22 Kasım 2010 Pazartesi

NATO Sözcüsü: "Düğmeye NATO basar"



-------- Original Message --------
From: Ali Serdar Bolat <serdarbolat@superonline.com>


NATO Sözcüsü: "Düğmeye NATO basar"
++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Ali Serdar Bolat   21 Kasım 2010
 
Recep Bey, kamuoyunu yanıltmak için olmayacak şeyler söyledi.
İşte "Füzelerin kumanda düğmesi" konusunda Recep Bey'in 15 Kasım'da yaptığı konuşma:
“NATO teşkil ediyor bu durumu. NATO kapsamında atılacak bir adım ve bu işin komutasının kime verileceği önemli. Topraklarımızın genelinde böyle bir şey düşünülüyorsa bize verilmeli. Başka bir ülke adı burda belirlenemez. Yerleşim noktaları önemli, serpilme önemli. Nerede olacak, hangi irtifada olacak... Teknik kadrolarımız bütün bunların üzerinde çalışmalarını yapıyorlar ve Lizbon zirvesinde görüşülerek mutabakat sağlanırsa ne ala, yoksa yapacak bir şey yok.”
 
Tamamı palavra idi. Türk milletini afyonlamak için söylenmiş sözlerdi.
Recep Bey Türk kamuoyuna "Füzelerin komutası bize verilmeli" diyordu ama Lizbon'da Amerikalılara bu konuda tek kelime bile söylemeden imzayı bastı.
Yandaş gaz tenekeleri de: "Türkiye'nin istediği oldu" diye afyonlamaya devam ettiler.
 
NATO Sözcüsü James Appathurai, “NATO operasyonu söz konusuysa, düğmeye NATO basar” dedi.
Zaten NATO demek, Amerika demekti. Bu açıklama üzerine Recep ve Gül Beylerden ses çıkmadı.
Duymadılar (!) demek ki...
 
Durumu kurtarmak Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na düştü:
"Başbakanın ‘Komuta bizde olmalı' sözü’ yanlış yere çekildi. Burada bütün sistemi Türkiye yönetsin demiyoruz. Kabul edilirse, komuta Türkiye’nin de bir parçası olduğu NATO’da olacak."
Böylece süngü düştü. Gaz tenekeleri bu açıklamayı görmedi.
 
Recep Bey "Başka bir ülke adı burada belirlenemez" demekle "Anlaşmada bu füzelerin İran'a karşı kurulacağı yazılmasın" demek istiyordu.
Yazmayınca ne olacak? İlkokul çocukları bile bu füzelerin İran'a karşı olduğunu biliyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozi:
"NATO'nun kamuya açıkladığı belgelerde İran ismi yer almıyor ama biz kediye kedi deriz, hedef İran'dır" dedi.
 
Peki, bu füzeler İran'a karşı değil de kime karşı kuruluyor?
Bazıları "Çin'e karşı" diyorlar. Ama gerçekte İran Çin'in batı cephesi. Çin'e karşı demek İran'a karşı demektir.
 
ZAMAN gaz tenekesi bakın nasıl afyonlamaya devam ediyor:
 
 
 
İran'ın düşmanının Türkiye değil İsrail olduğunu;
füze kalkanının da İran'ın İsrail'e atacağı füzeleri vurmak için kurulduğunu ilkokul çocukları bile biliyor.
"İttifak hiçbir ülkeyi düşman ilan etmedi" diyen ZAMAN gaz tenekesi milleti aptal yerine koymaktadır.
Hiçbir ülke düşman değil de bu füzeler kime karşı kuruluyor?
 
"Türkiye’ye yerleştirilecek olan dev radarlar, fırlatılacak bir füzeyi erken tespit edecek ve tehdit havada imha edilecek." imiş.
Peki, ya bir "yanlışlık" (!) olursa?
Amerika'nın "yüksek menfaatleri" İran ile Türkiye'nin savaşmasını gerektirdiği an, Amerika'daki NATO karargahından düğmeye "yanlışlıkla" basılmayacağının garantisi nedir?
 
Nitekim, Akdeniz'deki tatbikatta, "gerçek mermiler kullanılmayacak" anlaşması yapılmış olduğu halde, Amerikan gemisindeki çift anahtar sistemli füzelerin hem de 2 defa "yanlışlıkla" ateşlenerek bizim "Muavenet" zırhlımıza gerçek mermi atması ve subaylarımızın şehit olması unutuldu mu?
 
Amerika'nın Irak'ta askerlerimizin başına çuval geçirmesinden sonra "Amerika özür dileyecek mi?" sorusuna Bay Gül "Büyük ülkeler özür dilemez" diyerek Amerika'nın avukatlığını yapmamış mıydı?
Sen "özür dile" de, Amerika "dilemem, ben büyük ülkeyim" desin. Sen Amerika'nın sözcüsü müsün, avukatı mı yoksa Türkiye Cumhurbaşkanı mı?
Recep Bey de "Amerika'ya nota verecek misiniz" sorusuna  "Müzik notası mı" diyerek sözde dalga geçmişti.
İşte AKP yönetimi sayesinde Türkiye "Büyük ülkelerin şamar atıp özür dilemediği küçük bir ülke" derekesine düşürülmüş oldu.
 
"Füze kalkanı" dedikleri şey kalkan falan değil, füzedir.
Yani İran'dan atılacak olan füzeler bir kalkana çarpıp imha olacak değildir.
İran'dan atılacak füzeyi imha edecek füzeler atılacaktır Türkiye'den.
 
Ya İran'dan füze atılmadığı halde, Amerika "yanlışlıkla" düğmeye basar da, bizim topraklarımızdan atılan füzeler İran topraklarını vurursa ne olacak?
Türkiye İran ile savaşa sokulacak ve "Büyük ülke Amerika" bu "yanlışlık"tan dolayı özür dilemeyecek tabii.
 
Peki, İran'dan atılacak füzelerin hedefi neresi olacak? Gayet tabii İsrail.
İşte AKP hükümeti, İsrail'i korumak için Türkiye'yi böyle bir tehlikenin içine atmıştır.
 
Recep Bey'in Davos'ta yaptığı "Van minıt. Siz İsrailliler adam öldürmeyi iyi bilirsiniz" gösterisinin aslında İsrail'i korumak için kurulacak olan füze kalkanı sistemini gözlerden gizleme amaçlı olduğunu şimdi daha iyi görebiliyoruz.
O zaman "Bu danışıklı dövüştür, Revep Bey İsrail'e yapacağı yardımı gizlemek için bu gösteriyi yaptı" dediğimde pek inanan olmamıştı.
 
Mavi Marmara olayının da AKP-ABD-İsrail ortak provokasyonu olduğu da böylece bir kere daha anlaşıldı.
Yardım işini düzenlemiş olan İnsani Yardım Vakfı İHH, şimdi füze kalkanının İsrail'i korumak için kurulacağını söylemekte, karşı çıkmaktadır.
İHH, Mavi Marmara olayında tongaya düşürülüp kullanılmış olduğunu şimdi anlamış mıdır acaba?
İHH o zaman yapmış olduğu "İsrail'i kınama" eylemleri gibi şimdi de "İsrail'i koruyan AKP'yi kınama" eylemleri yapacak mıdır?
 
İsrail'e, Siyonizme karşı atıp tutan, mangalda kül bırakmayan İslami (!) kuruluşlar nerede?
Niçin mitingler, yürüyüşler, bildiriler ve afişlerle AKP'yi kınamıyorlar, niçin İsrail'i koruyacak olan bu füze kalkanına karşı çıkmıyorlar?
Evet, hadi neredesiniz, hiç olmazsa Cuma namazı çıkışlarında AKP'yi protesto edin, İsrail'i lanetleyin.
Elinizi kim tutuyor?
Sizi gidi hilekarlar, sizi gidi gizli Siyonizm yandaşları, sizi gidi gidi gidi, gidi gidi gidi gidi...
 
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
oO-------------------------------------------------------------------Oo

http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder