16 Mart 2013 Cumartesi

15-Naci Beştepe: TC DEVLETİNİ YALANCI YAPTINIZ, UTANIN!

 

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

 

 

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

Açıklama: http://www.ataturkungencligehitabesi.com/ata_imza.gif

 

Atatürk'ün Bursa Nutku

"Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.
Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.
Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.' demeyecektir.
Elle, taşla, sopa ve silahla;nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.' diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır.
Mahkeme onu yargılayacaktır.
Yine düşünecek, 'Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.' diyecek.

Onu hapse atacaklar.
Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.
Diyecek ki, 'Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım.
Araya girişimde ve eylemimde haklıyım.
Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.'

İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"

*Mustafa Kemal Atatürk'ün, 5 Şubat 1933 günü Bursa'da yaptığı nutuktur

 

Azgın bir azınlık, işbirlikçi bir cemaat ve onun ABD fedaisi memurları.
Çoğunluğun arkasına mevzi almışlar, çoğunluğu canlı kalkan yapıyorlar.
İlkeleri din, iman, yalan, dolan, kin, intikam, işbirliği ve ihanet.
Fitnebaz Cemaat'in özeti budur.

Oraj POYRAZ

Naci Beştepe: TC DEVLETİNİ YALANCI YAPTINIZ, UTANIN!

16 Mart 2013

11 Mart'a "BUGÜN SİLİVRİ " demiştim.
12 Mart, HADIMKÖY ve HASDAL oldu.
64 Hadımköylü, 96 Hasdallı silah arkadaşımdan toplam dördünü seçmem gerekiyordu.
Kural öyle.
Öyle yaptım.
Oysa gönlüm hepsini görmek istiyordu, birer-ikişer dakika da olsa.
Ama olası değil.
Çünkü onlar, suçu kanıtlanmamış suçlu.

Siyasi bir oyunun senaryosu gereği tutuklu olduklarını tüm ülke gibi onlar da biliyor elbette.
Bir SAT komandosu arkadaşım bu bilinçle ve yurtseverliği söndürülememiş yüreği ile diyor ki;

- Biz ülkemiz için gerektiğinde seve seve canımızı feda etmeye yemin ettik.
KARDAK'a çıkarken yeminimizi yinelemiştik.
Bizim hapis yatmamız ülkemizin yararına ise seve seve yatmaya devam ederiz.

Bu sözler hiç yabancı gelmedi bana.
Hasdallı Alb.İkrami Özturan'ın yeni çıkan kitabı ELVEDA'nın 510uncu sayfasındakine ne kadar da benziyordu;

"Türk milleti istediği sürece, hatta gerekirse ömür boyu cezaevinde kalmaya da, üniformalarımızı çıkarmaya da razıyız.
Eğer cezaevlerinde son nefeslerimizi vermemizin, üniformalarımızla vedalaşmanın ülkemize, devletimize ve aziz Türk milletine bir faydası olacaksa bizle bunun için, hatta cezaevinde ölmek için tereddüt etmeyiz… Ancak yalan, iftira ve komployla suçsuz ve günahsız yere hapis yatmaya, zulüm görmeye direnmek, insanlığın ve askerliğin doğasındandır."

Denizci bir silah arkadaşım görevini başarıyla yapanların huzuru ve gururu ile konuşuyor;

- Bizi hapsederek cezalandıramazalar.
Ben 9 şiddet fırtınada bir tek personelimin burnu kanamadan gemimi limana getirdim.
Biz bunları da atlatırız.
(Öğrendim ki, 9 şiddet fırtına 100 knot esen rüzgardır.
15 Mart'ta Ankara'da esen ve ayaklarımı yerden kesen 45km/s hızındaki rüzgarın 4 katı kadar.
Ne demek istediğini anladım.
Akşam haberlerde de neler yaptığını gördüm.)

Hepsinin bir ortak serzeniş var o da TSK'dan gördükleri vefasızlık.
Bellerini büken asıl balyoz da bu vefasızlık.

Hava Orgeneral Sayın Bilgin BALANLI'nın söylediklerini sona bıraktım, özellikle.

Türk milletini utandıracak bir gelişmeyi anlattı.
TBMM'den aldığım belgeden de yararlanarak olayı aktarıyorum.

12 Eylül 2012′de, Vardiya Bizde Platformu, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklama Çalışma Grubu'na yazılı başvuruda bulunuyor.

Grup, TC Hükümeti'nden konuyla ilgili bilgi istiyor.

TC Hükümeti adına, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü adına Gn.Md.Dr.Nurdan Okur tarafından imzalanarak gönderilen belgede;

" İstanbul Savcılığına göre, Balyoz grubu, ikinci aşamada belirlenen hedeflere ulaşmak için çeşitli eylem planları hazırlamıştı.
Bu eylem planlarından olan Oraj, Harp Akademileri Komutanı Hava Orgeneral İbrahim Fırtına tarafından imzalanmış…

…İstanbul Savcılığı, Donanma Komutanı Oramiral Özden Örnek tarafından imzalanmış Suga adlı başka bir eylem planına değinmekte…" şeklinde ifadeler kullanılmıştır.

Konuyu tespit eden CHP Muğla Milletvekili Prof.Dr.Nurettin DEMİR, 22 Şubat 2013 tarihinde, 1906 sıra numarası ile MSB İ.Yılmaz'a yönelttiği soruda;
bu gerçek dışı bilginin amacını ve " SEHVEN" yapılan bir hata değilse BM'e düzeltme gönderilip gönderilmeyeceğini ve hata yapanlara yapılacak işlemi sormuştur.

Sayın vekil TBMM edebine yakışacak nezaketle "gerçek dışı ifadeler" tanımını kullanmıştır.

İki seneyi aşan sürede devam eden davada sağır sultan da duymuştur ki tek imzalı belge yoktur.

Bu durumda sayın vekilin tanımının doğrusu ve açıkçası "YALAN İFADELER" dir.

Yalan, TC Hükümeti adına, yani milletin kendini yönetme yetkisini verdiği yürütme organı adına söylenmiştir.

Yani TÜRK ULUSU adına, TC DEVLETİ adına yalan söylenmiştir.

BALYOZ düzmece davasında yapılan yurt içi sahtekarlıklar yetmemiş uluslararası alana da taşınmıştır.

Yalan, zorunlu olarak yalanı doğurmuştur.

Yalanlarla ne ülkemizde ne de uluslararası alanda gidilecek yol ve yer kalmamıştır.

Foyalar bir bir dökülecektir.

TC Devletini ve Türk Ulusunu yalancı konumuna düşürenler, UTANIN!

Biz sizden utanıyoruz.

Naci BEŞTEPE

İLK KURŞUN

a45UyF587661-201303160945-15
^^^^^ - vvvvv


--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Hayatta bir kez gittiginde asla geri donmeyen uc sey, zaman, sozcukler ve firsattir.

Visdomsord

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ben,Manevi Miras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk


Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran

"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"

(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE

Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder