Bu batının dikkatini çekiyor.
Dünya tarihi boyunca var olduğu iddia edilmiş çok fazla ilah var.
Bunların inanmayanları, inanmadıkları ilahlardan öyle çok fazla korkmuş değiller.
Sorsanız batılıya Şiva'dan korkuyor musun, Mitradan, İsis'den, Yehova'dan, Elohim'den, Yerlik Han'dan, Ulu Manitu'dan, korkunç Tezcatlipoca (tezkatlipoka) adı verilen, insan kanı isteyen İnka tanrısından, yine kendine insan kanı isteyen Finike tanrısı Baal'den falan korkmaz.
Ama günümüz batılısı Allah'dan korkuyor, dehşetle korkuyor.
Adam film yapıyor, felaket filmi, dünyanın bütün dinlerini ve kutsal yerlerini konuya dahil ediyor, ama Kabeyi, Müslümanları hariç tutuyor.
Korkuyor adam, başına iş almak istemiyor.
Bakın aşağıda Youtube videoları var, Allahu Ekber diyerek yapılan şakalar.
Batıda nasıl korkuyorlar, millet çil yavrusu gibi kaçıyor.
Arzu ederseniz, bir uçakta kalkın bağırın, Allahu Ekber deyin.
Arzu ederseniz, bir büyük meydanda bağırın, Allahu Ekber deyin.
Ne oluyor izleyin.
Büyük bir panik yaşanır, herkes kaçar.
İslamiyet batıda böyledir.
Şakası bile korkunçtur.
Peki bu neden böyle, suç batılılarda mı?
Bu ilk konu.
İkinci konu, bu böyle nereye kadar gider?
Bu gerçek İslam değil, salih Müslümanları ayrı tutmak lazım falan filan derken.
Batılı ne zaman amaaaan sende, ayırmıyorum, bunların hepsi de aynı bokun soyu demeye ne zaman başlar?
Bana sorarsanız çok fazla mesafe kalmadı.
Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
BRÜKSEL'DE ASKERLERE PALALI, LONDRA POLİSE KILIÇLI SALDIRI: 2 YARALI
25 Ağustos 2017 Cuma, 22:49
Avrupa'da iki kentte bıçaklı saldırgan dehşeti yaşanıyor. Reuters'ın aktardığına göre, Belçika'nın başkenti Brüksel'de 'Allahü Ekber' diye bağıran bir kişi pala ile bir grup askere saldırdı. Saldırıda en az iki asker yaralandı. Saldırganın 30'lu yaşlarında Somalili bir adam olduğu belirtiliyor.
SALDIRGAN AĞIR YARALI
Yerel basında çıkan haberlere göre polis müdahalesinde saldırganın vurulduğu ve ağır yaralandığı belirtiliyor.
Brüksel'de askere palalı saldırı... Olay yerinden ilk görüntüler.
LONDRA'DA DA POLİSE KILIÇLI SALDIRI: 2 POLİS YARALI
Londra'da Buckingham Sarayı'nın dışında bir kişi kılıçla polislere saldırdı. İki polis yaralandı, saldırgan gözaltına alındı.
VENEDİK BELEDİYE BAŞKANI: 'ALLAHU EKBER' DİYE BAĞIRANI VURACAĞIZ
"1 sene önce olsa 4 adım sonra vurulurlar derdim, ama şimdi 3 adım attıktan sonra vurulacaklar diyorum"
24 Ağustos 2017 16:06
Venedik Belediye Başkanı Luigi Brugnaro, Katolik cemaatinin Rimini'de düzenlediği toplantıda konuşurken Avrupa kentlerinde yaşanan terör saldırılarına atıfta bulunarak "Venedik'in San Marco Meydanı'nda Allahu ekber diye bağıran olursa vururuz" dedi.
Gazete Duvar'da yer alan habere göre; Brugnaro, yaptığı konuşmada "1 sene önce olsa 4 adım sonra vurulurlar derdim, ama şimdi 3 adım attıktan sonra vurulacaklar diyorum" ifadelerini kullandı. Güvenliğin artırılması gerektiğini vurgulayan Brugnaro, geçen aylarda Rialto köprüsünü havaya uçurmak isteyen 4 kişinin Venedik'te yakalandığını açıkladı. İtalyan belediye başkanı, "Allah'ın yanına gitmek istediklerini söylediler. Bu yüzden onları köprüden fırlatmadan, doğrudan Allah'a göndereceğiz. Onları vuracağız" diye konuştu.
Floransa Belediye Başkanı'ndan çıkış
Toplantının bitiminde ise 'şaka' yapmak isteyen Floransa Valisi Dario Nardella, odaya 'Allahu Ekber' diye bağırarak girdi. Bu anın görüntülerinin süratlen yayılmasından sonra terör kurbanlarına ve Müslümanlara saygısızlık ettiği gerekçesiyle hem siyaset dünyasından hem de sosyal medyadan Nardella'ya tepki yağdı.
Sağ kanattaki İtalya'nın Kardeşleri Partisi lideri Giorgia Meloni, merkez-soldaki Demokratik Parti'den Nardella için "embesil" ifadesini kullandı.
Meloni, Nardella'ya "İtalyan olsun olmasın, hala sevdikleri için gözyaşı döken kurbanların ailelerine hiç mi saygın yok?" diye seslendi.
İtalyan Solu partisinin Floransa yetkilileri tarafından yapılan açıklamada ise, Nardella'nın sözlerinin Müslümanlar açısından da uygunsuz olduğu vurgulandı. İtalyan Solu yetkilileri, Nardella'ya özür dilemesi ya da istifa etmesi çağrısı yaptı.
Tepkiler üzerine Nardella bir özür mesajı yayınladı. Nardella, özür açıklamasında "Amacım kimseyi, özellikle de Müslüman cemaatini incitmek ya da dinleriyle ilgili şaka yapmak, veya son günlerde yaşanan trajik olayları hatırlatmak değildi. Aksine o esnada, meslektaşım Brugnaro'nun Müslümanlarla ilgili sözlerine mesafe almayı amaçlıyordum" dedi
http://t24.com.tr/haber/venedik-belediye-baskani-allahu-ekber-diye-bagirani-vuracagiz,425238
Public Allahu Akbar Prank
ALLAHU AKBAR PRANK! GONE FUNNY TRY NOT LAUGH!
allahu akbar prank 2016
a45UyF587661-170826144026 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/08/26 17:28 2 65 alelma@yahoogroups.com
Herkes herkesi ayni sevemez dostlarim..
Kimileri gururunun yettigi kadar sever, Kimileri de omrunun yettigi kadar.
Charles Bukowski Sozleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sozleri
Siddet Savas
ENFAL 39.fitne ortadan kalkincaya ve din tamamen Allah in oluncaya kadar onlarla savasin!(inkara) son verirlerse suphesiz ki Allah onlarin yaptiklarini cok iyi gorur.
TEVBE 29.kendilerine kitap verilenlerden Allah a ve ahiret gunune inanmayan, Allah ve resulunun haram kildigini haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, kuculerek elleriyle cizye verinceye kadar savasin.
TEVBE 39.eger (gerektiginde savasa) cikmazsaniz, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandirir ve yerinize sizden baska bir kavim getirir; siz (savasa cikmamakla) o na hicbir zarar veremezsiniz.
Allah her seye kadirdir.
BAKARA 190.size karsi savas acanlara, siz de Allah yolunda savas acin.
Sakin asiri gitmeyin, cunku Allah asirilari sevmez.
BAKARA 191.onlari (size karsi savasanlari) yakaladiginiz yerde oldurun.
Sizi cikardiklari yerden siz de onlari cikarin.
Fitne, adam oldurmekten daha kotudur.
Mescid-i haram da onlar sizinle savasmadikca, siz de onlarla savasmayin.
Eger onlar size karsi savas acarlarsa siz de onlari oldurun.
Iste kafirlerin cezasi boyledir.
NISA 74.o halde, dunya hayatini ahiret karsiliginda satanlar, Allah yolunda savassinlar.
Kim Allah yolunda savasir da oldurulur veya galip gelirse biz ona yakinda buyuk bir mukafat verecegiz.
DOGA YASALARI UZERINE DUSUNCELER -14-
Japonya daki Hida sehrinin yakininda, Ikenoyama daginin yuzlerce metre altinda buyuk bir parcacik algilama laboratuvari ve yeralti gozlem istasyonu bulunur. Burada radyoaktif parcaciklarin ve proton gibi parcaciklarin bozunum sureleri hesaplanmaktadir. Dunyaya uzaydan gelen kozmik isinlarin etkisini en aza indirmek icin yerin derinliklerinde insa edilmistir. Baslangicta, Gunes icindeki cekirdek fuzyonunun urettigi parcaciklari tesbit etmek icin kurulan bu tesiste, Dunya nin cekirdek isi degisimleri, yerkuredeki radyoaktif bozunum gibi pek cok arastirma yapilir. Sadece bu laboratuvarin varligi dahi, umarim parcacik fiziginin ne kadar ciddi bir alan oldugunu gostermeye yeter.
Japonya daki Super-Kamiokande teleskopunun icinden bir goruntu. Bu tesiste proton bozunmasi, Gunes patlamalari, atmosfere giren notronlar ve supernova faaliyetleri gibi kozmik olaylar incelenir.
Atom alti parcaciklara inildikce, adeta su meshur Rus Matruska bebekleri gibi, atom parcaciklarinin farkli alt parcalardan veya birbirleri ile iletisime giren kumelerden olustugu anlasilmaya baslandi. 1967 de, Nobel odulu alan Pakistan li ilk musluman fizikci Abdusselam ve Steven Weinberg zayif nukleer kuvvet uzerinde calisarak elektro zayif kuvvet adi verilen bir etkiyi ortaya cikardilar ve W+, W-, Zo parcaciklari olmasi gerektigini gosterdiler. Z ve W parcaciklari CRN deneylerinde 1983 te dogrudan gozlemlendi. Kuantum kuraminin zayif nukleer kuvvete uyarlanmasina kuantum krodinamigi, KKD denildi. Bu kurama gore, proton, notron ve diger temel madde parcaciklari kuarklardan meydana geliyordu. Kuarklar bir araya gelerek Hadron denilen madde kumelerini olusturmaktaydilar. Bu madde parcaciklarinin en kararlilari ise proton ve notrondu. Kuarklarin ayrica kendi karsit parcaciklari bulunmaktadir ve bunlar elektriksel olarak zit yuke sahiptirler. Fakat kuarklarin bir baska acaip ozelligi bulunmaktadir. Alintiliyorum.
KKD ayrica asimptotik ozgurluk adli bir ozellige sahiptir. Asimptotik ozgurluk su anlama gelir. Kuarklar birbirine cok yakinken aralarindaki guclu kuvvet zayiftir, ama kuarklar birbirinden uzaklasirsa sanki lastik bir bantla bagliymislar gibi bu kuvvet artar. Asimptotik ozgurluk, kuarklari tek basina neden dogada gozlemliyemedigimizi ve neden laboratuvarda uretemedigimizi aciklar. Kuarklari tek basina gozlemleyemesek de, modeli kabul ediyoruz, cunku proton, notron ve diger madde parcaciklarini aciklamakta cok iyi is goruyor.
Elektromanyetik kuvvet ve zayif nukleer kuvvet, kuantum kuramina uyarlanirken, dogal kuvvetlerin, anlasilmasi en basiti gibi gorunen kutle cekim kuvvetinin uyarlanmasinda ortaya buyuk zorluklar cikmaya baslamisti. Alintiliyorum.
Kutle cekimin kuantum kuramini olusturmanin bu kadar zor olmasi, Heisenberg in belirsizlik ilkesiyle iliskilidir. Cok acik olmamakla birlikte bu ilkeyle baglantili olarak bir alanin degeri ve degisim orani, bir parcacigin konumu ve hiziyla ayni rolu oynuyor. Yani biri ne kadar dogru olarak belirlenirse digeri o kadar az dogrulukta belirlenebiliyor. Bunun onemli bir sonucu, bos uzay diye bir seyin olmamasidir. Cunku bos uzay demek, bir alanin hem degerinin hem de degisim oraninin tam olarak sifir olmasi demektir. Belirsizlik ilkesi hem alanin hem de degisim oraninin kesin olmasina izin vermedigi icin uzay asla bos degildir. Uzay, minimum enerji durumunda olabilir ve bu duruma vakum denir. Bu bir kuantum gecikmesi veya vakum dalgalanmasidir - parcaciklar ve alanlar titreserek var olur ve yok olurlar.
Vakum dalgalanmalari bir cift parcacigin bir zamanda birlikte ortaya cikmalari, ayrilmalari ve sonra yeniden biraraya gelerek birbirlerini yok etmeleri olarak dusunulebilir. Bu parcaciklara sanal parcaciklar denir. Gercek parcaciklarin tersine sanal parcaciklar dedektor ile gozlenemez. Ancak dolayli etkileri, ornegin elektron yorungelerindeki kucuk enerji degisimleri olculebilir ve kuramsal ongorulerle dikkat cekecek dogrulukta ortusur. Sorun su ki, sanal parcaciklarin enerjileri vardir ve sonsuz sayida sanal parcacik oldugu icin enerjileri de sonsuz miktarda olacaktir. Genel gorelilik kuramina gore bu, sanal parcaciklarin evreni sonsuz kucuklukte bir olcege kadar bukebilecekleri anlamina gelir, ancak bunun gerceklesmedigi ortadadir!
Soruna cozum super simetri ve super cekim kavramlarindan geldi. Buna gore kuvvet ve madde yalnizca ayni seyin iki gorunumunden ibarettir. Her bir madde parcaciginin kuvvet parcacigi bir esi ve her kuvvet parcaciginin madde parcacigi bir esi vardir. Bugune kadar bu varsayim dogrulanamadi. Ayrica varsayimin dogrulanabilmesi icin gereken matematiksel hesaplamalar o kadar uzun ki, en gelismis bilgisayarlarla bile seneler surecek calismalar yapilmasi gerekmekte; ustelik kimse bu calismalarda bir yanlislik olmayacagini garanti edemiyor. Atom alti parcaciklar konusunu burda kapatiyorum; atomu olusturan temel parcaciklarin ozellikleri, atom alti parcaciklarin ozellikleri, gruplandirilmalari basli basina bir konudur. Bu konulari merak edenlere kuramsal fizikci Steven Weinberg in Atom Alti Parcaciklar kitabini tavsiye edebilirim.
Parcaciklarin kendi aralarindaki bagliliklarin aciklamasinda zorluklar yasanmasi uzerine, sicim kurami gelistirilmeye baslandi. Bu kuramda maddenin temel yapi taslari noktaciklar gibi degil iplikcikler seklinde dusunulur. Alintiliyorum.
Sicim kuramina gore parcaciklar nokta degildir, uzunlugu olan ama yuksekligi veya genisligi olmayan titresim oruntuleridir. Ancak bu kuramin olagan disi bir ozelligi var. Bildigimiz dort boyut yerine (en, boy, derinlik, zaman) uzay-zaman ancak on bir boyutlu oldugunda tutarlilik gosteriyor. Eger bu boyutlar gercekten varsa, biz neden onlari farkedemiyoruz? Sicim kuramina gore bu boyutlar uzay icinde cok cok kucuk bir hacim icersinde bukulmus durumdalar. Bu boyutlar oylesine kucuk bir olcegin icinde bukulmus veya kivrilmislardir ki onlari goremeyiz. Sicim kuramindaki fazladan boyutlarin bukuldukleri yere ic uzay denir ve her gun deneyimledigimiz uc boyutlu uzayin karsitidir.
Baslangicta sicim kurami alayli guluslerle karsilandi. Tipki diger pek cok bilimsel kuramda oldugu gibi. Bu kuram, cagdas fizigin en buyuk ayriligini ortadan kaldirmayi da hedefliyordu. Kuantum mekanigi ile genel gorelilik kuramlarinin ayri yasalarla ele alinmasi sorunuydu bu. Sicim kurami -benim bildigim kadari ile- simdilik sadece matematiksel bir modeldir ve henuz dogrudan gozleme dayali bir ispati yapilmamistir. Fakat kuram, farkli yasalari birlestirecegine inanilan M Kurami (Membrane-Zar) icin atilmis ciddi bir adim olarak kabul edilmektedir. M Kurami ise, doganin bagrinda yatan yasalarin altinda daha farkli bir oyun kurali olup olmadigini arastirmaktadir. Bunu su sekilde ifade edebilirim. Yasa ureten yasa diye bir seyin olup olmayacagini dusunun. Neden olmasin? Belki de evrenin (ve olasi evrenlerin) yasalari aslinda daha derinlerde yatan basit kurallara baglidir ve bunlarin ayri uzay-zamanlarda yansimasi bize evrende cok farkli yasalar oldugunu dusundurmektedir. Elbette bunlar sadece varsayim. Dr Hawking den alintiliyorum.
Insanlar hala M-Kuraminin dogasini cozmeye calisiyor ama bu mumkun olmayabilir. Belki de fizikcilerin tek bir doga kuramina iliskin beklentileri asilsizdir ve tek bir formulasyon mevcut degildir. Belki de evreni tanimlamak icin farkli durumlarda farkli kuramlar kullanmak zorundayiz. Her bir kuram kendi gerceklik yorumuna sahip olabilir, ama modele dayali gercekcilige gore bu, kuramlarin ust uste geldikleri, yani her iki kuramin da uygulanabildigi durumlarda ongoruleri birbirleriyle tutarlilik icindeyse kabul edilebilir.
M-Kurami ister tek bir formulasyon olsun, ister bir kuramlar agi olsun, onun bazi ozelliklerini biliyoruz. Ilk olarak, M-Kuraminda on bir boyut var. Ayrica M-Kurami yalnizca titresen sicimleri degil, nokta parcaciklari, iki boyutlu zarlari, uc boyutlu damlaciklari ve uzayda daha da fazla boyut kaplayan hayal edilmesi guc nesneleri de icerir.
Her biri kendi icinde sayisiz yasa iceren coklu evrenlerden sadece birinde yasiyor olabilir miyiz?
Bu durumda, algiladigimiz evren anlayisi butunu ile degisecek demektir. Bizler dogamiz geregi 3 boyutu rahatlikla algilariz. En, boy, derinlik. Buna sonradan zaman da ayri bir boyut olarak eklenmistir. Onu gozle algilayamayiz ama etkisini hissederiz. Peki, boyutlar neden bundan ibaret olsun? M-Kuraminda evren sanki birbine yapi$ik kopukcukler gibidir ve bu kopukcuklerin de kendi ic sicim yollari bulunur. Distan bakan birisi sonsuz genis bir uzayla karsi karsiya oldugunu zannedebilir, oysa ki aslinda diger boyutlara zar gibi yapismis bir alana bakmaktadir. M-Kurami anlasilmasi zor bazi evrensel olusumlarin modellenmesinde buyuk rol oynadi. Ornegin kara delik modellemesi yapildi ve kara deliklerin icinde bilgi nin ne olduguna, kaybolup kaybolmadigina bir cevap aranmaya baslandi. M kuramina yol veren sicim teorilerinin dogrulugu ile ilgili calismalar halen Fransa-Isvicre sinirindaki CERN Avrupa Nukleer Arastirma Merkezinde surdurulmektedir. M Kurami icindeki kucuk boyutlarin yollari oyle tamamen hayali degildir. Bunlarin kendi matematigi ve uymalari gereken kurallar bulunmaktadir. Alintiliyorum.
Peki, kucucuk boyutlara kivrilmanin sayisiz yolunun olmasi ne olacak? M-Kuraminda bu fazladan uzay boyutlari oyle herhangi bir sekilde kivrilamiyorlar. Kuramin matematigi, ic uzayin boyutlarinin kivrilma bicimlerini sinirlandiriyor. Ic uzayin kesin bicimi hem fiziksel sabitlerin degerlerini (elektronun yuku gibi) hem de temel parcaciklar arasindaki etkilesimin dogasini belirliyor. Bir baska sekilde soyleyecek olursak, bu kuram doganin gorunur yasalarini belirliyor. Dort kuvvet yasasi gibi. Ancak M kuraminin cok daha temel yasalari var.
Bu nedenle, M-Kuraminin yasalari ic uzayin nasil bukuldugune dayanarak farkli yasalari olan farkli evrenlerin varligina izin verir.
Kendi adima ben, bu yazilanlari gayet mantikli bulmaktayim. Bildigimiz -veya su ana kadar kesfettigimiz- doga yasalarina dayali evren, neden olasi tek evren olsun? Bambaska bir evrende, bambaska varliklar, aynen bizler gibi iclerinden bulunduklari gercekligin dogasini anlamaya calisiyor olabilirler. Bizim icin onlar sadece bir hayal veya bir kuram iken, bizler de onlar icin bir hayal veya kuram olabiliriz.
Elbette, daha once belirttigim gibi, bilim sadece hayaller ve varsayimlar ile yurumez. Bunlarin bir sekilde gozlemlenmesi, test edilmesi, modellenmesi ve dogruluklarini aciga vuracak sekilde matematiginin gelistirilmesi gerekir. Diger yandan, bir baska soru, insanligin onunde tum agirligi ile durmaktadir. Evren nasil dogdu ve evrenin gelecegi ne olabilir?
-devam edecek-
Levent ERTURK
LEVENTERTURK1961
https://leventerturk1961.wordpress.com/
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder