Evet yaşam bir mücadeledir.
Ama bilmek gerek yapılacak mücadele asgari demokratik hakların mücadelesidir.
Batı bunları aşmıştır.
Biz en temel, asgari kavramlar için mücadele ederken dünya durmayacak yoluna devam edecek.
Biz dinin ve ilahiyatçıların gündelik ve siyasi yaşamdan sıyrılıp atılmasını sağladığımızda İslam Rönenasını yapmış olacağız.
Unutmayın ki, batı bunu çok daha önce yapmıştı.
Bir sürü teknolojik devrim peş peşe yaşanmaktadır.
Küresel oligarkların kurguladığı düzen, ulus devletlerin içine düşdüğü durum, ekolojik sorunlar, yaşamın her alanında robotlaşma ve daha başka bir sürü yeni faktör bizim hazır olmadığımız ek sorunlar çıkarmaktadır.
Ve Türkiye en az üçyüz yıl önce yapması gereken rönesansını hala yapamamış olmanın patenajları ile vakit kaybediyor.
Görünen o ki daha da kaybedeceğiz.
Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
SONER POLAT : HAYAT DEVAM EDİYOR
Aydınlık Gazetesi, 17.4.2017
Tarihi bir sürpriz yaşandı. Evet oylarının yüksek çıkacağını AKP çevreleri bile beklemiyordu. Yüksek Seçim Kurulu'nun açıklamaları kafalarda soru işaretleri uyandırdı. Elektronik seçim sisteminin sorgulanmasının zamanı geldi, geçti bile! Bütün bunlara rağmen hâlâ dünya güneşin etrafında dönmeye devam ediyor. Hayatın çarkları belki de eskisinden daha hızlı dişlileri dövüyor. Türkiye bu sonuçla da yüzleşmek zorunda! Önce soğukkanlılıkla bir durum tespiti yapmalıyız! Bu durumun geçici olduğunu bilmeliyiz. Çünkü insanlık zaman zaman duraksamalar, geri dönüşler olsa da hep ileri gider. Tarihi, siyasal, sosyal süreçleri, doğasına aykırı olarak geriye döndüremezsiniz! Kâğıt üzerinde yazılı olanlar zamanın gerçekleri ile buluşmuyorsa, ortaya çıkacak tek sonuç kargaşadır. Bu ise tartışmasız yeni çözüm arayışlarını gündeme getirir.
AKP'NİN ADIM ATACAK MECALİ KALMADI!
Öncelikle şu tespiti yapmalıyız: AKP, uzun iktidar sürecinde yıpranmış ve durdurulmayacak şekilde inişe geçmiştir. İttifak kurduğu bütün güçlerle yollarını ayırmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisi AKP, ABD, NATO, AB ve önemli Batı ülkelerinin hedefindedir. İçeride, iktidarı paylaştığı FETÖ'nün darbe girişimine maruz kalmıştır. AKP zihniyetinin sempati beslediği Müslüman Kardeşler (İHVAN) bütün dünyada kan kaybetmiştir. Mısır, Tunus, Suriye ve birçok ülkede tamamen bitirilmiştir. AKP'nin Suudi Arabistan ve Katar'dan başka hiçbir dostu kalmamıştır. Bu dostluk da geçicidir. Çünkü bu iki ülkenin İsrail ile Türkiye'yi bölmek için masaya oturduğu açık kaynaklarda bile yer almaktadır. Ayrıca bu iki ülke kritik bir aşamada Türkiye'nin değil, ABD ve İsrail'in peşinden gider.
Diğer taraftan AKP kendi içinde keskin bir bölünme yaşamaktadır. Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Bülent Arınç ve Ali Babacan'ın temsil ettiği bir grup yeni hamle için fırsat kollamaktadır. Emperyalist ülkeler ve tekelci sermayeyi arkasına alan bu kesimin gücü küçümsenmemelidir. Ayrıca Türkiye'nin giymiş olduğu ekonomik elbise artık dikiş tutmamaktadır. Kıyafetin birçok yerinde yırtıklar vardır; yamalar çare olmamaktadır. Referandum sürecinde döviz fiyatlarını denetim altında tutmak için Merkez Bankası'nın döviz rezervleri eritilmiştir. Ülkenin her karış toprağında ekonomik sıkıntılar şaha kalkmıştır.
EVET NEHRİ NEREYE AKAR?
İlk verilere göre Evet'in kazanması bu inişi daha da hızlandıracaktır. Çünkü bütün dünyada devam eden "Tayyip Erdoğan Diktatördür!" söylemi, artık Türkiye karşıtı somut politika ve eylemlerle desteklenecektir. Batı'nın bir ülkeye müdahale yöntemi bellidir. Önce hedef ülkenin başkanı "diktatör" ilan edilir. Sonra o ülkede demokrasi olmadığı ve çeşitli sosyal katmanlara her türlü baskı yöntemi ile zulüm yapıldığı ileri sürülür. Türkiye'nin PKK ile mücadelesi, "Kürtler eziliyor!", "Kürtler diktatöre karşı özgürlük savaşı veriyor!" şeklinde dünya kamuoyuna pompalanacaktır. Miloseviç, Saddam, Kaddafi'ye yapılanlar unutulmamalıdır!
Büyük ve tarihi bir hata olan referandum süreci, maalesef Türkiye'yi bıçak gibi ortadan ikiye ayırmıştır. Halkın yaklaşık yarısı, doğru ya da yanlış bir diktatör tarafından yönetileceğine inandırılmıştır. Emperyalist Batı'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP üzerinden yürüteceği, gerçekte Türkiye'yi hedef alan kampanyalar ülke içinde de yankı bulacaktır. Ülkenin yaklaşık yüzde ellisi, bilerek ya da bilmeyerek yabancı başkentlerde planlanan sinsi oyunlarda kullanılacaktır. Bu da ülkedeki tansiyonu daha da artıracak ve Türkiye'yi dış müdahalelere açık hale getirecektir.
Reklamdan sonra devam ediyor
ÇIKIŞ YOLU
Öncelikle "hayır" diyenlerin karamsar olması için hiçbir neden yok! AKP bitti! İki sene sonra ekonomik krizin yoksul kitleler üzerindeki tahribatı çok daha keskin olacak! Bu koşullarda yapılacak seçimi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kazanacağını kim iddia ediyor? Yukarıdaki tablo içinde AKP nefes almakta bile zorlanacak! Çok büyük bir ihtimalle bu büyük yetkileri, Erdoğan dışındaki başka bir Cumhurbaşkanı kullanacak! Süreç içinde taşlar yerli yerine oturacak!
Asıl tehlike, evet pususuna yatan emperyalist sistemin amansız saldırı planlarından kaynaklanıyor. Batı'ya yaranarak, yılışarak bu tehditleri savuşturamayız. Batı mantığı bunu zayıflık olarak görür ve daha şiddetli saldırır!
AKP öncelikle ülkedeki muhalefeti kucaklamalı ve milleti yeniden birleştirecek politikaları uygulamaya koymalıdır. Asıl tehdit dış kaynaklıdır. Emperyalist ülkelere taviz vererek iktidarda kalma düşüncesi çok tehlikelidir. İnişi, serbest düşüşe çevirir. Yeni bir uluslararası denklem kaçınılmazdır.
Muhalefet, ülkenin birlik ve bütünlüğünü, ulusal çıkarlarını ve ekonomik çarpıklığı merkeze koyarak siyaset yaptığında hızla güçlenecek ve iktidar adayı olacaktır. Bu fikirleri savunan muhalif bir adayın Cumhurbaşkanı seçilmesi içten bile değildir. Muhalefetin önder kadroları ve kurmay ekibinde de bir kan değişikliğine ihtiyaç duyulduğu açıktır.
Çanakkale Destanı'nı yaratan, İstiklal Harbi'nde emperyalist eşkıyayı ülkesinden kovan Türk milleti bu süreci zaferle taçlandıracaktır... Göreceksiniz, tehdit fırsata dönecektir. Biraz sabır!
a45UyF587661-170417125249 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/04/17 13:26 2 65 alelma@yahoogroups.com
Ad vitam aternam
Sonsuz bir hayat icin
Latince Atasozleri
Nurculukta nedense tarikat sozcugu kullanilmaz.
Nurcular kendi topluluklarina cemaat derler.
***
Islam inanclarina gore bu dini secen topluluga CEMAAT denir.
peygamberin cevresinde toplanan, Kuran a baglanan kimselerin birligi cemaattir.
Said-i Nursi de yeni bir din kurdugunu ileri surdugunden ona bagli topluluga cemaat demistir
Ermeniler Van ve Bitlis i ele gecirince, Irak taki Ingilizlerle birleseceklerinden dolayi butun Yakindogu da Ingilizlerin yeri cok saglamlik kazanacaktir.
Rum, Ermeni gibi Bati emperyalistlerinin hizmetcisi olan uluslarla, bu cabalarinda direndikleri surece anlasma olanagimiz yoktur.
Yunanistan ancak Turk cogunlugunun yerle$ik bulundugu Izmir ve Trakya dan ve Ingiliz koleliginden vazgectigi zaman bizimle dost olabilir.
(1 Aralik 1920)
K.ATATURK
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder