UĞUR DÜNDAR : VE BANDO HÂLÂ MATİLDA VALSİ'Nİ ÇALIYORDU!...
1 Temmuz 2017
Henüz delikanlı iken bohçamı toplar, yollara çıkardım.
Özgür ve avare bir yaşam sürerdim…
Yemyeşil havzalardan, tozlu taşraya dek Matilda Valsi'ni dinler, dans eder, gezer, onu diyardan diyara taşır dururdum…
* * *
Sonra 1915'de, bana "Gel buraya evlat, hovardalığı bırak, yapılması gereken işler var, onları yap" dediler.
Başıma teneke bir şapka geçirdiler, elime bir silah verdiler ve uygun adımlarla savaşa gönderdiler…
* * *
Gemi Gelibolu'ya doğru limandan ayrılırken, sallanan bayraklar, tezahürat, çığlıklar ve gözyaşları arasında uğurlama bandosu Matilda'nın Valsi'ni çalıyordu.
Nasıl da hatırlıyorum tüm ayrıntılarıyla;
Deniz ve kumsalın kanımızla kırmızıya boyandığı o uğursuz, berbat günü.
Ve… Suvla Körfezi denilen o cehennemde nasıl paramparça olduğumuzu…
Türk askeri hazırdı, bekliyordu, bilenmişti kazanmaya…
Nitekim başladı bizi mermilerle ıslatıp yağmur gibi bomba yağdırmaya.
Beş dakika dolmadan, hepimizi cehenneme gönderdi.
Neredeyse gerisin geri, ta Avustralya'ya kadar yollayacaktı…
Ama bando hâlâ Matilda'nın Valsi'ni çalmaktaydı…
* * *
Savaşa ara verdiğimizde biz kendi askerlerimizi gömerdik, Türkler de şehitlerini…
Sonra her şeye sil baştan, yeniden başlardık.
Kalan sağlar çok gayret ettik bu acımasız, kan, ölüm ve ateş dolu yaşama tutunmaya.
Bitkinlik dolu on hafta boyunca çevremde ceset tümseklerinin yükselmesine karşın, çalıştım yaşama sarılmaya….
Sonra kocaman bir Türk şarapneli bedenimi yerden kesti.
Uyandığımda bir hastane yatağındaydım.
Ve ne olduğunu gördüğümde; "Keşke ölseymişim" dedim.
O ana dek ölümden de feci şeylerin olabileceğini hiç aklımdan geçirmemiştim…
* * *
Artık uzaklarda, yemyeşil çalılıklarda özgürce dans edemeyecektim Matilda'nın Valsi çaldığında…
Çünkü çadırları, eşyaları yüklemek ve gezmek için iki bacak gerekliydi bir adama…
Topladılar yaralıları, topalları, işe yaramazları ve yolladılar geriye, evimize, Avustralya'ya…
Kolsuzlar, bacaksızlar, körler, aklını yitirenler, o yaralı onurlu, Suvla Kahramanları…
* * *
Gemimiz Sidney Limanı'na girerken, eskiden bacağımın durduğu yere baktım.
Ve Tanrıya şükrettim benim için üzülecek, yas tutacak, bana acıyacak, beni limanda karşılayacak kimsemin olmadığına…
Ama bizi gemiden rıhtıma indirirlerken, bando hâlâ Matilda'nın Valsi'ni çalıyordu.
Oysa o kalabalık da, alkış da tezahürat da yoktu.
Olanlar da öyle durup bakıyor, sonra bakışlarını öte yana kaydırıyordu…
* * *
Şimdi ben her nisan ayında balkonuma çıkar, resmi geçidi izlerim.
Eski silah arkadaşlarım yürürken, unutulmuş bir savaşın yaşlı ve yorgun kahramanlarının şanlı günlerini gururla yaşamalarını seyrederim.
Gençlere "Bu yaşlı insanlar niçin yürüyorlar" dediğimde, aslında o soruyu kendime sormuş olurum…
* * *
Yıllar geçtikçe bu yaşlılar birer birer kayboluyorlar.
Yakında yürümek, anmak için hiçbiri kalmayacak.
Ve Matilda'nın Valsi çalarken benimle dans eden olmayacak…
https://www.youtube.com/watch?v=VvkMBMbLz1w
* * *
Sevgili okurlarım,
Sözlerini özetleyerek aktardığım Avustralyalı gözüyle Çanakkale Savaşı'nı anlatan bu şarkı, 1971 yılında, Eric Bogler tarafından bestelenmiş. Avustralya tarihinin en iyi 30 şarkısından biri seçilen bestenin 100'ü aşkın stüdyo kaydı yapılmış. Joan Baez'in de aralarında bulunduğu birçok ünlü ses tarafından yorumlanmış.
Şarkının dinlerken insanın tüylerini ürperten çok anlamlı sözlerini, Mehmetçiği hiçbir zaman olmaması gereken topraklarda savaşa göndermeyi düşünenlere ithaf ediyorum.
http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/ugur-dundar/ve-bando-hala-matilda-valsini-caliyordu-1915502/
a45UyF587661-170701160056 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/07/01 17:28 2 65 alelma@yahoogroups.com
Aptalin sevgisi, ayinin sevgisidir; kini sevgidir, sevgisi kindir.
Mevlana
Maide Suresi 33.Ayet:
Allah ve Resulune karsi savasanlarin ve yeryuzunde (hak) duzeni bozmaya calisanlarin cezasi ancak ya (acimadan) oldurulmeleri, ya asilmalari, yahut el ve ayaklarinin caprazlama kesilmesi, yahut da bulunduklari yerden surulmeleridir.
Bu onlarin dunyadaki rusvayligidir.
Onlar icin ahirette de buyuk azap vardir. ***
Kur an-i Kerim in bazi ayetlerine iliskin mazeretler:
1- Bu ayetler yanlis tercume edilmis!
2- Bu ayetler yanlis anlasilmaya musait yani herkes anlayamaz!
3- Bu ayetler zaman asimina ugradi yani bugun gecersiz!
4- Bu ayetler cag disi yani Islam da reform yapilmasi lazim!
5- Bu ayetlere iman etmek imkansiz ama yine de ben bir muslumanim!
Mazeretlerin Cevaplari:
1- Diyanet Vakfi Meali ni, konularinda uzman Ilahiyatci Heyet hazirladi. En cok itibar edilen meal. Heyetteki herkesin yanlis tercume yapmasi imkansiz. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
2- Kur an-i Kerim i herkesin anlayabilecegine dair ayetler var* ve zaten bu sebeple indirilmis . Tersi ise adaletsizlik olur cunku herkesin anlayamayacagi ve yanlis anlasilmaya musait bir kutsal kitap gondermek Allah a yakismaz. Bir sakinca da sudur; Muslumanlara siz Kur an i anlamazsiniz, sadece biz anlariz diyen ruhban sinifi olusur ki Islam da ruhbanlik haramdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
3- Kur an in, kiyamete kadar , cihansumul(evrensel) yani her zaman ve her yerde hukmunun gecerli olduguna inanmak farzdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
4- Allah 21. yuzyilin hayat sartlarini ve yasam bicimini ezelden beri bildigine gore Allah in bu durumu hesaba katmadigi ni iddia etmek Allah a karsi cok buyuk bir iftiradir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
5- Bu ayetlere iman etmeyenin adi Musluman degil Kafir dir.** Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
*Bakiniz: Nahl Suresi 89. Ayet, Enam Suresi 38. Ayet, Maide Suresi 15. Ayet, Hac Suresi 16. Ayet.
**Bakiniz: Bakara Suresi 85. Ayet ve Maide Suresi 44. Ayet.
***Maide Suresi 33. Ayet in Sebeb-i Nuzul u (Inis Sebebi) : {Kaynak: Kutub-u Sitte; Buhari, Muslim, Tirmizi, Ebu Davud, Ibn-i Mace, Nesai.}
Bir bedevi kabilesi Yesrib e (Medine ye) goc ettiler, hava degisiminden hasta oldular, Resulullah a basvurdular, O da Beyt-ul Mal in develerinin sidiklerini ve sutlerini icmelerini tavsiye etti, adamlar develeri caldilar, Resulullah yakalatti, gozlerini oydurdu, Maide Suresi 33. Ayetin emrettigi gibi ellerini ve ayaklarini caprazlama kestirdi, ardindan cole atmalarini emretti, adamlar su su diye inleyerek taslari yaladilar ve bu sekilde kan kaybindan olduler.
Halk buyuk yalanlara, kucuk yalanlara gore daha cabuk inanir.
Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder