Faili Meçhul Ve Sığ Devlet
Ali Sirmen
23 Ekim 2010Politik yaşamımızı hakkıyla kavramak için, bazı kavramları, genel kullanımlarının ötesinde, gerçek anlamında okumakta, onları başkalarıyla karıştırmaktan kaçınmakta yarar var.
Her zaman değilse bile, çoğu hallerde “faili meçhul” dendiği zaman, bunu “faili meşhur” olarak okursanız, failin neden ısrarla meçhul kaldığını, devletin neden “faili meçhul!”e kol kanat gerdiğini kolaylıkla anlayabilirsiniz.
Eğer, kerazetin makamı saltanatta bulunduğu son yıllarda “karizma”dan muradın, kerizma olduğunu bilmezseniz, şaşkın şeyhin kerametini nafile ararcasına, sonuçsuz arayışlara girerek, “Ne karizması yahu! Hani nerede bunun karizması?” demeniz kaçınılmaz olur.
Her söylenene inanır, hangi kavramların hangi kaçışlar için kullanıldığını görmezseniz, çok bilinmeyenli sandığımız bir kısım denklemler karşısında eliniz böğrünüzde, kalakalırsınız.
Derin devlet masalı bunlardan biridir.
Türkiye kadar “derin devlet”ten söz edilen bir ülke daha var mıdır yeryüzünde bilmiyorum.
Her yerde derin devlet vardır, hem de bizim dışarıdan gördüğümüzden sandığımızdan daha fazla.
Ama ikide bir ileri sürülen savlara bakarsanız, sanırsınız ki, bizdeki kadar derin devlet hiçbir yerde yoktur.
***
Aslında bu derin devlet can simidine ikide bir neden bu denli iştiyakla sarılındığını anlamak çok güç değil.
Derin devlet kavramını ortaya atmak, meydana gelen usulsüzlüklerin, yolsuzlukların, hukuksuzlukların, kokuşmuşlukların hesabının sorulmasının önüne geçer.
Böylelikle, makam sahiplerinden, iktidardan bunların hesabını sormanız imkânsızlaşır ve böylelikle derin devlet defisiyle, görünür devlette, karşımızda duran kişilerin sorumluluktan kurtarılması sağlanmış olur.
Türkiye’de bunca faili meşhurun, fali meçhul olarak kalmasının en önemli nedeni, görünür devlette ya da dilerseniz başka deyişiyle sığ devlette bulunan ve faili meşhuru faili meçhule dönüştüren veya olayın bu şekle dönüşmesine seyirci kalandan hesap sorulamamasıdır.
Öyle ya, mademki sorumlu derin, görülmez, ulaşılmaz devlettir, o zaman görünür sığ devletteki makam ve iktidar sahibinden nasıl hesap soracaksın ki?..
Oysa, sığ devletin himayesi, teşviki, suç ortaklığı olmadan derin devlet harekete geçemez, sığ devletin himayesi olmasa meşhurlar, meçhule dönüşemez.
Bu gerçeği yadsıyanlar, sorumluları gözden kaçırma telaşında olan iktidar yalakalarıdır.
Bu olgunun son örneği içinde bulunduğumuz hafta, CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün önergesiyle yaşandı.
***
Üç gün önce, Ahmet Taner Kışlalı’nın ölüm yıldönümünde, Ali Rıza Öztürk faili meçhullerin araştırılması için TBMM’ye bir önerge veriyordu. Yalçın Doğan saymış, bu Öztürk’ün aynı konudaki üçüncü önergesiydi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 Eylül 2010 tarihinde yaptığı, Ahmet Tan’ın dünkü yazısında naklettiği konuşmasına bakarsanız, bu önerge AKP’lilerin coşkun desteğiyle kabul edilir sanırsınız.
Bakın ne demiş Diyarbakır’da Tayyip Erdoğan:
- Faili meçhuller meçhul kalmayacak, kalmamalıdır.
Hızını alamayıp şöyle devam etmiş:
- Bir gece yarısı sokak ortasında ensesine kurşun sıkılarak katledilen, katilleri gecenin karanlığında kaybolup bir daha ortaya çıkmayan, çıkarılmayan faili meçhullerin acısını çok iyi biliriz.
Bu sözleri anımsayınca, Ali Rıza Öztürk’ün önergesinin AKP’nin oylarıyla kabul edileceğini sanırsınız değil mi?
Ama öyle olmuyor, önerge üçüncü kez, AKP’nin oylarıyla reddediliyor.
AKP iktidar partisi, AKP milletvekilleri, yasamanın çoğunluğunu oluşturuyor, her şey gözle görünür sığ devletin sınırları içinde herkesin gözü önünde cereyan ediyor.
Şimdi “faili meçhul – faili meşhur”, “derin devlet – sığ devlet”, “karizma – kerizma” kavramlarının doğru okunmasının neden zorunlu olduğu anlaşılıyor mu?
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Akıl gibi sermaye, iyi huy gibi dost, edep gibi miras, ilim gibi şeref olmaz. Ehl-i hikmet oO-------------------------------------------------------------------Oo http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder