15 Ocak 2025 Çarşamba

‘HARP OKULLARINI KAPATMAK HULUSİ AKAR’IN PROJESİYDİ, 15 TEMMUZ’U BEKLEDİ’


HARP OKULLARINI KAPATMAK HULUSİ AKAR'IN PROJESİYDİ, 15 TEMMUZ'U BEKLEDİ'

'TSK'da grup bağını kıracak Milli Savunma Üniversitesi fikri, Harp Okullarını inkıtaa uğratmak üzere atılmış bilinçli ve stratejik bir adımdı. Türkiye'nin rejimi açısından da hayatiydi. İlk çalışmalar Hulusi Akar döneminde 2015 gibi çok daha erken ve şaşırtıcı bir tarihte başladı, zamanı beklendi.'

KRONOS 11 Temmuz 2024 GÜNDEM

Eski asker ve akadesmiyen Hakan Şahin, 15 Temmuz darbe girişiminden 2 hafta sonra çıkarılan KHK ile harp okulları ve harp kademilerinin kapatılarak Milli Savunma Üniversitesi'nin kurulmasının yeni rejim açısından hayati bir karar olduğıunu amacın TSK'daki gelenekleri yok etmek olduğunu yazdı.

Şahin, TSK mensupları arasında grup bağını fiziksel ve tarihsel olarak kıracak bu adım 15 Temmuz'dan hemen sonra 31 Temmuz 2016 gibi çok erken bir tarihte atılsa bile hazırlıklarının Hulusi Akar'ın Genelkurmay Başkanlığı döneminde 2015'te başlatıldığını kaydetti.

Şahin 'Zira Hulusi Akar'ın Genelkurmay Başkanlığı döneminde Proje Yönetim Daire Başkanlığında yürütülen Milli Savunma Üniversitesinin kurulmasına ilişkin ilk çalışmalar 2015 gibi çok daha erken ve şaşırtıcı bir tarihte başlamıştı ve adeta zamanını bekler gibiydi.' ifadelerini kullandı.

Hakan Şahin Serbestiyet'te yayınlanan yazısında şu görüşlere yer verdi:

Türkiye'nin en feci hercümerçlerinden birinin yaşandığı 15 Temmuz'dan sadece iki hafta sonraydı. Onlarca general ve amiral kelepçelenmiş, akıl almaz yerler akıl almaz biçimde bombalanmış, kum yüklü belediye kamyonları askerî kışlaların önlerinden henüz ayrılmamış, genelkurmay karargâh binasının parçalanmış kapıları henüz onarılmamıştı. Duvarlarda mermi izlerini duruyor, tutuklamalar, sorgulamalar, el koymalar devam ediyor, kimin kim olduğuna ilişkin belirsizlik sürüyor, Hulusi Akar'ı Akıncı'dan Çankaya Köşküne indiren helikopterde yanında oturan Genelkurmay Proje Yönetim Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli, bu inişten birkaç saat sonra tutuklanıyordu.

İşte böyle bir hercümercin tam ortasında, 15 Temmuz'dan sadece iki hafta sonra, 31 Temmuz 2016'da bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yayımlandı: 669 sayılı KHK.

Bu KHK ile yeni bir üniversite kuruldu: Milli Savunma Üniversitesi.

Onca hengâme sürerken yayımlanan bu KHK, Harp Okullarını, Harp Akademilerini ve Astsubay Meslek Yüksekokullarını, yani tüm askerî okulları, bağlı bulundukları Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarının ve Genelkurmay Başkanının elinden koparıyor ve bu Üniversiteye bağlıyordu.

Sivil rektörü korgeneral eşiti yetkilere sahip olacak ve Cumhurbaşkanı tarafından seçilecekti. Harp Okullarının her birinin başına da sivil birer dekan atanacak ve bu dekan Harp Okulu Komutanı ile eşit statüde ve tümgeneral yetkilerinde olacaktı. KHK'da, üniversitede görev yapacak öğretim elemanlarının özlük hakları dahi düşünülmüştü. Evet, tüm bunlar o hengâme içinde tasarlanabilmişti.

Kışlalara mesaiye giden subay ve astsubayların belediye kamyonlarının şoförlerinin süzücü bakışlarının arasından geçerek nizamiyelerden girmek zorunda olduğu, genelkurmay karargâh binasındaki parçalanmış onlarca kapının onarılmasına sıranın gelmediği o hengame içinde Milli Savunma Üniversitesi diye bir üniversite kurmanın kimin aklına, nasıl gelmiş olabildiğine çok az kişi hayret etti.

Kararı kim vermiş, metni kim kaleme almış, organizasyonla ilgili detayları kim, ne zaman, nasıl, nerede planlamıştı?

Sonraki yıllar boyunca da az sayıda kişi böyle bir üniversitenin varlığından haberdar oldu.

Haberdar olan az sayıda kişinin çoğu da buranın Milli Savunma Bakanlığı için güvenlik uzmanı filan yetiştiren bir okul olduğu izlenimine sahip oldu.

Buranın Kara, Hava ve Deniz Harp Okullarının ve Kara, Hava ve Deniz Harp Akademisi'nin iplerini eline alan bir kurum olduğunu; Kara Harp Okulu Komutanının amirinin Kara Kuvvetleri Komutanı değil MSÜ'nün sivil rektörü olduğunu, yahut, Hava Kuvvetleri Komutanının kendisine pilot subay yetiştiren Hava Harp Okulu üzerinde hiçbir şekilde kontrol yetkisinin kalmadığını ise çok çok daha az sayıda kişi bildi.

Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu Türkiye-Avusturya milli maçından sonra o malum X paylaşımını yapmasaydı, çoğumuz Milli Savunma Üniversitesi'ni unutmuş olmaya devam edecektik.

"Bu hengame içinde bunu düşünmenin sırası mıydı?" şeklindeki sorum belki de gerçeği bilerek örten yanıltıcı bir sorudur.

Asker hatıratlarına dayanan doktora tezim için Gazi Ahmet Muhtar Paşa'dan 2000'lerin asteğmenlerine kadar uzun bir tarihsel döneme ait sayısı 150'yi aşan asker hatıratlarını okuyup bitirdiğimde kafamda bir duman, bir bulut, bir fikir olarak bir şey belirmişti:

Hatıratlarında birbirleri hakkın­daki hesaplaşmalara, atışmalara ve görece karşıt konumlanmalara rağmen, mesela, İsmet İnönü ile Ali İhsan Sabis'i, Alparslan Türkeş ile Dündar Seyhan'ı yahut Kenan Evren ile Nevzat Bölügiray'ı ortaklaştıran, onları benzeştiren bir şey vardı.

Bu, toplum ve si­yasete dair tavırlarını da belirleyen, aynı habitus'tan geldiklerini kolayca duyuran bir "benzer ses"ti.

BU HABİTUS, BU BENZER SES NEREDE OLUŞUYORDU?

Söz konusu habitus, diğer yandan da bugünün bir subayının, çağdaşı olan bir Fransız subayındansa mesela Enver Paşa ile daha kolay iletişim kurmasına elverecek nitelikteydi sanki. Sanki Kazım Karabekir bugün çıkıp gelse ve leb dese, 2000'lerin herhangi bir subayı leblebi dediğini anlayacak, sanki Rauf Orbay askerî öğrenci olarak 2000'lere çıkıp gelse Kara Harp Okulunun bir yatakhanesinde şimdinin Harbiyeli arkadaşlarıyla kolaylıkla şakalaşabilecek, yahut içtimaya geç kalan Cebesoy 2000'li Harbiyeli arkadaşları tarafından hemencecik "idare edilebilecek" gibiydi.

Bu bakımdan, var olduğunu iddia ettiğim şey basitçe "askerî bir dil" değil, "kendine özgü bir askerî dil"di.

BU KENDİNE ÖZGÜ ASKERî DİL NEREDE OLUŞUYORDU?

150 yıla yayılan bir zaman diliminde askerlerin süreklilik gösteren benzer niteliklerine daha yakından baktığımızda, bunların aynı zamanda, onların topluma ve siyasete dair tavırlarının içine yerleştirildiği formlar, kalıplar olduklarını görüyorduk. Çoğu, farkında olsun veya olmasın, belki de kaçınılmaz olarak, bu formlar içinde hareket ediyorlar, düşüncelerini o formun içinden yürütüyorlardı.

Bu dil, bu formlar, bu habitus nerede oluşuyor ve nasıl bu denli az değişerek ve ana bir izleği koruyarak yüz yıl öncesinden bugüne gelebiliyordu?

Askeri liselerin ve Harp Okullarının bu bahisteki belirleyiciliği çok açıktı.

Anlaşılan, küçük arkadaşlık öbekleri, mikro karşı koyma biçimleri, minik dedikodular, küçük yaramazlıklar, buradan türeyen afacan ve yoğun bir "suç ortaklığı", koğuş sohbetleri, tren yolculukları, yahut, Harp Okulu mutfağında pişen ve nesilden nesile aktarılan bir yemek türü, hiç sevilmeyen bir kereviz veya çok sevilen bir samsa tatlısı, "yemeyen bana versin"ler, "hala çıkıyor mu o kereviz/samsa tatlısı?"lar, Temmuz'un kavurucu sıcağında İzmir/Menteş'in dik Armutalan sırtlarına çıkarken birlikte taşınan bir MG3 makinalı tüfeğinin ağırlığına akşam çadırda edilen sinkaflar, sanılanın aksine, yönetmeliklerden, tüzüklerden, kanunlardan, resmî törenlerden çok daha "yapıştırıcıydı". Hannah Arendt'in ferasetle yakaladığı gibi: "Askeriyede sivil alandaki dostluk biçimlerinden çok daha yoğun biçimde hissedilen ve çok daha güçlü olduğunu kanıtlayan bir tür grup bağı bulu"yorduk.

Harp Okullarının Türkiye siyasetine etki eden habituslarında, bu dostluk biçimlerinin ve grup bağlarının rolü büyüktü. Bunlar, kendilerini tüzüklerin, emirlerin, yönetmeliklerin soğuk nefesine karşı mesafelendirmeyi de başarabilen, gerektiğinde onlara rağmen de hareket edebilen şeylere benziyordu. "Gereklilik" halinin belirlenmesinde ise yine o habitus etkili oluyordu.

Bana kalırsa, bu grup bağını fiziksel ve tarihsel olarak kıracak biçimde araya serpiştirilmiş sivil ("yabancı") yöneticileri ile Milli Savunma Üniversitesi fikri, Harp Okullarının bu uzun tarihsel hikayesini inkıtaa uğratmak üzere atılmış bilinçli ve stratejik bir adımdı.

Siviller samsa tatlısını da, Armutalan sırtlarının terini de bilmiyordu; içtimada bulunmayan bir arkadaşlarını idare etme riskini üstlenmek için anlamlı bir neden bulmaları da güçtü.

GRUP BAĞI KOPARTILMIŞTI.

Bu, sadece ordunun iç yönetimi açısından değil, kolaylıkla anlaşılabilecek dolaylı sonuçları itibarıyla Türkiye'nin rejimi açısından da hayatiydi.

Bu adımın yaşamsal önemini en iyi bilen, 31 Temmuz 2016 gibi çok erken bir tarihte o hercümercin ortasında Milli Savunma Üniversitesinin kurulmasını sağlayan mekanizmaydı diyeceğim, ama bu eksik bir önerme olacak.

Zira Hulusi Akar'ın Genelkurmay Başkanlığı döneminde Proje Yönetim Daire Başkanlığında yürütülen Milli Savunma Üniversitesinin kurulmasına ilişkin ilk çalışmalar 2015 gibi çok daha erken ve şaşırtıcı bir tarihte başlamıştı ve adeta zamanını bekler gibiydi.

https://kronos37.news/harp-okullarini-kapatmak-hulusi-akarin-projesiydi-15-temmuzu-bekledi/


--

- - - - - - - - - - - - - - - -

HABER
. . . . . .
Aksamla bak yine gul rengi buhurdan
Bin bir hulyaya acik penceremin caminda.
Sukut orup bu sicak sonbahar aksaminda
Bir alem dogdu yine giden gunun ardindan.Sardi o her aksamki sessizlik yokuslari,
Bir alem dogdu yine giden gunle beraber;
Geldi medar ellerinden bekledigim haber
Basciviltiya canevimin kuslari.Gordum giden gunun ardindan sulara dalan
Gozlerin yeni bir dunyaya acildigini,
Bir ustuva alemine yaklasildigini,
Bu aksam kuslarinin ufuktan koptugu an.Kuruldu bir alem hergunku dunyamdan uzak,
Kayboldugum dusunceye ve kendime yakin.
Kuslar.. dizi dizi kuslar.. kuslar akin akin..
Ruyam benden bu aksam ve ben ruyamdan uzak...

~Orhan Veli KANIK~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Anneler Günü Stadyumlarda Kutlanmalı

24 Temmuz 2013

Bugün Anneler Günü. Ama içimde bir burukluk var. Böyle özel bir günün ayrı ayrı evlerde değil stadyumlarda hep beraber coşkuyla kutlanması gerekirdi. Çünkü biz millet olarak özel gün ve resmi bayramlarda 101 pare top atışı yapılmadan, geçit resmi olmadan, üniformalar giyilmeden kutlama olmayacağına inanıyoruz. İsterdim ki anneler de üniformalarını giyip uygun adım yürüsün, biz de tribünden onları alkışlayalım, gözlerimiz dolsun, sonra ne bileyim Türk yıldızları uçak gösterisi falan yapsın. Bunlar hoş şeyler sonuçta. Kuzey Kore'de özel günler ve resmi bayramlarda yapılan gösterileri görünce hangimiz duygulanmıyoruz\? Oradaki milli birlik ve bütünlüğe hangimiz imrenmiyor\?

Ben isterdim ki anneler stadyumlarda çeşitli koreografiler yapsın, kule oluştursun… Tamam, belki kule yapmaları o kadar kolay olmayabilir. Sonuçta anne dediğimiz insanlar genellikle kilolu olur. Ama bu tamamen onların sorunu. Eğer o perde takma işini yıllarca bize yaptırtmak yerine kendileri yapsalardı bugün çok daha atletik olabilirlerdi. Üzgünüm.

EN GÜZEL HEDİYE ÜÇLÜ PRİZDİR

Birileri coşkuyla Anneler Günü'nü kutlarken öte yanda sessizce ağlayanlar var. Kim onlar\? Bu güne özel kampanya yapması mümkün olmayan demir-çelik, hırdavat ve tıraş bıçağı gibi sektörler. Evet, bu sektörler Anneler Günü'nde derin bir sessizliğe gömülür. Diğer bütün sektörlerin reklamları yaldır yaldır dönerken bu sektörler bir köşede usulca ağlamaktadır. Çünkü Anneler Günü ile ürünlerini bağdaştırmaları mümkün değildir. İnfrared ısıtıcı markaları bile bir şekilde ürünlerini bugüne bağlayıp "Anneler Günü'nde verilecek en güzel hediye infrareddir. Anne sıcaklığı gibi…" diyebilirken bu bahsettiğim sektörlerdeki firmalarda mayıs ayının ikinci pazar günü depresyon, halsizlik, umursamazlık ve gözleri sabit bir noktaya dikerek donuk donuk bakmalar görülür.

Ama son yıllarda bu alakasız sektörler "Ya biz de Anneler Günü'nden faydalanalım, ne olur ki sanki\?" deyip işin cılkını çıkardı. "Annenize en güzel hediye üçlü kablodur, priz kapağıdır" noktasına geldik. Lütfen yapmayın bunu. Bir çimento firmasının Anneler Günü'nde kampanya yapmasının ihtimali yok. İsterseniz deneyebiliriz:

"Annenize verilecek en güzel hediye çimentodur. Aileyi adeta bir çimento harcı gibi birleştiren o değil midir\?.." Olmadı. Zorlama olduğu çok bariz.

"Bugüne özel, annesiyle gelen her müşterimize dört torba çimentoya bir torba bedava… Onlar en iyi çimentoyu hak etmiyor mu sizce…" Bu da başarısız çünkü hiçbir inşaat işçisi çimento alışverişine annesiyle gitmez.

Gördüğünüz gibi ne kadar çaba sarf etsek de olmuyor. Şimdi sakin olun ve elinizdeki o reklam bütçesini yavaşça başka bir güne bırakın. Çiçek ve çikolata firmaları dışında kimse bugünle ilgili reklam yapmasın.

ANNELERİ RAHAT BIRAKIN

Bu reklamlar anneleri de değiştiriyor. Sevgili firmalar, anneleri neden gaza getiriyorsunuz\? Eskiden elini öpüp gününü kutlayınca sevinçten uçan annem şimdi bana infrared ısıtıcı isteyen gözlerle bakıyor. Tamam siz reklam icabı "Annenize en güzel hediye infrared ısıtıcıdır" diyorsunuz fakat bizimki inanıyor buna. Gerçekten de en güzel hediyenin infrared ısıtıcı olduğunu düşünüyor. İnsaf edin, siz bile üretici firma olmanıza rağmen buna inanmıyorsunuzdur.

Geçen Anneler Günü'nde "Annecim sana en güzel hediye bugün burada yanında olmam değil midir\?" dedim, "Kendine biraz fazla anlam yüklüyorsun bence" diye cevap verdi. N'olur yapmayın, lütfen annelerimizi gaza getirmeyin.

Son sözüm annelere. Sevgili anneler, başımızın tacısınız fakat o terlik ne\? 2012 yılındayız hala terlik fırlatıyorsunuz. Misafirin yanında gizli gizli çimdik atmalar falan… Bu mudur yani\? Yapmayın..

http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com

- - - - - - - - - - - - - - - -

YEMİN ETTİM

Allah huzurunda yemin ettim
Ondan başkasını sevmeyeceğim
Onsuz dünyanın ne anlamı varki
Ondan başkasını sevmeyeceğim

Bana onu sakın sevme dediler
Karşılık olarak dünya 'yı verseler
Dar ağacı konup idam etseler
Ondan başkasını sevmeyeceğim

Kalbim derki o beni sevmese bile
Aşkıma karşılık vermese bile
Gönlüm muradıma er mese bile
Ondan başkasını sevmeyeceğim


- - - - - - - - - - - - - - - -

En acinacak insan makami buyudukce kuculen insandir.

~Huseyin Ece~

- - - - - - - - - - - - - - - -

SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI//www.youtube.com/watch?v=heb2Gq7Ob0Q">https://www.youtube.com/watch?v=heb2Gq7Ob0Q


- - - - - - - - - - - - - - - -

Kendini sevmek bir hamilelik göstergesidir.

~Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog~


- - - - - - - - - - - - - - - -

Sevgi icin kollarini kapali tutma,
sonra kendinden baska tutacak sey bulamazsin.

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Cahil bir toplum,
Özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi
Hiç bir zaman özgür bir seçim yapamaz
Sadece seçim yaptığını zanneder
Cahil toplumla seçim yapmak,
Okuma yazma bilmeyen adama
Hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır

~Friedrich Wilhelm Nietzsche~

- - - - - - - - - - - - - - - -

BIR UMUT
. . . . . .
Yorgunsun,uzaklardan gelmissin;
Yitirmissin neyin varsa birer birer.
Bir saglik,bir sevinc,bir umut...
Onlar da neredeyse gitti gider.
Dost bildigin insanlarin yuzleri
Aynalar gibi kapkara.
Suyu mu cekilmis bulutlarin\?
Donmussun kuruyan irmaklara.
Taslara dusen saat gibi,
Ne arti, ne eksi.
Bir saglik,bir sevinc,bir umut
Hikaye hepsi.

~Cahit Sitki TARANCI~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

NEYDEN KORKUYORLAR? !!!

NEYDEN KORKUYORLAR? !!!

İlk 250 yıl zifiri karanlık! !

Sonuna kadar okuyun!! !

Prof Dr.Ahmet Arslan bir ara şunu söylemişti.

İslamın başı da yalan ortası da yalan nasıl ve nerede ortaya çıktığı belli olmayan kapkaranlık bir din demişti.

Aslında adam çok haklı.

İslamin ilk 250 yılı KOSKOCA ZİFİRİ KARANLIK!

Muhammed sözde 600lü yıllarda Mekke'de Medine'de yaşamış ama 900lü yıllara kadar o bahsedilen Arap cografyasinda ortada İslam diye bir dinin kalıntısı bile yok.

Kelime-i şehadet yok.

Mekke Medine yok.

Muhammed isimli peygamberin izi yok.

Toplu halde Kuran yok.

Bedir yok Uhud yok Allah ismi yok.

Vahiy yok Hira magarasi yok Ayşe Hatice Ömer Zeynep yok Ebubekir Ali yok.

Hendek savaşı yok.

Kureyş yok.

Bütün bu bilgiler 850li yıllardan sonra aniden mantar gibi türemeye başlıyor.

Bakın altını çizerek söylüyorum 850li yıllardan sonra birden Muhammed'e İslam'la ilgili geniş bilgiler mantar gibi türemeye başlıyor ama 850 yılından öncesi kapkaranlık Sanki birileri 850 yılından önceki tarihe kapkara bir örtü çekip yok etmiş.

Sanki birileri bilerek ve kasıtlı olarak İslamın ilk 250 yılına ait bütün bilgileri kanitlari belgeleri kalıntıları delilleri yazıları yok etmiş ortadan kaldırmış köküne kibrit suyu dökmüş gibi.

Ve sıfırdan yepyeni bir İslam tarihi yazip kurgulamışlar gibi.

Biz şu an İslam ve Muhammed hakkında ne biliyorsak 800lü yıllardan sonra birtakım kişilerin yazdığı hadis külliyatlarindan biliyoruz.

Yani biz 800lü yıllardan sonra yazılan İslam tarihine mecburen güvenmek zorundayız çünkü İslama dair ne 600lü yıllardan ne de 700lü yıllardan kalan en ufak bir bilgi kırıntısı yok nasıl başladığı nasıl ortaya çıktığını yani kısacası ilk 200 - 250 yıl elimizde koskoca bir karanlık var.

Kimbilir belki de İslam ilk başta putperest bir dindi ama sonraki gelen yönetimler bu putperestlik dinini vahiyli kitaplı bir projeye dönüştürüp bir Muhammed karakteri yarattılar sonra da organize bir din inşa edip imparatorluk kurdular.

Bir Muhammed karakteri kurgulanip yepyeni peygamberli bir din inşa ettiler sonra da bu sahte dini kılıç zoruyla diğer milletlere dayattilar.

KİM BİLEBİLİR!!

Aslında ilk 250 yılı karanlık olmasa neler neler ortaya çıkacak ama Suudi Arabistan hükümeti kutsal topraklarda arkeolojik ve tarihi kazılara incelemelere araştırmalara izin vermiyor.

Bir şeylerden korkuyorlar gibi.

Sanki birşeylerin açığa çıkmasından korkuyorlar gibi.

Hatirlarlarsaniz bundan 8 ya da 10 yıl önce Suudi Arabistan hükümeti kutsal topraklarda inceleme yapmak isteyen bir grup araştırmacı insanı az kalsın idama götürüyordu.

Bu araştırmacı incelemesi teologlar batılı hükümetlerin müdahalesi sayesinde Canlarını zor kurtardılar.

Ama gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi kötü bir huyu vardır! !!

İstediğiniz kadar İslamın ilk 250 yılına sansür uygulamaya çalışın istediğiniz kadar arkeolojik araştırmaları kazıları tarihi araştırmaları engelleyin o kapkaranlik 250 yıl aydinlatilacak ve o 250 yılda neler olup bitti de bu İslam ortaya çıktı bu elbet kesin bir şekilde bilinecek.

Belki Muhammed yaşamadı.

Belki de bu din putperestliğin revizyone edilip sahte bir dine dönüştürülmüş şekli.

Belki de İslam ilk başta bir imparatorluğun yönetim şekliydi ama sonra vahiy tezgahlı uydurma bir dine dönüştürüldü.

İşte herşey o karanlık 250 yılda o topraklarda neler olup bittiğinin aydınlatılmasına bağlı.

Ama İslamcılar gerçeklerin bilinmesini istemezler.

Gerekirse kan, şiddet ve vahşet yoluyla gerçekleri örtbas etmeye çalışırlar.

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Buldum bilemedim, bildim bulamadim.

~Anonim~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İzli mermilerin izi iki yönlüdür, senin de yerini belli ederler.

MURPHY KANUNLARINDAN
Murphy kanunları ilk olarak 1949 yılında Captain Ed Murphy tarafından "Anything that can go wrong will go wrong" "yanlış gitme olasılığı bulunan bir şey, yanlış gider" olarak emrindeki proje yöneticisi George Nicholsun yarattığı bazı durum ve tersliklerden mülhem olarak vazedilmiştir.
Zaman içinde pek çok kişi benzer terslikleri Murphy kanunu adı altında listeye eklemiş, kurallar anonim bir hal almıştır.
1917 doğumlu Edward A.Murphy Jr.ABD Hava Kuvvetlerinde 1949da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biriydi.
İnsan üzerine ivmelenmenin etkilerini inceliyordu (USAF proje MX981).
Deneylerden biri pilot üzerinde 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu.
Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı becerdi.
Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı.
Bir kaç ay içinde "Murphynin Kanunları" mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958de de nihayet Websterin sözlüğüne girdi.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dixi
Dedim. (Soyleyeceklerim bu kadardi anlaminda sozun sonunda soylenen populer soz)

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Gücümüz güçsüzlüklerimizden doğar."

~Ralph Waldo Emerson~

- - - - - - - - - - - - - - - -

BAŞAKŞEHİR MARŞI//www.youtube.com/watch?v=ZQ_Gq8VDzbQ">https://www.youtube.com/watch?v=ZQ_Gq8VDzbQ


- - - - - - - - - - - - - - - -

Et alii
Ve digerleri(et al. veya e.a. diye kisaltilir.)

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Zamanı Sıkıştırmaya Kalkma; Hayatı Meydana Getiren Şey Zamandır.

~FRANKLİN~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Hayatta yapabileceğiniz en büyük hata, sürekli olarak bir hata yapabileceğiniz korkusudur."

~Elbert Hubbard~

- - - - - - - - - - - - - - - -

BİR DOLARIN SIRRI

https://www.youtube.com/watch?v=X4O9wgnvEgs

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

RİFAT SERDAROĞLU: SEVR KULÜBÜ / SİSTEMİN MUHALEFETİ! !!



RİFAT SERDAROĞLU: SEVR KULÜBÜ / SİSTEMİN MUHALEFETİ! !!

26 Haziran 2024

Milli Mücadelemize yani Kurtuluş Savaşımıza, ülkedeki tarikatların çoğu karşı çıkmıştı. Milli Mücadelemiz sadece işgal güçlerine karşı değil, tarikatlara karşı da yapıldı. Kurtuluş Savaşımızda Mustafa Kemal'in

İDAM FERMANINI çıkaran ve işgalci güçlerle işbirliği yapanlar Sait Molla gibi dinci hainler oldu.

Kurtuluş Savaşı öncesi, içimizdeki yobazlar tarafından kurulmuş cemiyetler bugün farklı adlarla faaliyetlerine devam etmekteler. Bakalım mı?

Kürdistan Teali Cemiyeti;

Bağımsız Kürt Devletinin kurulmasını isteyenler tarafından kuruldu.

İSKİLİPLİ MEHMET ATIF KURUCULARINDANDIR. YUNAN AJANI!

Bugünkü Bölücü-Ayrılıkçı-Kürtçü gruplar neyse, başta PKK olmak üzere, hepsinin kaynağı bu cemiyettir.

İslam Teali Cemiyeti;

Türkiye'nin bir din devleti olması, Hilafetin tekrar gelmesi ve şeriat isteyenlerin kurduğu bir cemiyet. İskilipli Atıf, bu cemiyetin de kurucusudur.

AKP'NİN ADINI OKULLARA, SAĞLIK TESİSLERİNE VERDİĞİ HAİN!

Bugünkü AKP-HÜDA PAR-YRP-SP hepsinin kaynağı bu cemiyettir.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti;

Türkiye'nin Sevr'deki sınırlara çekilmesini, Ermenistan ve Kürdistan'ın kurulmasını isteyen emperyalist devletlerin kurdurduğu, kurucuları arasında Sait Molla denen yobazın olduğu bölücü bir cemiyettir.

Wilson Prensipleri Cemiyetleri;

Türkiye'nin "AMERİKAN MANDASI" olmasını, Ermenilerin ve Kürtlerin ayrı-ayrı devlet kurmalarını isteyenlerin kurduğu cemiyettir.

Albay İsmet Bey'in 27 Ağustos 1919'da Kazım Karabekir'e yazdığı mektup mutlaka okunmalı.

Bugünkü, "Eşbaşkanlık-Federal İslam Ümmet Devleti- Kürdistan'ın "Çözüm Süreci" denen ihanet süreciyle önünün açılmasının kaynağı bu cemiyettir…

BU SEVR KULÜBÜ 104 YIL ÖNCE DE VARDI, ŞİMDİ DE VAR!

Bu defa, devletin ve muhalefetin tepelerine kadar çıktılar. Bunları biliyoruz, tanıyoruz. Ne yapacaklarını da net olarak tahmin ediyoruz.

Özgür Özel ve ekibi AKP ve Erdoğan'la görüşerek "SİSTEMİN MUHALEFETİ" haline geldi. Bundan böyle ne yaparsa yapsınlar, bunu değiştiremezler. Zaten değiştirmelerine AKP ve Saray izin vermez. Hassas yerlerinden yakalandılar!

Aziz Türk Milleti;

Lütfen dikkatlice okur musunuz? Özellikle CHP'li dostlar?

AKP-CHP GÖRÜŞME HEYETLERİNDE ERDOĞAN VE NAMIK TAN VARSA, O ODADA

Türk Devletinin "Ulus Devlet ve Üniter Yapısını" değiştirecek "YENİ SİVİL ANAYASA" KONUŞULMAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR.

DEM PARTİNİN DE DESTEKLEYECEĞİ ÖN ANLAŞMA YAPILMIŞ BİLE OLABİLİR!

Özel, mesleği ve yaşam tarzı gereği bu konuda derinlemesine bilgiye sahip değildir. İlgili de değildir.

Baskın Oran-Yalçın Karatepe- İlhan Uzgel'in bu konudaki fikirleri kamuoyunca malumdur. Elbette ki Özel'i brife edip, yönlendirmişlerdir.

Türk Milletinin merak ettiği ve özellikle Özel tarafından yanıtlanması istenen sorular;

Erdoğan-Özel görüşmesinin yani "YUMUŞAMA, NORMALLEŞME" için, yurtdışından dolaylı veya direkt bir rica geldi mi?

28. Dönem TBMM'sinin "YENİ ANAYASA" yapması yasal mıdır?

Erdoğan'ın sığınmacı politikası bellidir. 12-15 milyon kaçak sığınmacıyı kabul eden de o dur, en az bir o kadar daha getirecek de o dur.

Özel, bu konuda ne düşünmektedir?

Resmi DİL olarak, Türkçenin yanında Kürtçe ve Arapça dillerinin konulması için düşünceniz nedir?

İkiniz de defalarca, Türkiye'yi eyaletlere bölecek "Yerel Yönetimler Avrupa Özgürlük Şartını" kabul ettiğinizi söylediniz. Aynı kanaatte misiniz?

AKP, "Eğitimde Birlik" yasasını yok sayacak uygulamalar yaptı.

4-6 yaşındaki bebelerin din eğitimi almalarına, Anayasamızca kurulması yasaklanmış tarikat ve cemaatlerin M. Eğitim politikalarında etkin hale getirilmesine, CHP olarak ne diyorsunuz?

Yüksek Yargının, AKP emrine girmesine ne diyorsunuz?

Bu ve benzeri onlarca temel konuda AKP'den farklı düşünüyorsanız, ne için görüşüyorsunuz be arkadaş! Türk Milleti ile kafa mı buluyorsunuz?

Kafayı kuma gömmekle, sizleri kimse görmüyor sanmayın.

TÜRK TARİHİ VE TÜRK MİLLETİ HER ŞEYİ GÖRÜYOR, BİLİYOR!

Bir de "Kara karıncayı, gece karanlığında gören var" bildin mi Erdoğan?

Sağlık ve başarı dileklerimle




--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Akil gibi sermaye, iyi huy gibi dost, edep gibi miras, ilim gibi seref olmaz.

~Ehl-i hikmet~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dünyaca malum olmuştur ki, bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır.
Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır.
Fakat, bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır.
Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.
Bizim yolumuzu çizen;
içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk Milleti ve bir de milletler tarihinin binbir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir.

~Mustafa Kemal Atatürk~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Basari belki insana cok sey ogretmez, fakat basarisizlik cok sey ogretir.

~CIN ATASOZU~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Yeni Bir Dünya

Tam üç ay hasta yattım,
kendimi bilmeden
ve şehrin sokaklarını,
tavlada dübeş kapısını unuttum.
sevdiğim kızın yüzünü.
şimdi ne güzel, yeni baştan
yürümeye ve sevmeye başlamak

~Melih Cevdet Anday~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Kalbini ogutle yasat, hikmetle aydinlat.

~Hz.ali (r.a.)~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Beni Bu Havalar Mahvetti

Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.

~Orhan Veli Kanık~

- - - - - - - - - - - - - - - -

KAYYIM GERÇEĞİ...

https://www.youtube.com/watch?v=4WZtLaHnGew


- - - - - - - - - - - - - - - -

Kadın tahrik edici olursa cinsel tacizde bulunan da suç ortağıdır

~Prof.Dr.Orhan ÇEKER, Selçuk Üni.İlahiyat Fak.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Kendine Acındırmak

Kendimi kaptırmamaya çalıştığım çocukça, yakışıksız bir duyumuz vardır. Dertlerimizle dostlarımızı acındırmak, kendimize vah vah dedirtmek. Başımıza gelenleri büyütür, şişirir, karşımızdakini ağlatmak isteriz, neredeyse. Başkalarını kendi dertleri karşısında soğukkanlı gördük mü överiz, ama soğukkanlılığı bizim dertlerimize karşı gösterdiler mi darılırız, kızarız. Dertlerimizi anlamaları yetmez, yanıp yakınmalarını isteriz. Oysaki insan sevincini büyülterek anlatmalı, üzüntülerini kısaltarak. Kendini yok yere acındıran gerçekten dertli olunca acınmamayı hakeder. Durmadan vahlanan kimse vahlanılmaz olur. Kendini canlı iken ölü göstereni, ölü iken canlı görebilir herkes. Öylelerini gördüm ki, eş dost kendilerini gürbüz, keyifli görecek diye ödleri kopar, iyileşmiş sanılmamak için gülmelerini tutarlardı. Sağlık, kimseyi acındırmadığı için, nefret ettikleri bir şey olurdu. İşin tuhafı, bu gördüğüm kimseler kadın da değildi.

~Michel de Montaigne : Denemeler~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

8 Ocak 2025 Çarşamba

Ey okuyucu bu götoşları asla unutma.


Gazi Jandarma Albay Abdülkerim Kırca, 1998 yılında Pkk'lıların Antalya ili Serik ilçesine sızmasını engellemek için girdiği çatışmada omuriliğinden yaralanmış ve felç olmuştu.
Sonraki dönemlerde 2004 yılında kendisine Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Devlet Övünç Madalyası verilmişti.
Fethullah Gülen ve çetesi marifetiyle Pkk'lı Abdülkadir Aygan tanık gösterilerek kendisi de diğer Kahramanlarımız gibi sanık olarak gösterilmiş, Star, Taraf gazetesi Samanyolu Tv ve diğer Fethullahçı Medya tarafından türlü iftiralara uğramış, ailesine leke atılmaya çalışılmış ve bunlara dayanamayarak 19 Ocak 2009 tarihinde beylik silahı ile evinde intihar etmiştir.
İntihar etmeden konuştukları ise şimdilerde herkesin unuttuğu gerçeklerdir.
Bakın ne demiş kendisi;
O hale geldi ki, teröristler bizden kıymetli oldu.
Teröristlerin açıklamaları doğruymuş gibi sayfa sayfa yazıyorlar.
Bunlar çok ağrıma gidiyor.
Bizler boş yere mi şehit olduk, gazi olduk anlamıyorum.
Sanki görev yaptığımız için suçlu hale geldik.
Ayrıca Atatürk'e küfreden ve hala sözde yazar olan Engin Ardıç isimli zibidi ise kendisi hakkında " MERMİYE KAFA ATTI" demişti.
Bunları Unutma Türk milleti Asla Unutma.
(Oraj POYRAZ)  L2fSIJNoA0xfSNxA      



--

- - - - - - - - - - - - - - - -

(...Ne kadar dikkatliyiz?)
Cogumuz yasamin kucuk bir parcasina tutunur ve bu parca uzerinden butunu kesfedecegimizi dusunuruz..
Odamizdan ayrilmadan,nehrin tum uzam ve genisligini kesfetmeyi ve kiyisindaki yesil cayirlarin zenginligini algilamayi umariz..
Oysa, kucucuk bir odada yasiyoruz,hayati el yordamiyla kavradigimizi ya da olumun onemini anladigimizi dusune...rek,kucuk bir tuvale resim yapiyoruz;ama anlamiyoruz..Kavramak icin disari cikmak gerek..Ama, bu kucuk pencereli odayi terk etmek;yargilamadan,kinamadan,bunu severim,sundan hoslanmam,demeden herseyi oldugu gibi gormek cok zordur;cunku cogumuz parca uzerinden butunu anlayabilecegimizi dusunuruz...

~Tek bir jant teli uzerinden tekerlegi anlamayi umariz;ama bir jant teli bir tekerlek etmez oyle degil mi?

J.Krishnamurti/Bunlari dusun~

- - - - - - - - - - - - - - - -

YUREGIMI BOLDUM YAR
. . . . . .
Derdim; sensiz artar yar
Zaman sabri tartar yarr
Ayaga kaldir beni;
Gelip; el ver kurtar yarrr…
. . . . . .
Dag ovayi astim yar
Ellerinde pistim yarr
Yagmur yagmur aglarim;
Ne hallere dustum yarrr…
. . . . . .
Aklim fikrim sende yar
Dualarin bende yarr
Yonume rehberimsin;
Senle beynim zinde yarrr…
. . . . . .
Eriyorum; bittim yar
Kayboldum da yittim yarr
Atesinden alarak;
Vedasizca gittim yarrr…
. . . . . .
Yuregimde narsin yar
Yuregimde yarsin yarr
Yuregim yureginde
Yureginde dursun yarrr…
. . . . . .
Berilere geldim yar
Sevdandaki seldim yarr
Damla damla damladin;
Dudagimla sildim yarrr…
. . . . . .
Habip tabip sensin yar
Op ki; agrim dinsin yarr
Sevdandan yudumladim;
Askim sana sinsin yarrr…
. . . . . .
Tukenmeyen nazsin yar
Gozun destan yazsin yarr
Dirhem dirhem kokladim
Gul dalinda hazsin yarrr.
. . . . . .
Senden evvel kuldum yar
Ben seninle guldum yarr
Al canim senin olsun;
Yuregimi boldum yarrr.
. . . . . .
KADIR DURAK
(LEBIDERYA)

- - - - - - - - - - - - - - - -

Guzel huy, bir ganimettir.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Akilli adam aklini kullanir.
Daha akilli adam baskalarinin da aklini kullanir.

~Bernard shaw~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Asinus asinum fricat
Esek esege surtuyor (birbirlerine asiri iltifat edenlere soylenir)

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

YILMAZ ÖZDİL : KARABİBERİM VUR KADEHLERE
26 Ocak 2021
Ne diyordu asrın liderimiz?
Benim oyumla çobanın oyu bir mi diyen kibir abideleri var çobanın çiftçinin köylünün oyuyla benim oyum bir olmaz diyor bu çevreler kendilerini Anadolu'daki köylümden üstün görmek isterler diyordu.
Kendilerini köylüden çiftçiden üstün görenler sanatçı olsa ne olur profesör olsa ne olur önce köylüye saygı duyacaksın diyordu.

Fethiye'de cenazesi kaldırılırken traktörü haczedilen çiftçi var bütün köy cami avlusunda musalla başındayken rahmetli çiftçinin oğlu icra memurlarıyla uğraşmak zorunda kaldı.
İcradan satılık inek var.
İcradan satılık koyun var.
İcradan satılık tavuk çiftliği var.
İcradan satılık balık çiftliği var.
Un değirmeni.
Mandıra.
Fındık bahçesi.
Sera.
Zeytinlik.
İcradan satılık tarla var.
İcradan komple köy satıldı birader… Uşak'ta taksitleri ödeyemediler borcu kapatmak için birbirlerine kefil olup yeni kredi çektiler onu da ödeyemediler evler mühürlendi traktörlere el konuldu tarlalar haczedildi.
Sakarya Yozgat Erzurum Manisa Kars hacizden başka haber yok.
Tarsuslu çiftçi tarlasına haciz koyan bankanın camlarına ateş etti.
Kredi borcu nedeniyle Aydınlı çiftçilerin dedelerinden kalma Kurtuluş Savaşı mavzerleri bile haczedildi.
Trakya çöktü Çukurova çöktü patates ambarı Nevşehir'de banka hacizleri nedeniyle köy kahvelerindeki çay bile veresiye içiliyor.
Kamu bankası sırf Aydın'da 890 tarla 120 bağ-bahçe satıyor tamamı çiftçilerimizden haczedildi.
Akp iktidara geldiğinde çiftçinin toplam borcu bir milyar lira civarındaydı bugün itibarıyla 180 milyar lira.
Traktör satışları patladı… Çünkü çiftçi bankadan borç alıp traktör satın alıyor kontağını bile açmadan ikinci el olarak satıyor elinde kalan parayla vadesi gelmiş bir başka borcunu yamamaya çalışıyor.
İnternete girin lütfen icralık traktör ilanları kaynıyor.
Bursa Tarım Fuarı'nda bir firmanın teşhir için getirdiği sıfır kilometre traktörler bile haczedildi gerisini düşün.
Banka borçları yüzünden Konya'da çiftçilerin yüzde 80'i kendi tarlasında kiracı durumuna düştü.
Manisa Saruhanlı'dan örnek vereyim 470 bin dönüm tarım arazisi var 350 bin dönümü ipotekli…
Niğde'de çiftçi intihar etti Adana'da çiftçi intihar etti Çanakkale'de çiftçi intihar etti Denizli'de çiftçi intihar etti Burdur'da çiftçi intihar etti hepsinin ortak paydası ödenemeyen banka borçları… Utanmadan hâlâ tarımda Avrupa birincisiyiz diyorlar halbuki Avrupa tarımında sadece çiftçi intiharında birinciyiz.
Chp milletvekilleri Tbmm'de soru önergeleri verdi kaç çiftçimizin devlet bankalarından aldığı krediler nedeniyle icra takibine uğradığı kaç çiftçimize bu sebeple dava açıldığı soruldu.
Sayın hükümetimiz devlet sırrı diyerek cevap vermedi…
Borçlarını ödeyemeyen Malatyalı çiftçi devlet bankasının önünde kendini yaktı.
Tarlasına haciz konulan Mersinli çiftçi devlet bankasının camlarını kırdı.
İneklerine haciz gelen Ankaralı çiftçi devlet bankasının önüne güğüm güğüm süt döktü.
Hükümet güya çiftçiye destekleme ödüyor ödenecek desteği kamu bankasına gönderiyor banka o çiftçinin elektrik borcu olup olmadığına bakıyor borcu varsa parayı enerji firmasının hesabına aktarıyor… Yani çiftçiye verilen destek elektrik şirketine gidiyor.
Mecburen toprağını satan satana… Türkiye'de son 10 yılda 2.5 milyon futbol sahası büyüklüğünde tarım arazisi imara inşaata kurban gitti.

Kendi köylüsünün tarlasına haciz gönderen sayın hükümetimiz Sudan'da Nijer'de tarla kiralayıp Afrika köylüsüne tarım yaptırıyor.
Bizim köylümüzün ineği koyunu traktörü hacizliyken sayın devletimiz Afrika topraklarını ekip biçiyor.

Hal böyleyken ne diyor Serdar Ortaç?
Valla son aldığım krediyi ödeyemedim koskoca devlet bankası 'sen Serdar Ortaç'sın seni mahkemeye verir miyiz evlat' dedi borcumu 8 ay erteledi diyor.

E uyaranlara kulak asmayıp bu iktidarı 18 senedir sırtında taşıyan köylümüze sormak lazım demek ki… Çobanla Serdar Ortaç bir mi?
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/yilmaz-ozdil/karabiberim-vur-kadehlere-6228243/


- - - - - - - - - - - - - - - -

Resulullah sav buyurdular ki:
Allahtan başka ilah olmadığına ve benim de Allahın Resulü bulunduğuma şehadet eden kimsenin kanı, üç hal dışında helal değildir:
Zina yapan dul.
Cana can kısas.
Dinden çıkıp cemaatten ayrılan.

~Buhari, Diyat 6; Müslim, Kasame 25, 1676
Ebu Davud, Hudud 1, 4352
Tirmizi, Diyat 10, 1402
Nesai, Tahrim 5, 7, 90, 91
Kasame 5, 8, 13~

- - - - - - - - - - - - - - - -

AYDIN MISIN?…
. . . . . .
Kilim gibi dokumada mutsuzlugu
Gidip gelen kara kuslar havada
Saflar tutulmus top sesleri gerilerden
Tabaninda depremi kara gullelerin
Duymuyor musun
. . . . . .
Kaldir basini kan uykulardan
Boyle yurek boyle atardamar
Atmaz olsun
Ses ol isik ol yumruk ol
Karayeller basina indirmeden catini
Sel sulari bastigin topragi donum donum
Alip goturmeden buyuk denizlere
Cabuk ol
. . . . . .
Tam cagi ise baslamanin dogan gunle
Bul icine tukurdugun kitaplari yeniden
Her satirinda buram buram alin teri
Her sayfasi gunluk guneslik
Utanma sucun tumu senin degil
Yirt otuzunda aldigin diplomayi
Alfabelik cocuk ol
Yollar kesilmis alanlar sarilmis
Tel orguler cevirmis yoreni
Firil firil alici kuslar tepende
Benden gecti mi demek istiyorsun
Ac iki kolunu iki yanina
Korkuluk ol

~RIFAT ILGA~

- - - - - - - - - - - - - - - -

KARMAKARISIK
. . . . . .
Bir okla yarali kalbim,
Boyacinin sandiginda;
Guvercinim kagit helvasinda;
Sevgilim kayigin burnunda;
Yarisi balik,
Yarisi insan;
In miyim?…
Cin miyim?…
Ben neyim?…

~Orhan Veli KANIK~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Namuslu Davranmak En İyi Siyasettir.

~CERVANTES~

- - - - - - -







- - - - - - -

Paul_Christopher-Michelangelonun_Defteri.epub
oscar_wilde-ciddi_olmanin_onemi.pdf
Stephen_King-Goz.epub
Atesi_Yakalamak-Suzanne_Collins.epub
Anton_Cehov-SAYFIYEDE_YAZ.docx
Mahir_Kaynak-Komplo_Yok.epub
icindekiler.doc
MAT201DERS.pdf
Sadik_SENDIL-Kocamin_Nisanlisi_3.pdf
Ursula_K._Le_Guin-Karanligin_Sol_Eli.epub
Cahit_Zarifoglu-Isaret_Cocuklari.pdf
OLUM_CICEKLERI-ROMAN_Ebu_Abdulmumin_Tekin_Mihci.pdf
Anton_Cehov-VisneBahcesi.pdf
17:59 16.610.351 f1f1653063fd405cb411cf94c7f91edc_1_.pdf
Clive_Cussler-Seytan_Denizi.epub
En_Uzun_Gece-Ahmet_Altan.epub
Resat_Nuri_Guntekin-Yaprak_Dokumu.pdf
PHP_1.rtf
Halil_Inalcik-Osmanli_ve_Modern_Turkiye.pdf
Kennilworthy_Whisp-HP-Caglar_Boyunca_Quidditch.epub
Nevevi-Riyazu_s-Salihin_Arapca-Turkce_.pdf
Neyzen_Tevfik-Azab-i_Mukaddes.pdf
Bir_Cift_Yurek-Marlo_Morgan.epub
Knulp-Hermann_Hesse.mobi
beau_gosse.pdf
BIREY_UYGULAMA_TESTLERI.pdf
Bolum_1.pdf
Mustafa_Armagan-Osmanli-nin_Mahrem_Tarihi_Bilinmeyen_Yonleriyle_Osmanli_Padisahlari.docx
TURLERINDE_GENETIK_CESITLILIGIN-Dr_TEZI_Ebu_Abdulmumin_Tekin_Mihci.pdf
KAHRAMANIN_SONSUZ_YOLCULUGU-JOSEPH_CAMPBELL.pdf

- - - - - - -

"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/