5 Kasım 2010 Cuma

UNUTMUŞ OLANLAR İLE YAŞAMAMIŞ OLANLARA ..

Hatırlamakta yarar var.
Nereden nereye nasıl gelindi.
Aydınlığa koşarken ortaçağa nasıl dönüldü.
Hayret etmemek elde değil.


UNUTMUŞ OLANLAR İLE YAŞAMAMIŞ OLANLARA ..

MUSTAFA KEMAL CUMHURİYETİ 'NDEN  BUGÜNKÜ İSLAMLAŞMA YOLUNDAKİ TOPLUMA NASIL GELDİK?

KARŞI DEVRİMİN KRONOLOJİSİ

4 Şubat 1949: İki "meczup" Meclis'te ezan okuyor.

15 Şubat 1949: İlkokullarda isteğe bağlı olarak din dersleri okutulmaya başlanması öneriliyor.

1 Mart 1950: CHP hükümeti, Tekke ve Türbelerin Kapatılmasına Dair 677 sayı yürürlükten kaldırıyor.
Türk büyüklerine ait olanlar ve sanatsal değer taşıyanlar Milli Eğitim Bakanlığınca(!) halka açıldı.
Açılan türbe sayısı ilk aşamada 19 idi.

12 Nisan 1950: Mareşal Fevzi Çakmak için düzenlenen cenaze törenindegericiler dini siyasete alet ederek gövde gösterisi yapıyor.

29 Mayıs 1950: Başbakan Menderes, sadece "Millete mal olmuşinkılaplarımızı saklı tutacağız " diyerek irticaya ilk işareti veriyor.

16 Haziran 1950: Ezanın Arapça okunması yasağı kaldırılıyor.

5 Temmuz 1950: Radyoda dini program yayınlama yasağı kaldırılıyor.

21 Ekim 1950: Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda din derslerininzorunlu olmasına karar veriyor.

3 Aralık 1950: Arap harfleriyle tedrisat yapmak için gizli ya da alenidershane açanlar hakkında 23 Eylül 1931 günlü, 12073 sayılıkararnamedeki yasaklama kaldırılıyor.
Böylece Kuran kursu ve imamhatip okullarına yeşil ışık yakılıyor.

1953: Köy Enstitüleri, İlköğretmen Okulları 'na dönüştürüldü.

1953: Yasa değişikliği ile " siyasi yayın ya da beyanlarda bulunmak,öğretim üyeliğinden çıkarılmaya neden olan bir suç" sayılmaya başladı.

1954: 25 yılını dolduran öğretim üyelerinin emekliye ayrılmasınısağlayan yasa ile öğretim görevlilerini bakanlık emrine alan ya dagörevden uzaklaştırmayı sağlayan yasa çıkarıldı.

1955'te Başbakan Menderes, DP Meclis grubunda arkadaşlarına şöyle sesleniyor:"Siz öyle güçlüsünüz ki, şu anda isterseniz Anayasa' yı biledeğiştirebilir, hilafeti bile getirebilirsiniz."

Menderes, 1956'da Konya'da halka hitap ederken "ortaokullara dindersleri konulacağını" açıklıyor.

13 Eylül 1956: Ortaokul ders programlarına seçmeli din dersleri konuyor.

Başbakan Menderes, 1957'de Ödemiş'te halka yaptığı konuşmasını birkasaba imamı gibi bitiriyor:" Allah, münafıkların şerrinden hepimizi korusun.
" Genel seçimleryaklaşınca hızını alamıyor ve seçmene şu vaatlerde bulunuyor:" İstanbul'u ikinci bir Mekke, Eyüp Sultan Camii'ni de ikinci bir kâbeyapacağız."

14 Şubat 1957: Başbakan Menderes, Ankara'da Kocatepe Camii'nin yapımıiçin Cami Yaptırma Derneği 'ne 100.000 TL bağış yapıyor.

19 Mayıs 1957: Kayseri 'de halka yaptığı açıklama Menderes,"DP'nin iktidarda olduğu yedi yıl içinde yeni 15.000 cami inşaedildiğini ve başta Süleymaniye olmak üzere 86 caminin onarıldığını,Süleymaniye'nin 500' üncü yıl dönümünü kutlamak için Müslümanlarınİstanbul 'a davet edileceğini " söylüyor.

1957 - 1958: Liselere seçmeli din dersi kondu.

1959: Din dersleri öğretmeni yetiştirmek için Yüksek İslam Enstitüsü açıldı.

26 Haziran 1965: Milli Eğitim bakanı Cihat Bilgehan, " İmam hatipokullarını bitirenlerin, ilkokul öğretmeni olabileceklerinin"müjdesini veriyor.

15 Nisan 1966: Atatürk büst ve heykellerine karşı gericilerinsaldırıları sürüyor.

31 Mayıs 1966: Demirel, Kayseri'de halka yaptığı konuşma hedefsaptırarak şunları söylüyor: "Bugün Türkiye'de gericiliğin yaşamasınauygun koşullar artık bulunmamaktadır."

17 Mayıs 1967: İmam hatip okullarını bitirenlere üniversitelere girmehakkı tanınıyor.

20 Ağustos 1967: İzmir 'de İslam Enstitüsü'nün temelleri BaşbakanSüleyman Demirel tarafından atılıyor.

Aralık 1967: Meclis 'te iftar yemekleri verilmeye başlanıyor.

21 Şubat 1968: Milli Eğitim Bakanı İlhami Ertem, "Hükümetimizin amacıher ilde bir imam hatip okulu açmaktır" diyor.

19 Şubat 1969: Mehmet Şevki Eygi adlı emperyalizm fedaisi ABD'nin 6.
Filosu'nu protesto eden yurtsever gençler üzerine "ABD bizim kâbemiz,cihada hazır olun " sloganları ile dincileri saldırtıp o gününtarihlere "Kanlı Pazar " olarak geçmesini sağlamıştır.

1 Ekim 1969: Seçimlere bir gün kala Adalet Partisi'nin kır atlı Kurandağıttığı haberleri basına yansıyor.

26 Ocak 1974: Milli Selamet Partisi genel seçimlerden 48 milletvekiliile çıkıyor.

1974 - 1977: Din kültürü ve ahlak dersi zorunlu kılındı.

1975-1976: Bir yıl içinde 70 imam hatip okulu açılıyor.

1976-1977: Bir yıl içinde 77 imam hatip okulu daha açılıyor.

1977-1978: Açılan bu imam hatipler yetmemiş olacak ki bir yıl içinde86 tane daha açılıyor.
Bu üç yıl boyunca Başbakanlık koltuğundaSüleyman Demirel oturuyor.

Kahramanmaraş 'ta 21-25 Aralık 1978 tarihleri arasında meydana gelenolaylarda resmi açıklamalara göre 111 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlercekişi de yaralanmıştı….
Sol parti ve dernek binaları ateşe verilmiş,Müslümanlar cihada çağrılarak duvarlara "Allah için savaşa, MüslümanTürkiye" sloganları yazılmıştı.
Buna karşın Süleyman Demirel, şunlarısöylemişti:" Bana sağcılar, milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz"

12 Haziran 1979: MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan şunları söylüyor:"Hafta tatili Cuma günü olmalı.
Nikâhı müftüler kıymalı.
MekteplereKuran dersi koymalı.
Bu milletin mektep kitapları niye Allah adıylabaşlamıyor? "

4 Temmuz 1980: Çorum Katliamı gerçekleştiriliyor.
58 kişikatledilirken başbakan Demirel "Çorum' u bırakın Fatsa' ya bakın!"diyerek "solun kalesi" diye anılan Fatsa' yı hedef gösteriyordu.

22 Temmuz 1980: Kemal Türker'in öldürülmesi.

7 Eylül 1980: MSP'nin Konya'da düzenlediği mitingte yobazlartarafından şu sloganlar atılıyordu: "Dinsiz devlet yıkılacak elbet…Şeriat gelecek… Laiklik dinsizliktir… Anayasa Kuran… Ya şeriat yaölüm… Cihada hazırız…"

Ve 12 Eylül 1980: Amerika' nın fedailiğine soyunan, Amerikalıların"bizim çocuklar" dedikleri generaller tarafından darbe yapılarak tümsiyasi parti ve dernekler kapatıldı.
Demokrasi güçlerine karşıtopyekün bir seferberlik başlatıldı.
Dizginlerini koparan zor, zulümve işkence doruğa çıktı.
Ülkenin aydınlanmacı biriki üzerindensilindir gibi geçildi.
Bu satırların yazarı bile bundan payını alarak92 gün işkence gördü.
Ulusal birlik yerine dinsel birliği öne süren, ulus yerine ümmetanlayışını ön plana çıkaran, günlük konuşmalarını bile dinselmotiflerle süsleyen gerici 12 Eylül' ün darbesinin mimarı Kenan Evren,10 Ağustos 1981 tarihinde Çanakkale'de yaptığı konuşmada"Muhterem din adamlarının elini öpeceğiz " diyordu.
[1]"Gerçekte," der Machiavelli, "hiçbir ülkede olağandışı bir yasacıyoktur ki, Tanrı 'ya başvurmuş olmasın; yoksa koyduğu yasaları kimsekabul etmezdi.
Gerçekte bilge kişinin bildiği birçok yararlı bilgivardır.
Fakat aynı bilgilerde, başkalarını inandıracak ölçüde açık birtakım nedenler yoktur.
"[2]Darbe rejimi, 2842 sayılı yasayı 16.6.1983 tarihinde yürürlüğe koyarakbu yasanın 10.Maddesiyle İmam Hatip Lisesi mezunlarının yükseköğretimkurumlarına girmelerini sağladı.
Bununla da yetinmeyerek, 1983 yılında1739 sayılı yasanın 31.maddesinde yaptığı değişiklikle, cami imamıolarak yetişenlerin okullarda öğretmen olmalarına yasal dayanakhazırlandı.
12 Eylül'de gerçekleştirilen Amerikancı darbeden sonra İsmet İnönü 'nünoğlu veto edilerek seçimlere katılması engellenirken Nakşibenditarikatının üyesi olan Turgut Özal'ın Çankaya 'ya kadar tırmanmasısağlandı.
Nitekim Özal 'ın, "12 Eylül olmasaydı iktidara gelemezdik "biçimindeki açıklaması 14.8.1987 tarihinde basına yansıdı.
Mart 1987: Demirel, Öğretim Birliği Yasası 'nın bir devrim yasasıolduğunu ve değiştirilmesinin olanaksız olduğunu gözardı ederekşunları söylemiştir:"Siyasetin emrinde din değil, başka hakların kullanılmasına yaptığıgibi, siyaset dine hizmet edecek.
Bunda yadırganacak bir şey yok.
…Tevhidi Tedrisat Kanunu bir semavi kitap değildir.
Şayet Kurankursları ve din eğitimi bu kanuna ters düşüyorsa, yanlış olan dineğitimi değildir.
Tevhidi Tedrisat Kanunu'dur.
…Laiklik çiğneniyor diye yapılan tartışmalar, bir yerde din ve vicdanhürriyetinin kullanılmasını baskı altına almaktır.
"[3]

1989: TCK'nın Türkiye 'de din devleti kurulmasını suç sayan 163.maddesi kaldırıldı.
Bu maddenin kaldırılmasına karşı çıkan aydınlarbirer birer öldürülmeye başlandı.

28 Aralık 1989: Üniversitelerde türban serbest bırakıldı.

31 Ocak 1990: Prof.Dr.Muammer Aksoy'un öldürülmesi.

7 Mart 1990: Çetin Emeç'in öldürülmesi.

4 Eylül 1990: Turan Dursun'un öldürülmesi.

6 Ekim 1990: Prof.Dr.Bahriye Üçok'un öldürülmesi.

24 Ocak 1993: Uğur Mumcu, "İmam-Subay " başlıklı yazısından iki günsonra bir suikasta kurban gitti.

2 Temmuz 1993: Sıvas 'ta her yıl geleneksel olarak düzenlenen Pirsultan Abdal Kültür Etkinlikleri' nin 3.
gününde, Müslümanlar ortalığıkana buladı.
Ülkemizin yetiştirdiği en değerli aydın, düşünür, bilimadamı, sanatçı ve edebiyatçılardan 37 kişi diri diri yakıldı.
Çoğu çevre illerden gelerek Madımak Oteli' ni ateşe verenlerin attığı ortak sloganları şunlardı:" Zafer İslam' ın… Cumhuriyet Sıvas' ta kuruldu, Sıvas' ta yıkılacak!.
.
Şeriat gelecek zulüm bitecek… Kahrolsun laiklik…"

27 Mart 1994: yerel seçimlerle RP'nin yükseliş ivmesi devam etti.
22ildeki belediyelerin, Ankara ve İstanbul 'daki anakent belediyelerinintüm olanakları RP'nin eline geçti.
Bunlar, iktidar yolunda önemlikilometre taşları olacaktı.
Erbakan,  "Refah iktidara gelerek.
Sorun ne? Geçiş dönemi sert mi olacak, yumuşak mı? Kanlı mı olacak? Kansızmı? 60 milyon buna karar verecek"
diyordu.

5 Nisan 1994 tarihli kararlarını ilan ederken "son sosyalist devletide yıktık" sözleriyle Kemalizmin sosyal devlet alanında sağladığıcılız da olsa kazanımları kastediyordu.

10 KAsım 1994: Anıtkabir'de Atatürk' e çirkin bir saldırı yapıldı.
Saldırgan, "Taşlara, kemiklere secde etmeyin.
Taşlar sizi kurtaramaz.
Kur'ana davet ediyorum." diye slogan attı.

11 Ocak 1995: Onat Kutlar'ın öldürülmesi.

9 Ocak 1996: Metin Göktepe'nin öldürülmesi.

1997: Refah Partili Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız, "Laiklereşeriat enjekte edilecek" diyordu.

1997: Şevket Yılmaz , "Allah'ın size soracağı soru şöyle: Küfürdüzeninde İslam Devleti olsun diye niye çalışmadın? "

Hasan Hüseyin Ceylan, "Bu vatan bizimdir, rejim bizim değildirkardeşlerim.
Rejim ve Kemalizm başkalarınındır.
Türkiye yıkılacakbeyler!"

Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, "Bu törenlere içim kanağlayarak katılıyorum.
Bu düzen değişmeli.
Bekledik, biraz dahabekleyeceğiz.
Gün ola harman ola.
Müslümanlar içlerindeki hırsı, kinieksik etmesin."

Şanlıurfa Belediye Başkanı Çelik, "Ben kan dökülmesini istiyorum.
Demokrasi böyle gelecek, fıstık gibi olacak." diyorlardı.

Ve Nihayet Şubat 1997… Özal'ın halefi olan Başabakan NecmettinErbakan, Başbakanlık Konutun'da verdiği iftar yemeğine Türkiye'nin enünlü din baronlarını davet ederek, toplumsal gerilimi tırmandırdı.
Laiklikliğin tanımı bile değiştirilerek, " laiklik, din özgürlüğüdür";"din ise birleştirici ve lâzımdır" denilmeye başlandı.
Eğitim yoluylabu ülkede, "iktidar olursak, içkinin içilip içilmeyeceğini referandumagötürürüz" diyen Tayyip Erdoğan gibi şeriat özlemcisi kafalaryetiştirildi.
Bu kafa sahipleri, iktidar olup cesaret ettikleritaktirde çarşafı, Arap alfabesini, dört kadın ile evlenmeyi dereferanduma götüreceklerinden, bir yandan uluslararası yeşil sermayegücü, öte yandan da din istismarı yoluyla bunu topluma kabul ettiripuygulayacakları ndan, artık hiç kuşkumuz kalmadı.

21 Ekim 1999: Prof.Dr.Ahmet Taner Kışlalı 'nın öldürülmesi.

18 Aralık 2002: Prof Dr.Necib Hablemitoğlu 'nun öldürülmesi.

Şimdi ise Sevr kapımızın eşiğinden sırıtıyor!

 

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Kendini bilmeyen başkasını nasıl bilir?.   Hz.Ali  oO-------------------------------------------------------------------Oo  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder