4 Mart 2013 Pazartesi

15-Şüphe haklı çıktı! - Necati Doğru

 

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

 

 

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

Açıklama: http://www.ataturkungencligehitabesi.com/ata_imza.gif

 

Atatürk'ün Bursa Nutku

"Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.
Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.
Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.' demeyecektir.
Elle, taşla, sopa ve silahla;nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.
Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.' diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır.
Mahkeme onu yargılayacaktır.
Yine düşünecek, 'Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.' diyecek.

Onu hapse atacaklar.
Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek.
Diyecek ki, 'Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım.
Araya girişimde ve eylemimde haklıyım.
Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.'

İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"

*Mustafa Kemal Atatürk'ün, 5 Şubat 1933 günü Bursa'da yaptığı nutuktur

 

Biz bu günlere analar ağlamasın.
Ölümler dursun diye diye geldik.
Ve şimdi çok daha büyük bir iç savaşın eşiğindeyiz.
Hala daha bazıları müzakerelerin sürdürülmesini istiyor.
Neymiş?
Vatanı savunmak için kim çocuğunu gönderirse o konuşsunmuş.
Demek vatan savunmak artık külfet oldu.
Benim için külfet değil.
Daha önce bölgede 15 ay görev yapmıştım.
Yine yaparım.
Görevden kaçana da kulağımı tıkar, işime bakarım.
Oraj POYRAZ

Şüphe haklı çıktı! - Necati Doğru

Öcalan'ın sızdırılan tutanakta sıraladığı istekleri; ancak "Türk Ordusu'nun  yenildiğini kabul etemek" halinde gerçek olur.
Doğuya Kürdistan diyorlar.
Ve sıralıyorlar:
Ordu Doğu'dan çekilsin.
Polis Doğu'yu terk etsin.
Bölgenin adı değişsin.
Özerk Kürt Bölgesi olsun.
Yönetim Kürtlere bırakılsın.
Barış gelecekse, akan kan duracaksa, analar ağlamayacaksa ancak "Doğu ve Güneydoğu Anadolu bir Kürt Özerk Bölgesi" olarak bizzat Büyük Millet Meclisi'nden karar çıkartılarak kabul edilince sorun çözülecek.
Baldıran zehri iç daha iyi.

Türkiye zor durumda.
Ordu bunun için çökertildi.
Şüphe dağ oldu.
Soruyu; "Siz ne vereceksiniz de PKK silahı bırakacak, Türkiye topraklarını terk edecek" diye soranlar "şüpheci olmakla ve barışı zora sokmakla" suçlanmıştı.
Şüphe haklı çıktı.

Xxx

2006 yılıydı.
ABD, eski NATO Başkomutanı emekli Orgeneral Joseph Ralstonu, "PKK Kordinatörü" olsun diye görevlendirdi. Türkiye'de, Emekli Orgeneral Edip Başer'i  "Terörle Mücadele Koordinatörü" yaptı.
Edip Başer, açılıma karşı çıktı.
Görevden alındı.
Yeni Çağ gazetesi muhabiri Fatih Erboz,  Edip Başer'i bulup konuşturdu ve gazetesinde (2 mart tarihli) emekli orgeneralin "tutanaklar konusundaki" düşüncelerini yayınladı.
Edip Başer şunları söylüyor.
"Bir tarafta her tür suçu işlemiş bir örgüt, bir tarafta da devlet! Aynı statüde görüşülüyor ve "karşılıklı silah bırakma, ateşkes" gibi yanlış ifadeler kullanılıyor… Örgüt sınır ötesine geçecek. İninde yaşayacak. Barzani destek olacak. Finans gücü sürecek. Avrupa'da haraç kesecek.
Nasıl barış bu!
Terörle müzakere ediyorsanız bu davayı kaybetmişliği kabullenmiş oluyorsunuz. Masaya oturunca ortaya istekler, doğal olarak pazarlık süreci geliyor. Terör örgütünün talepleri asla sona ermeyecek. Önce bir kitap, sonra tüm kütüphaneyi isteyecekler. En tehlikeli durum, örgütün Türk-Kürt çatışması yaratarak "Büyük Kürdistan kurulmasını" hedeflemesi…"
                                                                                                         
Xxx


Edip Başer haklı.
Talepler asla son bulmayacak gibi görünüyor. Çünkü Abdullah Öcalan, sızan tutanaklarda; "Eğer taleplerim karşılanmaz ise PKK'lıların geri çekilmesini durdururum. Ve 50 bin PKK'lının katıldığı bir halk savaşı başlar" diye gözdağı bile verdi.
Yakında harita konuşulur.
Gerçekten; Öcalan'ın "Özerk Kürt Bölgesi olsun" dediği Anadolu toprağına kaç il ve hangileri giriyor?
Harita nasıl çizilecek.
Batıda samimiyetle ve yürekten "Kürt-Türk bin yıldır et ve tırnak gibi olduk, aramızda hayat birliği akrabalığı kurduk" diye inanan Türkler ve batıya yerleşmiş Kürtler, böyle bir haritanın çizilmesini nasıl içlerine sindirecekler?
Şüphe dağ oldu.
Şüphe haklı çıktı.


(uyan borsu)
Elektrik  indi
vatandaşa
yansımadı!

Ekonomide "Zam gelince vatandaşa yansır, indirim yapılınca vatandaş havasını alır modeli" işlemeye başladı. Türkiye'de tüketilen elektriğin yaklaşık yarısını sağlayan TETAŞ, ocak ayından geçerli olmak üzere satış fiyatında yüzde 14.8 indirim yaptı. Ancak bu indirim tüketicilere yansıtılmadı. Bu indirim, üç aylık tutarı 575 milyon lira, dağıtım şirketlerinin kasalarına girecek.  Elektrik Mühendisleri Odası, vatandaşı indirim dışında tutan kararın iptali için Danıştay'a başvurdu.

a45UyF587661-201303040949-15
^^^^^ - vvvvv


--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Hayatta iki cesit trajedi vardir; biri istedigini elde edememek, oteki; elde etmek.

Oscar wilde

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ben,Manevi Miras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk


Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran

"Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O'nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden geliyor?"

(Istencin Ozgur Secimi Uzerine. Giris.)
EPICURE

Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder