Mehmet Necati GÜNGÖR : ONİKİYE BEŞ KALA!
Türkiye 12 Eylül'e nasıl geldi, hatırlamakta yarar var.
Dün, Halk TV'de eski Meclis Başkanı, duayen siyasetçi Hüsamettin Cindoruk'u izlerken bunlar aklıma geldi.
Cindoruk açıkça uyardı:
"83 yaşında bir insan olarak uyarıyorum. Ölümünden 40 gün önce merhum Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'le de konuşmuştum. Durum çok vahim ve çok ciddi. Bütün partilere sesleniyorum, siyasetin işi bitmeden gerekeni yapın!"
Siyasetin işi biterse, bunun nereye varacağını hepimiz çok iyi biliyoruz.
Benim yaştakiler, bunu yaşayarak öğrendiler.
Bu yaşıma kadar iki ihtilal, iki ihtilal teşebbüsü, bir muhtıra gördüm.
Ülkemiz ihtilallerden, muhtıralardan çok şeyler kaybetti.
Ara dönemlerden sonra demokrasiye sarıldık; işler bir süre iyi gitti ama, bozulunca hep düdük öttü.
Çünkü, siyasetin işi bitmişti. Siyaset, marjını tüketmişti.
Siyasetin yapacağı bir şey kalmamıştı.
Şimdi Cindoruk, manzaraya bakarak bu uyarıyı yapıyor.
"Bir an önce hükümeti kurun, ülkenin sorunlarını çözün" çağrısında bulunuyor.
Oniki Eylül'e beş kala Eskişehir'eki 1. Taktik Hava Kuvvetlerinde yedek subaydım.
Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in geleceği söylendi.
Geldiğinde subay, astsubay, asteğmen…hepimizi bir uçak hangarına topladılar.
Kenan Evren, burada bizlere hitaben bir konuşma yaptı.
Sözlerini not almadım ama, onu dinlediğimde bir ihtilâlin daha gelmekte olduğunu hemen anladım.
Kültür Bakanlığı'ndaki görevime yeniden çağrıldığımda 8 Ağustostu.
İlginçtir, bu arada bir de rüya gördüm.
Kenan Evren, yönetime el koymuştu.
Belki de bunları düşünerek uykuya daldığım için, şuuraltımdaki endişeler rüyaya dönüştü, kim bilir.
On iki Eylül öncesi bir dehşet dönemiydi.
Her gün her sokakta gençler öldürülüyordu.
Ölü sayısı 5 bini geçmişti.
Sağ-sol çatışmasının tam ortasındaydık.
Kültür Bakanlığı'nın karşısındaki Ziraatçiler Lokali bizim akşamüstü mekânımızdı.
O gün, her birimiz özel işlerimiz için ayrı yerlerdeydik.
Saat 18 gibi döndüğümüzde, her gün oturduğumuz yerin taranmış olduğunu, burada 6 kişinin öldürülmüş olduğunu öğrendik. Biz, Allah'ın lûtfuyla tesadüfen kurtulmuştuk.
Cumhurbaşkanı, Mecliste25 Nisanda başlayan ve aylarca devam eden 115 tura rağmen seçilemiyordu.
Ajda Pekkan'la Zeki Müren'e oy veren vekiller bile vardı.
Genelkurmay Başkanı Evren, bir yurtdışı gezisinden dönüşünde, uçağın merdivenlerinde "cumhurbaşkanını bile seçemiyorlar" diyerek gelmekte olan ihtilali alaylı bir dille anlatıyordu ama, siyaset bunu anlamak istemedi.
Beklendiği gibi düdük ötmüştü.
Bunu elbette kimse temenni etmez ama, geçmişten ders almak lâzım.
Cindoruk, ciddi bir uyarıda bulunuyor.
"Aklınızı başınıza alın!" diyor.
a45UyF587661-150807142626 Oraj Poyraz <oraj_poyraz@alpinaasia.com>
2015/08/07 13:00 1 39 1 undefined turancatli9@googlegroups.com
Siyasetin islah edilmesi icin guc ve yetkilerini kamu cikari dogrultusunda kullanacak iyi ahlak sahibi kimselerin secilmesi ve bunlarin yonetime getirilmesi seklinde bir oneri soz konusu degildir.
Bir oyun, kurallari ile belirlenir ve daha iyi bir oyuna ancak oyunun kurallarini degistirmek suretiyle ulasilabilir.
James M.Buchanan
Mustafa Kemal ve arkadaslari, Yunanlilara karsi buyuk bir saldiriya hazirlaniyorlar.
Bu cilginca tesebbusun amaci, yine izmihlal, izmihlal, izmihlal...
Cunku Yunanistan in ordulari var, techizati var..
(ALi KEMAL, Peyami Sabah, 7.8.1920)
EINSTEIN ve TANRI
Bir kisisel Tanri anlayisi bana oldukca yabancidir ve hatta safca gorunuyor.
Ama kelimenin bildik anlami icinde bir Freethinker da degilim cunku goruyorum ki, bu, esas olarak salt saflik iceren batil inanca karsit olmaktan beslenmiyor.
Hissiyatim, doga yasalari olarak formule etmeye calistigimiz Evrenin derin uyumunu anlamak icin insan zinhinin yetersizliginin bilincine sahip oldugum olcude dinseldir.
The idea of a personal God is quite alien to me and seems even naive.
However, I am also not a Freethinker in the usual sense of the word because I find that this is in the main an attitude nourished exclusively by an opposition against naive superstition.
My feeling is insofar religious as I am imbued with the consciousness of the insuffiency of the human mind to understand deeply the harmony of the Universe which we try to formulate as laws of nature
Kaynak: Albert Einstein in a letter to Beatrice Frohlich, December 17, 1952; Einstein Archive 59-797; from Alice Calaprice, ed., The Expanded Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2000, p.217.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder