16 Temmuz 2017 Pazar

L. DOĞAN TILIÇ : BÜYÜK GERİLEME



L. DOĞAN TILIÇ : BÜYÜK GERİLEME

10.06.2017



İngiltere seçim sonuçları; İşçi Partisi'nin sol söylemi öne çıkaran yeni lideri Corbyn'in birinci olamasa da net başarısı – bu çıkış devam ederse – Batı'da demokrasi ve özgürlükler adına hâkim olan karamsar havayı dağıtabilir.

Suudi Arabistan gibi bir ülkenin, Katar'a tepki olarak, bütün otellerdeki El Cezire kanalını kapattırmasında şaşılacak bir yan yok, ancak çok sayıda Batılı aydın, Trump'ın seçimi ardından çok daha net biçimde görüldüğü üzere, o kafanın kendi liberal demokrasilerine hâkim olmasından endişeli. Başlangıçta "serbest pazar" yanında insan hakları, demokrasi ve özgürlük kavramlarıyla dolaşıma sokulan "küreselleşme"den geriye, pazarın acımasızlığı ve onun üzerine oturan otoriterleşme eğilimi kaldı.

Neo-liberalizmin kuralsız piyasacılığı, liberal demokrasilerin de seçimler/referandumlar yoluyla terkedilip yerlerine otoriter popülist yönetimlerin gelmesine yol açtı. Türkiye ve Erdoğan, ABD'de Trump, Rusya'da Putin ve Hindistan'da Modi bu sürecin en önemli örnekleri olarak sayılıyor.

H. Geiselberger, "Zamanın Ruh Hali Üstüne Uluslararası Bir Tartışma" olan derlemesine (Metis Yayınları, 2017) bu yüzden "Büyük Gerileme" demiş. Artık, ulusal sınırlar içerisinde hiçbir şekilde kontrol edemedikleri bir ekonominin başında oturan ve gittikçe büyüyen sorunlarla baş edemeyen popülist liderler, o sorunların kurbanı kitleleri tarihi/kültürel sınırlar içinde toplayıp, özgürlükler yerine düzen/istikrar/güvenlik vaat ederek peşlerinden sürüklüyorlar.

Kendileri için parlak ve güvenli bir gelecek umudunu yitiren çiftçi, işçi ve işsiz yoksullar, hatta hızla işsizler yığını içine düşmekte olan orta sınıflar, geçmişin ihtişamına yöneliyorlar. ABD "tekrar büyük" olmak, İngiltere AB'den ayrılıp eski imparatorluk günlerine dönmek ve Türkiye de Osmanlı'nın muhteşem gücüne kavuşmak hayaliyle yol alıyor.

Bu hayalin yolcularını bir arada tutmak ve peşinden sürüklemek isteyenlerin, karşılarına "düşmanlar" koyması gerek. Neo-liberalizmin işçiyi çiftçiyi ezip öğüten çarklarını gözden saklayıp – medyanın da gücüyle – ; göçmenleri, yabancıları, Müslümanları düşmanlaştırıp günah keçilerine dönüştürmek işe yarıyor!

"Büyük gerileme"nin liderleri "yumuşak güç"ten tümden vazgeçtiler ve sadece "sertlik"le yönetebileceklerine inanıyorlar. "Azınlıklar ve muhalifler üzerinde baskı kurmaktan, ifade özgürlüğünü sınırlandırmaktan ya da hukuku rakiplerine zulmetmek için kullanmaktan çekinmiyor"lar. Peşlerinden sürükledikleri kitleler arasında da milliyetçi/mezhepçi bir "biz – onlar" ayrımını yaygınlaştırarak, insanların demokratik, özgürlükçü, eleştirel aklın zahmetli yolunu seçebilmesini engelliyorlar.

Fransız filozof, sosyolog Bruno Latour durumu Titanik metaforuyla açıklarken; hızla buzdağına yaklaşıldığını, geminin batacağının aşikâr olduğunu, gemi yan yatarken düzenin savunucularının kurtarma botlarına el koyup gecenin karanlığında sıvışmak için orkestradan diğer sınıfları uyutacak uzun ninniler çalmasını istediğini söylüyor.

Demokrasi, belli dönemlerde sandığa gitmeye, büyük ölçüde dezenformasyon yüklü kampanyalar sonucunda neyin ne olduğunu anlamadığımız bir konuda evet ya da hayır demeye indirgendiğinde, kendini temsil edilmemiş, dışlanmış hisseden öfkeli kitlelere sandık yoluyla demokrasiden vazgeçip popülist liderler peşinde dünde kaldığı sanılan baskıcı rejimlere yönelmek daha kestirme bir "kurtuluş yolu" olarak görünüyor.

Bütün bu "Büyük Gerileme" manzarasına karşın, "geleneksel siyasal partilerin karşısında, piyasa diktatörlüğünden gına getirmiş güçlenen bir halk hareketi" de var. Demokrasiyi sandığa indirgemeyen, gelecekten umudunu yitirerek geçmişe sığınmaya çalışan öfkeli kitlelerle diyalog kurabilen ve yerelde onlarla bütünleşerek yeni demokratik örgütlenme formları geliştirebilen bir solun "gerilemeyi" durdurup tersine döndürmesi de mümkün.

Dünyanın Titanik gibi içindekilerle birlikte batıp gitmesini istemiyorsak, bu mümkün olmaktan öte bir mecburiyet de!

 
a45UyF587661-170610203811 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/06/10  21:29 2  65  alelma@yahoogroups.com


 
--

Cocuklara soz verdiginizde kesinlikle sozunuzde durunuz.

Hz.Ali

Ingiltere ye direnip durmak gereksiz ve tehlikelidir.

Sadrazam Salih Pasa - 20.08.1921

Hakimler Kediler Arasindan Secilmelidir

24 Temmuz 2013

Kamuda basortusune serbestlik konusulmaya devam ediyor. Anlam veremiyorum, boyle bir konunun tartisilmasi dahi abes. Kamu calisanlari basortusu takmamali.

Oncelikle basortusu bize ait bir kiyafet degil. Disaridan geliyor hep bunlar. Oysa ki mini etek olsun, askili bluz olsun, bunlarin mesela binlerce yillik gecmisi var. Gordugun zaman Iste Anadolu bu! diyecegin turden, simsicak, bozkir kokusunu hissettigin kiyafetler... En eski Turk devletlerinde bile mini etege rastlarsiniz. Gizli bir kaynagimdan aldigim bilgiye gore Orhun Anitlari civarinda yapilan kazilarda sekiz bin yillik mini etek ve straplez bulunmus. Ama halka aciklanmiyor. Tarihci Feridun Duzagac in Eski Turk Devletlerinde Etek Boylari kitabinda bahsi gecer. Son derece samimi bir uslupla yazilmis enfes bir kitaptir. Okumadim.

Ayrica etrafimizdaki insanlar basortusu takarsa biz de bundan etkilenmez miyiz? Ben etkilenirim sahsen. Etrafimda uc kisi basortusu taksin, hop bir bakmissin ben de gecirmisim kafama. Yazik degil mi bana?

Ote yandan zaten basortusu Kuran da yok. Benim bir arkadasimin enistesi bakmis. Yokmus. Bulamamis yani. Ilahiyat alimlerinin dediklerine mi inanacagim yoksa arkadasimin enistesine mi? Elbette arkadasim enistesine inanirim, obur turlusu arkadasimi incitir. Bence dostluk dedigin boyle olmali.

BASORTULU ITFAIYECI AYRIMCILIK YAPAR MI

Gelelim kamu calisanlarina basortusu serbestisi getirildiginde ne olacagina... Az once minik bir beyin firtinasi yaptim ve aklima bazi sorular takildi:

Basortulu belediye otobus soforu: Basi acik bir yolcu Kaptan orta kapiyi acar misin dediginde acacak mi? Yoksa sirf basortusu takmadi diye Dugmeye bassaydin kardesim deyip yoluna devam mi edecek? Bunlar onemli, benim bu endiselerimi gidermek zorundasiniz. Sonucta endiseli ve modern bir insanim. Operaya bayilirim.

Basortulu itfaiyeci: Bir evde yangin ciktiginda Iceride namahrem vardir dusuncesiyle yangina mudahale etmezlik yapacak mi? Ya da haremlik-selamlik mantigiyla sadece kadinlarin oturdugu kisimlara mi su $ikacak?

Basortulu santral gorevlisi: Bir kamu kurumunu aradiginizda Kadinsaniz 1 e, bulug cagina gelmemis bir erkekseniz 2 ye, bulug ve uzeri bir erkekseniz No ya basiniz ve derhal o telefonu kapatiniz diyecek mi? Erkeklerle gorusmeyen bir santral gorevlisi nasil olur bana aciklar misiniz?

Basortulu hakim: Hakimler dis gorunuslerinde tarafsizliklarini gosterme adina hicbir isaret tasimamalidir deniyor. Aynen katiliyorum. Bu yuzden basortululer hakim olmamali. Fakat su anki hakimler de tarafsiz degiller, bunu da unutmamak lazim.

HAKIM CINSIYETSIZ OLMALI

Bir hakimin kadin veya erkek olmasi cok seyi degistirebilir. Kocasindan siddet goren bir kadinin $ikayetci oldugu davada kadin hakimin kadina, karisini aldatan bir erkegin davasinda erkek hakimin erkege daha yakin davranabildigi bilinen bir gercektir. Durum boyleyken cinsiyetini gizlemeyen bir hakim de aslinda tarafsiz gorunme ilkesini ihlal etmektedir.

Peki neden hakimler bu konuda en ufak bir adim atmiyorlar. Hakime bakiyorsun, apacik erkek. Ustelik erkek oldugunu gizlemeye de calismiyor. Adeta ben buradayim dercesine bir de biyik birakmis. Boyle coskun, dolu dolu, evet bu bir erkek dedirtecek cinsten biyiklar... Erkek hakim ozunde erkek olabilir, ozel hayatinda tam bir erkek gibi davranabilir ama burasi mahkeme. Burada tarafsizligini gostermek adina biraz efemine hareketler yapmasi, ne bileyim Ayy yaa karar veremiycem sindi ufff s.s. gibi ifadeler kullanmak suretiyle cinsiyetini gizlemesi gerekmez mi? Diger yanda kadin hakime bakiyorsun, o da masallah makyajiyla, saclariyla adeta ben kadinim diye bagiriyor. Tarafsiz gorunme ilkesinden bir gram nasiplenmemis.

Gorunen o ki, sadece basortusu degil hakimin kadin veya erkek, dolayisiyla insan olmasi durumunda tarafsiz gorunme sansi yok. Iste bu yuzden diyorum ki, hakimler kedilerden secilmelidir.

PEKI NEDEN KEDILER

Neden kurbagalar, kutup ayilari veya ahtapotlar degil de kediler? dediginizi duyar gibiyim. Gercekten koseye $ikistiran sorular bunlar. Ahtapotlari kafadan eleyebiliriz, sekiz tane kolu olan bir canlinin el altindan neler yurutebilecegini kestirmek guc. Bir koluyla karari imzalarken kalan 7 koluyla asagida para saymayacagini kimse garanti edemez. Kutup ayilari da birkac Eskimo davasina bakabilirler sadece, cografi sartlar yuzunden. Kurbagalara hic girmiyorum bile, bir kurbaganin hakimlik yapabilecegini dusunuyorsaniz doktora gorunmenizde fayda var.

Oysa kediler hakimlik icin idealdir. Bir kere, rusvet alamayacaklarina eminiz. Cunku kediler nankor hayvanlardir. Be insafsiz, be vicdansizin kizi, be nankor kedi dizeleri kedilerin karakteri konusunda saglam ipuclari vermektedir. Bu onlara herhangi bir iyilik yaptiginizda size en ufak bir geri donus yapmayacaklari manasina gelir. Bir kediye 100.000 lira para dolu bir canta verin, donup tesekkur etmez. Hatta icinde kedi mamasi yoksa cantayi acip bakmaz bile.

Ayni zamanda herhangi bir davada taraf tutmayacagi da kesindir. Insanlarin aralarindaki anlasmazliklar onu zerre kadar ilgilendirmez. Kedilerin tek derdi arada sirada surtunecegi bir bacak, biraz sut ve sobadir. Butun bunlar zaten mahkeme salonunda bulunabilen seyler.

MART AYLARINDA SORUN OLABILIR

Iste bu yuzden durust ve tarafsizligiyla bilinen kediler hakim yapilmalidir. Elbette kedilerin iletisim konusunda bazi $ikintilari var. Hemen her olaya miyav seklinde tepki veren hayvanlardan bahsediyoruz. Acaba sanigi suclu mu buldu, yoksa tahliyesine mi karar verdi anlamak tabi ki zaman alacaktir. Ozellikle mart aylarinda onlari mahkeme salonunda tutabilmek de kolay degil, bunun farkindayim. Ama mahkemelerin tarafsizligi adina bu yumurcaklara guvenmeliyiz, cunku adalet sisteminin guvencesi onlar olacaktir.

Peki kedinin cinsiyeti ne olacak? Erkek bir kedi erkeklerin tarafini tutmaz mi mesela? dediginizi duyar gibiyim. Gercekten de mevzunun suyunu cikarmakta ustunuze yok. Kedinin cinsiyeti onemli degil. Zaten uzaktan bakinca afedersiniz kadin mi erkek mi oldugunu kimse anlamiyor. Kucagina alip yakindan incelemen lazim ki goresin. Kusura bakmayin ama koskoca mahkeme baskanini da kimse kucagina alip disi mi erkek mi diye kontrol edemez. Ayiptir bu, yuce mahkemeye saygisizliktir.

Hakimin tarafsiz karar vermesi vicdani ve hukuk bilgisiyle degil tamamen disaridan nasil gorunduguyle ilgilidir. Bu yuzden basortululerin neden kamuda calismamasi gerektigini en guclu argumanlarla anlattigimi saniyorum. Umarim yetkililer bunlari dikkate alir.

http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder