yol açtılar ve tilki zekalarını birileri planlı bir şekilde orta-doğu kaosunda başarıyla kullandılar.

Artık bu bitmeyen kullanılma seyretme dışlanma aldatılma kandırılma bitmeli, iç siyasette etik ve hukuk değerler dış siyasette devlet saygınlığı, ülkemizin en merkezi ve sağcı solcu İslamcı herkesin en merkezi endişesi olmalı.

Bırakın sınırlarımızdaki büyük tehlikeyi, İslamcı iktidarın onbeşinci yılına rağmen hala nasıl bir devlet nasıl bir rejim kurulacağını kendilerinin dahi bilememesi, tek başkanlık dışında bir fikir ileri sürememeleri, gelmekte olan felaketlerin bando takımı.

Bu amansız gerçek ortadayken hala tek başkanın algı ve manipülasyonlarına birileri inadla habire 'siyaset' diyor.

Oysa, değil tek kudretli başkan Tayyip Erdoğan, tarihlerin en bilge ve en masalsı mucizevi kralları dahi olsa, bu felaket çemberinden kurtulmaya gücü yetmez.

HALKIN SOPASI

Bu felaket çemberinden tek başkanın algı ve manipülasyonlarıyla kurtulmanın imkanı yoktur, hukuk toplum sivil kurumlar iç kamuoyu yepyeni bir ufukla hızla toparlanmalı.

Akıllı bir başkan müttefiklerini tek yetkilisi olduğu partisinde değil rakiplerinden ve komşularında arar.

Akıllı bir başkan bu felaket çemberinden kurtulmak için partisinin gücünü artırarak değil, toplumun ve hukukun gücünü artırarak ve onların taleplerini dinleyerek yol arar.

Ama hala bir Fatih edasıyla konuşan bir sarayla karşı karşıyayız. Üstelik bir Fatih olmadığı halde.

Bir Fatih olmadığı halde devleti değil kendi gücü ve karizması üzerine siyaset yapmaktadır.

Bir Fatih olmadığı halde sarayın mutluluğuna ve kişisel karizmasına devleti ve hukuku feda etmektedir.

İslamcı siyasiler İslamcı yazarlar İslamcı kadrolar, felaket büyüktür, artık çok geç kalmış olsanız da ideolojiden devlet sorumluluğuna geçmediğiniz takdirde, dünyaya ve kendi halkınıza kapalı bu ideolojik ihtiraslarınızın sonuna doğru hızla yaklaşıyoruz.

Yeter artık, akıllı olun, ideolojik kaygılarınıza birkaç dakika ara verin, ve yepyeni bir dünya ve yepyeni bir bölge analiziyle halkınızın karşısına çıkın.

Devlet sorumluluğu ideolojik ihtiraslara benzemez, devlet sorumluluğu içerde ve dışarıda kin tutmaz, devlet sorumluluğu içerde ve dışarıda yepyeni çıkışlar yepyeni ittifaklar yepyeni ufuklar arar.

Hala bir kadının kaç çocuk doğurması fetvaları veren ideolojik hırslarınız çembere sıkıştığımız bu büyük felaketi hiç ve hala göremediğinizin hala uykuda olduğunuzun en büyük işaretleri.

Dünyalılar ve bizler, daha ne kadar sizlerden iç siyasette etik değerler dış siyasette devlet saygınlığı emarelerinin birazını olsun göreceğiz.

Yetsin artık kişisel psikolojilerinizin azgın şehvetiyle inşa ettiğiniz ideolojiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni daha fazla hırpalamaya yormaya hakkınız yok.

Ya aşırı azgın arzularınızı İslamcı ideolojiden ya da ideolojinizi 'devlet'in üstünden çekin!

Ya da afrodizyak olarak kullandığınız ideolojinize birazcık ürperme endişe dikkat öğretin gerçek dünyayla yüzleştirin!

Literatürümüzde bir siyasi askeri darbe vardır, ve bir de, sopa darbesi vardır.

Halkın sopası.

Akıllı olun, yetkiler ve kalemler elinizde, henüz vakit varken, kendinizi ve ideolojinizi güzelleştirme işini halkın sopasına bırakmayın.

Akıllı olun ideolojinizi ve kendinizi adam etme işini yine orta-doğu'nun kaos güçlerine bırakmayın.

Nihat Genç

Odatv.com

 
a45UyF587661-160607152407 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/06/07  21:00 1  39  1923atamizindeyiz@googlegroups.com


 


Insanlar cok degisti; dikkat etmek lazim. Biriyle el $ikistiktan sonra, beside yerinde mi diye parmaklarini saymak zorundasin.

Tolstoy

En am-108 Allah tan baska dua ettikleri seylere sovmeyin ki, onlar da bilgisizlikte asiriya gidip Allah a sovmesinler...

Tevbe-28 Ey inananlar Allah a es kosanlar mutlaka pisliklerdir...


Hastanelerde ayrimcilik var

14 Subat 2014

Gectigimiz hafta bir ameliyat icin hastaneye gittim. Heyecan yapmayin, ameliyat olan ben degildim, bir yakinimdi. Zaten heyecan yapmamistiniz degil mi? Iste siz busunuz.

Ameliyatin ismi bile insani germeye yetiyor. Son yillarda bunun yerine operasyon kelimesini kullanir oldular. Bu, insani daha da geriyor. Cerrah yerine de operator diyorlar. Adam alti sene tip okumus, sanirsin cagri merkezinde calisiyor.

Ameliyathanenin onu cenaze evi gibi. Herkes tedirgin, herkes doktorlarin yuzune bakiyor. Bir cerrah gayet neseli bir sekilde salinarak geldi. Gulerek ameliyathaneye girdi. Yahu sen birazdan birini keseceksin, bu nese niye? Biz burada aglamak uzereyiz. Adamin gercekten cerrah oldugundan suphelendim. Bu kadar gulecek ne vardi?

Bizimkini ameliyat edecek doktor da geldi. Baktim yuzunden dusen bin parca. Yaklastim.

Hocam birazdan cok onemli bir ameliyata gireceksiniz, kendinizi hazir hissediyor musunuz? diye sordum.

Anlamadim. dedi.

Eger kafaniza takilan bir sey varsa, ne bileyim sabah esinizle tartistiysaniz lutfen ozel meselelerinizi ameliyat masasina tasimayin olur mu? diye uyardim.

Alin bunu burdan. dedi.

Tek istegim ise konsantre olmasini saglamakti ama o uygarca tartismak yerine kacmayi tercih etmisti. Doktorlar da ne bilur cigerun acisuni diye bagirdim.

Hastabakicilara bir isaret cakti. Iki kolumdan tutulup goturulurken seslendim. Hocam lutfen aramizda yasadigimiz tatsizligi hastaya yansitmayin. Bu sizinle benim aramda, hastanin sucu yok.

Hastanede ikinci darbeyi hasta yakini olmamla yasadim. Ameliyat sonrasi odada otururken temizlik gorevlisi gelip disari cikmami soyledi. Hastanin yaninda sadece refakatcisi kalacakmis.

Soyle bir durup dusundum. Hastane calisanlari hastalari gercekten cok seviyor, ilgi alaka on numara. Fakat hasta yakinlari ikinci sinif insan muamelesi goruyor. Adeta saglikli olmak otekilestirme sebebi haline getirilmis. Bu ulkede saglikliysaniz her turlu asagilayici muamele yapiliyor.

Hasta yakinlari odaya alinmiyor, ameliyathaneye alinmiyor, tuvalete korkarak gidiyorsunuz, kantinde cay icerken bile istenmiyorum hissi yasiyorsunuz. Her hareketiniz sakil, urkek bir ceylan gibisiniz.

Kantinde soyle bir etrafima baktigimda ozguveni elinden alinmis tipler gordum. Burasi adeta bir toplama kampina donusmustu. Sucumuz ne? Hastaya yakin olmak.

Elbette bazi hasta yakinlarinin yaki$iksiz hareketlerini gormuyor degilim. Google da ogrendigi veya kulaktan dolma bilgilerle doktora is ogretmeye kalkanlar var. Ama birkac kendini bilmez hasta yakini yuzunden koca bir hasta yakinlari camiasini linc etmek hakkaniyete sigar mi?

Bu muamele o kadar canimi $ikti ki kantinde cay icerken ayagimi bilerek masaya vurdum ve aci icinde klinige kostum. Bir baktim herkes seferber, biri neyiniz var diye soruyor, digeri telasla bana yer gosteriyor. Yaziklar olsun ya, dedim. Az once kapidan kovuyordunuz, ne oldu da birden kiymete bindik dedim. Tuhaf tuhaf baktilar yuzume. Tedavi olmak istemiyor musunuz, diye sordu biri. Istemiyorum dedim. Ne zaman insanlari saglikli veya hasta diye ayirmazsiniz, iste o zaman ben de gelip tedavi olurum. Simdi musaade ederseniz eve gidecegim, sanirim ayagim kirildi deyip topallayarak oradan ayrildim. Umarim bu onlara guzel bir ders olmustur.

Hastane notlari

Hastalarin cogu zaman bir sey yemesi yasak oldugu icin gelen yiyecek ve icecekleri hastanin refakatcisi tuketiyor. Buna gore getirin.

Hasta yakinlari arasinda zaman icinde yeni dostluklar kuruluyor. Arkadas $ikintisi cektigim icin ara sira hastanelere gidip hasta yakiniymisim gibi davranacagim.

Ziyaretcilerin hastanin durumuna uzulduklerini belli etmek icin kederli yuz ifadesi takinmalarinin hastanin iyilesmesine katki yaptigini ispatlayan bir bilimsel arastirma yok.

Hayatimda ilk defa hastaneye gitmis oldum. Gecen sene hasta olmustum, internetten randevu alman gerekiyor dediler. Girdim ve randevu aldim. Ancak internetten randevulasan insanlarin baslarina gelenleri haberlerden gordugum icin guvenemeyip gitmedim.



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder