Bunu uzun uzun anlatmaya hiç gerek yok.
Müslümanlık günümüz dünyasında ne görüyorsanız o'dur.
Gerisi laf salatasıdır.
Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / )
L2fSIJNoA0xfSNxA
===================
Türkiye sahte diploma skandalını sadece konuşuyor ama dolandırıcılar satışa zamlı devam ediyor
Türkiye sahte diploma skandalıyla çalkalanırken dolandırıcılar hala diploma satışına zamlı fiyatlarla devam ediyor. İletişime geçtiğimiz satıcılara gündeme yansıyan konuları sorduk onlar da bize zamlı tarifeler üzerinden garanti verdi. Gündeme gelen haberleri sorduğumuzda da onlar da sitem etti…
Berfin Açıkbaş
Türkiye'de ucu bucağı olmayan bir sahte diploma skandalı açığa çıktı. Pek çok akademisyen, psikolog, komiserin sahte diploma ile görev aldığı ortaya çıktı. Üst düzey siyasi isimlerin de adının geçtiği skandal aslında bir şikayet sitesindeki yorumlarla gündeme gelmişti.
SAHTE DİPLOMALARA ZAM GELDİ
sozcu.com.tr olarak dün tekrar iletişime geçtiğimiz diploma dolandırıcıları hala sahte diploma satışı yapmaya devam ediyor. Üstelik, skandalın açığa çıkmasından sonra fiyatlara da zam yaptılar. Artık sahte diploma satın almak isteyenler daha fazla ücret ödeyerek hem dolandıracak hem de dolandırılacak.
| Mehmet Akif : Şark "Ne gördün, şark'ı çok gezdin?" Diyorlar. gördüğüm: yer yer, Harap iller, serilmiş hanümanlar, başsız ümmetler; Yıkılmış köprüler, çökmüş kanallar, yolcusuz yollar; Buruşmuş çehreler, tersiz alınlar, işlemez kollar; Bükülmüş beller; incelmiş boyunlar, kaynamaz kanlar; Düşünmez başlar, aldırmaz yürekler, paslı vicdanlar; ... Örümcek bağlamış, tütmez ocaklar; yanmış ormanlar; Ekinsiz tarlalar, ot basmış evler, küflü harmanlar; Cemaatsiz imamlar, kirli yüzler, secdesiz başlar; 'Gaza' namıyla dindaş öldüren biçare dindaşlar; Ipıssız aşiyanlar, kimsesiz köyler, çökük damlar; Emek mahrumu günler, fikr-i feda bilmez akşamlar! Odama girdim; kapıyı kapadım, Ağlamaya başladım: O gün başladım. o gün akşama kadar islamın garipliğine, Müslümanların inhitatına Ağladım, ağladım. Geçerken, ağladım geçtim; dururken, ağladım durdum; Duyan yok, ses veren yok, bin perişan yurda başvurdum." Mehmet Akif'in Balkan Harbi'nden itibaren türkiye için 10 yıl sürecek olan büyük ve kanlı savaş boyunca Anadolu'da karış karış gezerek vaazlar verdiği sırada, Anadolu coğrafyası ve halkının nasıl perişan bir vaziyette olduğunu vurguladığı şiiri. |
sozcu.com.tr, iletişime geçerek diploma satışı yapan kişilerden yeni ücret tarifesini öğrendi. Bundan böyle fiyatlar 30 bin lira daha pahalı olacak.
DOLANDIRICI OLMADIKLARINI İDDİA ETTİLER
Biz onlara açığa çıkan bu dolandırıcılık ağını sorduk onlar da bize garanti vererek dolandırıcı olmadığını söyledi.
Biraz daha konuştuğumuzda onlar da pek çok sayfanın dolandırıcılık yapmasından yakındı.
===================
Diploma skandalı öyle, böyle değil.
Sistemin tamamı sakatlanmış.
Milletvekilleri vb.
===================
Sahte inşaat mühendisi dört baraj yapmış! Devam eden iki projesi de var
05 Ağustos 2025
Türkiye'de sahte diploma çetesi, e-devlet sistemine sahte belgeler yükleyip diplomaları para karşılığı sattı. İddianamede yer alan Malamira İnşaat patronu Mehmet Baykara, YTÜ'den mezun gibi gösterilip dört baraj inşa etti. Baykara, diplomanın sahte olduğunu bilmediğini ve sorgulamayı personelinin yapmış olabileceğini savundu.
Türkiye'de yine yeni bir kriz patlak verdi. Kamu kurumlarındaki yöneticilerin elektronik bilgilerini ele geçiren şahıslar, sahte diploma üretti. Para karşılığı satılan bu diplomalar e-devlet ve YÖK'ün sistemine de işlendi.
Diploma satın alanlar, gerçekten üniversite okumuş gibi mezuniyet kaydına sahip oldu.
Sahte diploma çetesinin iddianamesinde geçen isimlerden biri de Malamira İnşaat'ın patronu Mehmet Baykara oldu.
İddianameye göre; Baykara Yıldız Teknik Üniversitesi'nden İnşaat Mühendisliği'nden mezun olmuş gibi gösterildi.
Baykara'nın diploması 27 Ağustos 2024'te oluşturuldu. Baykara'nın telefonunda da aynı gün diploma e-devlet üzerinden sorgusu yapıldı.
SAHTE MÜHENDİS BEY DÖRT BARAJ İNŞA ETMİŞ
Sahte İnşaat Mühendisi Baykara'nın devletten ihaleler alıp baraj yaptığı ortaya çıktı.
Baykara'nın patronu olduğu şirket, DSİ'den aldığı Dicle Nehri'ndeki Ilısu Barajı, Şırnak Barajı, Uludere Barajı ve Kavşaktepe Barajı'nı yaptığı öğrenildi. Başka birçok projede de imza bulunan şirket, Şirket halen DSİ Genel Müdürlüğü'nden aldığı "Ereğli- İvriz Sulama Sistemi" ile Karayolları Genel Müdürlüğü'nden "Eruh-Fındık Yol İnşaatı" projelerini sürdürüyor.
Serbestiyet'ten Onur Erkan'ın haberine göre; Mehmet Baykara, adına hazırlanan sahte diploma hakkında bilgisinin olmadığını iddia etti. Baykara, konudan ifadeye çağrılması üzerine haberi olduğunu öne sürdü.
Baykara, usulsüz diplomanın sisteme yüklendiği gün mezun sorgulama işlemi yaptığını da reddetti. Baykara, mezun sorgulama işlemini yanında çalışan bir personelinin yapmış olabileceğini ileri sürdü.
===================
Kamil Tekin Sürek: TV dizisi değil gerçek
ktsurek@hotmail.com kamiltekinsurek
"Bu kadar yolsuzluk, hırsızlık, sahtekarlık nasıl olur diye hayret ediyor insan.
Çalınan sınav soruları, sahte diplomalar, para karşılığı öğrencisini mezun eden üniversiteler, maç satan hakemler, rüşvetle vatandaş yapılan çeteler, orman yakarak açılan alana otel yapan turizmciler, kendisine verilen devlet arazilerine ve binalarına hastane ve üniversite yapan bakanlar.
Kendi bakanlığına mal satan hem de rayiç bedel üzerinde bir fiyatla satan bakanlar, otelleri için bakanlığı aracılığıyla yer kapatan bakanlar, arananlara haber salıp kaçmasını sağlayan bakanlar, hastalık gerekçesi ile affedilen katliam hükümlüleri, kendi ülkesine vergi vermemek için yakınlarının gemilerini vergi cennetlerinde kaydettiren 'üst düzey' siyasetçiler, yasadışı petrol sevkiyatı nedeniyle milyar dolarlık tazminata mahkum olanlar, altın kaçakçılığı yapan milletvekilleri, diplomatik araçlarla uyuşturucu kaçıranlar vs….
Son yıllarda duyduğumuz ya da okuduğumuz haberlerden bir kısmı.
Haberleri okuyoruz, seyrediyoruz, ama toplum yeterli tepki göstermiyor.
Belki böylesi yüzlerce kanunsuzluk peş peşe olmasa, biri birkaç senede bir olsa daha çok tepki göstereceğiz.
Her gün bir yolsuzluk olunca belki de tepki göstermesi gereken bizler de bu hukuksuzluğa alışıyor, kanıksıyoruz."
Ekrem İmamoğlu'nun diploması iptal edilince üniversite gençliğinin tepkisi hepimizi biraz ümitlendirmişti.
İşçi grevleri, kamu işçilerinin Toplu İş Sözleşmeleri (TİS) nedeniyle hareketlenmeleri, 19 Mart'tan bu yana devam eden halk protestoları ile birleşirse, diyorduk.
Sarı sendikacılar yine işçileri sattı.
Hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, idare ve yargıdan destek görmese bu kadar yaygınlaşamaz.
Geçen bayramda para toplamak için hız yapan şoförlerin canına okuyan trafik polisleri yıllardır çakarlı araba kullananları ve emniyet şeridi ihlali yapanları azaltamıyor.
Niye?
Çünkü onların yüzde doksanı iktidar yanlısı kişiler.
Yanlışlıkla yakalansalar bile bir zarar görmeyeceklerini biliyorlar.
Sahte diploma verenler ve alanlar da…
Türk Hava Kurumu ile ilgili bir dava nedeniyle duyduklarım, öğrendiklerim basında yazanların bin katı vahim.
Yukarıda yazdığım konulardaki durum da muhtemelen öyle.
Biz, yapılanların çok azını öğrenebiliyoruz.
Etiler Polis Okulu'nun yerine yapılan devasa gökdelenler, daireler ve AVM'nin önünden her geçişimde 17-25 Aralık tapelerindeki konuşmaları hatırlıyorum.
Orada konuşulanlar aynen gerçekleşiyor.
Polis okulu İstanbul'un dışına taşındı ve arazisine birileri yüzlerce dairelik inşaat yapıyor.
Birileri bu işten öyle büyük paralar kazandı ki, bizim gibiler bu miktarda paraları telaffuz bile edemez.
Hırsızlık, yolsuzluk, hukuksuzluk yaygınlaştığı gibi topraklarımızı da çölleştirdiler.
Cennet gibi denilen ülkemiz aslında yeşili çok az olan, kuraklıkla malul bir memleket.
Yeşillik, orman dediğimiz yerler Karadeniz ve Akdeniz kıyıları ile biraz Dicle ve Fırat çevresi.
Uçakla memleket üzerinde birkaç kez seyahat etmiş olan herkes bunu görebilir.
İşte o azıcık yeşil alanları ve ormanları da yok etmek için delicesine çalışıyorlar.
Çekirge sürüleri gibi.
İstanbul Kuzey ormanları kalmadı, Karadeniz kıyıları da yakında İstanbul gibi olacak.
Akdeniz ve Ege kıyıları da tatil köyleri ve otellerden Bağcılar'a dönecek.
Bodrumdakiler susuzluktan yakınıyor, İstanbul İSKİ her gün suyu ihtiyatlı kullanın diye mesaj gönderiyor.
On sene sonra Dicle ve Fırat civarında yaşayanlar dışında her yerde içme suyu ve tarımsal araziyi sulamak için su ihtiyacı baş gösterecek.
Enerji kaynaklarımız kıt.
İki senede bitecek denilen nükleer santral parasızlıktan altı senedir bitmedi.
Çare aramak yerine iktidar her gün yeni petrol ve gaz buldum palavraları sıkmaktan başka bir şey yapmıyor.
Küçük bir azınlık halkı iliklerine kadar sömürüyor.
İktidar bunları daha zengin etmek dışında bir vizyona sahip değil.
Bu iktidardan bir an önce kurtulmamız lazım.
Hırsızlıkları, soygunları TV dizisi gibi seyrederken, olup bitenin soyulmamız ve sömürülmemizle ilgisini görüp artık dur dememiz lazım.
İktidarın ve güya ona muhalif gibi görünen milliyetçi iktidar destekçilerinin din ve milliyet tartışmaları ile Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümü ve bu sömürü sisteminin sona erdirilmesi mücadelemize engel olmasını izin vermeyelim.
https://www.evrensel.net/ yazi/97458/tv-dizisi-degil-gercek
===================
Balkan Üniversitesi'ndeki sahte diploma skandalında yeni gelişme
Kuzey Makedonya'daki Balkan Üniversitesi'nde sahte diploma iddiaları sonrasında Eski Üsküp Büyükelçisi ve T24 yazarı Hakan Okçal, konuyla alakalı sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
05-08-2025
Daha önce usulsüz denklik iddiasıyla gündeme gelen Kuzey Makedonya'daki Balkan Üniversitesi'nde sahte diploma verildiği öne sürüldü. Eski Üsküp Büyükelçisi ve T24 yazarı Hakan Okçal, Balkan Üniversitesi hakkında sosyal medya hesabı üzerinden dikkat çeken açıklamalar yaptı. Okçal açıklamasında "İşin acısı üniversite daha doğru dürüst Fakültelerini, departmanlarını kurmadan, gerekli standartları sağlamadan YÖK tarafından denklik verildi" ifadelerini kullandı.
Türkiye gündemini sarsan sahte diploma skandalının Kuzey Makedonya'daki Balkan Üniversitesi'ne de sıçradığı iddia edildi. Eski Üsküp Büyükelçisi Hakan Okçal, Balkan Üniversitesi'nin usulsüz bir şekilde Türk öğrencilere diploma vermek için YÖK tarafından denklik getirildiğinden öne sürdü.
"Uluslararası Balkan Üniversitesi'nin sahte diploma vermek dahil her türlü kumpasın içinde olabileceği hakkındaki iddialar bana hiç tuhaf gelmedi" diyen Okçal, sosyal medya hesabından dikkat çeken paylaşımlarda bulundu.
"ÜNİVERSİTEYE TÜRKİYE'DE GİRİŞ SINAVINI KAZANAMAYAN HERKES KABUL EDİLİYOR"
2008-10 yılları arasında Üsküp Büyükelçiliği yapan Hakan Okçal, Kuzey Makedonya'daki Uluslararası Balkan Üniversitesi'nin 'AKP'li isimlere üniversite diploması vermek için' kurulduğunu öne sürerek şunları ifade etti:
"Uluslararası Balkan Üniversitesi başta Davutoğlu, Veysel Eroğlu olmak üzere, o dönemdeki AKP akademik kadroları tarafından kurulan içi boş bir tabela üniversitesiydi. 17-25 sürecinde ayakkabı kutusu içinde yakalanan paralar bu kurum için toplanmıştır."
"Üniversiteye Türkiye'de giriş sınavını kazanamayan herkes kabul ediliyor, devam mecburiyeti olmadan, yüzeysel bir eğitimle diploma veriliyordu. İşin acısı üniversite daha doğru dürüst Fakültelerini, departmanlarını kurmadan, gerekli standartları sağlamadan YÖK tarafından denklik verildi."
MAKEDONYA POLİSİ BİR KERESİNDE OKULA BASKIN DÜZENLEMİŞ
YÖK tarafından usulsüz bir şekilde denklik verildiğinden de bahseden Okçal:
"Kuralsızlık ve sırtını Türkiye'de siyasi otoriteye dayamaktan dolayı ev sahibi ülkenin yasalarını tanımadan iş yapma anlayışı o kadar ileriye gitmişti ki, bu okul tüm uyarılarıma rağmen Makedonya'dan öğrenim vizesi alma zahmetine dahi katlanmadan turistik seyahat serbestisini kullanarak herkesi öğrenci kabul etmeye başlamıştı.
O yüzden Makedonya polisi bir keresinde okulu basarak illegal şekilde öğrenci kabul edilen tüm gençleri tutukladı. Bu yüzden Sn. Davutoğlu ile aramda tartışma dahi yaşadık.
Bu sebeple Uluslararası Balkan Üniversitesi'nin sahte diploma vermek dahil her türlü kumpasın içinde olabileceği hakkındaki iddialar bana hiç tuhaf gelmedi."
MUSTAFA ŞENTOP'UN BAĞLANTISI MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINMIŞTI
Kuzey Makedonya'da, Üsküp Eğitim ve Kültür Vakfı bünyesinde kurulan ve Şentop'un sahibi ve onursal başkanı olduğu öne sürülen Uluslararası Balkan Üniversitesi'nin hukuk fakültesi mezunlarıyla ilgili sosyal medyada çıkan iddialar tartışma konusu oldu. Skandal iddiaları Meclis gündemine taşıyan İyi Partili Çıray, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay'ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.
Çıray, "TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un Uluslararası Balkan Üniversitesi'nin sahibi ve Onursal Başkanı olduğu doğru mudur? Üniversitenin sınavsız bir biçimde Hukuk Fakültesi'ne öğrenci kaydı yaptığı ve bu öğrencilerin kayıtlarında üniversiteye dahi gitmeden bazı çetelerce pasaport işlemleri sırasında ülkeye girdi-çıktı yapılarak evraklarının üniversiteye ulaştırıldığı doğru mudur? Bu konu ile ilgili bir araştırma başlatmayı düşünüyor musunuz" sorularını yöneltmişti
===================
Sahte diploma soruşturması hakkında neler biliniyor?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianameye göre, üst düzey kamu kurumu yöneticilerinin elektronik imzası kopyalanarak birçok kişiye sahte diploma ve belge düzenlendi. Sahte diploma skandalı nasıl açığa çıktı? Hangi alanlarda sahte diploma verildi?
05 Ağustos 2025
Ankara Başsavcılığı'nın iddianamesi, "inşaat mühendisliği, hukuk, öğretmenlik" gibi alanlarda bile e-devlet sistemine sahte diploma yükleyebilen bir çetenin varlığını ortaya koydu. BBC Türkçe, sahte diploma soruşturması hakkında neler bilindiğini derledi.
Kamu kurumu yöneticilerinin e-imzasını kopyalayarak sahte diploma ve sürücü belgesi düzenlediği tespit edilen 134 kişi hakkında mayıs ayında dava açılmıştı.İkinci iddianamede yer alan 65 kişinin de davaya dahil edilmesiyle birlikte sanık sayısı 199'a çıktı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 37 şüphelinin tutuklandığını açıkladı.
Bakan Yerlikaya 4 Mayıs'ta sosyal medyadan yaptığı yazılı açıklamada, Ocak ve Mayıs 2025 tarihlerinde "düzenlenen 2 operasyonda toplam 197 şüpheli şahıs yakalanmış bu şüphelilerin 37'si tutuklanmış, 150'sine adli kontrol kararı verilmiştir" ifadesini kullandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede, e-imzaların kopyalanma işleminin, elektronik sertifika sağlayıcı iki kuruluş aracılığıyla gerçekleştiği belirtildi.
Sahte elektronik imzalar sayesinde, aralarında köklü üniversitelerin de olduğu çeşitli kurumlarının sistemlerine izinsiz giriş yapıldığı ve usulsüz diploma düzenlendiği kaydedildi.
İddianamede, şüphelilere ayrı ayrı yöneltilen suçlamalar arasında şunlar yer alıyor:
→ Usulsüz e-imza üretimi ve kamu sistemlerine yetkisiz erişim
→ Sahte lise, lisans ve yüksek lisans diploması düzenlemek
→ Not ortalamasını yükseltmek
→ Sahte ehliyet belgesi düzenlemek
→ Ehliyet yazılı sınav ve direksiyon notunu değiştirmek
Soruşturma kapsamında 57 sahte üniversite diploması, 4 lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi düzenlendiği tespit edildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), şüphelilerden birinin ifadesinde geçen 400 akademisyenin usulsüz atandığı yönündeki iddiayı yalanladı.
İddianamede, oldukça üst düzey isimlerin elektronik imzalarının kopyalandığı belirtiliyor:
→ Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkan ve Başkan Yardımcısı
Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Eğitim ve Öğrenim Daire Başkanı
→ MEB Yönetim Bilgi Sistemleri Daire Başkanı
→ 14 farklı üniversitenin Öğrenci İşleri Daire Başkanları
İddianame, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanıklar hakkında 5 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İmza kopyalama işlemi nasıl gerçekleşti?
Kurumların sistemlerine erişebilmek ve işlem düzenleyebilmek için, tıpkı TC kimlik numarası gibi kişiye özel elektronik imzalar kullanılıyor.
Yalnızca yetkili kişiler erişim sağlayabiliyor ve e-devlet gibi ulusal sistemlere resmi veri girişi gerçekleştiriyor.
İddianamede yer alan bilgilere göre sanıklardan bazıları, üniversite ve kamu kurumları ile çalışan resmi sertifika sağlayıcı iki şirketin çalışanlarıyla işbirliği içerisindeydi.
Kamu kurumlarında kritik pozisyonlardaki yöneticilere ait sahte elektronik imzalar üretildi.
Bu elektronik imzalar, sahte sürücü belgesi ve TC kimlik kartları kullanılarak elde edildi ve kamu sistemlerine yetkisiz erişim sağlandı.
Bu sayede sahte diplomalar düzenlendi ve YÖKSİS sistemlerine eklendi.
Aynı şekilde MEB sistemlerine izinsiz erişim sağlanarak, usulsüz lise mezuniyet kayıtları oluşturuldu, sürücü belgesi yazılı ve direksiyon sınav sonuçları değiştirildi.
Hangi alanlarda diploma verildi?
Psikoloji, Makine Mühendisliği, Mimarlık, Bilgisayar Mühendisliği, Siyaset Bilimi, Resim İş Öğretmenliği, İnşaat Mühendisliği…
İddianameye göre pek çok fakültede hem diploma işlemleri hem de not yükseltme gibi usulsüz işlemler yapıldı.
Ancak, usulsüz diploma edindiği belirtilen kişilerin mevcut durumuna ilişkin herhangi bir bilgi yer almadı.
2 Ağustos'ta Türkiye Gazetesi'ne konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ise kurum içi soruşturmanın derinleşeceği sinyalini vermişti: "Çok ciddi bir hadise. İki koldan soruşturma yapacağız. Hem biz hem de ilgili üniversiteler ayrı ayrı soruşturma yürüteceğiz. Dün itibarıyla ilgili üniversitelere gerekli işlemlerin başlatılması noktasında yazı gönderdik."
Özvar ayrıca, sahte diplomanın önüne geçmek ve cezai yaptırımları artırmak için yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
"400 akademisyen usulsüzce atandı" iddiasına yalanlama
Dosyadaki şüphelilerden biri olan A.T. ifadesinde, 400 akademisyenin usulsüz bir şekilde kadrolara yerleştirildiğini iddia etti. Z.K isimli liderin talimatları doğrultusunda hareket edildiğini ve bu şekilde 270 sahte imza üretildiğini belirtti.
Ekibin "joker elemanı" olarak bilinen ve çok iyi yabancı dil bilen bir şahsın, 2006-2010 yılları arasında başka kişiler adına yabancı dil sınavlarına sokulduğunu ve "ülke genelinde bu sayede akademisyen olan 400'den fazla kişi olduğunu" iddia etti.
A.T. aynı ifadesinde, bu usulsüzlüğü yapan akademisyenlerin birçoğunun doçent ya da profesör unvanı olduğunu savundu.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) ise 400 akademisyenin usulsüz atandığı yönündeki iddiayı yalanladı.
2 Ağustos'taki açıklamada, bu iddianın tek bir şüpheli beyanına dayandığı, herhangi bir somut bilgi, belge veya tespitin olmadığı kaydedildi.
Açıklamada ayrıca, "soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye'de hiçbir akademisyen bulunmadığı" belirtildi.
MEB'e bağlı okullarda görev yapan herhangi bir öğretmenin de şüpheliler arasında yer almadığı kaydedildi.
Soruşturmada sadece bir sürücü kursu eğitmeni ile bir beden eğitimi hocasının adının geçtiği ve bu kişilerin de öğretmen statüsünde olmadığı belirtildi: "2 kişi dışında, düzenlenen hiçbir diplomanın herhangi bir meslek ifasında kullanıldığına dair bir tespit bulunmamaktadır."
Soruşturma nasıl başladı?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma esasen 2024 yılına uzanıyor.
Başsavcılık ilk olarak elektronik sertifika sağlayan iki kuruluşun Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul bayileri üzerinden usulsüz işlem yapıldığını tespit etti.
İlk iddianameye göre, Gazi Üniversitesi'nde hukuk ve mühendislik fakültesinde düzenlenen sahte diplomaların YÖKSİS sistemine eklendiği tespit edildi.
Ayrıca MEB bünyesinde de sürücü belgesi elektronik sınav sonuçlarının "başarılı" olarak değiştirildiği, dört kişiye ise lise mezuniyet kaydı eklendiği belirlendi.
İlk soruşturma kapsamında 20 Mayıs'ta 134 kişi hakkında açılan davaya, Temmuz ayında tamamlanan ikinci iddianameyle 65 kişi daha dahil edildi.
DMM'nin açıklamasında, "Soruşturma dış bir ihbarla değil, bizzat bir üniversitenin iç denetimi sonucunda adli makamlara yapılan bildirimle başlatılmıştır" ifadelerine yer verildi.
"Zincirleme suç niteliği taşıyor"
Şüphelilerin birçoğu beyanında, Z.K. isimli kişinin organizasyonun başında yer aldığını belirtiyor.
İddianamede, taraf beyanları ve materyal incelemeleri dikkate alındığında, Z.K'nın "en başından beri organizatör olarak görev aldığı" tespitine yer veriliyor.
Z.K'nın elektronik materyallerinde yapılan inceleme sonucunda; pek çok sahte ehliyet, diploma ve yapılan pazarlıklara ilişkin mesaj kayıtları ele geçirildiği kaydediliyor.
Z.K'nın "sahte elektronik imzaların oluşturulması, MEB ve Gazi Üniversitesi sistemlerine usulsüz girişler ve değişiklikler yapılması eylemlerinin tamamına iştirak ettiği" öne sürülüyor.
Başsavcılık iddianamede, bu suçların birden fazla kez ve zincirleme şekilde işlendiğini belirtiyor.
Bu usulsüz işlemlerin birçok kez yapılması açısından "zincirleme suç" niteliğinde olduğu kaydediliyor.
Sahte diploma skandalı deşifre oldu! Seansı 4.500 TL olan ünlü psikolog halı yıkamacısı çıktıSahte diploma skandalı deşifre oldu! Seansı 4.500 TL olan ünlü psikolog halı yıkamacısı çıktı
Sahte diploma skandalında yeni detay: Torbacı narkotik şube başkomiseri yapılmışSahte diploma skandalında yeni detay: Torbacı narkotik şube başkomiseri yapılmış
Bakan Yerlikaya: 57 sahte diploma, 108 sahte ehliyet tespit edildiBakan Yerlikaya: 57 sahte diploma, 108 sahte ehliyet tespit edildi
https://www.ekonomim.com/gundem/ sahte-diploma-sorusturmasi-hakkinda-neler-biliniyor- haberi-834934
===================
Hakan Fidan ve yardımcısında da 'diploma' şüphesi! Namık Tan: 'İkisinin yüksek öğrenim dereceleri hakkında ciddi soru işaretleri var'
CHP'nin Dışişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı emekli diplomat Namık Tan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz'la ilgili çarpıcı bir iddiada bulundu. Tan, iki ismin yüksek öğrenim dereceleri hakkında ciddi soru işaretleri olduğunu öne sürdü.
5.08.2025
Sahte e-imza üreterek yüzlerce sahte üniversite diploması alındığı iddiaları Türkiye'nin gündemine oturdu. Skandalın siyaset dünyasında kapsadığı isimler merak konusu olurken Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz'ın yüksek öğrenimiyle ilgili de soru işaretleri olduğu iddiası ortaya atıldı.
İddiayı dile getiren ise CHP'nin Dışişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, CHP İstanbul Milletvekili emekli diplomat Namık Tan oldu.
Namık Tan, X hesabı üzerinden paylaştığı "SİSTEMİK ÇÖKÜŞ VE AKP" başlıklı yazısında sahte e-imza skandalına ilişkin şunları kaleme aldı:
"Yurttaşın devletine emanet ettiği bütün kişisel bilgileri elde edilmiş, kopyalanmış yasadışı işlerde kullanılmış. Öyle ki, basbayağı bir "paralel e-devlet" yapısı kurulduğu ortaya çıkıyor. Muhtemelen buzdağının yalnızca görünen kısmı olan e-imza skandalı, AKP'nin beslendiği kurumsal erozyonun ve devletin temel sütunlarının nasıl aşındırıldığının çarpıcı bir göstergesi AKP, devletin güven ilişkilerini zedeleyen ve kurumların onurunu aşındıran bu çürümenin yegâne temsilcisi. Bu skandal münferit bir suiistimal değil; cezasızlık kültürü ve kurumsal yozlaşmanın doğal ürünü. Kaybedilen, yalnızca haksız kazanılmış makamlar değil; yüzlerce liyakatli insanın hakkı, gençlerin umudu ve yurttaşın devlete olan güveni."
"VERİYORLAR FONA KURTLAR VADİSİ'Nİ"
Namık Tan, yazısının devamında da sözü Fidan ve Yılmaz'a getirerek şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bütün bu tezgâh al gülüm, ver gülüm dönerken istihbarat teşkilatını elele idare eden dinamik (!) ikili o üstün meziyetlerini (!) bu defa hariciyenin yönetimine vakfetmiş durumda
İkisi de son derece alıngan: En ufak bir eleştiri veya soruyla karşılaşmayagörsünler hemen avazları çıktıkları kadar "İsrail!" diye bağırıyorlar ve veriyorlar fona Kurtlar Vadisi müziğini. Bir numaralı sorumlu ABD hakkında ise dut yemiş bülbüle dönüyorlar."
"ALLAH'IN BİLDİĞİ KULDAN SAKLANILMAMALI"
"Hakan Fidan ve Nuh Yılmaz ikilisinin alınganlık dışında bir ortak noktaları daha var" diyen Namık Tan, iki ismin yüksek öğrenim hayatına ilişkin şu iddiaları dile getirdi:
İkisinin yüksek öğrenim dereceleri hakkında ciddi soru işaretleri var. Birinin uzaktan eğitimle bitirdiğini iddia ettiği ABD üniversitesinin denkliği var mı belli değil
Yaşlılar İçin Uygun Fiyatlı Mobil Merdiven Asansörleri (Kurulum Gerekmeden Nasıl Alınır)Knowledge Knower
Diğerinin sosyoloji doktorasında hem yurtiçinde hem yurtdışında apaçık tutarsızlıklar var
Ne yapalım Allah'ın bildiği kuldan saklanmamalı, devlet ciddiyeti denilen şeyin de öyle kasılarak poz vermekle, kaşlarını çatmakla değil önce liyakatle ilgili olduğu akıldan hiç çıkmamalı."
===================
Arslan BULUT: Sahte diploma!
05 Ağustos 2025
AKP iktidarı boyunca, devlet kadrolarına girmek için ya bir cemaate ya da doğrudan partiye mensup üye olmak esas alındı. Geçmişten de buna benzer partizanlık örnekleri verilebilir ama AKP döneminde partizanlık kurumsallaştı!
Yıllarca üniversite sınav soruları çalındı ve cemaat mensuplarına verildi. KPSS sınavları, polis akademisi sınavları, harp okulu sınavları, kısacası bütün sınavlarda çalıntı soruları alanlar öne geçti. Yıllar içinde milyonlarca gencin geleceği çalınmış oldu.
AKP, devlet içinde kadrolaşırken, önce imam kadrosuna aldığı kişileri sonra devletin diğer kurumlarına nakletti.
2025 lise giriş sınav soruları, sınav devam ederken bazı Whatsup gruplarında yayınlandı. Böylece sınav sorularının önceden birilerine verildiği anlaşıldı ama bilgi işlem müdürünü ve 30 memuru görevden alan Milli Eğitim Bakanı, sınavın iptal edilmesinin söz konusu olmadığını söylüyor!
Son olarak da 400 akademisyenin yüksek lisans, doktora, doçentlik ve profesörlük unvanlarının tamamen sahte olduğu anlaşıldı. Resmi yetkililerin dijital imzaları kopyalanarak, 10 binlerce kişiye parayla diploma veya ehliyet verildiği tahmin ediliyor…
Toplum hayatında bulunan meslek erbabının yüzde kaçı sahtedir bilmiyoruz. Sahte alkol üretmek veya sahte alın satmak da önemli bir orana ulaştı. Yüzlerce insan sahte alkolden hayatını kaybetti ama üzerinde bile durmuyoruz!
***
Peki bir millet, bir devlet, bir ülke neden bu duruma düşer?
Başlangıçta ideolojik amaçlarla devleti ele geçirmek isteyenler, bunda dini yönden bir sakınca görmüyordu. Hatta Türkiye'yi olarak görenler, devleti yağmalamayı dini bir görev sayıyordu. İslâmı gizledikleri etnik ideolojilerine alet edenlerin bu girişimleri, alışkanlık yaratmış olmalı ki para karşılığı diploma veya ehliyet dağıtmayı da "mübah" sayar oldular.
Bu arada Balkanlar'da tabela üniversiteleri kurup, Türkiye'deki hukuk fakültelerine yatay geçiş yapmak gibi bir yöntem de geliştirildi.
Türkiye'deki siyasallaşmış hukuk sistemi ve bürokrasi ise 32 yıl önce, Kıbrıs'taki Amerikan Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçiş yapan Ekrem İmamoğlu'nun yakasına yapıştı… Onun diplomasını iptal etmek için, aynı yıl, aynı yolla, aynı üniversiteden yatay geçiş yapanların diplomalarını da iptal ettiler.
Oysa 23 yıldır ülkeyi yöneten Tayyip Erdoğan'ın diploması sorgulanmalı!
***
Biz demokrasiyi anlamış değiliz. Çoğunluk, demokrasiyi, "bizden" olanı haksız da olsa savunmak veya gözetmek için kullanıyor. Demokrasiyi "devlete bir anahtar uydurmak" için kullanmak da bir başarı sayılıyor.
"Anahtar uydurmak" ne demek? Hırsızlık değil mi?
Demokrasi yerine, gerçekte partizanlık uygulanıyor. Çoğunluk, seçimlerde taleplerini karşılayacak kişileri tercih ediyor. Dürüst olmak, hak gözetmek, kamu haklarını korumak ise siyaset bilmezlik, bir eksiklik, bir anlayışsızlık olarak görülüyor!
Yıllardır, "Devletin bütün kadrolarının, bilimsel bilgiyle donatılmış, ehliyet ve liyakat sahibi kadrolardan oluşturulması her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Ehliyetsiz ve liyakatsiz kadrolarla devlet yönetmeye kalkışmak, artık vatana ihanet sayılmalıdır! Kaldı ki bu tür kadrolaşmanın asıl hedefi de cumhuriyeti yıkmak değil midir?" diyordum.
İşte partizanlıkla, ekonomiyi de sistemi de bilinçli olarak çökerttiler, şimdi Türk devletini yıkmak ve yerine Tom Barrack'ın anlatımıyla, "içinde İsrail ve Ermenistan'ın da olacağı bir Orta Doğu devleti" kurmak için ellerindeki son kozları oynuyorlar!
***
İsmet İnönü, 1929 yılında Ankara Hukuk Fakültesi Diploma Töreni'ne yaptığı konuşmada, "Efendiler, elinde yanlış bir şehadetname ile cemiyete çıkan adamın, memlekete zararı sizin tasavvur edebileceğinizden çok fazladır. Bir cemiyette en muzır adam ehliyetsiz olduğu halde salâhiyet sahibi olandır. Ehliyetsiz ve salâhiyet sahibi adam tahsil zamanında islah olunmazsa, hayatın cereyanı esnasında güç islah olunur. Bu adam bütün hayatında ilmin, liyakatin ve çalışkanlığın düşmanı olacaktır." demişti.
"Yanlış şehadetname", yani sahte diplomayla devlet kadrolarına yerleşenlerin memlekete verdiği zararı, iş işten geçtikten sonra bile anlamayan milyonlarca insan var.
Asıl sorun da burada zaten…
https:// www.yenicaggazetesi.com.tr/sahte-diploma-941533h.htm
==================
E-imza yetkisine sahip tek kurum olan BTK'dan sorumlu bakan yardımcısı Fatih Sayan,
diploma sahteciliği skandalı patlayınca,
Sahip olduğu 10 diplomadan 4'ünü, CV'sinden sildi.
===================
Diploma sahtekarlığı ve Dublin Üniversitesi: 'Dolandırıcı şirketler'
06/08/2025
'Sahte diploma' skandalıyla gündeme gelen halı yıkamacı Volkan Uçak, Uluslarası Dublin Üniversitesi'nden mezun olduğunu söyledi. Ama bu kurum aslında 'dolandırıcı bir şirket'.
Diploma sahtekarlığı Türkiye'nin gündemine oturdu.
'Sahte diploma'yla gündeme gelen isimlerden biri de Volkan Uçak. Kendini psikolog, hipnoz uzmanı ve bilinçaltı terapisti olarak tanıtan Uçak 27 Mayıs'taki operasyonlarda gözaltına alınmış, 40 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı.
Uçak, bu olaydan kendisinin de mağdur olduğunu öne sürdü ve aslında üniversite okuduğunu, bir diplomasının da olduğunu söyledi: "2016'da Uluslarası Dublin Üniversitesi'nden, online bir üniversiteden psikoloji lisansı ve yüksek lisansı almaya başladım."
Gazeteci Ayşegül Kasap, sözde üniversitenin İrlanda'da değil, internet sitesine göre Gürcistan'da olduğunu, iletişim bilgilerininse Ankara'da olduğunu yazdı: "Bu tarz 'üniversitelerin' binaları bile olmuyor genelde. Olanlardaysa sadece bir daire, öyle bina falan değil. Öğrenciler online derslere girmiyor. Sınavların nasıl yapıldığı şaibelerle dolu. Özetle basıyorlar parayı alıyorlar diplomayı!"
Durum gündem olduktan sonra söz konusu kurum, iletişim bilgilerini değiştirerek Miami yaptı. Ama önceki hali internette arşivlenmişti.
https://x.com/aysegul_kasap/ status/1952763699497742639
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, sözde üniversitelerin aslında dolandırıcı şirketlerden ibaret olduğunu söyledi.
Akdeniz X'teki paylaşımları şöyle:
https://x.com/cyberrights/ status/1952839767495778424
https://x.com/cyberrights/ status/1952839773082829021
https://x.com/cyberrights/ status/1952839781358157949
Ne olmuştu?
Diploma sahtekarlığı Türkiye'nin gündemine oturdu. Sahte kimlik ve elektronik imzalarla ehliyet sınav sonuçlarını değiştirmekten üniversite diploması düzenlemeye kadar birçok suça imza atan şebekeye yönelik soruşturma sürüyor.
E- imzası kopyalananlar arasında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) başkanı ve yardımcısı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Eğitim Öğretim Dairesi başkanı, 14 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanı ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) müdürleri de var.
Bugüne kadar iki dalga operasyon düzenlendi. Mayısta 134 şüpheli hakkında dava açıldı. Temmuzda tamamlanan ikinci iddianameyle 65 kişi daha davaya dahil edildi. Toplam 199 kişi gözaltına alındı. Bunların 37'si tutuklandı, 150'si adli kontrolle serbest bırakıldı.
Son olarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sahte e-imza operasyonlarında 57 sahte diploma, 108 sahte sürücü belgesi, dört sahte lise mezuniyet belgesi bulunduğunu açıkladı.
Şüphelilerin 'kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yayma', 'bilişim sistemindeki verileri bozma yok etme, erişilemez kılma, sisteme veri yerleştirme', 'bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama' suçlamalarıyla 50 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
80 bin liraya lise, 120 bin liraya ortaokul+lise diploması vermişler
https://www.diken.com.tr/80-bin- liraya-lise-120-bin-liraya-ortaokullise-diplomasi-vermisler/
Sahte diplomanın piyasası varmış: Şikayetvar'a yüzlerce 'mağduriyet' mesajı
https://www.diken.com.tr/sahte- diplomanin-piyasasi-varmis-sikayetvara-yuzlerce-magduriyet- mesaji/
https://www.diken.com.tr/ diploma-sahtekarligi-ve-dublin-universitesi-dolandirici- sirketler/
===================
AKP Konya Milletvekili Mehmet Baykan, Türkiye'nin gündemine bomba gibi düşen sahte diploma olayıyla ilgili "Dünyanın her yerinde olabilecek bir korsanlık" değerlendirmesinde bulundu.
===================
'Ziya hoca'nın ifadesi çıktı: Sahte diploma skandalında 'kara para' izleri…
Sahte diplomayla birlikte birçok usulsüz belge hazırlayan şebekenin kara parayla ilgili işlem yaptığı da iddianamede yer aldı. "Ziya hoca" olarak bilinen tutuklu Ziya Kadiroğlu'nun "Pablo" adlı bir kullanıcıyla Dubai'den gelecek menşeini bilmediği para üzerinden mesajlaştığı, para karşılığı belge oluşturduğu belirlendi.
6 Ağustos 2025
Türkiye'nin gündemine oturan e-imza skandalı, bir kamu görevlisinin kendi e-imzasının izinsiz şekilde kullanıldığını fark etmesiyle ortaya çıktı. Soruşturma sonucunda, çetenin yüzlerce e-imza üreterek sahte belgeleri kamu sistemlerine işlediği belirlendi.
Çete, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Milli Eğitim Bakanlığı'nda görevli bazı daire başkanlarının yanı sıra 15 üniversitenin öğrenci işleri birimlerinde çalışanların e-imzalarını taklit etti. Sahte diplomalar YÖK sistemine işlendi ve e-Devlet üzerinden görüntülenebilir hâle geldi. Psikoloji, hukuk, inşaat mühendisliği ve eczacılık gibi kritik alanlarda sahte diploma üretildi.
'50-60 ADET SAHTE KİMLİK YAPTIM'
Sözcü'nün haberine göre; bakanlıklarda, YÖK'te ve daha birçok kurumda yönetici pozisyonundaki kişiler adına çıkarılan sahte e-imzalarla birçok sahte diploma, ehliyet çıkardıkları birçok işlem gerçekleştirdikleri ortaya çıkan suç şebekesiyle ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı. Bu usulsüz işlemleri yapanlardan biri olarak dosyada şüpheli olarak yargılanan ve "Ziya hoca" olarak bilinen Ziya Kadiroğlu'nun ifadesinde çarpıcı ayrıntılar yer aldı. Kadiroğlu ifadesinde arama ve yakalama kaydı olan kişilere dahi kimlik çıkardığını itiraf etti ve "benden kimlik yapmamı isteyen kişiler bana telegram kanalı üzerinden ulaşmakta idi, bana ulaşan kişiler genelde aranma kaydı olan, yakalama kaydı olan kişiler oluyor idi, ben bu şekilde 50-60 adet sahte kimlik yaptım" dedi.
ŞÜPHELİ İKİ KİŞİ
Kadiroğlu'nun telefon kayıtlarında ise "Alex" ve "Pablo" isimli iki kişiyle sürekli irtibat kurulduğu görüldü. Kadiroğlu, bir kişinin kendisine "kredi kartı kopyalama yapabilir misiniz?" sorusu üzerine bunu Alex adlı kişiye ilettiğini onun da kendisine link attığını söyledi. En çarpıcı yer ise Pablo adlı kullanıcıyla arasında geçen diyalog oldu. İddianamede yer alan bilgilere göre Dubai üzerinden gelecek bir para üzerine Pablo adlı kullanıcı ve Kadiroğlu arasında bir konuşma gerçekleşti.
'KARA PARA' DETAYI
Kadiroğlu, ifadesinde kara para olduğu düşünülen bu transferle ilgili şunları söyledi:
"Kim olduğunu bilmediğim pablo isimli şahsın bana sürekli başkaca şahıslara ait kimlik belgelerini atma sebebi benden belge ya da diploma yapmamı istemesindendir. Benim belge karşılığında istediğim 50 bin TL para belgenin tarafımca hazırlanması karşılığında talep ettiğim tutardır. Konuşma içerisinde ufak da olsa indirim yapacağımı da söyledim. Bu şekilde para alarak kaç belge hazırladığımı hatırlamıyorum. Dubai ülkesinden Türkiye'ye getirilecek olan menşeini bilmediğim paranın aktarılması ile alakalıdır."
'ALLAH'IN İZNİYLE HİÇBİR ŞEY OLMAZ'
Bunun üzerine Pablo adlı kullanıcıyla arasında geçen konuşmalarda "Allahın izniyle hiçbir şey olmaz", "Sokakta dedikodusu çıkmasın kafi", "Kişiler kendini ifşa etmesin yeterli" şeklinde mesajlar atıldığı tespit edildi.
https://www.veryansintv.com/ sahte-diploma-skandalinda-kara-para-ayrintisi
===================
Sahte e-imza ile sahte üniversite diploması yapan, ehliyet sınav sonuçlarını değiştiren şebekenin üyesi olarak iddianamede yer alan sanıklardan sürücü kursu görevlisi Tayfun Toker'in eski Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı olduğu anlaşıldı
===================
Kaan Sezyum: Püsküllü beka
06.08.2025
Haberler yine muhteşem, geleceğe memleketçe şahlanarak devam ediyoruz.
Her yeni güne yeni bir şahlanış haberiyle huzur ve güven içinde uyanıyoruz.
Son saniyelerle yaşıyoruz.
Sahte e-imza ile kamu sistemlerine sızarak diploma, ehliyet ve pek çok belge üreten çetenin haberleri herkesi hayretlerden hayretlere düşürürken, ülkenin verdiği resmi belgelerinin bile güvenilirliği, inandırıcılığı ve ciddiyeti bir kez daha sorgulanacak hale geliyor.
Birden bire bir AB ülkesi "Ya Türkiye'de böyle fantastik şeyler oluyor, bunların elindeki belgelere biz nasıl güvenebiliriz?" diye düşünse, al başına verdiği resmi belgeler başka ülkeler tarafından tanınmayan Ülkebekir Sıddık bebek…
∗∗∗
"Ülkece matrikste yaşıyor gibiyiz, diploma yok, ehliyet yok, LGS yok, puan yok, suç yok, süreçin içeriği yok (ya da süreççilere kadar var, bize verilen bir bilgi yok), adalet yok, ihmal yok, görevini yapan savcı yok, vatandaşa sahil yok, aslında orman yangını yok, yangın söndürme uçağı zaten yok, itibardan tasarruf yok, delil yok, anayasa var ama takan yok…
Dümdüz matriks.
Peki ne var?
Görünen o ki gerçekliğine inanabileceğimiz hiçbir kavram kalmamış gibi.
İnsan ister istemez artık duyduğu hiçbir şeye inanamıyor.
Dezenformasyon merkezi paylaşımları kadar inandırıcı bir gündem, ikna edici harika Karaibrahimgil bir gerçeklik…
Bazılarına göre dünyanın örnek gösterdiği ülkelerden biriymişiz, bazılarına göre "aman bakın böyle olmayın"ın en güzel örneğiymişiz.
Düşünsenize ülkede kimsenin tapusu, ehliyeti, ehliyeti, lisansı, sertifikası, varlığı, malı ve canı güvende değil.
Hedeflediğimiz güzel günler bunlar mı?
Dolar on lira olacah ya onbeş lira olacah ya…
Kimsenin kendisine inanmadığı bir ülke var olabilir mi?
Beka meselesiyse, alın size püsküllü beka.
Resmi evrakına güvenilmeyen bir ülkenin, "ülke" olarak ciddiye alınması, alınsa bile güvenilmesi ne kadar mümkündür?
Pasaportuna vizeyi çile olarak talep eden bir güven veriyoruz çevremize."
Her şeyimizin sahte olduğu ortak bir gelecek, artık beklenenden bile daha yakın gibi.
Bakın 2020 yılında Hürriyet yazarı Hande Feystaym kaynaklarından edindiği bilgilere göre neler demiş:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan çantalara asla büyük paralar vermiyor.
Orijinal marka çanta kullanmamaya özen gösteriyor.
Yani iddia edildiği gibi büyük rakamlara çanta alınmıyor.
Daha çok yerli malını tercih ediyor.
Orijinalin yerine çakma yani imitasyonlarını alıyor."
En azından itibar yerine sahte ürün tercih edilerek tutumlu davranılmış.
Peki bu tavır ülkemiz geneline de aksettirilebilir mi?
Mesela düşünce egzersizi yapalım.
Bir ülkede darbe hazırlığı oluyor, bütün bu hazırlık aşamasında zaten ülkenin tüm birimleri komple habersiz, sonra darbe yapılıyor, bütün bu işler olurken siz de istihbaratın başındasınız.
Olaylar, olayları takip ediyor, normal şartlar altında böyle bir görevdeyken böylesine bir güvenlik zaafını göstermişsiniz, hop ne oluyor?
Tabii ki işinizden ayrılmıyorsunuz, daha da iyi bir konuma geçip bakan oluyorsunuz.
Acaba orijinal istihbarat başkanı yerine imitasyon mu kullandık?
Masrafsız.
∗∗∗
Acaba ülkedeki herkes sahte mi diye düşünmeye başlamaktan kendimi alamıyorum.
Belki de olanların hepsi aslında hepimizin sahte olmasından oluyor.
Okuma yazması olmayan, eğitimden pek anlamayan tarikatlara, cemaatlere "sivil toplum örgütü" diyebilen eğitimden sorumlular, turizm şirketi sahibi turizm bakanları, interneti sadece yasaklanacak ve engellenecek adresler bütünü olarak gören ama başkanının e-imzasına ve hatta vatandaşlarının kimlik bilgilerine bile sahip çıkamayan promosyon kurum BTK…
İnsan gerçekten de gerçekliğin ne olduğunu düşünüyor.
Adeta ucuz ve çakma bir simülasyonda yaşıyoruz uzun süredir.
Ülkece Newport Üniversitesi'nden mezun gibiyiz.
Hızlı trenimiz hızlı değil, tren olmasına rağmen güvenli değil, bebeklerimiz güvende değil, yurtlarımız yurt değil, gençlerimiz, askerimiz güvende değil, topraklarımız, ormanlarımız, sahillerimiz, evimiz, barkımız bizim değil, hiçbir şey istediğimiz gibi değil.
Bu kadar şey yanlış olmamalı, arada en azından bir iki doğru olması lazım ama yok.
Belki de biz yanlış şeyler istiyoruz.
Belki de biz de sahteyiz ve ne istediğimizi bilemiyoruz.
https://www.birgun.net/makale/ puskullu-beka-643640
===================
9 Soruda diploma sahtekarlığı: Nerelere, nasıl sızıldı, hangi işlemler yapıldı?
06/08/2025
Diploma sahtekarlığı Türkiye'nin gündemine oturdu. Sahte kimlik ve elektronik imzalarla ehliyet sınav sonuçlarını değiştirmekten üniversite diploması düzenlemeye kadar birçok suça imza atan şebekeye yönelik soruşturma sürüyor.
E- imzası kopyalananlar arasında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) başkanı ve yardımcısı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Eğitim Öğretim Dairesi başkanı, 14 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanı ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) müdürleri de var.
Bugüne kadar iki dalga operasyon düzenlendi. Mayısta 134 şüpheli hakkında dava açıldı. Temmuzda tamamlanan ikinci iddianameyle 65 kişi daha davaya dahil edildi. Toplam 199 kişi gözaltına alındı. Bunların 37'si tutuklandı, 150'si adli kontrolle serbest bırakıldı.
Son olarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sahte e-imza operasyonlarında 57 sahte diploma, 108 sahte sürücü belgesi, dört sahte lise mezuniyet belgesi bulunduğunu açıkladı.
Şüphelilerin 'kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yayma', 'bilişim sistemindeki verileri bozma yok etme, erişilemez kılma, sisteme veri yerleştirme', 'bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama' suçlamalarıyla 50 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Peki neler biliniyor, iddianamede hangi bilgilere yer verildi? 9 Soruda derledik…
1. Şebekede kim ne yaptı?
Birden fazla ismin 'organizatör' olarak görev aldığı, üyelerin farklı roller üstlendiği bir örgütlenme ve işleyiş söz konusu.
"Baş organizatörler ve lider figürler"
"○ Z.K.:" 'Organizatör'. Kamu kurumlarına (özellikle üniversite sistemlerine) usulsüz girip veri değiştirme ve üçüncü şahıslar lehine menfaat sağlama faaliyetlerinin tamamında rol almış. Sabıkalı.
"○ M.Y.:" 'Organizatör'. Üniversite sistemlerine usulsüz girip veri değiştirme faaliyetleri tespit edildi. A.A.'nın (şebekenin bağlantıda bulunduğu yardımcı roldeki şüphelilerden) kendisini 'istihbarat görevlisi' olarak tanıtması üzerine e-imza çıkarma işlemlerini yaptığını öne sürdü.
"○ G.C.G.:" 'Organizatör'. Üniversite sistemlerine usulsüz girip veri değiştirerek mezuniyet kayıtları ekleme (kendi adına dahi hukuk ve bilgisayar mühendisliği mezuniyeti dahil) faaliyetlerinin tamamında rol almış.
"○ Y.B.:" 'Organizatör'. Ege Üniversitesi ve Mersin Üniversitesi'nin sistemlerine usulsüz girerek sahte mezuniyet kayıtları eklemiş. Depremde vefat eden avukatların yerine başkalarını kaydetmiş.
"○ Y.M.:" 'Organizatör'. Üniversite sistemlerine usulsüz girerek veri değiştirmiş.
"○ Zn.K.:" 'Organizatör'. Üniversite sistemlerine usulsüz girerek veri değiştirme faaliyetlerinin tamamında yer almış. MEB onaylı sertifikalar ve diplomalar dağıtmış, 'müşteri'lerinden e-Devlet şifresi isteyerek işlemler yapmış.
"○ A.Ç.:" Z.K ve M.Y. ile bağlantılı hareket etmiş. Z.K., evini 'home office' olarak kullanmış. İddiasına göre usulsüz mezuniyet kayıtlarını Z.K. eklemiş.
"○ O.G.:" Sahte e-imzalarla sistemlere usulsüz erişim sağlamış. E-imzanın ne olduğunu bilmediğini öne sürse de 'organizatör' olarak görülüyor.
"○ İ.C.E.:" Sahte e-imzalarla kamu kurumlarının sistemlerine usulsüz erişim sağlamış. Tehdit edilip dövüldüğünü öne sürse de 'organizatör' olarak görülüyor.
"Yardımcı roller ve bağlantılar"
"○ A.A.:" Kendisini 'istihbarat görevlisi' olarak tanıtıp M.Y.'ye e-imza çıkarma talimatı vermiş. Z.K.'nın teknik destekçisi olarak anılıyor. Atatürk Üniversitesi'nden sahte inşaat mühendisliği diploması almış.
"○ E.Y.:" Z.K.'yı Mahkumlar Federasyonu Derneği'nden tanıdığını ve sık sık görüştüğünü, bazan M.Y. ve Zn.K.'nın da Z.K.'yla birlikte geldiğini söyledi. Kendisi ve başkaları (N.T., Zn.K.) adına sahte mezuniyet kaydı oluşturulmuş.
"○ Diğer şüpheliler:" Birçok şüpheli, sahte e-imzaların çıkarılmasına aracılık etmiş (ödeme yaparak) veya adlarına usulsüz diploma/not yükseltme işlemleri yapılmış. Bu kişiler genellikle e-Devlet sorgulamalarıyla saptanmış. Örneğin, A.Ö. elektronik imza ücreti ödemiş.
2. Sahte elektronik imzalar nasıl çıkarıldı?
"Yöntem:" Sahte elektronik imzalar, elektronik sertifika hizmeti sağlayan TÜRKTRUST ve E-İMZATR adlı kuruluşların Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul'daki bayi ve ofisleri üzerinden çıkarılmış. Bu işlemde, kamu kurum ve kuruluşlarında görevli yöneticilerin kimlik bilgileri kullanılarak sahte ehliyet ve hüviyet hazırlanmış.
"Sahte kimlik kullanımı:" Şüpheliler, kendi fotoğraflarını, kamu yöneticilerine ait kimlik bilgilerinin bulunduğu sahte kimlik kartlarına ekleyerek elektronik imza başvurusu yapmış.
"Örneğin:"
○ Ege Üniversitesi Öğrenci İşleri daire başkanı, Süleyman Demirel Üniversitesi Öğrenci İşleri daire başkanı, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğrenci İşleri daire başkanlığı personeli, Atatürk Üniversitesi öğretim görevlisi ve Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim görevlisi adına, M.Y.'nin fotoğrafıyla
○ Akdeniz Üniversitesi Öğrenci İşleri daire başkanı ve İbrahim Çeçen Üniversitesi öğretim görevlisi adına, Y.M.'nin fotoğrafıyla
○ Ege Üniversitesi Öğrenci İşleri daire başkanı adına, Y.B.'nin fotoğrafıyla
○ BTK başkanı ve Atatürk Üniversitesi Öğrenci İşleri daire başkanı adına, A.Ç.'nin fotoğrafıyla
○ YÖK daire başkanı ve Uludağ Üniversitesi Öğrenci İşleri daire başkanı adına, G.Ü.'nün fotoğrafıyla
○ BTK başkan yardımcısı adına A.Y.'nin fotoğrafıyla
sahte elektronik imza çıkarılmış.
3.Üniversitelerde hangi işlemler yapıldı?
Sahte elektronik imzaların bir kısmıyla kamu kurum ve kuruluşlarının bilişim sistemlerine sızılmış. Erişimler üniversitelere yoğunlaşmış.
"○ Sahte mezuniyet kayıtları oluşturma:" Ege, Atatürk, Yıldız Teknik, Mersin ve İnönü Üniversitesi'nde çeşitli kişilere sahte lisans ve yüksek lisans mezuniyet kaydı eklenmiş.
"○ Not ortalaması yükseltme:" Yıldız Teknik'te kayıtlı bazı öğrencilerin not ortalaması (AGNO) yükseltilmiş. Örneğin, A.R.U.'nun AGNO'su 1.29'dan 3.29'a, B.Ö.'nünki 0.64'ten 2.55'e, D.F.Ö.'nünki 0.83'ten 3.01'e, E.T.C.'ninki 1.46'dan 3.12'ye, M.Ç.'ninki 1.74'ten 2.92'ye, Z.G.'ninki 2.53'ten 3.05'e çıkarılmış.
○ Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi mezuniyetleri oluşturularak YÖKSİS sistemine eklenmiş.
"○ Pasif kaydı aktifleştirme:" Yıldız Teknik Üniversitesi'nde E.B. ve K.Ş. gibi pasif öğrenci kayıtları aktifleştirilmiş, Yükseköğretim Bilgi Sistemi (YÖKSİS) transkriptleri hazırlanmış.
4. Başka hangi işlemler yapıldı?
○ Ehliyet yazılı sınav sonuçları başarısızken başarılı duruma getirilmiş, ehliyet direksiyon sınav sonuçları da benzer biçimde değiştirilmiş.
○ Dört kişiye usulsüz lise mezuniyet kaydı eklenmiş.
○ Bazı şüpheliler, 6 Şubat 2023 depremlerinde Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya'da ölen avukatların listesini temin edip birbirine göndermiş. Ardından listedeki avukatların üniversite kaydını silip yerine hukuk fakültesi mezuniyeti talep eden 'müşteriler'in kaydı yapılmış.
5. Süreç adım adım nasıl işledi?
"Sahte kimlik çıkarma"
Şebeke, BTK başkanı, BTK başkan yardımcısı, YÖK daire başkanı ve çeşitli üniversitelerin (Ege, Akdeniz, Süleyman Demirel, Anadolu, Yıldız Teknik, Çanakkale Onsekiz Mart, Erciyes, İbrahim Çeçen, Atatürk, Mersin, Uludağ, İnönü) öğrenci işleri daire başkanı, öğretim görevlileri, MEB yetkilileri gibi üst düzey kamu yöneticilerinin kimlik bilgilerini kullanarak sahte kimlik hazırlamış.
"Sahte e-imza üretme"
Bu sahte kimliklere şebeke üyelerinin fotoğrafları eklenmiş ve TÜRKTRUST ve E-İMZATR gibi elektronik sertifika hizmet sağlayıcı kuruluşlara başvurulup sahte elektronik imzalar üretilmiş.
"Sistemlere sızıp veri değiştirme"
Sahte elektronik imzalar kullanılarak üniversitelerin bilişim sistemlerine sızılmış.
'Müşteriler' için lisans ve yüksek lisans mezuniyeti eklenmiş, not ortalaması yükseltilmiş, pasif öğrenci kaydı aktifleştirilmiş, sahte lise mezuniyet kaydı oluşturulmuş.
6. Ehliyet sınav sonuçları nasıl değiştirildi?
Ehliyet sınav sonuçları, MEB bünyesindeki sistemlere sızılarak değiştirilmiş.
Şebeke, kamu kurum ve kuruluşlarında görevli yöneticiler adına çıkarılmış sahte kimlik ve sürücü belgeleri kullanarak elektronik imza üretmiş.
Özellikle, MEB daire başkanı adına çıkarılmış sahte kimliklerle üretilen e-imzalar kullanılmış.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü Trafik ve Sürücü Eğitimleri daire başkanı ve Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Gazi Mesleki Eğitim Merkezi müdürü adına da aynı yöntemle elektronik imza üretilmiş.
Bu imzalarla yazılı ve pratik ehliyet sınav sonuçları başarısızken başarılı duruma getirilmiş.
7. Nasıl lise diploması alınmış?
"Örneğin:"
A.Ş., Hınıs Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nden 13 Şubat 2003'te 73,89 notla mezun olmuş görünüyor. Oysa Hınıs İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre A.Ş. bu okuldan mezun değil. Bu kayıt, 1 Kasım 2024'te MEB Eski Mezun Öğrenci Bilgileri Ekleme Ekranı'na erişilerek yapılmış ve 05.11.2024 tarihinde MEB Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü'nce silinmiş. A.Ş. Facebook'ta 'Kayıp diploma bulunur' paylaşımı görüp ilkokul diplomasını bulmak için iletişime geçtiğini, ancak isteği dışında lise diploması oluşturulduğunu iddia etmiş. Fakat cep telefonu incelemesinde sahte diploma teminine yönelik mesaj kayıtları ve 'sınavsız diploma, gerçek diploma' diye internet aramaları bulunmuş.
"S.A.:" Açık Öğretim Lisesi'nden 25 Şubat 2022'de 75.5 notla mezuniyet kaydı yapılmış. Bu kayıt, 4 Kasım 2024'te MEB Eski Mezun Öğrenci Bilgileri Ekleme Ekranı'na erişilerek yapılmış ve 5 Kasım 2024'te MEB Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü'nce silinmiş. Kendisi halen Açık Öğretim Lisesi'nin kayıtlı aktif öğrencisi. S.A. sahte lise diploması kaydı oluşturulmasıyla ilgisi olmadığını, talepte bulunmadığını ve kimin yaptığını bilmediğini öne sürmüş.
"İ.C.:" Cumhuriyet Anadolu Lisesi'nden 19 Haziran 2006'da 2,9 notlu mezuniyet kaydı eklenmiş. Bu kayıt, 2 Kasım 2024'te MEB Eski Mezun Öğrenci Bilgileri Ekleme Ekranı'na erişilerek yapılmış ve 5 Kasım 2024'te MEB Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü'nce silinmiş. İpekyolu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre okulda İ.C.'nin herhangi bir mezuniyet kaydı yok. İ.C., ehliyet almak için kimlik bilgilerini A.Ş. isimli birine verdiğini, lise mezuniyet kaydının oluşturulmasıyla ilgisi olmadığını öne sürmüş.
"M.Y.:" Anafartalar Anadolu Lisesi'nden 13 Haziran 2024'te 3,62 notlu mezuniyet kaydı eklenmiş. Bu kayıt, 2 Kasım 2024'te MEB Eski Mezun Öğrenci Bilgileri Ekleme Ekranı'na erişilerek yapılmış ve 5 Kasım 2024'te MEB Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü'nce silinmiş. Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre M.Y. bu liseden mezun değil, söz konusu diploma numarası başka bir öğrenciye ait. M.Y., kendisinin lise mezunu yapılması için kimseye talepte bulunmadığını ve neden lise mezunu yapıldığına dair bilgi sahibi olmadığını öne sürmüş.
Bu usulsüz mezuniyet kayıtları, Milli Eğitim Bakanlığı daire başkanı adına sahte kimlikler kullanılarak üretilen e-imzalar aracılığıyla ilgili kurum sistemlerine sızılarak yapılmış.
8. Hangi üniversitede hangi işlem yapıldı?
"Sistemine sızılan üniversiteler şunlar:"
○ Ege Üniversitesi
○ Atatürk Üniversitesi
○ Yıldız Teknik Üniversitesi
○ Mersin Üniversitesi
○ İnönü Üniversitesi
○ Gazi Üniversitesi
"Sahte diploma çıkarılan, not ortalaması yükseltilen ya da pasif kaydı aktife çevrilen kişiler ve ilgili bölümleri şöyle:"
"○ A.V.U.:" Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji (yüksek lisans)
○ A.K.O. İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih
"○ A.T.:" Ege Üniversitesi Makine Mühendisliği
"○ A.D.:" Ege Üniversitesi Makine Mühendisliği
"○ A.R.U.:" Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği'nde not ortalaması 1.29'dan 3.29'a yükseltilmiş.
"○ A.Ç.D.:" Atatürk Üniversitesi Resim İş Öğretmenliği
"○ A.A.:" Atatürk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
"○ B.Ö.:" Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği'nde not ortalaması 0.64'ten 2.55'e yükseltilmiş.
"○ C.D.:" Ege Üniversitesi Mimarlık ve Yıldız Teknik Üniversitesi Röleve Restorasyon (yüksek lisans)
"○ D.F.Ö.:" Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği'nde not ortalaması 0.83'ten 3.01'e yükseltilmiş.
"○ E.B.:" Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'nde pasif kaydı aktif olarak değiştirilip YÖKSİS transkripti hazırlanmış.
"○ E.G.:" Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
"○ E.T.C.:" Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği'nde not ortalaması 1.46'dan 3.12'ye yükseltilmiş.
"○ E.Y.:" Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi İşletme
"○ E.Ş.:" Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği
"○ E.Y.:" Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği
"○ F.D.:" Ege Üniversitesi Elektrik (ön lisans)
"○ F.O.:" Mersin Üniversitesi Kimya Mühendisliği
"○ F.U.:" Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
"○ G.C.G.:" Atatürk Üniversitesi Hukuk ve Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği
"○ G.K.B.:" Atatürk Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
"○ G.Ş.:" Ege Üniversitesi İşletme
"○ H.D.:" Ege Üniversitesi İşletme
"○ İ.Ö.:" Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
"○ K.Ş.:" Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'nde pasif kaydı aktifleştirilmiş.
"○ K.K.::" Atatürk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği
"○ M.B.:" Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
"○ M.Ç.:" Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği'nde not ortalaması 1.74'ten 2.92'ye yükseltilmiş.
"○ M.K.:" Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
"○ M.T.G.:" Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
"○ M.Ü.:" Atatürk Üniversitesi İşletme
"○ M.K.:" İnönü Üniversitesi Hukuk
"○ M.G.:" Atatürk Üniversitesi Hukuk
"○ N.D.B.:" Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği
"○ N.P.:" Atatürk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
"○ N.T.:" Atatürk Üniversitesi Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik (ön lisans)
"○ O.E.:" Mersin Üniversitesi İktisat
"○ O.A.:" Atatürk Üniversitesi İşletme
"○ O.K.M.:" Atatürk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
"○ O.U.l:" Atatürk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
"○ Ö.Y.:" Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği
"○ Ö.B.:" Mersin Üniversitesi Eczacılık
"○ S.A.:" Atatürk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği
"○ S.A.:" Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi İşletme
"○ Ş.A.A.:" Atatürk Üniversitesi İlk ve Acil Yardım (ön lisans)
"○ Y.Ö.:" Mersin Üniversitesi Yerel Yönetimler (ön lisans)
"○ Y.B.:" Mersin Üniversitesi Eczacılık ve Ege Üniversitesi Saç ve Güzellik Hizmetleri (ön lisans)
"○ Y.B.:" Mersin Üniversitesi Gıda Mühendisliği
"○ Y.A.Ç.:" Ege Üniversitesi Turizm Rehberliği
"○ Z.G.:" Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği'nde not ortalaması 2.53'ten 3.05'e yükseltilmiş.
"○ Zn.K.:" Atatürk Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
"○ Z.Ö.:" Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler
Listedekilerin çoğu, kaydının bilgisi dışında veya sahte kimlik kullanılarak oluşturulduğunu, bu işlemlerden haberdar olmadığını beyan etmiş. Fakat savcılık savunmaları inandırıcı bulmamış.
9. Kaç soruşturma var?
Ankara başsavcılığı üç soruşturma yürütüyor.
"○ Ana soruşturma:" Genel dolandırıcılık ve bilişim suçları şebekesine ilişkin ilk soruşturma.
"○ İkinci soruşturma:" Ana soruşturmanın devamı niteliğinde. Ayrı, ancak aynı şebekenin faaliyetlerini kapsıyor.
"○ Üçüncü soruşturma:" Elektronik imzası kopyalanmış ama henüz müşteki olmamış şahısların elektronik imzasıyla yapılmış işlemlerin tespitine yönelik. Delil toplama süreci devam ediyor. Henüz iddianame yok.
80 bin liraya lise, 120 bin liraya ortaokul+lise diploması vermişler
Sahte diplomanın piyasası varmış: Şikayetvar'a yüzlerce 'mağduriyet' mesajı
===================
ÜSKÜP ESKİ BÜYÜKELÇİSİ, AKP'LİLERİN SAHTE ÜNİVERSİTE VE DİPLOMA AĞINI İFŞA ETTİ: "AYAKKABI KUTULARINDAKİ PARALARLA KURULDU… SINAVSIZ DİPLOMA DAĞITTILAR… KURULMADAN YÖK'TEN DENKLİK VERDİLER"
Türkiye'nin Üsküp eski Büyükelçisi Hakan Okçal, AKP'lilerin Makedonya'da kurdukları Uluslararası Balkan Üniversitesi hakkında çarpıcı itiraflarda bulundu: "Ayakkabı kutularındaki paralarla kuruldu, sınavsız diploma verdiler…"
Türkiye'de 270'in üzerinde devlet kurumunu sarsan sahte diploma skandalının odağında bu kez Kuzey Makedonya'daki Uluslararası Balkan Üniversitesi var. Eski Üsküp Büyükelçisi Hakan Okçal'ın sosyal medya paylaşımları, AKP'ye yakın isimlerin bu üniversite aracılığıyla nasıl sınavsız diploma sahibi olduklarını ve kamuya nasıl sızdıklarını gözler önüne serdi.
SAHTE DİPLOMA SKANDALINDA YENİ PERDE: AKP'NİN "ÇAKMA ÜNİVERSİTESİ"
2008-2010 yılları arasında Üsküp'te büyükelçilik yapan Hakan Okçal, Uluslararası Balkan Üniversitesi'nin, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve dönemin Orman Bakanı Veysel Eroğlu başta olmak üzere AKP'li akademik kadrolar tarafından kurulduğunu açıkladı. Okçal'a göre bu sözde üniversite, "içi boş bir tabela üniversitesinden" ibaretti.
"Üniversiteye Türkiye'de sınav kazanamayan herkes kabul ediliyor, yüzeysel bir eğitimle, devam zorunluluğu olmadan diploma veriliyordu. Dahası, fakülte ve bölümler henüz tam kurulmadan YÖK tarafından denklik aldı."
AKP'Lİ İSİMLER VE 17-25 ARALIK BAĞLANTISI
Büyükelçi Okçal'ın en çarpıcı iddiası ise üniversitenin kuruluş finansmanıyla ilgili. Okçal, 2008-2010 yılları arasında Üsküp Büyükelçiliği yaptığı dönemde, üniversitenin eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Veysel Eroğlu gibi AKP'li isimlerin öncülüğünde kurulduğunu belirtti. 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarında ayakkabı kutularında yakalanan paraların bu üniversite için toplandığını iddia eden Okçal, "Üniversite, Türkiye'de giriş sınavını kazanamayan herkesi kabul ediyor, devam zorunluluğu olmadan yüzeysel eğitimle diploma veriyordu. Kurumun amacı; AKP'ye yakın isimlere sınavsız, zahmetsiz diploma vererek kamuya yerleştirmekti." dedi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un üniversitenin "sahibi" olduğu iddialarına karşın, Şentop yalnızca "manevi destek" sağladığını savundu.
YÖK DENKLİK VERDİ, MAKEDONYA POLİSİ BASTI
Okçal'ın iddialarına göre üniversite, Makedonya yasalarını hiçe sayarak öğrencileri turistik vizeyle kabul etti. Devam zorunluluğu olmayan, göstermelik derslerle verilen diplomalarla Türkiye'de doğrudan denklik sağlandı. Hatta Makedonya polisi, yasa dışı öğrenci alımları nedeniyle okulu basarak birçok öğrenciyi tutukladı. "Bu yasa dışılıklar yüzünden Sn. Ahmet Davutoğlu ile aramda sert tartışmalar yaşandı. Üniversite, ev sahibi ülkenin yasalarını bile tanımadı."
KAMUYA SIZAN DİPLOMALI YANDAŞLAR
Uluslararası Balkan Üniversitesi'nden mezun olan çok sayıda kişinin Türkiye'de hâkim, savcı, bürokrat ve kamu personeli olarak görevlendirildiği belirtiliyor. Bu kişilerin diplomalarının geçerliliği ise YÖK'ün verdiği tartışmalı denklik belgelerine dayanıyor. "Bu üniversite sahte diploma dahil her türlü kumpasın içinde olabilir. İddialar bana hiç tuhaf gelmedi."
AKP'YE AKADEMİK KILIF: YARGIYA VE DEVLETE SIZMA ARACI
Yolsuzluk soruşturmalarında ortaya saçılan paralarla kurulan bu yapı, AKP'nin devlete yerleşme stratejisinde eğitimi nasıl araçsallaştırdığını bir kez daha gösterdi. Sınavsız, denetimsiz ve denklikli diplomalarla donatılan bu kişiler, liyakat yerine sadakat sisteminin birer taşıyıcısı olarak kamuya yerleştirildi.
Bu iddialar, sadece sahte diploma değil, devletin tüm yapılarının parti çıkarlarına göre dizayn edildiğini de gözler önüne seriyor. AKP'nin "eğitim" adı altında kurduğu bu paralel sistem, adalet ve liyakat kavramlarını yerle bir etmiş durumda.
Alıntı.
===================
İlk Hablemitoğlu ortaya çıkardı… Sahte diplomanın 80'lerdeki kökleri
Türkiye'yi sarsan sahte diploma skandalı, 1980'lerin sonunda Necip Hablemitoğlu'nun ortaya çıkardığı benzer vakayı akıllara getirdi.
O dönem subaylardan YÖK yöneticilerine uzanan usulsüzlük zinciri, bir kitaba da konu oldu.
Bazı Refah Partililerin yaptığı "Mısır diploması" oyunu da başka bir hatıra.
https://www.youtube.com/watch? v=ppVNkh9URgg
===================
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder