İşte size çok açık bir gösterge.
Yarın şaşırmayın, şok olmayın.
Kafaca alışın yani.
ABD ile bir gün mutlaka yüzleşmek zorundayız.
Hazırlıklarımızı Yunanistan ya da başka vekillere göre değil ABD ile yüzleşme üzerinğe yapmamız gerekir.
En azından caydırıcılık ölçeğinde de olsa silahlanma, organizasyon içinde olmalıyız.
Başka ittifakların ihtimali dahi çok caydırıcıdır.
Lafı bile yeter.
Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
L2fSIJNoA0xfSNxA
MURAT YETKİN : YOK ARTIK! ABD'Lİ VEKİLLERDEN BAKANA: TÜRKİYE İHA YAPAMASIN
11 Ağustos 2021
Bir grup ABD'li vekil ABD Dışişlerinden Türkiye'nin kendi insansız hava araçları yapınının bölgesel dengeleri değiştirdiği gerekçesiyle engellenmesini istedi. Fotoğrafta Suriye Azerbaycan ve Libya'da aldığı sonuçlardan da söz edilen TB2 silahlı İHA aracı görülüyor. (Foto: baykarsavunma.com)
ABD Temsicliler Meclisinin 27 üyesi Dışişleri Bakanı Antony Blinken'a mektup yazarak Türkiye'nin ürettiği silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) bölgesindeki siyasi dengeleri değiştirip Amerikan çıkarlarına zarar verdiğini öne sürerek engellenmesi için adım atılmasını istedi. 9 Ağustos tarihli mektupta Bakanın Türk İHA'ları konusunda Kongre'ye brifing vermesi istenirken özellikle Bayraktar hava araçlarının ABD ve ABD bağlantılı şirketlerden teçhizat ve teknoloji almasının engellenmesi istendi.
Bu başvuru Türkiye'nin kendi silah sistemlerini üretmesinin NATO müttefiki ABD'de özellikle etnik lobiler arasında yol açtığı rahatsızlığın artık Türkiye'nin kendi silahını üretmesinin de engellenmesinin talep edilmesine dek ileri gittiğini gösteriyor.
Demokrat Partili Rhode Island velili David Ciccilline ve Cumhuriyetçi Partili Florida vekili Gus Bilirakis tarafından imzaya açılan ve Türkiye'ye karşı açık husumet ifadeleriyle kaleme alınan mektupta şunlar söyleniyor:
"Size dünyanın birçok bölgesini istikrarsızlaştıran ve ABD çıkarlarını müttefiklerini ve ortaklarını tehdit eden Türkiye'nin silahlı insansız hava aracı (İHA) programı hakkındaki endişelerimizi ifade etmek için yazıyoruz.
"Uzun süredir devam eden ittifakımızın bir sonucu olarak Türkiye silah sistemleri için ortak üretim hakları gelişmiş silah satışları ve teknoloji transferleri dahil olmak üzere Amerikan savunma sanayisinden yararlandı. Onlarca yıllık yakın iş birliğine rağmen Türkiye ABD'nin Yaptırımlar Yoluyla Amerika'nın Düşmanlarına Karşı Mücadele Yasası'nı (CAATSA) ihlal ederek Rus S400 füze hava savunma sistemini satın alarak bu ilişkiyi ihlal etmeyi seçti.
"TÜRKİYE'Yİ YILDIRAMADIK" ŞİKAYETİ
"Şimdiye kadar [çabalar] Türk hükümetini yıldırmadı ve Türkiye'nin Rusya'dan ikinci bir S400 sistemi satın almakta olduğu bildirildi.
"F35 müşterek taarruz uçağı programından çıkarılmasına ve yaptırımların uygulanmasına rağmen Türkiye'nin eylemleri bir NATO üyesi ülke olarak sorumluluklarına aykırı davranmaya devam etti. İnsansız hava araçlarının yaygınlaşması bu eylemler arasındadır. Geçen yıl boyunca Türk insansız hava araçları Azerbaycan tarafından Artsakh'da [Dağlık Karabağ'a Ermenistan'da kullanılan lisanla atıfta bulunuyorlar] Ermeni sivillere karşı; Suriye'de IŞİD'e karşı savaşta ABD ile ortak olan Kürt güçlerine karşı ve Libya iç savaşında kullanıldı.
"Türkiye Polonya ve Pakistan'a insansız hava araçları satmak için anlaşmalar imzaladı ve Rusya ve Pakistan ile silahlı İHA'ların ve insansız hava araçlarına karşı savunma sistemlerinin ortak üretimini görüşüyor. Türkiye ayrıca işgal altındaki Kıbrıs'ta [Kuzey Kıbrıs'a Güney Kıbrıs ve Yunanistan'da kullanılan lisanla atıfta bulunuyorlar] kalıcı bir insansız hava araçları üssü kurma niyetini de açıkladı; bunlar amfibik hücum gemilerinde saldırı uçağı olarak kullanılacaktır.
"Bu insansız hava araçlarının Kafkaslar Güney Asya Doğu Akdeniz Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki çatışma noktalarını daha da istikrarsızlaştırma potansiyeli göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Wall Street Journal'ın Türkiye'nin programıyla ilgili yakın tarihli bir yayınında emekli ABD Ordusu Korgenerali Mike Nagata Türkiye'nin insansız hava araçlarının "Türkiye ile ABD ve NATO arasındaki ilişkinin geleceğine ilişkin çok daha büyük bir zorluğun parçası" olduğunu söyledi.
"YAPTIRIM İSTERİZ"
"Ayrıca Artsakh'tan gelen savaş alanı kanıtlarının Türkiye'nin Bayraktar İHA'larının Amerikan firmaları ve ABD merkezli yabancı firmaların yan kuruluşlarından parçalar ve teknolojiler içerdiğini doğruladığını belirtmek isteriz. Devam eden bu teknoloji transferi silah ihracatı kontrol yasalarını ihlal ediyor ve Kongre'nin Türkiye'ye özellikle de Savunma Sanayii Başkanlığı'na uyguladığı CAATSA yaptırımlarına aykırı görünüyor.
"Dışişleri Bakanlığı'ndan Türk insansız hava aracının yayılması istihdamı ve satışının olası sonuçlarını; Türkiye'nin halihazırda uygulanan yaptırımları ihlal edecek malzeme veya teknolojilere sahip İHA'lar geliştirip geliştirmediğini ve Türkiye'nin eylemlerinin NATO kural ve tüzüklerinin bir başka ihlalini oluşturup oluşturmadığını anlatan ayrıntılı bir brifing talep ediyoruz. Ayrıca ABD'nin İHA teknolojisinin Türkiye'ye ihracat izninin Dışişleri Bakanlığı tarafından gözden geçirilinceye kadar derhal askıya alınmasını talep ediyoruz. "
BİR TÜRLÜ ANLAMADIKLARI
Görülebileceği gibi Türkiye'nin kendi İHA başlaması ve Suriye Libya Azerbaycan coğrafyalarında İHA kullanımının sonuç alması ABD yönetimindeki bazı çevreleri hayli rahatsız etmiş bulunuyor. Kongredeki etnik lobilerin etkisiyle bir grup milletvekili Türkiye'nin kendi silahını üretmesinin dahi engellenmesini isteyecek kadar ileri gidiyorlar.
Bayraktar İHA'larında ABD kaynaklı malzeme kullanıldığı iddiasını sormak istediğim Baykar yetkiliklerinden henüz yanıt alamadım alınca paylaşacağım.
Ancak hâlâ dünya jandarmalığı yaptığını düşünen Amerikanlı milletvekillerinin Türkiye'nin İHA üretimini engelleme girişiminde dikkate almadıkları birkaç nokta bulunuyor.
Öncelikle Türkiye kendi İHA programına ABD'den ısrarla almak istediği İHA ve SİHA'ları almasının reddedilmesi üzerine başladı.
ABD 1975'te Türkiye'ye 1974 Kıbrıs müdahalesi ve afyon ekim yasağını kaldırması nedeniyle silah ambargosu uygulamış bu ambargo Türkiye'de elektronik savaş sanayiinin gelişmesini sağlamıştı. Keza 1990'larda PKK'ya karşı mücadele nedeniyle Türkiye'ye yönelik ABD ve AB yaptırımları Türkiye'de zırhlı muharebe aracı top ve roket yapımını hızlandırmıştı.
DIŞİŞLERİ NE DİYECEK?
Amerikalı vekiller on dokuzuncu yüzyıl emperyalizmi kafasıyla yaptırımlar uygulayarak sonuç alma -beyhude- çabasından vaz geçmeli.
Bir sonraki adımda ve isteyecekler acaba? Taş atıp Amerikan çıkarlarını zedelerler diye Anadolu'daki taşların yok edilmesini mi?
Bu kafayla belki oy ve para desteği aldıkları etnik lobilerden alkış alabilirler ama -belki azınlıkta kalacak görüşler dışında- ne Türkiye Büyük Millet Meclisinden ne de bir yandan içeride demokrasi mücadelesi veren Türk halkından alkış alamazlar.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ABD Başkanı Joe Biden ile arayı hoş tutmak için Türkiye'yi Afganistan cehenneminde tutmak için hâlâ pazarlık yapıyor görünüyor ama Dışişleri bu girişimlere karşı sessiz kalmamalı.
https://yetkinreport.com/2021/08/11/yok-artik-abdli-vekillerden-bakana-turkiye-iha-yapamasin/
- - - - - - - - - - - - - - - -
YALNIZLIGIM
. . . . . .
Ilik bir su gibidir icimde yalnizligim,
Yalnizligim, ruhumda uzak bir ses gibidir.
Her sabah ufuklardan mavi sarkilar gelir,
Ve her sabah urperir icimde yalnizligim
Gunesim aydan sari, yarinim dunden zorsa,
Sarsin artik omrumu tunc kandillerin isi
Usuyen ellerimden tutmaliydi birisi,
Eger benim gozlerim onlari gormuyorsa.
Bir camin arkasinda aciliyor gullerim,
Havuzum piril piril... yikar bakislarimi.
Isler temiz ziyalar suya nakislarimi;
Ruhumun dunyasindan eser tahayyullerim
Ruya ruzgarlarinda bir yaprak yalnizligim
Dusuncem bir neydir ki urperir perde perde
Belki bu misralarim esecek gonullerde
Fakat herkese uzak kalacak,yalnizligim.
Fazil Husnu DAGLARCA
- - - - - - - - - - - - - - - -
Gulmekle kaybedilen sey aglamakla elde edilmez.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Nurullah AYDIN : ARAPÇILARIN TÜRK DÜŞMANLIĞI
31 Ağustos 2015-ANKARA
Arap hayranlığı neden? Dinci TV'lerde Türk tarihinin kahramanları yok. Arap kahramanlarını yüceltecek yalan yanlış menkibeler, beyinlere dini değerler adıyla yutturuluyor.
Anadolu insanı gittikçe Arap kültürü, tarihi ile asimile ediliyor.
Türk, Arap ilişkilerine tarihi gerçekler açısından bakalım da anlamlandıralım.
Arab menaibinde ve bilhassa Tefsir ilimlerinde; Türkler insanlık düşmanı bir canavar şeklinde tasvir edilmişlerdir. Akıl ve izana sığmayacak iftiralara uğramışlar ve ezcümle yamyamlıkla itham edilmişlerdir.
Buhar-i, Tabar-i, Al-Bağdad-i, Al-Balhi, Beyzavi, Makdisi, Nesefi, Nüveyri, İbn'il Esir ve diğerleri; yecüc ve mecüc'ün aslında Türkler olduğunu ve hem Araplara hem de insanlığa felaket getirici yaratıklar olduğunu savunmuşlardır.
Al-Bağdad-i;Lubab üt-Tevilfi maani-it Tenzil adlı kitabında: yecüc ve mecüc'ün Türkleri tanımladığını belirterek yecüc sözcüğünün aslı ateşin seraresi ve ışığı anlamına gelen Ecic ünnar maddesindendir, onların bu adla çağrılmalarının nedeni ise "kesret ve şiddetleri itibariyle Ecic'e benzetilmelerindendir. Neslen Yafes ibn Nuh evladındandırlar ve Türkler onlardandır. Bu Türklerin ileri kollarının Suriye ve Horasanda bulunduğunu anlatır.
Ahmed-i İskendernamesinde; Türk her şeyi yakıp yıkan yaratık olarak tanımlanmıştır.
İbn Haldun un Mukaddime kitabında; Türkler, hırsız ve talan ruhlu, kaba ve haşin, ayağını bastığı heryeri harabeye çeviren,kanun ve hukuk duygusundan yoksun diye tanımlar.
Türklerle Arapların ilk savaşı; M.S.642 yılında Horasan, Maveraünnehir (Ceyhun, Seyhun) ve Tohoristan bölgelerinde olmuştur. Arap orduları, Türk Yurtlarına saldırmışlardır. Arap tarihçilere göre güya Türkler 732 yılına kadar dayanabilmişler ve kafirler dağılmışlardır. Arapların; Türk Yurtlarında akıttıkları oluk oluk kan M.S.1000 li yıllara kadar devam etmiştir. Türk Kentlerinin Araplar tarafından yakılıp yıkılması, çocuklarının kadınlarının kitleler halinde kılıçtan geçirilmesi, esir alınıp köle olarak Arabistan'a getirilmesi "cihat" gereği gösterilmiştir. Arap hutbelerinde "Ey Allahım; Türklere ait ne varsa her şeyi yok et, onların güçlerini çökert, üzerlerine felaket yağdır" diye dualar edilmiş. Cemaatlerden de" hayır temenni etki, Allah onların ayaklarının altına buzlar yerleştir de kayıp düşsünler diye dualar istenmiştir.
Araplar; 1900 yıllarda Anglo-saksonlarla işbirliği yaparak Türk'ü arkadan harçerlemiş ve topraklarına onları yerleştirerek, Güney bölgelerimizin işgaline yardım etmişlerdir. Türklerin içlerine sızarak genellikle şeyhülislamlık makamlarına gelmişler. Çıkardıkları fetvalarla, Anadolu Türklerini aşağılamışlar, yönetimin güvenine dayanarak Kavm-i Necip (üstün kavim) unvanıyla her türlü hileye başvurmuşlardır. İngiliz Lawrence'le işbirliği ederek onları korumak amacıyla orada bulunan Türk askerini arkadan harçerleyerek Arap çöllerinde binlerce Vatan evladını şehit etmişlerdir.
1965 yılında BM de Kıbrıs oylamasında Türkiye aleyhine oy kullandılar.1976 yılında BM de Türkiye'nin Kıbrıs ı terk etme oylamasında da çekimser kalarak Türkiye aleyhine karar çıkmasına neden oldular. 1975 yılında Mısır Başkanı Enver Sedat; Kıbrıs'a dönen Makarios a kardeşlik telgrafı çekmiştir. O dönemde Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat; Kıbrıs Rumlarına "Biz sizleri kardeş mücadeleciler sayıyor, sizin zaferiniz bizimde zaferimiz olacaktır çünkü Düşmanımız ortak düşmandır." demiştir. Makarios'un ölümünde tüm Arab Ülkeleri Bayraklarını yarıya indirerek 3 günlük yas ilan ettiler.
Bir Arap ülkesinin Türk Liderin ölümü üzerine yas ilan ettiğini, bayrakları yarıya indirdiğini gördünüz mü, duydunuz mu?
Türk'ün 7000 yıllık İslamiyet öncesi şanlı Tarihi görmezden gelinerek, 1071 başlangıç alınarak MS 642 den bugüne Arab'ın Türk'e olan kini yok sayılmıştır, sayılmaktadır.
Her türlü melanet; Türk'e karşı duyulan genetik kinlerden gelmektedir.
Kendi ırktaşlarına yapılan katliamlara karşı, niye hiç bir Arab'ın sesi çıkmaz da Türkiye'den birileri sokağa dökülür? Çelişki değil mi?
Türkiye'de Emeviler, Selçuklular ve Osmanlılar dönemi gelip yerleşen 7 milyon Arap sinsice tarikat ve cemaatlerde yuvalanarak, millet, ümmet kavramları altında Arap inancını, düşüncesini yaşayışını, liderlerini, tarihini, kültürünü telkin etmektedirler.
Türk Milleti; gerçekleri görmek, anlamak, uyanmak zorundadır.
GüNüN SöZü: Mensubu olduğun milletin değerlerini tarihi kimliği ile bil ve hisset.
- - - - - - - - - - - - - - - -
BALAD...
. . . . . .
Yagmurlar dindigi zaman
Geleceksin
Ki karanlik olumdur.
Isigim sondugu zaman
Guleceksin
Ki karanlik olumdur.
. . . . . .
Karanligimda dislerin
Parildar ki
Yine goruneceksin
Kurakligimda duslerin
Isildar ki
Yine arinacaksin.
. . . . . .
Bekliyecegim elbette
Gelisini
Yasamak baska nedir;
Isterse ta kiyamete
Ille seni
Ki bu ask baska nedir.
. . . . . .
Butun omrumuz onunla
Boyle gecti;
Toprakla gok arasi,
Varla yok arasi oyle;
Derken uctu.
Dranas yalvarasi:
. . . . . .
Tanrim merhamet et kula.
Ahmet Muhip DRANAS
- - - - - - - - - - - - - - - -
Nisa Suresi'nin 173.ayeti de Risale-i Nur'a işaret ediyormuş.
Ayetin Türkçe anlamı:
"Ey insanlar, size Rabbinizden bir delil geldi.
Ve size apaçık bir nur olan Risale-i Nur'u indirdik"
"İnanan-iman edenlere, hidayet kaynağı ve her türlü dertlerine şifa, verdik" anlamındaki ayet de Risale-i Nur'a işaret ediyormuş.
Said-i Nursi'ye göre; "Kur'an nasıl bir hidayet kaynağı ve dertlere şifaysa; Risale-i Nur da öyle bir hidayet kaynağı ve dertlere şifadır"
O zaman ayetin anlamı şu oluyor:
"İnanan-iman edenlere, hidayet kaynağı olan ve her derde şifa veren Kur'an-ı Kerim'i ve Risale-i Nur'u verdik"
Derleyen: Osman Türkoğuz
İNANÇLARA VE AKLA AYKIRI BİR YAKLAŞIM, NURCULUK.
- - - - - - - - - - - - - - - -
KAR VE BEN
. . . . . .
Esiyor tane tane yine beyaz bir ruzgar.
Soyleyin hangi kusun kanatlari yolundu?
Yine hangi agactan dokuldu bu yapraklar?
Yagan beyaz bir sukut, bir mahserdir sanki kar
Bir hicret sevdasidir ruhumu sardi yine.
Ruhum gibi pervasiz yoldaslar da bulundu.
Ruhum karisti gitti bu kar tanelerine;
Simdi yagan kar degil, ruhumdur kar yerine.
Cahit Sitki TARANCI
- - - - - - - - - - - - - - - -
Cesaret
. . . . . .
Korktugunu belli etmemek
LEHCET'UL HAKAYIK (GERCEKLERIN DILI)
- - - - - - - - - - - - - - - -
Asla unutma ki silahın en düşük fiyat veren firma tarafından yapılmıştır.
MURPHY KANUNLARINDAN
Murphy kanunları ilk olarak 1949 yılında Captain Ed Murphy tarafından "Anything that can go wrong will go wrong" "yanlış gitme olasılığı bulunan bir şey, yanlış gider" olarak emrindeki proje yöneticisi George Nicholsun yarattığı bazı durum ve tersliklerden mülhem olarak vazedilmiştir.
Zaman içinde pek çok kişi benzer terslikleri Murphy kanunu adı altında listeye eklemiş, kurallar anonim bir hal almıştır.
1917 doğumlu Edward A.Murphy Jr.ABD Hava Kuvvetlerinde 1949da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biriydi.
İnsan üzerine ivmelenmenin etkilerini inceliyordu (USAF proje MX981).
Deneylerden biri pilot üzerinde 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu.
Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı becerdi.
Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı.
Bir kaç ay içinde "Murphynin Kanunları" mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958de de nihayet Websterin sözlüğüne girdi.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Esek nereden bilecek ki zevki sefayi; sor bakalim hic cekmis mi kafayi?
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
| Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder