Ve bu düşmanlığın nereden geldiğini de çok iyi biliyorum.
İslam.
Yeşile, ağaca ve doğaya düşmanlıkları doğrudan İslam kaynaklı.
Bu da İslamın bir zararını daha ortaya koyuyor.
Gidin bakın, eskiden yemyeşil ağaçlarla çevrili tarihi külliye ve camiler şimdi nasıl.
Dediklerine göre ağaçlar, tarihi camilerin, külliye ve eserlerin güzelliğini kapatıyormış.
Konya ve daha başka pek çok yerde yüzlerce yıllık ulu ağaçları hiç acımadan kestiler.
Tek sebep caminin görünmesini sağlamak.
Adamlar bedevi kültüründen etkilenmiş, Türkçe konuşabilen 2018 yılı bedevileri bunlar.
Sürekli olarak yeşil arıyorlar, sonra o yeşilin içine yerleşmek için orman katliamına başlıyorlar, yerleştikten sonra da ağaçlar görüşlerini kapattığı için ikincil bir orman katliamı başlıyor.
AKP zihniyeti, bedevi zihniyeti, İslam zihniyeti nereye çöreklendiyse hep aynısı oldu.
Şimdi darbeyi bahane ederek pek çok kışlayı boşalttılar, bu kışlaların topraklarında hemen bir parselasyon yaptılar.
Ve eskiden TSK'nın büyük zahmetlerle ağaçlandırdığı, ormanlaştırdığı pek çok yerde yeni orman kıyımları başladı.
Bir özelliği daha var bu heriflerin.
Bunlar aynı zamanda tarih düşmanı.
Tıpkı ağaç düşmanı oldukları gibi.
Nerede tarihi bir eser var, bin bir inant ve ısrar ile orayı bozuyorlar.
Restorasyon facialarını anlatmaya kitaplar yetmez.
GalataPort peşkesi bahanesiyle nice tarihi eserin hiç acımadan yıkılmasına İlber Ortaylı dahi isyan etmişti.
Kafaları, yalnızca beton, pimapen, aluminyum kaplamaya çalışıyor.
Başkası yok.
Tıpkı Vahabi kafası gibi tarih yıkıcı bunlar, ateist, namertçe ölmüş dinsiz, inansız olduğu iddia edilen insanların bu güne kadar büyük dikkatlerle korudukları İslam eserlerinin en büyük düşmanı yine bu herifler.
Hrisitiyan tarihinde ikona kırıcılığı yani İkonaklast dönem vardır.
Müslümanların tarihinde de benzeri yıkıcılıkta olan bir de Vahabilik vardır.
Şimdi bütün bunlara ek olarak Türk tarihinde AKP yıkıcılığı dönemini ileride tarihçiler anlatacak.
Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
CAN PULAK : YAZLIK SARAY YAPACAĞIZ DİYE...
Üzüntü deposunda yaşar gibiyim. Ülkemde öyle şeyler oluyor ki keşke görmeseydim yaşamasaydım Türkiye'nin bu acıklı dönemini.
CAN PULAK Yazarın Tüm Yazılarını Görüntüle
Siyaseti yönetim şeklimizi demokrasi anlayışımızı anlatacak değilim. Hepimiz seyirciyiz olanlara. Ama bir de görmediklerimiz takipte zorluk çektiklerimiz var ki onların üzerinde ısrarla durmak gerek.
Doğal güzelliklerimiz mahvediliyor. Yangın yerine döndü ortalık. Ormanlar biçiliyor gelişigüzel dağıtılan maden ruhsatları ile delik deşik ediliyor yeşil örtümüz. Denizlerimiz akarsularımız göllerimiz sürekli kirletiliyor rezil ediliyor. Tarım topraklarımız bile imara açılıyor. Güzelim ovalarımızın ortasına fabrikalar dikiliyor. Kutsal zeytin ağaçlarının katliamı hız kesmeden sürüyor. Yaş kesen baş keser diye bilirdik ellerinden balta hızar düşmüyor Müslüman rantçılarımızın. Yahu Allah korkusu da mı yok bunlarda?
Devamlı yazıp çiziyorum yetkililer oralı bile değil. Duvara söyleseydim belki insafa gelir yıkılırdı duvarlar. Ama bizim insanımızda yöneticimizde acıma duygusu kayboldu vicdanlar köreldi adeta. Ankara'dan esen sert rüzgarlar doğal kaynaklarımızın ve güzelliklerimizin üzerinde kasırgaya hortuma dönüştü. Önüne geleni yakıp yıkıyor geçtiği yerleri harabeye çeviriyor. Biz de kalkmış burada dövünüp duruyoruz. Şimdiye kadar sağır sultana seslenseydik bir cevap gelirdi ama bizim Ankara'dan ne bir ses ne bir nefes gelmiyor. Şehircilik ve Çevre Bakanlığı kapandı mı acaba? Yoksa istifa mı etti Kayserili Bakan?
Karacasöğüt sadece Marmaris'in değil Gökova'nın en güzel bir orman köyüdür. Ayrıca çam balının merkezidir de… Koylarıyla doğal ürünleriyle balığıyla yat turizmine katkısıyla meşhurdur. En ünlü ressamların bile çizemeyeceği görkemde zengin ve çarpıcı bir doğallığı vardır. İşte burası son yıllarda feci şekilde tahrip edilmiş geleceği karartılmış ve fotoğrafına büyük zarar verilmiştir.
Önce girişine yasalara aykırı olmasına rağmen orman içinde bir beton fabrikası konulmuş sonra seyreltiyoruz diye Orman Bakanlığınca ağaçlar kesilmiş yine ormanın en güzel yerine taşocağı ruhsatı verilmiş sanki bütün bunlar yetmemiş gibi bir de Büyükşehir Belediye yasasıyla güzelim köyümüz mahalleye çevrilmiştir. Bu kadarla kalsa iyi köy muhtarlığına ait yat bağlama iskelesi mini bir yat limanına dönüşerek yönetimi vilayete bağlı ilgisiz ve bilgisiz bir vakfa verilmiş şimdi de galiba ihalesiz filan bir şirkete devredilmiştir.
Anlayacağınız Karacasöğüt köylükten çıkmış ve halen yapılmakta olan tahribatlarla ne idüğü belirsiz bir yola girmiştir. Ne köydür ne şehirdir şimdi Karacasöğüt. İlerde ne olacağını ise kimse söyleyemez. Ben bu köyün doğal güzelliklerini ve zenginliklerini korumak için bölgeyi Özel Çevre Koruma kapsamına aldırdım. Yetinmedim 28 yıl önce bir de Cumhurbaşkanlığına minik bir dinlenme evi yaptım. İstedim ki bizim cumhurbaşkanlarımız doğada yaşasınlar doğal güzellikleri ve zenginliğimizi fark etsinler korumasına yardımcı olsunlar. Ayrıca tam karşısındaki Ören'de bulunan termik santralin çalışmasını da engellesinler.
Dünyanın en zengin ülkesi Amerika'nın Başkanı Camp Davit'de devlete ait basit ve küçük bir evde tatilini geçiriyordu. Biz Amerika'dan zengin miydik olmadığımıza göre biz de benzerini yapabilirdik. Üstelik devletin hazinesinden tek kuruş çıkmadan. Oradaki bekçi kulübesini Vakıflar Bankasının reklam fonundan onarttım. Bahçesini ellerimle yaptım. Cumhurbaşkanlığının en üst yönetimini karavanlarda yatırdım. Bu mütevazi evde rahmetli Özal üç yaz tatilini geçirdi. Orada kralları yabancı Başbakanları Bakanları Birleşmiş Milletler Genel Sekreterini ağırladı. Hepsinin çok hoşuna gitti bu mekan. Bazıları birkaç gün yatıya bile kaldılar.
Devlete hiç yoktan bir yer kazandırmanın bedelini Turgut Özal hayata gözlerini yumduktan sonra mahkemeye verilerek ödedim. Allahtan o dönemin mahkemeleri haklı ile haksızı iyi ayırıyor cezayı kitaba uygun şekilde veriyordu hakimin takdir ifadeleriyle beraat ettim. Bunları şunun için yazıyorum. O mütevazi evin yerinde şimdi ayrı ayrı büyük binalar yapılıyor yolların genişletilmesi için güzelim çam ağaçları kesiliyor tepeler düzleniyor köylünün kullandığı yollar berbat ediliyor. Ne o Cumhurbaşkanlığına büyük bir yazlık yapılacak. Yazık değil mi dökülen milletin milyonlarca lirasına tahrip edilen doğasına kesilen binlerce ağacına yazık değil mi?
Keşke 28 sene önce yapmasaydım o mütevazi evi. Açmasaydım bugünün feci doğa tahribatının yolunu. Öyle diyesim geliyor ama bugünün yöneticileri orası olmasa başka bir yeri de aynı hale getirirlerdi. Böyle teselli ediyorum kendimi. Acaba diyorum çevreciliğin daniskasıyız diyenler bir gelip görmezler mi sebep oldukları çevre faciasını? Görseler belki en azından üzülürler belki de tahribatın daha da büyümesini önleyebilirler. Benimki de ham hayal işte…
Her yönetimin bir sonu vardır. Mevcut yönetim de bir gün makam ve koltukları bırakıp gidecektir. Ama bizim şu 14 yılda yitip giden doğal değerlerimiz ve güzelliklerimiz bir daha geri gelemez ki… 14 yılın tahribatını 100 yıl bile telafi edemez. Yazık çok yazık…
NOT: Bu konuyu işlemeye gündemde tutmaya ve yazmaya devam edeceğim. Önümüzdeki hafta köydeyim yapılanları daha dikkatli bir gözle izlerim inşallah. Cumhurbaşkanına yazlık bir ihtiyaçtır. Benim derdim yazlıkla değil yazlığın çok büyütülmesi ve doğanın feci şekilde tahrip edilmesiyle ilgilidir. Bunun böyle bilinmesinde fayda var.
http://www.bodrumgundem.com/2017/12/01/yazlik-saray-yapacagiz-diye-can-pulak-bodrum-gundem-yazilari
a45UyF587661-180526154217 Canfistir Davis oraj.poyraz@openmail.cc
2018/05/26 16:49 2 65 AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com
Bir gun ayrildik ve sevilmekten eskimis bir renk gibi hissettim kendimi..
Cemal SUREYYA
Sait Nursi ye gore her sey, her zerre Allah a ibadet eder, mesela pusulanin Kabe deki Hacer i Esvet i isaret ederek titremesi, namaz kilmasidir.
Tiryak, s.116
AGIR HASTA
. . . . . .
Ufleme bana annecigim korkuyorum
Dua edip edip, geceleri.
Hastayim ama ne kadar guzel
Gidiyor yuzer gibi, vucudumun bir yeri.
Nicin boyle ortmusler ustumu
Cok muntazam, ki bana huzun verir.
Agarirken uzak ruzgarlar icinde
Oyuncaklar gibi sehir.
Gozlerim ortuk fakat yuzumle goruyorum
Agliyorsun, nur gibi.
Beraber duyuyoruz yavas ve tenha
Duvardaki resimlerle, nasibi.
Annecigim, buyuyorum ben simdi,
Buyuyor gollerde kamis.
Fakat degnekten atim nerde
Kardesim su versin ona, susamis.
Fazil Husnu DAGLARCA
Yasam deneyler butunudur.
Ne kadar cok deney yaparsaniz,sizin icin o kadar iyi.
. . . . . .
Hayatta tek bir kisi bile, siz yasadiginiz icin rahat nefes aliyorsa, siz basarili ve amaciniza ulasmis bir insansiniz.
. . . . . .
Hicbir sey buyukluk kadar sade degildir.
Cunku sade olmak birazda buyuk olmaktir..
. . . . . .
$ik ve cok gulmek; zeki insanlarin saygisini ve cocuklarin sevgisini, sefkatini kazanmak; durust elestirilerin takdirine layik olmak ve yanlis arkadaslarin ihanetlerine katlanabilmek; guzelligi takdir edebilmek, baskalarindaki en iyiyi bulabilmek; saglikli bir cocuk, bahcelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmis bir sosyal durum yoluyla bu dunyayi oldugundan biraz daha iyi birakarak terk etmek; bir tek yasamin bile sirf siz yasadiniz diye daha rahat soluk almis oldugunu bilmek.
Iste basarmis olmak budur.
. . . . . .
Anlasilmak bir lukstur.
. . . . . .
Ben alintilari sevmem, bana senin ne bildigini soyle.
. . . . . .
Birine gore adaletli olan sey, digerine gore haksizliktir; birine gore guzel olan, digerine gore cirkindir; birine gore bilgelik olan, digerine gore cilginliktir.
Ralph Waldo Emerson | Alintilar
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder