6 Mart 2013 Çarşamba

15-İMRALI SÜRECİNDE TEK MİLLET, TEK BAYRAK, TEK VATAN MAVRASI

 

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

 

 

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

Açıklama: http://www.ataturkungencligehitabesi.com/ata_imza.gif

 

Atatürk'ün Bursa Nutku

"Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.
Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.
Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.' demeyecektir.
Elle, taşla, sopa ve silahla;nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.' diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır.
Mahkeme onu yargılayacaktır.
Yine düşünecek, 'Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.' diyecek.

Onu hapse atacaklar.
Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.
Diyecek ki, 'Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım.
Araya girişimde ve eylemimde haklıyım.
Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.'

İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"

*Mustafa Kemal Atatürk'ün, 5 Şubat 1933 günü Bursa'da yaptığı nutuktur

 

Ne diyeyim, abi doğruyu söylemiş.
Hala daha bütün müslümanları öpüp, okşayarak, sevip, coşturarak bir araya katıp Anadolu merkezli bir Osmanlı kurma sevdası.
Bütün bu hayallerde hasımların, çatımız altına girmesi beklenenlerin, süper güçlerin silahlı direnişi, müdahalesine ilişkin tek bir hesap yok.
Bu arada manzara sanki sofradaki pişmiş kuzunun elinde çatal kendisini yemek üzere olanları yutacağını hayal etmesine benzer.

Oraj POYRAZ

İMRALI SÜRECİNDE TEK MİLLET, TEK BAYRAK, TEK VATAN MAVRASI

Türk devleti, Eşbaşkan Erdoğan'ın PKK'nın silah bırakması ve yurtdışına çıkması başlığında Türklük düşmanı Apo'nun himmetine çöktürülmüştür.

Apo ile Kürt kimliğine tanınacak statüyü teminen Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O'nun inkilâp ve ilkeleri doğrultusunda belirlenen Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığı ve Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünden hangi kesintilere gidileceği müzakere ediliyor.

Yuh artık!
Halbuki,en ufak kesinti dahi Türkiye Cumhuriyetini uluslararası hukuka bağdaştıran Lozan Barış Anlaşmasının ihlaline yol açıyor...

*

Devleti Apo'nun önüne düşüren müzakerelerde, Kürtlerin yaşadığı tüm coğrafyalarda uluslararası hukukun çiğnenmesi sorumluluğu da göze alınıyor.

İmralı tutanaklarında "Sırrı:
Rojava (Suriye'nin Kürt Bölgesi) için bir aktarımınız olacak mı?

Apo: Suriye'de Kürtler iki tarafla da görüşsünler, kim haklarını verirse onunla çalışsınlar.
Suriye Demokratik Kurtuluş Cephesi olsun.
Kürt, Arap, Türk, Türkmen hepsi.
Suidi Selefiler çok tehlikeli, Esad ise küçük burjuva diktatörlüğüdür.
Kürtler (Suriye'deki Kürtleri kastederek) Barzani'nin emrine giremez.
Onun çizgisi farklı.
Kürtler mutlaka bir öz savunma gücü oluşturmalı "
diyaloğu -bakınız, uluslararası hukukun ihlali yönünde Türkiye'yi ne badirelere sokuyor?

*

Temmuz 2012'de Suriye Kürt bölgesinde PKK'nın bir kolu olan ve kendisini Kürdistan ordusu olarak tanıtan YPG; Haseke ve Kamışlı kentleri dışında tüm alanı ele geçirmiştir.

Kentlerde halk meclisleri ve yargı sistemi oluşturulmuş, dış güvenlikte YPG,iç güvenlikte polis ve zabıta göreve başlamış, meslek örgütleri,kadın örgütleri, eğitim ve halk evleri çalışmaya başlamıştır.

Ceylanpınar ilçesi karşısında Serakaniye'dede YPG güçleri ile Türkiye'den kumandalı Özgür Suriye ordusu arasında rejime karşı işbirliğini geliştirmeye yönelik ateşkes anlaşması Suriye Kürdistanı'nda Demokratik Özerkliğinin inşasına güç vermiştir!

*

Apo'nun mektubunu Kandil'e götüren BDP heyeti, Irak Kürt Yönetimini ziyaretinde Barzani yönetimi farklı ideolojilerde siyasi oluşumlarıyla Kürtlerin demokratikleşme perspektifinde kurumsal kimlikleri esasında birlik ve dirliklerini teminen ortak dille siyasal nicelik ve niteliklerini kazanması anlamında Kürt sorununun çözülmesini destekliyor.

Üstelik Başbakan Erdoğan'a da PKK'nın Suriye kolu olan PYD'nin de barış sürecine dahil edilmesi çağrısı yapılıyor!

*

Demeye kalmadan, Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'deki misafiri Irak'tan idam mahkumu eski Cumhurbaşkanı Sünni lider Tarık el Haşimi, Sünni milletvekillerinin Şii Maliki hükümetinden çekilmelerini istiyor.

O sıralarda rejim muhalifi Özgür Suriye Ordusu da Suriye-Irak sınırının kuzeyinde El Anbar/Akaşat'ta pusuya düşürdüğü Suriyeli ve Iraklı askerlere saldırıyor ve ağır kayıplara neden olunuyor.

Yoksa Kürt Sorunu çözümü üzerinden Suriye cephesinin Irak'ta genişlemesi mi öngörülüyor?

*

Çünkü ABD Ortadoğu'yu ya da Türkiye ve Arap ülkelerini kayıtsız-şartsız kendi evrensel pazarına katmayı projelendirmiştir!

Teminen askeri gücünü yedekte tutuyor, ekonomik ve siyasi gücü ile demokrasi, yetki devri, yeniden yapılandırmalar benzeri yöntemlerle ulusal sınırları anlamsızlaştırmayı, Ortadoğu'yu "Yeni Osmanlı" tutkalıyla herkese ortak vatan yapmayı hedefliyor.

Eşbaşkan yetkisi devrettiği Başbakan Erdoğan Ortadoğu'da insanların eşitlikle mi yoksa baskıyla mı bir arada olacakları gerilimini yönetiyor.

*

Bu noktada Atatürk'ün "Mazinin kararsız, çürümüş zihniyeti çökmüştür.
Bütün dünya bilmelidir ki,Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmaya kadirdir.
Türk, vatanının bir karış toprağı için ayağa kalkar.
Türk milletinin haysiyetinin bir zerresine, vatanın bir avuç toprağına vuku bulacak tecavüzün bütün mevcudiyetine vurulmuş darbe olacağını farketmeyeceğini sanmak hatadır"
ifadesi hatırlanmalıdır.

*

Ama bakınız, İmralı tutanakları etrafa saçıldığında Eşbaşkan Erdoğan,"Bana güvenin.
Tek Millet, Tek Bayrak,Tek Vatan"
diyor.

İşte,"Tek Millet,Tek Bayrak,Tek Vatan" konseptinde İslam Konferansı Örgütü;
Osmanlı Devletinin yıkılması ve halifeliğin kaldırılmasıyla başsız ve karmakarışık kaldığı düşünülen İslam ülkelerini dini esaslar, dini bir çekirdek etrafında toplanmış ümmet anlayışında devletler konfederasyonu olarak temsil ediyor.

Ümmetin dayanışmasını, siyasal-ekonomik-kültürel-bilimsel işbirliğini,tüm müslümanların haklarını savunmayı amaçlıyor.

İslam Kalkınma Bankası ise İslam şeriatı doğrultusunda ekonomik,mali ve bankacılık faaliyetleriyle ümmetin münferit ya da birlikte ekonomik kalkınmalarına ve sosyal gelişmelerine katkıda bulunuyor.

*

Geriye büyük İslam coğrafyası ülkelerinde mezheplerin, etnik yapıların birbirleriyle güçleri tükeninceye dek savaşmaları,un-ufak oluncaya kadar bölünme-bölünmeleri, gırtlağa kadar istikrarsızlaşmaları ardından -işbu, çevrenin kredi taşeronluğu vasıtasıyla bu uğursuzlukça yutulmaları kalıyor.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AKP'nin Bursa Eğitim toplantısında, "Yeni Osmanlı" eleştirilerini yanıtlıyor, "Savaşmadan Saraybosna'yı Şam'a, Bingazi'yi Erzurum'a, Batum'a bağlayacağız.
Hiçbir ülkenin toprağında gözümüz olmadı, olmayacak.
Bunu dediğimizde, bize "yeni Osmanlıcı " diyorlar.
Bütün Avrupa'yı birleştirenler yeni Romacı olmuyor.
Ortadoğu coğrafyasını birleştirenler yeni Osmanlıcı oluyor"
diyor!

*

İslamcının Kürtçüye sunduğu "Barış"ın meymenetini göstermesi bakımından da İmralı tutanakları dikkat çekicidir.

Abdullah Öcalan "Mehmet Metiner saçmalıyor, 'Apo sıkıştı' diyor.
Propaganda ile oyunu karıştırıyor.
Kendisini düzene satmış, kendisini rezil ediyor.
Derhal bu söylemi terk etmesi lazım"
diyor -ama,TBMM lobisinde İslamcı Mehmet Metiner sinsice gülüyor!

*

Fakat ABD'nin kendi evrensel pazarını kurma iddiası üzerinde küresel barış ve istikrarı temin edebilmesinin koşulu kimi güçlü ülke ile oluşturulacağı mutabakatta, uluslararası hukukun üstünlüğünün küresel yasal teşkilatlanmalara yansıtılması ve yeni dünya dengesinin kurulmasından geçiyor.

İslami yayılmacılıktan endişeli Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov uluslararası durumun kötüleştiğini, değişim sürecinin büyük ölçekli, tarihi nitelik taşıdığını ve bu sürecin uluslararası ilişkilerde belirsizliği ve öngörülemezliği arttırdığını söylüyor.

*

Nitekim Rusya ABD'nin "Güçlü Amerika için Küresel Güvenlik, İstikrar ve Gelişme" konseptiyle kendi evrensel pazarını kurma iddiası önündedir.

Bugün, Devlet Başkanlığı İdaresi Başkanı Sergey İvanov, Rusya'nın ABD'nin önerdiği Stratejik Nükleer Silahların Azaltılması Anlaşmasıyla ilgilenmediğini açıklıyor.

Avrupa ve Asya sınırlarında taktik füze grubunun arttırılacağı ve uzay- hava savunma sistemleri kurulmasını hızlandırılacağı başka bir sürece giriliyor.

Asya-Pasifik'tende bir yanıt geliyor;
Çin savunma bütçesini yüzde 10.7 oranında arttırıyor...

*

Nereden bakarsanız, "Tek Millet,Tek Bayrak,Tek Vatan" olağanüstü tehlikededir.

6.3.2013

Ahmet Kılıçaslan AYTAR

ahmetkilicaslanaytar@gmail.com

a45UyF587661-201303061128-15
^^^^^ - vvvvv

--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Basarinin sirri , ugrasilan konuya hakim olmaktir.

Benjamin disraeli

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ben,Manevi Miras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk


Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran

"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"

(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE

Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder