Bu sefer kurunun yanında üzgünüm ama yaş oldular.
Çocukluğum Trakya'da geçti, keşke bütün Türkiye Trakya kültüründe, bilgi ve becerisinde olsaydı.
Öyle olsaydı ne Avrupa Birliğine ne de başka bir şeye ihtiyaç kalırdı.
Bakın cezalandırılan kim?
Üreten, çalışan.
Öylece rahat rahat oturup da izleyen kim?
Kuru kuru sloganlarla, yaşamı inanç penceresinden izleyen Anadolu insanı.
Ver mehteri zihniyeti kurtarıyor onları.
Matematiğe zerre kadar ihtiyaçları yok.
Aldatılıyorlar, farkında bile değiller.
Alay ediliyorlar, dalga geçiliyorlar farkında bile değiller.
Hoşlarına gidiyor, mutlular.
Esrar, eroin çekmiş insanlar gibi, bir başka alemde, bir başka boyutta, neşe içerisinde.
Sıkıntıyı çeken, karnı ağrıyan hep bilen, kafası çalışan insanlar.
Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
ELÇİN YILDIRAL : TRAKYALI ÇİFTÇİLER CEZALANDIRILDI MI?
Trakya'da çiftçiler buğday hasadı yaptığı sırada deyim yerindeyse sırtından vuruldu. Buğday ithalatında gümrük vergisinin yüzde 130'dan yüzde 45'e düşürülmesi çiftçileri zor durumda bıraktı. Çünkü gümrük indirimi, yurt dışından ucuz buğdayın ithal edilmesi; alıcıların da bu buğdayları satın alması anlamına geliyor. Bu da yerli tarımın bitmesi demek. Bu durumdan özellikle de Trakyalı çiftçiler öfkeli. Gümrük indiriminin açıklandığı zamana işaret eden Trakyalı çiftçiler, "Adana, Çukurova, Ege, Çanakkale'de buğday hasat edildi, en yüksek 1,2 liradan satış yaptılar. Burada sezon bitti. Ancak hasat sırası Trakya'ya geldiğinde buğdayda gümrük indirimi yapıldı. Buğday 80 kuruşa kadar düştü. AKP'ye oy vermedik diye cezalandırıldık herhalde" diyerek tepkilerini dile getirdiler.
'Dünya piyasasında bile 1 tl'nin altında değil'
Tekirdağ'ın Yağcı köyünde çiftçilik yapan Hamdi Hünkâr, Türkiye'de üretilen buğdayın 1/20'sini Tekirdağ'ın ürettiğini belirterek, Tekirdağ çiftçisi Avrupa'daki buğday veriminden daha fazla bir verim almak için çalışırken, hükümetin açıkladığı gümrük vergisi indirimi ile mağdur duruma düştüklerini söyledi. Gümrük vergisinin indirildiği zamana dikkat çeken Hünkâr "Buğdayda ilk hasat Adana-Çukurova'da olur. 15 Mayıs'ta çiftçiler buğdaylarını biçmeye başlar. Daha sonra Ege, Çanakkale diye devam eder ve en son Trakya'da hasat zamanı başlar. Ne zaman ki Trakya dışındaki bölgelerde hasat sona erdi, buğdaylar en yüksek 1.200 TL'den satıldı, hükümet Trakya'daki çiftçiler buğdayı hasat etmeye başladığı sırada gümrük vergisinde indirim yapılacağını açıkladı. Buğdayı 1.200 TL'den satacakken, şimdi 80 kuruşa kadar düştü. Dünya piyasasında bile 1 TL'nin altında değil. Hükümetin Trakya'yı oy vermediği için cezalandırdığını düşünüyoruz" diye konuştu.
'Çiftçi buğdayı tüccara sattı'
"TMO çiftçinin kara gün dostudur" denir ancak TMO'nun taban fiyatlarını çok geç açıklamasının da çiftçiyi dara düşürdüğünü ifade eden Hünkâr, borcu, senedi olan çiftçilerin ürününü mecburen tüccara veya fabrikaya sattığını söyledi.
'Fiyatı değişmedi ama maliyetler artı'
Mağduriyet yaşadıkları başka bir noktaya da dikkat çeken Hünkâr şunları kaydetti: "Uzun süreden beri buğday fiyatları aynı. Ekmek 50 kuruştu, 75 oldu, buğday fiyatı yine aynı, ekmek 1 TL oldu ama buğday fiyatı yine değişmedi. Ama çiftçinin girdisi, maliyeti hep yükseldi. Bırakın kâr elde etmeyi, ancak borçlu bile kalıyoruz. Ürettiğimiz hiçbir ürünün fiyatını biz belirleyemiyoruz. Aldığımız sattığımız ürünün fiyatını başkaları belirliyor. Boynumuzu büküyoruz."
'Çiftçi sürekli borç içinde'
Bugün mazotun 4,5 TL civarında olduğunu hatırlatan Hünkâr," Toprak altı, toprak üstü gübre var. Toprak altı gübreyi dekara en az 20 kilo kullanıyorsun. 100 dekara 2-2.500 ton. Bu da bin TL eder. Bunun ilacı, tohumu var. Mazot desteği daha hiç almadık. 2017 Şubat ayında alacağımız söyleniyor. Çiftçi sürekli borç içinde. Trakyalı çiftçiler arayış içinde. " Çiftçiler arasında ayrımcılık yapılmaması gerektiğinin altını çizen Hünkâr, "Her yer bizim ülkemiz, her çiftçi bizim çiftçimiz. Ama bugün hibe destekleri, Güney Anadolu Projesi, hayvancılığı geliştirme projeleri… Güneydoğu, Doğu Anadolu, Konya ve Doğu Karadeniz yararlanıyor bu desteklerden. Bazı tarım makinelerini yüzde 50 hibe destekli alıyorlar. Ama bu destekler Trakya'da yok. Trakya için basınçlı sulamaya destek vereceklerini açıkladılar o bile henüz yapılmadı. Biz bu ülkenin insanı değil miyiz, ülkemizi sevmiyor muyuz? Bu ayrım neden?
'Ziraat fakültesi var ama bize yararı yok'
"Biz bu ülkede milli bir tarım politikasının olmasını istiyoruz. Yabancıların çiftçisi değil bizim çiftçimiz kazansın istiyoruz" diyen Hünkâr son olarak devlet kurumlarını eleştirdi: "Tekirdağ'da Ziraat Fakültesi var. Bu aslında bizim için bir şans ancak fakültenin bugüne kadar bizlere bir yararını görmedik. Tarım İl Müdürlüğü, Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı ve kooperatiflerin çiftçiden yana tutum almalarını istiyoruz." Yağcı köyünden Muammer Sever de Trakya'nın cezalandırıldığı görüşünde. Trakya'da hasat başladığı sırada buğdayda gümrük vergisinin indirilmesinin tesadüf olmadığını düşünen Sever, "Buğday 80 kuruşa kadar düştü. Böyle olunca tüccar ithal ve daha ucuz olan buğdaya yöneldi. Bu da bizi çok zor durumda bıraktı" diye konuştu.
'Oy vermedik diye mi?'
Bu zararı karşılamanın zor olduğunu belirten Sever, buğday fiyatının 4-5 senedir değişmediğini söyledi. Buğday fiyatlarının ya hasattan önce 1 Haziran'da ya da hasat sonrası eylül ayında açıklanması gerektiğinin altını çizen Sever, "Üvey evlat mıyız ki biz. Anadolu Türkiye'nin vatandaşı da biz değil miyiz? Oy vermedik diye mi oluyor bu indirim" diyerek sitem etti.
Maliyetlerin her yıl arttığını kaydeden Sever bir başka noktaya daha dikkat çekerek, "Tam buğday atacağımız zaman gübre fiyatları artıyor. Gübre mevsimi sona erdiğinde bu kez ucuzluyor. Sabit bir fiyatın olması gerekiyor" dedi.
'Çiftçilik bitiyor'
Tüm bu sorunlar nedeniyle Yağcı köyünde çiftçi sayısının her geçen gün azaldığına vurgu yapan Sever, "Eskiden 300 çiftçimiz vardı. Şimdi 160 kişi kaldık. Yavaş yavaş bitiyor çiftçilik" diyerek tehlikeye dikkat çekti. Sever'in anlattığı konularda ortaya çıkan tablo şöyle:
»Gümrük indirimi ile 1 TL'den satılan buğday 80 kuruşa kadar düştü.
» Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğdayın alım fiyatının ton başına 940 lira olarak açıkladı.
» Çiftçinin beklentisi ise ton başına en az 1.100 liraydı.
» Çiftçinin borcu son 12 yılda 68 milyar yani 14 kat arttı.
» Mazot 4.5 lira civarında iken yüzde 54'ünü vergi oluşturuyor.
TMO: İhtiyaç halinde kullanılacak
Öte yandan Toprak Mahsulleri Ofisince (TMO), Bakanlar Kurulu kararıyla hububat ithalatı için kuruma verilen yetkinin genel olduğu belirtilerek, "Bu yetki ihtiyaç halinde kullanılabilecektir, hasat sezonunda kullanılması söz konusu değildir, asla üretici mağduriyetine sebep olmayacaktır" dendi. TMO'nun internet sitesinde yer alan duyuruda, Bakanlar Kurulu kararıyla 750 bin ton buğday, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır ve 100 bin ton pirinç için Ofise ithalat yetkisi verildiği hatırlatıldı.
ELÇİN YILDIRAL elcinyildiral@gmail.com @elcinyildiral
a45UyF587661-170801233504 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/08/02 13:25 2 65 alelma@yahoogroups.com
Gunes herkesin uzerine esit dogar ama ; Gul baska, les baska kokar.
Mevlana
Ingiltere ye direnip durmak gereksiz ve tehlikelidir.
Sadrazam Salih Pasa - 20.08.1921
ATATURKUN ERMENI TEHCIRI HAKKINDA TARIHI YANITI
Ermeni soykirimi iddialari icin, Bize karsi hakli bir ithamda bulunamazlar demisti.
Ulu Onder Mustafa Kemal Ataturk, uzun yillar once iddialari Dunya efkari, Ermeni ahalinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldigimiz karar icin bize karsi hakli bir ithamda bulunamaz sozleriyle yanitlamisti.
Dunyanin, Ermeni tehciri konusunda Turk devletine karsi hakli bir ithamda bulunamayacagini belirten Ataturk, o donemde yasananlari, Bize karsi yapilmis olan iftiralarin aksine, tehcir edilmis olanlar hayattadir ve bunlardan ekserisi sayet Itilaf Devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasa idi evlerine donmus olurlardi sozleriyle anlatmisti.
TURK KOYLERINDEKI ERMENI TERORU
Ataturk, 26 Subat 1921 de Amerikali gazeteci Clanence K. Streit in sorusu uzerine, Ermeni tehcirine iliskin su tarihi gercekleri dile getirdi:
Dusmanca ithamda bulunanlarin surdukleri buyuk mubalagalar disinda Ermenilerin tehciri meselesi aslinda suna inhisar etmektedir:
Rus Ordusu 1915 de bize karsi buyuk taarruzunu baslattigi bir sirada o zaman Carligin hizmetinde bulunan Tasnak Komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmisti.
Dusmanin sayi ve malzeme ustunlugu karsisinda cekilmeye mecbur kaldigimiz icin kendimizi daima iki ates arasinda kalmis gibi goruyorduk. Ikmal ve yarali konvoylarimiz acimasiz bir sekilde katlediliyor, gerimizdeki kopruler ve yollar tahrip ediliyor ve Turk koylerinde teror hukum surduruluyordu.
Bu cinayetleri isleten saflarina eli silah tutabilen butun Ermenileri katan ceteler, silah, cephane ve iase ikmallerini, bazi buyuk devletlerin daha sulh zamanindan itibaren kendilerine kapitulasyonlarin bahsettigi dokunulmazliklardan istifade ve bu maksada matuf olarak buyuk stoklar husule getirmeye muvaffak olduklari Ermeni koylerinde yapiyorlardi.
INGILIZLERIN IRLANDA YA REVA GORDUGU MUAMELE
Buyuk Onder Ataturk, Ermeni tehciri ve Ermeni cetelerinin yaptiklari katliamlar konusundaki goruslerini de su sozlerle dile getirmisti:
Ingilizlerin sulh zamaninda ve harp sahasindan uzak olarak Irlanda ya reva gordugu muameleye hemen hemen kayitsiz bir sekilde bakan dunya efkari, Ermeni ahalinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldigimiz karar icin bize karsi hakli bir ithamda bulunamaz. Bize karsi yapilmis olan iftiralarin aksine, tehcir edilmis olanlar hayattadir ve bunlardan ekserisi sayet Itilaf Devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasa idi evlerine donmus olurlardi. Gerek umumi harp sirasinda gerek mutarekeden sonra Ermeniler ve Rumlar tarafindan Musluman ahaliye yapilan mezalim uzerinde durmak uzun bir hikaye olur. Brest Litovks Muahedesi nin akdini muteakip Ruslarin sark vilayetlerimizi tahliyeye basladiklari sirada Ermeni cetelerinin yapmis olduklari katliam ve tahribat kafi derecede herkesin malumudur.
YUNANLILARIN YAPTIGI KATLIAMLAR
Ataturk, Streit e, Yunanlilarin Izmir i isgalleri sirasinda yaptiklari katliamlari da su sozlerle anlatmisti:
Yunanlilara gelince, Izmir in isgali sirasinda oyle cinayetler islemislerdir ki, Yunanistan in muttefiki Itilaf Devletleri tarafindan tescil edilmis bulunan Itilaf Devletleri Tahkikat Komisyonu uyeleri bile 1919 sonbaharinda bu vilayeti bastan basa kat ettikten sonra hazirladiklari raporda, Yunan makamlari aleyhinde son derece agir tenkitlerde bulunmuslardir. Yunanlilarin isgal ettigi diger bolgelerde her yas ve cinsiyetten on binlerce Turk katledilmistir.
TURKLER, HIRISTIYANLARI KATLEDIYOR IDDIALARI
1877-1878 Osmanli Rus Savasi nda Osmanli Devleti nin aldigi yaralari saramadigini goren buyuk devletler, Istiklal pesinde kosan Ermenilere yardim ederek Tiflis te Tasnak, Isvicre de Hincak teskilatlarini kurmalarina ve silahli mucadele baslatmalarina yardimci olmuslardi. Osmanli Devleti nin Balkan Harbi nden de maglup ciktigini goren Rusya, Ingiltere ve Fransa bir taraftan Turkiye yi aralarinda paylasma planlari, diger taraftan da Tasnak ve Hincak teskilatlarina her turlu silah ve para yardimi yapiyordu. Bu uc devlet, Turkiye aleyhine baslattiklari calismalari ve 1. Dunya Savasi nda Turkiye yi tasfiye etme hareketlerini kendi kamuoylarina kabul ettirebilmek icin kiliseleri de devreye sokarak buyuk bir propagandaya girismislerdi.
Bu amacla kitaplar yayinlayan ve toplantilar duzenleyen ulkeler, Musluman Turkler, Hiristiyan halklara zulmediyor, onlari katlediyor. Hiristiyan halklari kurtarmak icin Turkiye yi ve Turkleri cezalandirmamiz gerekiyor. Iste bu maksatla Turklere karsi harp ediyoruz temasini islemislerdi. Ulu Onder, bu gercek disi propagandanin onculugunu yapan Lloyd George ve George Clemenceau ya su carpici sozlerle yanit vermisti: Milletimiz aleyhinde soylenenler butunuyle iftiradir. Milletimizin zalim oldugu iddiasi bastan basa yalandir. Hicbir millet, milletimizden daha cok yabanci unsurlarin inanc ve adetlerine riayet etmemistir. Hatta denilebilir ki, baska dinlere mensup olanlarin dinine ve milliyetine riayetkar olan yegane millet bizim milletimizdir. Fatih, Istanbul da buldugu dini ve milli teskilati oldugu gibi birakti.
Rum Patrigi, Bulgar Eksarhi ve Ermeni Kategikosu gibi Hiristiyan din reisleri imtiyaza sahip oldu. Kendilerine her turlu serbestlik verildi. Istanbul un fethinden beri, Musluman olmayanlarin mezhar bulunduklari bu genis imtiyazlar milletimizin dinen ve siyaseten dunyanin en buyuk musaadekar ve civanmert bir milleti oldugunu ispat eden en buyuk delilidir.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder