16 Mayıs 2021 Pazar

Ümit Doğan : Mustafa Kemal Paşa: "Anne ben Anadolu'ya gidiyorum! Hakkını helal et!"

 

Ümit Doğan : Mustafa Kemal Paşa: "Anne ben Anadolu'ya gidiyorum! Hakkını helal et!"

tsumut71@gmail.com



16 Mayıs 2021 - 15:36

Mustafa Kemal Paşa gün boyu temasta bulunduğu bazı arkadaşlarından geceyi annesi ve kız kardeşiyle geçireceğini söyleyerek ayrılıp Şişli'deki eve gelmişti. Durumu Zübeyde Hanım'a nasıl açıklayacağını düşünürken birden söz başladı:

"Anne ben yarın Anadolu'ya gidiyorum. Buraların hali malum değil. Selanik nasıl elden gittiyse buralar da öyle olabilir. Ben kurtarmaya çalışacağım. Ne elimden gelirse onu yapacağım. Fakat bu işte tehlike çoktur. Hesapta ölmek gidip gelmemek de vardır. Bana hakkını helal et. "[1]

Mustafa Kemal Paşa vatanı kurtarmak için yalnız eli kanlı düşmanla değil İstanbul Hükûmeti ve Padişah Vahdettin ile de mücadele etmek zorunda kalacaktı. Çıktığı bu kutlu yolda başına neler geleceğini az çok tahmin edebildiği için ailesini uyarma gereği duymuştu. Kız kardeşi Makbule Hanım o gece yaşananları ve Mustafa Kemal'in anlattıkları karşısında Zübeyde Hanım'ın fenalık geçirişini şöyle anlatıyordu:

"(…) Makbuş! dedi. Annemin karyolasının karşısına yer sofrası hazırla! Bu gece sizinle biraz dertleşmek istiyorum. Yarın gideceğim. Hayat bu. Belki ölürüm gelemem; size söyleyeceklerim var.

Annemin karyolasının karşısına yer sofrası hazırladık. Minderleri yastıkları yerleştirdik.

Ağabeyim annemin karşısına geçti:

Anneciğim dedi burası Selânik gibi değil. Ben gittikten sonra yanılıp da sokaklara çıkmayın! Benim işim büyük. Bu işte muvaffak olabilmem için kalp huzuruyla çalışmam

lâzım. Beni merak ve endişede bırakmayın. Giderken gözüm arkada kalmasın. Elimi ayağımı bağlamayın. Memleket için çalışırken sizden yana bir üzüntüye uğramak istemem. Annem heyecandan düşüp bayıldı; zaten hasta idi kadıncağız. Biraz sonra kendine geldiği zaman oğlunun muvaffak olması için Tanrı'ya dua ediyordu. O gece sabaha kadar uyumadık konuştuk dertleştik. "[2]

Mustafa Kemal Paşa ertesi gün Padişah Vahdettin ile görüştü. Vahdettin ondan Anadolu'daki Türk direnişini durdurmasını işgal güçlerini daha fazla kızdırmamasını istiyordu. Padişahın sözlerinden memnun kalmamıştı. Görüşmeyi uzatmadı. Saraydan hızlı adımlarla uzaklaştı. Eve geldi.

Makbule Hanım'a kulak verelim:

"Ertesi gün araba kapıya dayandı. Annemle ağabeyimin birbirlerine vedası çok hazin oldu. Sarıldılar öpüştüler. O annemin ellerini tekrar tekrar dudaklarına götürdü. Öptü öptü öptü…

Aşağıya kendisini uğurlamak üzere arkadaşları gelmişti. Âdetimiz gereği aşağıda erkekler olduğu için ben alt kata inmedim. Ağabeyim merdivenin başına çıktı; gözlerini gözlerime dikti. Belki dakikalarca konuşmadan birbirimize baktık. Ben olanları ve olacakları düşünecek halde değildim. Ağabeyim:

Niçin konuşmuyorsun Makbuş? dedi.

Ağabeyim dedim ne konuşayım… Muharebeye giderdin bilirdim. Terfi ederek giderdin bilirdim. Bir vazife ile giderdin bilirdim. Fakat bugün ne için gidiyorsun? Benim aklım durdu bu gidişe!

Evet Makbuş dedi. Merak etme bunu da bilirsin inşallah!

Beni bağrına bastı. Veda etti. Merdivenleri atlayarak aşağı indi. O arkadaşlarının refakatinde arabasına binip kapıdan uzaklaştığı zaman biz pencerelere yığılmış gözyaşı döküyorduk. Bizi gene annem teselli etti:

Sen asker kardeşisin! dedi. Ayıp. Ağlanır mı hiç askerin ardından? Üzüntünü belli etme kimseye. Misafirlere şerbet ez. Memleketi için giden insanın ölse bile ardından ağlanmaz!"[3]

Mustafa Kemal Paşa annesi ve kız kardeşiyle vedalaştıktan sonra İngilizlerin Bandırma vapurunun hareketine müsaade etmeyeceği veya vapurun yolda batırılacağı haberi geldi İngiliz İstihbarat Subayı Bennett bir ziyafet sırasında içkiyi fazla kaçırınca Bandırma Vapurunun asla Samsun'a ulaşamayacağı yönünde laflar etmişti. İngiliz ordusunun bu önemli subayının söylediği sözler keyifleri kaçırmıştı.

Mustafa Kemal Paşa tedirgin olmakla birlikte geri dönmeyi hiç düşünmemişti. Ne olacaksa bugün olmalıydı. Kararını verdi Galata rıhtımına gitmek üzere evden ayrıldı:

"Bir an yalnız kaldım ve düşündüm. Bu dakikada düşmanların elinde idim. Bana her istediklerini yapamazlar mıydı? Beynimden bir şimşek geçti: Tutabilirler sürebilirler fakat öldürmek! Bunun için beni Karadeniz'in coşkun dalgaları arasında yakalamak lazımdır. Bu ihtimal mantıklı idi. Ancak artık benim için yakalanmak hapsolmak sürülmek düşündüklerimi yapmaktan men edilmek hepsi ölmekle eşit idi. Hemen karar verdim otomobile atlayarak Galata Rıhtımı'na geldim. Baktım ki rıhtıma yanaşmış olacağını sandığım vapur uzaklardadır. Sandallarla vapura gittik. "[4]

Kutlu yolculuk bundan tam 102 yıl önce bu saatlerde başladı.

[1] Bahadır Dülger "Bayan Makbule Atatürk'ün Hayatını Anlatıyor" Vakit 10 Kasım 1947.

[2] Acar Derya Genç "Makbule Atadan'ın Atatürk'e İlişkin Anlattıkları Üzerine Bir Basın Taraması" ATAM Dergisi Kasım 2015 S.63.

[3] Acar agm. s. 1106.

[4] Atay age. s. 129.

https://www.aykiri.com.tr/yazarlar/umit-dogan/mustafa-kemal-pasa-anne-ben-anadolu-ya-gidiyorum-hakkini-helal-et/368/


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Err:502
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

187. ESKI VE YENI DINLER, SOYUT KURUNTULARINI VE GULUNC AYINLERINI HEP BIRBIRLERINDEN ALMISTIR

Eski rahiplerin dinleri yok oldu, ya da daha dogrusu bu dinler bicim degistirmekten baska bir sey yapmadi. Her ne kadar yeni ilahiyatcilarimiz onlara sahtekar gozuyle bakiyorlarsa da, genel toplami artik bizim icin var olmayan sistemlerinden bircok daginik kisimlari topladilar. Teolojinin baska bir tarzda yeniden giydirmekten baska bir sey yapmadigi dogmalari cagdas dinlerimizde hala aynen bulmakla kalmiyoruz; hurafeler bulasmis dini islerinin, Thergie'lerinin*, buyulerinin, efsunlarinin dikkat ceken artiklarini da bu dinlerde goruyoruz. Misir'dan alinmis tuhaf fikirlerle dolu oldugunu gordugumuz ibrani dininin peygamberlerinden, rahiplerinden, yasa yapicilarindan kalan turbeleri saygiyla ziyaret etmeleri hala Hiristiyanlara emredilir. Bu sekilde, hilekarlar ya da puta tapan hayalciler tarafindan duslenen garabetler hala

Hiristiyanlarin "kutsal" gorusleridir.

Tarihe biraz goz atilirsa, insanlarin butun dinleri arasinda goze carpici benzerlikler gorulur. Yeryuzunun her yerinde dini fikirlerin, kavimleri, donem donem kederlendirdigi ve sevindirdigi gorulur. Her yerde igrenc ibadet yerlerinin, ibadet islerinin zihinleri mesgul ettigi ve meditasyon konulari oldugu gorulur. Cesitli hurafelerin soyut hayaletlerini ve ayin bicimlerini birbirlerinden aldiklari gorulur.

Dinler, genellikle bunlari birlestirmek, eklemek ve o anki amaclarina uymayanlari kaldirmak hakkini koruyarak, seleflerinin malzemelerini kullanmislardir. Misir dini, putatapma (sanemperestlik) ayinini bu dinden uzaklastirmis olan Musa'nin dinine temel hizmetini gormustur. Musa hizipci bir Misirlidan baska bir sey olmamistir.

Hiristiyanlik, birlestirilmis " Yudaizm"den (Musevilikten) baska bir sey degildir. Muslumanlik ise, Hiristiyanliktan, Yahudilikten ve Arabistan'in eski dininden ibarettir.

*Gokyuzu ruhlari ile iliskiler uzerine kurulu bir tur buyu.
- - - - - - - - - - - - -
Olumluyu olumsuza yeglerim.
Oynadigimiz oyunda kazanmak soz konusu degil.
Ama bazi yenilgiler otekilerden daha iyidir.

George Orwell

- - - - - - - - - - - - -
Incil'in yarisindan fazlasini dolduran mustehcen oykuleri, sehvetli sefahatlari, zalim ve aci veren idamlari, acimasiz kindarliklari her okudugumuzda bunlari Tanri'nin sozleri degil, bir seytanin sozleri olarak gormemiz cok daha tutarli olacaktir.

Insanligi curutmeye ve vahsilestirmeyehizmet eden bir gunahkrlik tarihidir bu.
Kendi adima, bundan butun kalbimle nefret ediyorum, cunku zalim olan her seyden nefret ederim.
PAINE,THOMAS (1737-1809) Ingiltere dogumlu ABD'li siyaset felsefecisi.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 258 Goreve iliskin sirrin aciklanmasi

1) Gorevi nedeniyle kendisine verilen veya ayni nedenle bilgi edindigi ve gizli kalmasi gereken belgeleri kararlari ve emirleri ve diger tebligati aciklayan veya yayinlayan veya ne suretle olursa olsun baskalarinin bilgi edinmesini kolaylastiran kamu gorevlisine bir yildan dort yila kadar hapis cezasi verilir.
2) Kamu gorevlisi sifati sona erdikten sonra birinci fikrada yazili fiilleri isleyen kimseye de ayni ceza verilir.


- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder