Katolik ne demek?
Evrensel demekmiş.
Verilen mesaj şu, biz diyor adam, bütün zamanlarda, bütün yerlerde, bütün insanlar için en doğru, bilgeliğe sahibiz diyorlar.
Evrensel olma, mekanları, zamanları aşmak, insanların hepsini kapsamak sanki diğer dinler ve mezhepler için de bir ideal değil mi?
İslamın mesajının da evrensel olduğu söylenmez mi hep?
Peki İslamın o mükemmel tanrısı, her şeyi bir kenara bırakın çok basit bir tek konuda bile, bütün mekanları, bütün zamanları, bütün insanları tek bir şiirsel cümleyle neden kapsayamamış?
Neden oruç söz konusu olduğunda, Eskimolar, Antarktika'da yaşanlar, uydu laboratuvarlarda günde onlarca kez dünyanın etrafında turlayan astronotlar, ay, asteroid kuşağı, başka gezegenler ve uzayda yaşayanlar, hatta insanda başka diğer akıl ve idrak sahibi canlı varlıklar hariç kalmış.
Neden o mükemmel, kusursuz ilah yine kendisi gibi kusursuz ve mükemmel olan mesajını bir verişte verememiş?
Neden ilahın o her şeyi anlatan, açıklayan ayetlerini sadece ilk zuhur ettiği zamanda dahi anlamak ve anlatmak yeterli olmamış?
Önce peygamber, sonra erken dönem imamlar, sonra hepsini derleyen büyük imamlar, daha sonra new zuhur imamlar tarafından açıklama üstüne açıklamalarla, laf üstüne laf ekleyerek, din üstüne din imal edilmesi icap etmiş?
Anlaşılır değil miydi?
Yoksa anlaşılmaması mı amaçlanmıştı?
Her şeye kadir olan neden bu işte başarısız olmuştu?
Soran, merak eden, şüphe eden için ne kadar çok ibret var değil mi?Soran
Oraj POYRAZ 2fSIJNoA0xfSNxA
Batmayan Güneş, İzlanda'daki Müslümanları Böldü
Salı, 23 Haziran 2015 01:24 AM
İzlanda'da yaşayan Müslümanlar, güneşin neredeyse hiç batmaması nedeniyle ortaya çıkan iki farklı imsakiye arasında kaldı.
Türkiye gündemine ekonomik kriz ve Avrupa hava sahasını felç eden yanardağ patlamasının ardından son olarak en uzun oruç tutulan ülke olmasıyla gündeme gelen İzlanda'da yaşayan Müslümanlardan bazıları 18, bazıları 22 saat oruç tutuyor.
Avrupa'nın kutuplara en yakın başkenti Reykjavik'te Müslümanlara hizmet veren camiler arasındaki iftar ve sahur saatlerindeki görüş ayrılığı imsakiyelere yansıdı. Türk toplumunun da gittiği El-Nur Camisi'nin imsakiyesine göre hareket eden Müslümanlar 18, cemaatinin büyük bir bölümünü Arapların oluşturduğu İslam Kültür Merkezi'nin imsakiyesini benimseyenler ise 22 saat oruç tutuyor.
Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını yanıtlayan El-Nur Camisi imamlarından İsmail Malik, üç yıldır ramazan aylarını Reykjavik'te imamlık yaparak geçirdiğini ve bu anlaşmazlığı ilk duyduğunda kendisinin de büyük şaşkınlık yaşadığını söyledi.
İzlanda'da 22 saat gün ışığı olduğuna dikkati çeken Malik, "Bu camide biz Avrupa Konseyi'nin fetvasına uyarak 45. kuzey enlemini baz alıyoruz. Bunun dışında Ezher fetvası da var. Bu fetva da oruç süresinin kısaltılabileceği ve 22 saat tutma zorunluluğunun olmadığını bildiriyor. Çünkü 22 saat oruç tutmak pratikte uygulanamayacak bir şey" diye konuştu.
Güneş henüz batmadan yerel saatle 21.00'de oruçlarını açtıklarını belirten Malik, "Belki de kutup dışında güneş henüz batmamışken orucumuzu açan dünyadaki tek camiyiz. Namaz kıldığımızda ve teravihte hala güneş batmamış oluyor" dedi.
"Müslümanların, boşluğu doldurmak ihtiyacıyla ortaya koydukları yaklaşım"
Londra Din Hizmetleri Müşaviri Mahmut Özdemir, iftar ve sahur vakitlerinin belirlenmesiyle ilgili tartışmalara ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yeryüzünde bazı bölgelerde vakit belirtilerinin tam olarak oluşmadığını, astronomik ve atmosferik belirtilerin gerçekleşmediği durumlarda takdir yapılarak ibadet edilebileceğini belirtti.
İslam alimlerinin bugüne kadar çok sayıda görüş ve öneri ortaya koyduğunu ifade eden Özdemir, şunları kaydetti:
"45. enlem ötesinde, 45. enlemdeki akşam ile yatsı arasındaki süre ve imsak ile güneşin doğuşu arasındaki süre oransal olarak uygulanabilir. 45. enlem ötesinde 45. enlemin namaz vakitleri uygulanabilir. Bu öneri ve uygulamalardan her biri, belli gerekçelere dayalı tercihlerdir. Samimi olarak ibadetini yerine getirmek isteyen Müslümanların, içinde bulundukları şartlarda, oluşan boşluğu doldurmak ihtiyacıyla ortaya koydukları çabalar ve yaklaşımlardır."
Ülkede 770 Müslüman yaşıyor
İzlanda, dünyada en az Müslüman nüfusun bulunduğu ülkelerden biri olma özelliğini taşıyor. 2013 istatistiklerine göre, ülkede 770 Müslüman yaşıyor. Bu sayı, 323 bin nüfuslu İzlanda'nın yüzde 0,24'ünü oluşturuyor.
a45UyF587661-150625162930 Oraj Poyraz <cimcime@neomailbox.net>
2015/06/27 04:33 6 64 1 undefined kemalistiz@googlegroups.com
HUYLAR BOZULDU
. . . . . .
Internet, TV.de evleniyoruz,
Adetler degisti, huylar bozuldu.
Hormonlu beslenip tavlaniyoruz,
Enine buyuduk, boylar bozuldu.
. . . . . .
Domates kudurdu, hiyar aziyor,
Biberin midemde dili uzuyor,
Kanser katip olmus, ferman yaziyor,
Genlerle oynandi, soylar bozuldu.
. . . . . .
Biyik kestik saclar uzanir oldu,
Erkekler kiz gibi bezenir oldu,
Kizlar erkeklige ozenir oldu,
Bayanlar cildirdi, baylar bozuldu.
. . . . . .
Sevdamizi omur boyu guderdik,
Yar yolunda olum olsa giderdik,
Davullu, zurnali dugun ederdik,
Toreler degisti, toylar bozuldu.
. . . . . .
Bir yabanci hayranligi tutturduk,
Kufru halka kultur diye yutturduk,
Baglamayi, ozani unutturduk,
Nefesler kesildi, neyler bozuldu.
. . . . . .
Dogayla oynadik hep boza boza,
Aci gerceklerle geldik yuz yuze,
Ne kis kisa benzer, ne yaz yaza,
Mevsimler degisti, aylar bozuldu.
. . . . . .
Tarim, hayvancilik batti batiyor,
Eller bize deli dana satiyor,
Fakulteli gencler issiz yatiyor,
Kentler doldu tasti, koyler bozuldu.
. . . . . .
Insanlar gaflete daldi gidiyor,
Yillar bizden neler caldi gidiyor,
GULCINAR yaralar aldi gidiyor,
Oklar yaya dondu, yaylar bozuldu.
A$ik Ayten GULCINAR
Enes bin Malik ( Radiyallahu Anh ) soyle dedi :
Bir adam :
−Ya Rasulullah ! Kafir kiyamet gunu yuzu uzerinde nasil hasrolunur diye sordu.
Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) soyle cevap verdi :
−Dunyada onu iki ayagi uzerinde yuruten Allah kiyamet gununde yuzu uzerinde yurutmeye kudretli degil midir...buyurdu.
( Buhari - Muslim )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.
EINSTEIN IN KOZMIK DINSEL DUYGUSU
Tum bu dinsel- tiplerde ortak olan Tanri kavrami insanmerkezci karakteridir.
(...) Ama tum bunlarda bulunan dinsel deneyime dair bir ucuncu asama vardir, saf haliyle cok seyrek olmakla birlikte: ona kozmik dinsel duygu adini verecegim.
Bu duyguyu, hic yasamamis birine, ozellikle buna karsilik gelecek Tanri ya iliskin hic insanmerkezci olmayan bir kavrama sahip olmayan birine izah etmek cok zordur.
Kozmik dinsel duyguyu insanlar birbirlerine nasil iletebilirler, hele ki Tanri ya iliskin bir tanim vermiyorsa, bir teoloji ogretisi vermiyorsa?
Bence, sanat ve bilimin en onemli islevi, onu almaya acik olanlar icin, bu duyguyu diriltmek ve canli tutmaktir.
Bu sekilde din ile bilimin iliskisine dair, bilindik olandan cok farkli bir kavrama ulasiyoruz.
Bir kisi konuyu tarihsel olarak ele alsa, bilim ve dinin uzlasmas karsitliklar olarak gormeye baslar.
(...) Ben iddia ediyorum ki kozmik dinsel duygu bilimsel arastirma icin en guclu ve muhtesem gududur.
(...) Bir insana boyle bir gucu kozmik dinsel duygu verebilir.
Bir cagdasim soylemisti, haksiz olmayarak, bizim materyalistik cagimizda ciddi bilimsel arastirmacilar tek en derin dinsel insanlardir.
How can cosmic religious feeling be communicated from one person to another, if it can give rise to no definite notion of a God and no theology?
In my view, it is the most important function of art and science to awaken this feeling and keep it alive in those who are receptive to it.
We thus arrive at a conception of the relation of science to religion very different from the usual one.
When one views the matter historically, one is inclined to look upon science and religion as irreconcilable antagonists.
(...)I maintain that the cosmic religious feeling is the strongest and noblest motive for scientific research.
(...)It is cosmic religious feeling that gives a man such strength.
A contemporary has said, not unjustly, that in this materialistic age of ours the serious scientific workers are the only profoundly religious people.
New York Times Magazine on November 9, 1930 pp 1-4.It has been reprinted in Ideas and Opinions, Crown Publishers, Inc.1954, pp 36 - 40.It also appears in Einstein s book The World as I See It, Philosophical Library, New York, 1949, pp.24 - 28.)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder