Atatürk' Turkiyesi 1929 yılında bağımsız bir devlet olun Vatikan'ı tanımamıştı.
Taa ki Menderes'e kadar tanımadık, ve kabulde etmedik.
Papalık Ancak 1960'da DP'nin son aylarında Türkiye tarafından tanındı ve Vatikan'ı bir devlet olarak tanıdık.
Atatürk devrinde Turkiyeye kabul edilmeyen papa, son çare olarak temsilcisini (daha sonra o da Papa oldu) Roncalli yi gayrı resmi olarak Turkiyeye adeta turist pasaportuyla yolladı
Monsenyör Roncalli, İstanbul'a Ocak 1935'de geldi.
Trenden iner inmez Emniyet'e gitti ve polise gidip kendisini dini bir görevli olarak bildirdi.
Çünkü Türkiye Vatikan'ı tanımadığı için kardinaller sıfatsız ve gönüllü olarak görev yapmışlardı.
Roncalli'nin biyografisini yazan Peter Hebblethwaite, müstakbel Papa'nın "o andan itibaren, gittiği her yerde, Kafka'yı andırır bir biçimde, zan altındaki biri olma deneyimini yaşadığını" yazar.
Cumhuriyet arşivlerine bakılırsa gelir gelmez gittiği Emniyet'te kendisiyle görüşen emniyet müdürü de hemen içişleri Bakanlığı'na yazıyla durumu bildirmişti:
Cevaben kendisine hiç bir resmî vazifesi olması hasebiyle memleketimizde resmî bir faaliyet icra edemeyecek ve herhangi bir işle meşgul olmayacağını temin olunduğunu ve bu bey'in İstanbul'a İtalyan olduğundan ve kendisinin her ecnebi gibi memleketimizde hâlâ kabul ve müsamaha göreceğini söyledim.
Pasaportuna hususi vize vazolunacağı maruzdur."
Roncalli, gelir gelmez programda olmamasına rağmen, İstanbul valisi Muhiddin Üstündağ'a bir nezaket ziyaretinde bulunmuştu.
Bu ziyaretin de ANKARAYI Dışişleri Bakanlığı'nı kızdırdığı anlaşılıyor:
"Malumu Devletleri olduğu üzere Papalık Hükümeti bizce tanınmış değildir.
Ve bu Devletin her hangi memurunun mümessil sıfatı izafe edilmesi tarafımızdan tensip edilmemiştir.
Rahip M. Angelo Guezeppe Roncalli'nin selefi olduğu gibi bir misafir olarak muamele görmesi ve kendisine hiç bir resmî sıfat tanınmaması hattâ hareketimizin esasını teşkil eder.
Kaldı ki bu rahibin İstanbul Valisini ziyaret etmesi, Türk katoliklerinden bahsetmesi ve onlar namına idarei kelâm eder gözükmesi Hükümetimizce hiçbir vechile tecviz olunamaz.
Bu cihetleri İstanbul Valisine tavzih ve ihtar ile bu hususun buyrulması ve Vali tarafından o rahibe verilmiş hüviyet belgesinin ne olduğunun anlaşılması için, bu vesileyle İsticlâri'nin yüksek mümessillerini de vize ederim."
Fakat Roncalli'yi esas bekleyen kötü sürpriz İstanbul'a gelişinden kısa bir süre sertleşen laiklik uygulamaları oldu.
Önce piskoposluğun haftalık yayını olan La Vita Cattolica, "dinî propaganda" nedeniyle kapatıldı.
Roncalli, yazdığı bir mektupta bu yasağı mizahi bir dille anlatmıştı:
"Bilmiyorum, Büyük Perhiz pastoral mektubumda ne söyleyeceğim, yahut yayımlanacak mı.
Geriye sadece dua ve litürji hakkında konuşmak kalıyor.
Teolojik erdemler bile yasak.
En azından hâlâ hayırseverlikten bahsetmem mümkün olur umarım.
Ama Türklerle herhangi bir iş yapmak bile tehlikeli olabilir; Marmara adasındaki son deprem bunu gösterdi."
Ama hayatını en çok zorlaştıran daha sonra çıkarılan bir kanun olacaktı.
Resmi olarak 13-Haziran-1935 tarihinde yürürlüğe giren ama haberi aylar öncesinden duyurulan kanuna göre artık tüm dini görevlilerin mabetler dışında dini kıyafet giymeleri yasaktı.
Kanun o kadar sertti ki "mabed ve ayinlerde ruhani kıyafet taşımakla mükellef olanlar, mahalle hükümetlerince tanzim edilecek olanlardan alınacak listeler mucibince ancak mabed ve ayinlerde ruhani kıyafet taşımaya mezun addedilmişlerdir" maddesine bakılırsa mabedlerde kimlerin dini kıyafet giyebileceği bile izne bağlıydı.
Roncalli, 13-Nisan-1935'te bir psikopos arkadaşına yazdığı mektupta yasağı şöyle anlatmıştı:
"Bildiginiz gibi, Haziran'dan itibaren buradaki bütün papazlar, keşişler ve rahipler sivil elbiseyle dolaşmak zorunda kalacak.
Bu, herkes için büyük bir sınav.
Eğer iş bununla sınırlı kalırsa mutlu olacağız.
Umarız Meksika'da olanların bir benzeri olmaz."
Meksika'da olanlardan kastettiği katı laik terör döneminde rahiplerin yakalanıp kurşuna dizilmesiydi.
Ama Roncalli yasağa hızlıca uyum gösterdi:
"Ne fark eder, Tanrı'nın sözünü ilan ettiğimiz sürece cüppe mi, pantolon mu giydiğimiz?"
Bir dinî törenden sonra diğer rahiplerle sivil kıyafetler içinde Saint-Antoine Kilisesi'nden çıkarlar:
"Episkopos çok uzun zamandan beri giymemiş oldukları kıyafetleriyle görünmekte çok zorlanan en yaşlılarının arasında her zamankinden daha hoş ve gülümser, neredeyse eğlendiğini gösterir bir ifadeyle, kıyafetle rahip olunamayacağını gösterme dikkatiyle ilerliyordu.
Kıyafetin tek tip olması bir yana aynı renk olmasını bile zorunlu kılmak istenmemişti, sadece koyu, ciddi bir kıyafet rengi öngörülmüştü; hepsi o kadar."
Bu sivil kıyafetler içinde o günün anısına toplu bir fotoğraf da çektirmişlerdi.
Roncalli Vatikan'a gönderdiği ilk notta durumu şöyle anlatır:
"Rahip elbisesiyle görünürsem kanunu ihlal etmiş sayılacağım ve delege olarak konumum tehlikeye girer.
Papa Türkiye'de resmen tanınmıyor ve bu yasak nedeniyle hükümetle çatışırsam çok tehlikeli olabilir."
Yıllar sonra ilk kez sivil kıyafetle sokağa çıktığı günü de not eder anılarında:
"İlk kez sivil kıyafetle dışarı çıkmak zorunda kaldım.
Ama bu bir utanç değil, bir itaat meselesi.
Görünüşümden dolayı bir şikâyet veya ihbar, temsil ettiğim Makam için büyük zarar olur.
Bu yasak Katolik toplumunun moralini kötü etkiledi."
Roncalli, yasağı anlamak için Dışişleri yetkilileriyle gayriresmî bir görüşme yapar.
Yetkililer, yasanın "herkese eşit uygulandığını", sadece Katoliklere değil tüm din adamlarına yönelik olduğunu söylerler.
Roncalli not eder:
"Devletle bir çatışma yaratmamaya çok dikkat etmeliyim."
Yasanın "geçici olup olmadığını" sorduğunda ise kesin bir cevap alamadığını yazar anılarında.
Ama Fener Patrikhanesi'ni ziyaretinde yasağın Ortodoks ruhbanları da vurduğunu ve "özel bir Katolik karşıtlığı olmadığını" söyler:
"Doğunun kardeşleriyle bu defa devlet karşısında aynı kaderi paylaşıyoruz."
Fransız elçisi aracılığıyla Ankara'ya Büyük ayinlerde (özellikle Noel ve Paskalya) mabet içinde dinî kıyafet giyme hakkının korunması için girişimde bulunur.
Hükümet, "ibadethane içinde kıyafete karışmayız, fakat sokakta yasak" yanıtını verir.
Roncalli raporunda şöyle yazar:
"Bu sınır içinde hareket etmekten başka çaremiz yoktur.
Sabır ve sessizlik benim en güçlü silahlarımdır.
Katı laiklik uygulamaları açısından çok daha ciddi bir sorun ise hükümetin Hristiyan okulları üzerindeki baskısıydı.
Notre Dame de Sion rahibelerine bağlı iki okul kapatılmıştı.
Okullardan biri şimdilerde Cumhurbaşkanlığı'nın kullandığı Tarabya'daki yalıydı.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 264. - 389 ]
İnsan yiyeceksiz, giyeceksiz edemez:
Bunlar için didinmene bir şey denmez.
Ondan ötesi ha olmuş, ha olmamış:
Bu güzelim ömrünü satmaya değmez.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Nulla regula sine exceptione
Istisnasiz kural olmaz
~Latin Atasozu~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Her Aşık, Şairdir.
~EFLATUN~
- - - - - - - - - - - - - - - -
TAM ZAMANINDA YAŞAMAK
Yemek de boş içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.
Bisikletinin gidonunu
Tam zamanında çevirmelisin
Düşmemek için.
Tam zamanında frene basmalı,
Tam zamanında yola koyulmalısın.
Tam zamanında okşamalısın başını
O üzüm gözlü çocuğun,
Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,
Tam ağlamak üzereyken.
Tam zamanında koymalısın elini omzuna
En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.
Tam zamanında tutmalısın düşerken
Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.
Tam zamanında acımalı yüreğin
Afyonda Hasan Ağabey in evi yıkılınca başına
Evsiz kalınca çoluk çocuk
Ki, uzatasın elini bir parça.
Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.
Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.
Tam zamanında öğretmelisin oğluna
Gerekiyorsa yumruk atmayı
Tam burnunun üstüne
Tiksinmeden pisliğinden,
Yukarı mahallenin sümüklü bebesi
Misketlerini zorla almaya çalışırsa.
Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.
Tam zamanında yatmalısın
Yola çıkacaksan ertesi gün
Ve arabayı kullanan sensen
Sana emanetse çoluk çocuk
Ve kendin.
Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.
Tam zamanında konuşmalı
Tam zamanında şarkı söylemeli
Tam zamanında susmalısın.
Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa
Annenin babanın evini,
Tam zamanında başka bir şehre gidip
Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.
Tam zamanında dönmelisin memleketine.
Tam zamanında için titremeli,
Tam zamanında âşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.
Tam zamanında toplamalısın oltanı
Belki de seni şampiyon yapacak
En büyük balığı kaçırmadan.
Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.
Haydi, şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi
YAŞAMAK ZAMANI
…
Can YÜCEL
- - - - - - - - - - - - - - - -
CAN YELEKLERI TAVANDADIR'dan
. .
Karada, denizde ve havada, kutlu olsun,
yesil gozlerde, hokka agizda, tas memelerde;
Her zaman ve her yerde, kutlu olsun,
omrumuzun saraplari dolarken seher vaktinde;
Senlikte, bollukta, zenginlikte, kutlu olsun,
engin goz halkalarinda, mavi ve lacivertte;
Savasta ve barista, harp ve sulhta, kutlu olsun,
tek bir atli, yek suvari murur edip gecerken'de;
Karakolda, morgda, mezarlikta kutlu olsun,
sehit ve gazilerde, temsili dusman kuvvetlerinde;
Bankalarda, faizlerde, batik kredilerde kutlu olsun,
Tarabya'da, dinamizm ve konforda, Etiler'de;
Escinsellikte, ablacilikta, oglancilikta, kutlu olsun,
hakem oyunlarinda, Ermeni ve Yunan lobilerinde;
Kaptikactida, dolmusta, limuzinde kutlu olsun,
Armani'de, Bulgari'de, Turk-Islam sentezinde;
Demirin pasinda, camin kiriginda, kutlu olsun,
sukran ve minnet duygulariyla papatya sepetinde;
Sirler pence-i kahrimda olurken lerzan (1), a^min,
Ser-mayeden zararim var satmanin faydasi ne? (2)
-- Can yelekleri tavandadir…
&
Kusursuz bir cinayet islemek icin yildizlar savasinda
Gormek icin kapali tribunde Iran-Irak savasini
Cennetin dogusuna gondermek icin grevci iscileri
Bitpazarinda satmak icin kale ve burclari
Evde kalmis kizlar icin yetmis maasallah subhanallah
Dusman sasirtmak icin uc yuz altmis elif, yuz bir mim
Zengin olmak icin ucgen ve dortgen muskalar
Bin Bir Gece icin yeni sehzadeler, yeni beberuhiler
Devlet icin yeni bir Sahriyar, yeni bir Sahzaman
Mulk icin yeni bir Nizamulmulk ve kirk haramileri
Yeni bir halk icin tasavvuf ve tarikat ada^bI
Gonul birligi icin Sehrazad ve denizci Sinbad
Asi kadinlar ve genc kizlar icin anlamli bir aciklama:
Tas gibi genclerimiz var neden cop kullansinlar? (1)
-- Can yelekleri tavandadir…
&
Bir tilsimli gomlek gerek artik sana
halk kiligina girip halka karistigin zaman
Sultan Cem'in gomleginin bir esi gomlek
Topkapi Sarayi'ndaki,
kilic kesmesin diye etini
ok yurumesin damarlarinda
kursun islemesin kemigine
kement boynunu sikmasin
eline civi batmasin
ayakkabi vurmasin ayagini
ve gorunmez olasin istedigin zaman
Battal Gazi'nin kiligina giresin
basin sikisinca
avucunda Hazreti Ali'nin kilicini
tutasin
(Kalcayi saran elbiseler, romantik
klos_ ve kemerli etekler,
bolerolar. Cok genis pacali ya da
sigara darliginda pantolonlar…)
Baharin
heyecanli
renkleri…
Prince de Galles'in
zaman
tanimayan
şıklığı…
- - - - - - - - - - - - - - - -
Gozyaslari acinin sessiz sozleridir.
~Voltaire~
- - - - - - - - - - - - - - - -
VAKIFBANK HİSSELERİ…
https://www.youtube.com/watch?v=3KXwmQ1L4Mw
- - - - - - - - - - - - - - - -
"Bir toplumun büyüklüğü onun diktiği anıtlardan değil, sahip olduğu kaliteli insanlarda yatmaktadır.
Adalet, sorumluluk ve insanlık bir bireyde bulunması gerekli olan ilkelerdir."
~G.~
- - - - - - - - - - - - - - - -
DORT YAPRAKLI YONCA
. . . . . .
Cikamaz cocuklugundan disari
Kimse.
Oynamamiz bundandir.
Kara toprakla binlerce yil.
Cikamaz cocuklugundan disari
Kimse.
Bundandir sevmemiz
kiraz agaclarini.
Cikamaz cocuklugundan disari
Kimse.
Kardesligimiz bundandir
Mavi sularla binlerce yil.
Cikamaz cocuklugundan disari
Kimse
Bundandir inanmamamiz
Kocaman bombalara.
~Fazil Husnu DAGLARCA~
- - - - - - - - - - - - - - - -
İstemek, "İstiyorum" demek değil, harekete geçmektir.
~A.MAURROIS~
- - - - - - -
- - - - - - -
Edgar_Allan_Poe-Morgue_Sokagi_Cinayeti.pdf
Beaumarchais-Sevil_Berberi-oyun.rtf
Bertolt_Brecht-Mutlu_Son.doc
tu4-Kelimelerin_Listesi.pdf
Gulten_Kazgan-Yeni_Ekonomik_Duzende_Turkiye_nin_Yeri.pdf
Binbir_Gece_Masallari_3._Cilt.pdf
Joseph_Murphy-Bilincaltinin_Gucu.pdf
Sunen-i_Nesai-Ebu_Abdullah_En-Nesei.epub
Donna_Rosenberg-Dunya_Mitolojisi.epub
Arthur_Conan_Doyle-Sokakta_Bir_Deli.epub
Francofolie_2_Cahier.pdf
Ziya_Gokalp-Turkculugun_Esaslari.epub
Turk_M._Alip_Manas_destani_2._cilt.pdf
Yasar_Mutlu-Attila_Ilhan_Ben_Sana_Mecburum.epub
Rainer_Maria_Rilke-Orpheus_a_Soneler.pdf
Stephen_Belber-Kaset.docx
ROMA_TIYATROSU.doc
Julia_Quinn-Sahane_Bir_Kadinin_Gizli_Gunlugu.epub
Yavuz_Bahadiroglu-Caka_Bey.epub
BASKIYA_KARSI_DIRENME_HAKKI.pdf
Turhan_Selcuk-Abdulcanbaz_Oyunlastiran_Kenan_Isik_.doc
Jo_Nesbo-Nemesis.epub
Necip_Fazil_Kisakurek-Bati_Tefekkuru_Ve_Islam_Tasavvufu.pdf
Grammaire-55-60.pdf
Arthur_Schopenhauer-Yasam_Bilgeligi_Uzerine_Aforizmalar.pdf
Gogol-BURUN.pdf
Babil_Kitapligi_6_Apollonun_Gozu_Chesterton_CS_.pdf
Nutuk-Ataturk.epub
Sam_Shepard-Vahsi_Bati.pdf
oegc_adv_teacherspart2.pdf
- - - - - - -
"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
| Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
| Eposta adresleri (Derdiniz varsa buradan ulaşın.) | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net oraj.poyraz@openmail.cc HvLWPtIjJR8X@protonmail.com 0PjukdvspdUh@mail2tor.com |
| Tor ağı üzerindeki web siteleri Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız. | : | http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/ http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder