Meriç Velidedeoğlu : 'Kaçma ulan İsrail dölü!'
21 Ağustos 2015 CumaBaşlık, "TC Devleti"nin Cumhurbaşkanı olan R. T. Erdoğan'ın, yine TC Devleti'nin bir "yurttaş"ına "Başbakan" olduğu sırada yaptığı bir sesleniştir. (15.5.2014)
Geçen yıl ülkeyi yasa boğan "SOMA" maden kazasından sonra, bu ilçeyi ziyaret eden Erdoğan, kaybedilen "canlar" için, madende çalışmanın fıtratında "ölüm" olduğunu söylemesi halk tarafından büyük bir tepkiyle karşılaşınca, kaçıp bir markete sığınmıştı.
Markette, protestosunu sürdüren bir gence "Erdoğan" çok kızmış, tokatlamış, ayrıca ona başlıktaki gibi bağırmıştı, tıpkı yetiştiği semtin ünlü kabadayılarına özgü el, kol hareketleriyle birlikte...
Daha önce de Başbakan'ın, kendisine sıkıntısını söyleyip yardım isteyen bir yurttaşını "Ulan!" diyerek azarlaması, ardından "Ananı al da git!" diye anasını da bu yakışıksız seslenişe katması, bu konumdaki birinin, kısacası bir "insan"ın başvuracağı bir yol değildir, olamaz da...
Ayrıca Erdoğan'ın nasıl bir "duyunç"u (vicdanı), nasıl bir "inanç"ı var ki -yıllar önce de olsa-"şehitler"imizi "kelle" olarak anıp, "kelle" olarak sayıya dökmesine izin veriyor...
Bu "Ulan!" seslenişlerini, "şehitler"imizi "kelle" diye adlandırmasını, saymasını, bütün bunları hadi unuttuk diyelim; ama geçen yıl "şehit" madenciler için içi yanan o gence, "soyunu-sopunu-dölünü" de katarak yaptığı bağırıştan hemen "üç ay" sonra, "Erdoğan"ı "Cumhurbaşkanı" seçip devletin tepesine çıkartıp kondurmadık mı? (10.8.2014)
Dahası, o kazada "şehit" olan yüzlerce maden ocağı işçisinin sağ kalan arkadaşlarının -belki bu genç de-oylarını Erdoğan'ın "Cumhurbaşkanı" olması için kullandıkları, sıcağı sıcağına yazılı-görüntülü basında yer almadı mı?
Durum, tutum bu olunca "Erdoğan" da, "kendisi ve ailesi" dışındaki "insan"ı, "insanlar"ı nasıl görüp değerlendirdiğini ortaya koymayı keyifle sürdürüyor...
Geride bıraktığımız çarşamba günü "Güneydoğulu" muhtarlarla yaptığı toplantıda, bu bölgenin hemen hemen her iline "havaalanı" yaptırdıklarını coşkuyla bildirdi; bu atılımlarının, bu çalışkanlıklarının nedenini de, "Kardeşlerim! Biz insan değil miyiz yav? Biz de uçakla seyahat etmeliyiz!" diyerek son kerte "alaycı" bir sesle, bir konuşmayla açıkladı...
Ne ki, daha sözünü bitirmeden gök gürültüsü gibi bir alkış koptu...
Erdoğan, "insan"ı, "insan" yapan "değeri" böylece açıklamasının ardından, kendisinin "Hitler"e, "Mussolini"ye benzetilmesine değinip yine keyifle, "Bu olur mu yav?" der gibi bir görüntü sergileyip sordu; alkış çınladı...
Değerli dostlar, hep olduğu gibi yine bir "ayraç" açıp, şunu anımsayıp paylaşalım diyorum; "Faşist" bir rejimin temelinde yer alan "Duçe" yani "Başkan", ülkede kendisinin "her şey" olduğu, geri kalanların ise "hiçbir şey" olmadığı, ilkesine bağlıdır; bu ilkeye dayanarak yönetir, hareket eder. (*)
Dolaysiyle, Erdoğan henüz "Cumhurbaşkanı"dır; "Duçe" yani "BAŞKAN" olduğunda, TC Devleti'nin "rejimi"ni de yenileyecek (!) böylece tam bir "Faşist" rejime, kendisinin söylemiyle "Yeni Rejime"(!) geçilecek...
Ne dersiniz?
Ayrıca, "Faşizm"in (bunun bir türü olan Nazizmin) sözü edilen ilkesinin, kısaca "kendisinin ve ailesinin her şey, geri kalanların hiçbir şey olmadığını" belirten ilkesinin, "insanı insan olmaktan çıkardığı" kesindir; bunu, bu ilkenin yaratıcılarının, "Mussolini ve Hitler"in nasıl "insan olmaktan", "insanlık"tan çıktığını bütün dünya gördü, yaşadı...
Ülkemizde "Başbakan"dan "Cumhurbaşkanlığı"na, buradan da "Başkan"lığa gidiş yolunun "ilk iki" aşamasında, yaşananlara, yaşatılanlara, dahası "Kumpas Davaları"nın yalnızca birinin dava süreçlerinde yaşananlara, yaşatılanlara bir bakmak, şöyle bir anımsamak bile yeter...
Bunlar, istenen "Başkanlık" döneminin nasıl olacağının apaçık bir göstergesi değil midir?
(*) H. V. Velidedeoğlu, "12 Mart Faşizm Felsefesi."
a45UyF587661-150821161339 Mehmet Yazici <mehmet_yazici@runbox.com>
2015/08/22 00:00 1 39 undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com
Kavga ettigin kimselerle bile hep sulh yolunu acik birak!
Anonim Nasihat
Yunan kuvvetlerinin ozel bir toren ve saygi ile karsilanmasi....
Izmir Valisi Kambur Izzettin in genelgesinden - 26.05.1919
Gulsev Eyuboglu Irhan. : INGILIZ KURTCULUGU
1-Sykes-Picot anlasmasi: 16. mayis. 1916 tarihinde, Ingiltere ve Fransa arasinda ortadogunun paylasima dair gizli anlasma.
2-Ingiltere nin Istanbul Yuksek Komiseri Yrd. Amiral Webb; Disisleri Bakani Lord Curzon a 19. agustos 1919 tarihinde gonderdigi raporda Amerika, Trabzon ve Erzurum u icine alan Ermenistan i himaye edecek. Geri kalan dort ilde bir Kurt devleti de, Ingilizlerin himayesine birakiliyor
3-Istanbul Ingiliz Yuksek Komiseri Amiral Carthorp, 9. temmuz. 1919 tarihli Ingiltere Basbakani Lord Curzon a goderdigi rapordan Binbasi Noel, Abdulkadir ve Bedirhanogul lariyla gorustu ve bana Irak Komiserliginden gelen rapor; Seyit Abdulkadir ile yegeni Seyh Taha nin aralari aciktir onlari ancak Bedirhanogullari baristirir.
4-Ingiltere nin 1919 yilinda Istanbul da gorevli Buyukelcilik mustesari Hohler in; Sir E. Tilly e raporundan; Benim sorunum Kurtler, Binbasi Noel Bagdattan buraya geldi. Cok iyi bir asker, guclu ancak diger bakimdan da Kurtlerin lideri olmak istiyor. Kurtler gibi kimse yoktur, onlar cok iyidir diyor. Ermeniler icinse degersiz ve hilebaz olduklari gorusunde. Kurtler hic Ermeni oldurmedi aksine onlari korudular fakat Ermeniler Kurtleri oldurduler diyor. Korkarim ki Binbasi Noel bir Kurt lawrens i olmak istiyor. Mezopotomya simdi bizim olduguna gore: ona bir Kurt devleti kurdurup kuzey daglarini boylece koruyabiliriz. Binbasi Noel bir Kurt lawrens idir. Ancak Kurtlere fazla guvenilmez. Majestelerinin Hukumetinin amaci Turkleri alabildigine zayiflatmak olduguna gore; Kurtleri bu sekilde harekete gecirmek fena plan degildir .
5-1919 yilinda Istanbul Ingiliz Yuksek Komiseri Amiral Sir A. Calthorp dan, Ingiliz Disisleri Bakani Lord Curzon a Binbasi Noel, Kurt sefleriyle gorus birligine variilirsa bundan Majestelerinin Hukumetine buyuk faydalar saglanacagini soyluyor. Sefler Istanbulda Seyit Abdulkadir ve Bedirhan lardir. Suphe uyandirmamak icin Noel den ayri olarak Kurt bolgesine gidecekler. Turk ler; Paris teki Sulh konferansina Kurtlerinde geleceginden korkuyorlar. Kurtler henuz Mustafa Kemal e karsi ayaklanmadi. Ancak Noel bu ayaklanmayi basaracagindan emin.
6-9. aralik 1919 tarihli Istanbul Ingiliz Yuksek Komiseri Amiral Sir F. de Robeck ten, Lord Cuzron a rapor: Mr. Hohler, Kurt meselesi hakkinda Kurt baskani olan Seyit Abkulkadir Pasa(Seyit Abdulkadir, 1. Damat Ferit Pasa hukumetinin Surayi Devlet Reisi yani Danistay Baskani) ile gorustu. Kurtler butun umitlerini Ingilizlere baglamislardir. Bu arada belirteyim Mustafa Kemal gittikce buyuk tehlike olmaya basliyor. Kuvvetler, Kurtleri Mustafa Kemal e karsi kullanmak icin para odemeye hazirdir.
7-26. aralik 1919 tarih 966/633 sayili Ingiliz belgesi; Kurt kabileleri Ingiliz ve Fransiz hakimiyetine alinacak. Kurt bolgesinde hic bir sekilde Turk birakilmayacak. Bir tane Kurt devleti mi yoksa bir cok Kurt devleti mi kurulacagi dusunulecek. Ermenilere ise Amerikan kanaliyla silah saglanacaktir.
8-Fransiz delegasyonundan B. Berthelot Kurdistan yeni bir ogedir. Gelecegi Sykes-Picot anlasmasiyla sekillendi . .
Butun bu belgelere ek olarak, 16. nisan 1920 tarihinde San Remo konferansinda hazirlanan 5. sayili maddenin not ekininin 1. ve 3. maddesi, daha sonra 10. agustos 1920 Serv anlasmasinin 62. ve 64. maddelerine konuldu.
Saygilarimla. .
Gulsev Eyuboglu Irhan. .
NE MUTLU TURKUM DIYENE
31. 05. 2007
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder