16 Nisan 2021 Cuma

ERDOĞAN'A GİZLİCE VERİLEN DOSYADA NELER VAR

Adamı adam insan yerine koymuşlar anlatmışlar.
Aşağıdaki makaleyi ve verileri gördükten sonra bu dallamanın kandırıldığına inanmak imkansız.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  

ERDOĞAN'A GİZLİCE VERİLEN DOSYADA NELER VAR

Türkiye Amiralleri konuşurken Erdoğan'a verilen o dosyada neler var: "'Başbakan yapmış olduğum çalışmayı göstererek 'Bu bende kalabilir mi' diye sordu..."


15.04.2021 10:38

Montrö Sözleşmesi ve Tuğamiral Mehmet Sarı'nın "sarık ve cübbe" giydiği fotoğraflar üzerine açıklama yapan 104 emekli amiralden 14'ü hakkında 'Suç işlemek için anlaşma'dan soruşturma başlatılmıştı. 10'u 6 gün Emniyet'te tutulduktan sonra ifadeleri alınan 14 emekli amiral adli kontrolle bırakılmıştı.

Türkiye Amirallerin bildirisini konuşmaya devam ederken Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu bugünkü köşesinde "Erdoğan'ın 'Bende kalabilir mi' dediği amiral dosyası" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

"BU BENDE KALABİLİR Mİ"

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı eski Kurmay Başkanı emekli Koramiral Atilla Kezek'le dönemin Başbakanı Erdoğan arasında geçmişte yapılan görüşmeyi aktaran Terkoğlu iki ismin neler konuştuğunu Kezek'in kitabından aktardı.

Kezek'in kitabında kadro ve atamaları mercek altına alıp kumpasa uğrayan personelle ilgili çalışmayı Erdoğan'a sunduğunu söylediğini belirten Terkoğlu Kezek'in "Başbakan 'Yan tarafa geçelim' dedi. Geçtik ve yaptığım çalışmayı masanın üzerine serdim" dediğini aktardı.

Terkoğlu şunları söyledi:

"Sonuçlarından bakınca Kezek'in darbeden üç yıl önce gelmekte olanı Erdoğan'a haber verdiği görülüyor. Devamını Kezek'ten dinleyelim:

'Başbakan yapmış olduğum çalışmayı göstererek 'Bu bende kalabilir mi' diye sordu. Ben de bir kopyası olduğu için memnuniyetle kendisine teslim ettim. '"

Kezek'in FETÖ'nün kumpaslarıyla hedef alınınca istifa ettiğini hatırlatan Terkoğlu Kezek'in "Yapmış olduğum çalışma tasfiye edilenler üzerinden olduğu için ismen FETÖ'cü diye kimseyi suçlamamıştım. Ancak kritik personel listesinde tasfiye edilenlerin yerlerine gelen ve hiçbir saldırıya maruz kalmayan personelin yüzde doksanı 15 Temmuz kalkışması nedeniyle bugün yargı önünde" sözlerini aktardı.

Barış Terkoğlu'nun yazısı şu şekilde:

"Bir gemi güvertesi. Gözleri bağlı şişman adam diz çökmüş. Karşısındaki dört asker o an geldiğinde diz çökmüş adamın kafasına üçer mermi sıktı. Kalabalık kurşuna dizme töreninden memnundu. Candide "Kim" diye sorduğunda kanlar içinde düşenin bir amiral olduğunu öğrenmişti. "Neden" diye sorduğunda aldığı cevap o kadar saçmaydı ki... Voltaire Candide'de şöyle not etmişti: "Bu ülkede öteki amirallere ders olsun diye ara sıra bir amiral öldürmek âdettendir. "

On yılda ne çok tören yaptık ne çok amiral öldürdük. Her seferinde yandaşlarımıza ne çok "hurra" dedirttik. Kan ve barut kokusu havada asılıyken doymuş kalabalıkları nasıl da eve gönderdik.

Pazartesi günü bu köşede hedefe konmuş amirallerin hikâyelerini okudunuz. Yine de eksik kaldı... Deniz Kuvvetleri Komutanlığı kurmay başkanıyken istifa eden Atilla Kezek'in o yıllarda iki kez Erdoğan'la görüştüğünü yazmıştım. Acaba iki kişi neler konuşmuştu?

ERDOĞAN: HÂLÂ KABULLENEMİYORUM

Yanıtını bulmak için Kezek'in kitabı "Dışarıdakiler"i açtım. (Galeati Yayıncılık) Kitapta anlattığına göre görüşme Kezek'in isteğiyle gerçekleşmiş ve bunda "Kasımpaşalılık" etkili olmuştu:

"Çocukluğumda babamın teyzesi ve ailesi Kasımpaşa'nın Kulaksız semtinin Sinanpaşa Mahallesi'nde oturuyordu. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesi ile aynı mahallede yakın komşuydular. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan beni hatırlamasa da kardeşimi tanıyordu. Kardeşim vasıtasıyla randevu talep ettim. "

"Randevu talebimden kısa bir süre sonra kabul cevabı geldi. Görüşme 1 Mayıs 2012 saat 14.00'te Ankara'da Başbakanlık'ta olacaktı" diyor Kezek. "Oldukça riskli bir işe girişmiştim" diye devam ediyor. Sadece eşi ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Murat Bilgel'e haber verdiğini de ekliyor. (Kezek Bilgel'in görüşmeye karşı çıktığını buna rağmen gittiğini de not etmiş. )

FETÖ takibinden kurtulmak için telefonunu kapatıp İstanbul'da bırakan Kezek tam saatinde Erdoğan'ın odasına girdi:

"Önce mahalle ve akrabalar bilahare Kasımpaşa ve Okmeydanı sohbetinden sonra iş ziyaretin esas konusuna gelmişti. Konuyla ilgisi olmadığından Başbakan'dan müsaade isteyip kardeşimi görüşme salonundan çıkardım. "

Devamını şöyle aktarıyor:

"Genel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir saldırıyla karşı karşıya olduğunu başta Deniz Kuvvetleri personeli olmak üzere liyakatli başarılı personelin hedefe koyularak tasfiye edilmeye çalışıldığını Balyoz diye bir şeyin olmadığını başta dijital belgeler olmak üzere belgelerin sahte olduğunu kendi üslubumla anlatmaya çalıştım. Deniz Kuvvetleri'nde en önemli muharip görevlerden olan fırkateyn komutanlıklarının doldurulamadığını bu zafiyeti gidermek için makineci personelin komutan yapılmaya başlandığını anlattım. "

Sohbetin geldiği nokta ne yapılabileceğine kilitlenmiş görünüyor:

"Kendisinin arkadaşlarımızın suçsuzluğunu görüp inandığını belirtmesi halinde her şeyin yoluna gireceğini söylediğimde bu konuda bir şey söylemesi halinde herkesin ve basının 'yargıya müdahale' diye saldırıya geçtiğini söyledi. "

Kezek bir ayrıntı daha veriyor:

"Bana 'Genelkurmay Başkanı'nın tutuklanmasını hâlâ kabullenemiyorum' demişti. Sanki olanlardan o da rahatsızmış gibi bir izlenim edindim. "

KASIMPAŞALILIK FISILTISI

Kezek'in anlattığına göre kumpaslar tam gaz devam etti. TSK'de tasfiye davaları sürüyordu. İkinci bir adım attı. Bir kez daha randevu istedi. 20 Temmuz 2013'te Başbakan'ın Dolmabahçe'de kabul edeceği söylendi. Bu kez eşinden başka kimseye haber vermemişti. Yine de içi içini yiyordu:

"Bir taraftan da yaptığımı sorguluyordum. Her zaman iftihar ettiğim meslek hayatım boyunca her yerde söylediğim Kasımpaşalılığımın o günlerde parmaklıklar arkasında da herkes tarafından olmasa da bir kısım arkadaşım tarafından fısıltı halinde bir şeylere bağlanmaya çalışıldığını biliyordum. "

Kezek ikinci karşılamadaki havayı şöyle anlatıyor:

"Başbakan yine ayakta ve oldukça sıcak karşıladı. Oturduk genel kısa bir sohbetten sonra doğrudan konuya girdim. "

Bu kez daha somut konuşmuştu:

"Olayların zirve yaptığı 2009-2012 yılları arasında Deniz Kuvvetleri'ndeki kadro ve atamaları mercek altına alıp kritik görevlerde bulunan ve kumpasa uğrayan personel ile ilgili bir çalışma yapmıştım. (…) Başbakan 'Yan tarafa geçelim' dedi. Geçtik ve yaptığım çalışmayı masanın üzerine serdim. "

Çalışmanın içeriğini Kezek şöyle özetliyor:

"Kritik görevlerde bulunan muharip personelin yüzde 70'i bir davaya bulaştırılmış ya da hapse atılmıştı. Bir albay veya amiral tutuklanıyor onun yerine gelen eğer cemaatin adamı değilse o da bir şeylere bulaştırılıyor bu durum kendi adamları o göreve gelene kadar devam ediyordu. "

ÇALIŞMANIN ÖZETİ: 15 TEMMUZ

Kezek'in masaya serdiği çalışma tabloyu ortaya koyuyor. Ergenekon-Balyoz kumpaslarıyla denizciler birer birer tasfiye edilirken yerlerine aşağıdan gelen FETÖ'cüler yerleşiyor:

"- 2009-2010'da 16 adet Güdümlü Mermili Fırkateyn komutanından 12'si kumpas davalarına bulaştırıldı. (Geriye kalan ve ismi hiçbir yerde geçmemiş 4 kişiden 3'ü ise daha sonra amirallik rütbesine terfi etti. Bu 3 kişi halen 15 Temmuz kalkışması nedeniyle yargı önünde.

5 adet fırkateyn komodoru kurmay albaydan 3'ü kumpas davalarına bulaştırıldı. (Geriye kalan ve ismi hiçbir yerde geçmemiş daha sonra amiral olan 2'si ise 15 Temmuz kalkışması nedeniyle yargı önünde. )

2010-2011 yıllarında 9 üs bölge Boğaz komutanlarından 8'i kumpas davalarına karıştırıldı biri de istifa etti. (O kadrolara daha sonra atanan 6 amiral bugün 15 Temmuz kalkışması nedeniyle yargı önünde. )

2011-2012'de gemilerin komutanları ile o gemilerin personelini yetiştiren eğitim kurumlarındaki 69 kadrodan 40'ı kumpas davalara bulaştırıldı. (Kalan 29'undan 21 kişi halen 15 Temmuz kalkışması nedeniyle yargı önünde. )"

Sonuçlarından bakınca Kezek'in darbeden üç yıl önce gelmekte olanı Erdoğan'a haber verdiği görülüyor. Devamını Kezek'ten dinleyelim:

"Başbakan yapmış olduğum çalışmayı göstererek 'Bu bende kalabilir mi' diye sordu. Ben de bir kopyası olduğu için memnuniyetle kendisine teslim ettim. "

YÜZDE 90'I DARBE SANIĞI

Sonuç mu?

Kezek kumpas sürünce üstelik kendisi de hem de Genelkurmay'ı yönetenlerin de yol vermesiyle hedef alınınca istifa etti. Ne yazık ki FETÖ'nün 15 Temmuz yürüyüşü de devam etti:

"Yapmış olduğum çalışma tasfiye edilenler üzerinden olduğu için ismen FETÖ'cü diye kimseyi suçlamamıştım. Ancak kritik personel listesinde tasfiye edilenlerin yerlerine gelen ve hiçbir saldırıya maruz kalmayan personelin yüzde doksanı 15 Temmuz kalkışması nedeniyle bugün yargı önünde. "

Voltaire'in yazdığı gibi eski bir âdeti gerçekleştirdik. Amiralleri günlerce linç ettik. Ruhlarını kürsülerde medyalarda mesajlarda çarmıha gerdik. Hepsi bitince de evlerimize dağıldık. Kurşuna dizmeden önce dinleseydik belki gemilerimiz de limanlarımız da insanlarımız da daha huzurlu olacaktı. "

Odatv.com



https://odatv4.com/erdogana-gizlice-verilen-dosyada-neler-var-15042138.html

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Turk Milleti yeni bir iman ve kesin bir milli azim ile yeni bir devlet kurmustur bu devletin dayandigi esaslar Tam Bagimsizlik ve Kayitsiz Sartsiz Milli Egemenlikten ibarettir.
Yeni Turkiye devletinin yapisinin ruhu Milli Egemenliktir.
Milletin Kayitsiz Sartsiz Egemenligidir...

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

37. INSANIN VARLIGI HICBIR SEKILDE ALLAH'IN VARLIGINI KANITLAMAZ

Insan nereden geliyor? Kaynagi, baslangici nedir? Zerrelerin gelisiguzel bir rastlanti ve birbiri arkasindan gelip birlesmesi sonucu mudur? Ilk insan yerkurenin balcigindan tumuyle, bugunku halinde olusmus olarak mi cikmistir? Bilmiyorum. Insan hep, doganin diger urunleri gibi, doganin bir urunu gorunmektedir. Ilk taslarin, ilk agaclarin, ilk aslanlarin, ilk fillerin, ilk karincalarin vb. nereden geldiklerini soylemek istersem, insanin kaynagini aciklarken dustugum olcude gucluk icinde bulunurum.

Bize ardi kesilmeksizin bagirarak diyorlar ki; "Insan makinesi gibi sasirtici bir eserde, Allah'in, sonsuz olcude zeki ve guclu bir yaraticinin elindeki kudreti onaylayiniz!" Insan makinesinin bana, akil durdurucu, saskinlik verici gorundugunu kabul ederim.

Ancak, madem insan doganin icinde mevcuttur; doganin olusumu kuvvetlerin ustundedir demekte kendimi hakli gormem. Sunu da eklerim ki, bana bunu aciklamak icin, ne gozleri, ne ayaklari, ne elleri, ne basi, ne akcigerleri, ne bir agzi ve ne bir nefesi bulunan soyut bir ruhun biraz camur alarak ve uzerine ufleyerek insani yaptigi soylendiginde, insan makinesinin bu sekilde olusumunu aklim hic almaz.

Paraguaylilar aydan geldiklerini soyler ve bundan dolayi bize budala gorunurler. Avrupa'nin ilahiyatcilari soyut bir ruhtan geldiklerini soylerler. Bu iddia daha akli basindadir.

Insan anlayisli ve olgundur; bundan, insanin suursuz, zekasiz bir doganin degil, zeki bir zatin eseri olmasi gerektigi sonucu cikarilir. Vucuduyla, pek ovundugu ve magrur gorundugu aklini kullandigi son derecede ender goruluyor ve hicbir sey bu kadar ender gorulmuyorsa da; insanin zeki oldugunu, ihtiyaclarinin bu yetiyi genislettigini ve ornek olarak diger insanlarla birlikte yasamasi ve kaynasmasi sayesinde zekasinin verimli oldugunu teslim ederim. Ancak insan makinesinde ve eristigi zekada, eseri olmasiyla bu kadar ovunmesi gereken bir yaraticinin sonsuz zekasini acik olarak gosteren hicbir sey gormuyorum. Goruyorum ki, bu cok sasilacak makine bozulmaya aciktir. Goruyorum ki, makine bozulunca, sasirtici akli da bozuluyor ve perisan oluyor, bazen tumuyle yok oluyor. Bundan su sonucu cikariyorum: insan akli, insan vucudunun maddi organlarinin bir dizi durum ve kuralina baglidir ve insanin akilli olmasindan Allah'in da akilli olmasi sonucunu cikarmak gerekmez. Nitekim, insanin maddi olmasindan Allah'in da maddi olmasi sonucu cikarilmiyor!

Insanin kotulukculugunden, yaratigi oldugu Allah'in kotulukculugu sonucunu cikarmak ne kadar olagan degilse, insanin zeki olmasi da, Allah'in zeki oldugunu kanitlamaya o kadar az elverislidir. Ilahiyatcilar, isi nasil tutarlarsa tutsunlar, Allah hep; eserleri kendisini inkar eden ya da bu eserler araciligiyla kendisi hakkinda bir hukum vermek olanaksiz olan bir etken olacaktir. Iyilik, olgunluk ve hakimiyetle dolu oldugu, rahman, rahim, alim, hakim oldugu soylenen bir etkenden, hep kotulugun, eksikliklerin, deliliklerin olustugunu gorecegiz.
- - - - - - - - - - - - -
Baglilik, dusunmemek demektir, dusunmeye gerek duymamak demektir.
Baglilik, bilincsizliktir.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Dinler, fosforlu kurtlara benzer; parlayabilmeleri icin karanliga ihtiyac duyarlar.

Herhangi bir dinin ortaya cikabilmesi icin belli bir cahillik seviyesinin olmasi yeterlidir; dinin, varligini surdurmesine tek basina yetebilecek ogedir bu.
SCHOPENHAUER,ARTHUR (1788-1860) Alman filozof.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 114 Siyasi haklarin kullanilmasinin engellenmesi

1) Bir kimseye karsi
a Bir siyasi partiye uye olmaya veya olmamaya siyasi partinin faaliyetlerine katilmaya veya katilmamaya siyasi partiden veya siyasi parti yonetimindeki gorevinden ayrilmaya
b Secim yoluyla gelinen bir kamu gorevine aday olmamaya veya secildigi gorevden ayrilmaya
––––––––––––––– 1 Bu madde basligi "Egitim ve ogretimin engellenmesi" iken 2 3 2014 tarihli ve 6529 sayili Kanunun 12 nci maddesiyle metne islendigi sekilde degistirilmistir.
2) Bu madde basligi "Kamu kurumu veya kamu kurumu niteligindeki meslek kuruluslarinin faaliyetlerinin engellenmesi" iken 2 3 2014 tarihli ve 6529 sayili Kanunun 13 uncu maddesiyle metne islendigi sekilde degistirilmistir.8997
Zorlamak amaciyla cebir veya tehdit kullanan kisi bir yildan uc yila kadar hapis cezasi ile cezalandirilir.
2) Cebir veya tehdit kullanilarak ya da hukuka aykiri baska bir davranisla bir siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi halinde iki yildan bes yila kadar hapis cezasina hukmolunur.


- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder