15 Aralık 2015 Salı

Soner YALÇIN/Adını koyalım

Soner YALÇIN/Adını koyalım


Ne diyorlar:

"Türkiye Sünni merkezli dış politika yürütüyor…"

Erdoğan ve Davutoğlu ne diyor:

"İran, Irak, Suriye mezhepçilik yapıyor."

Son dönemde sürekli bu tartışmayı duyuyorsunuz.

Peki…

AKP'den önce Türkiye dış politikasında mezhep tartışması var mıydı?

Yoktu.

Hiçbir komşu ülkeden böyle sözler işittiniz mi?

Hayır.

Mesele ne biliyor musunuz?

Artık Türkiye laik bir ülke olarak tanımlanmıyor; "Sünni devlet" diye değerlendiriliyor.

(Aslında…. Sünni değil, Selefi demeleri gerekiyor!)

Türkiye dış politikasının din-mezhep eksenli yapıldığını söyleyenler yanlış mı konuşuyor?

Erdoğan-Davutoğlu ikilisi, Suriye'deki yönetime mezhepsel nedenle karşı değil mi?

Bu ikili, mevcut Bağdat yönetimiyle bu nedenle kavgalı değil mi? Haşimi'yi mezhepsel dayanışmayla destekleyip, Bağdat yönetimine "Şii" diye karşı çıkmıyorlar mı?

Barzani ile buluştukları nokta mezhepsel yakınlık değil mi?

Sırf Şii oldukları için bölgedeki Türkmenlere yardım elini uzatmadıkları gerçek değil mi?

Bugün… İran ile ilgili yaptıkları tüm değerlendirmelerde mezhep vurgusu yapmalarının sebebi açık değil mi?

Türkiye ne zamandır ülkelerin içişlerine karışmıştır?

Türkiye ne zamandır mezheplerine bakarak ülkelere yakınlaşmış ya da uzaklaşmıştır?

Türkiye dış politikasını belirleyen tek kıstas mezhepsel yakınlıktır!.

Dinler karşısında tarafsız kalması gereken laik Türkiye, bu coğrafyada 13 asırdır süren mezhep savaşının tam göbeğine oturtulmuştur.

Oysa… Devletin işleyişini/düzenini dine dayandırmak anayasal bir suçtur.

Bugün…

Bir kez daha anladınız mı…

Atatürk aydınlanmasının/Türk hümanizmasının büyüklüğünü?..

İşte Erdoğan'ın istediği

Çin atasözü der ki….

"Parmak tehlikeyi gösterirken budala parmağa bakar."

Kimileri…

Erdoğan'ın başkanlık sistemi aldatmacasıyla monarşiyi hortlatmak istediğini görmek istemiyor! "Parmağa bakarak" kafa karıştırıyorlar.

Rejimin siyasal karakteri olacak despotik monarşizm tehlikesini görmek durumundayız.

Marks'a göre, despotizm; devletin büyüklüğünden ve gücünden değil aksine gelişmemişliğinden ve güçsüzlüğünden doğar.

Erdoğan sıkışmıştır ve bu nedenle başkanlık sistemi adıyla monarşizme sarılmak istiyor.

Erdoğan'ın istediği 1876 Anayasa'sıdır:

- Padişah, tüm anayasal sistemin merkezi ve en üstün gücüdür. İcraatından sorumsuzdur. (Madde 5)

- Osmanoğlu ailesinin hürriyet, mal-mülk ve ömür boyu ödenek hakları umumun kefaleti altındadır. (Madde 6)

- Padişah yürütme organının başı ve hatta kendisidir. Meclis'in ne zaman toplanacağına, ne zaman tatil olacağına ve gerektiğinde feshine padişah karar verir. (Madde 7)

- Devletin dini İslam'dır. (Madde 11)

- Bakanlar Kurulu üyelerini, Sadrazam'ı, Şeyhülislam'ı ve Heyeti Ayan'ı ve Heyet-i Ayan reisini padişah seçer, atar ve gerektiğinde azleder. Padişah, Silahlı Kuvvetlerin de başkomutanıdır. (Madde 27)

- Bakanlar Kurulu, sadrazamın başkanlığında iç ve dış olayları görüşmek üzere toplanır. Ancak görüşülmesi padişahın iznini gerektiren hususları öncelikle padişaha bildirmek ve onayını almak zorundadır. (Madde 28)

- Milletvekilleri yeminle göreve başlar. Yemin metninde padişaha sadakat, vatana sadakatten önce gelir. (Madde 46)

- Yeni yasa ve yasa değişikliği padişah onayı almadan meclise getirilemez. (Madde 53)

- Padişah yasaları veto yetkisine sahiptir. (Madde 54)

- Yasalar, din buyruklarına aykırı olamaz. (Madde 64)

İşte…

Erdoğan'ın istediği başkanlık sistemini bu açıdan değerlendirmek gerekiyor.

Bu ise, "parmağa" bakarak olmaz; tehlikeyi görmek gerekir…

İşte suç ortakları

Laiklikten parlamenter sisteme kadar…

Türk aydınlanmasının bu derece yozlaştırılmasının-yok edilmesinin sorumluluğunu sadece AKP'ye yükleyemeyiz. Suç ortakları vardır.

Bunların özeleştiri yapması gerektiğini düşünüyorum.

AKP'nin dizginsiz aydınlanma düşmanlığı politikalarını hayata geçirmesine kimlerin ortak olduğu biliniyor.

Başta liboş takımı olmak üzere AKP'ye-Cemaat'e sınırsız destek verenler, gelinen bu acıklı halin suç ortaklarıdır.

Kaba bir Atatürk düşmanlığı yaparak fikir hayatında terör estirenler bu akıl dışılığın sorumlularıdır.

Hatırlayınız:

"Demokrasi" dediler.

"Sivil toplum" dediler.

"Yetmez Ama Evet" dediler.

Bu coğrafyanın tarihi akışına damga vurarak özgür yurttaşı ortaya çıkaran Cumhuriyet kazanımlarını karaladılar.

Öz'ü görmeyip biçim'e bakarak zihinleri bulandırdılar.

Sonuçta…

"Düzeni değiştirme" adına düzenin gericileştirilmesine ortak oldular.

Al sana demokrasi!

Al sana laiklik!

Ve… Al sana monarşizm!

Demek "Atatürk diktatör" öyle mi?

Al sana diktatör!

Al sana hanedan!

Devrim düşmanlığıyla gelinen yer budur işte.

Cumhuriyetin temelleriyle oynanınca gelinen yer budur işte.

Evet… Sabah akşam AKP'yi eleştirmek ve tüm suçu ona yüklemek kolay.

Ya bu ittifakın liboş taraftarları?

Bunlar iş özeleştiriye gelince susuyorlar.

Hiçbir şey olmamış gibi…

Masumlarmış gibi…

Gazetelerde bunlar, televizyonda bunlar.

Hâlâ "akıl" veriyorlar!

Hâlâ "öğretiyorlar!"

Demem şu:

Mesele sadece seçimi kaybeden siyasi parti genel başkanlarının koltuklarından kalkmaları değil ki…

Bu topraklarda başarısızlığın ve yapılan yanlışlığın özeleştirisini yapan kimse yok!

Bu hale gelmemizin kimi sorumluları da bir türlü "aydın koltuğundan" kalkmıyor!

Kendilerinden emin hâlâ konuşup-yazıp duruyorlar. Sahiden hâlâ bunları takip eden var mı, merak ediyorum.




a45UyF587661-151215133806 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/12/15  14:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 
--

COK SUKUR
. . . . . .
Bir insan daha var, cok sukur, evde;
Nefes var,
Ayak sesi var;
Cok sukur, cok sukur.

Orhan Veli KANIK

Suikast
Resulullah (sav) yahudi ebu rafi e, ensar dan bir grup adam gonderip, baslarina da Abdullah ibnu atik i koydu.
Ebu rafi resulullah (sav) a eza veriyor ve aleyhinde calismalar yapiyordu.
Ebu rafi hicaz bolgesindeki kendine has bir kalede oturuyordu.
Kaleye yaklastiklari zaman gunes batmisti.
Halk artik suruleriyle donuyordu.
Abdullah arkadaslarina: siz burada oturun ve yerinizden ayrilmayin.
Ben gidip, kapicilara biraz iltifat edip, iceri girme imkani arayacagim dedi ve ilerledi.
Kapiya kadar geldi.
Kazayi hacet yapiyormus gibi elbisesini toparladi,i insanlar iceri girmisti.
Kapici seslendi ey Allah in kulu, girmek istiyorsan gir.
Kapiyi kapatacagim (cabuk ol)! dedi.
Ben de girdim ve (bir koseye) gizlendim.
Halk tamamen girince kapiyi kapatti.
Sonra da anahtarlari bir kaziga takti.
Ben (musait bir anda) kalkip anahtarlari alip kapiyi actim.
Ebu rafi evinde gece sohbeti yapiyordu.
Ve hususi bir koskte idi.
Sohbet arkadaslari dagilinca, yanina ciktim.
Her bir kapiyi acip girdikce iceriden uzerime kapadim eger halkin haberi olur da beni oldurmeye azmederlerse, ben ebu rafi i oldurmeden ona ulasamasinlar diye boyle yaptim.
Sonunda yanina kadar geldim.
Koskun ortasinda yer alan karanlik bir odadaydi.
Ancak, odanin neresinde oldugunu bilemiyordum ebu rafi diye seslendim kim o? dedi.
Sese dogru yoneldim.
Heyecan icerisinde bir kilic darbesi indirdim, ama bosa gitti.
Adam bir ciglik atti.
Hemen odadan ciktim.
Azicik bekleyip tekrar girdim, [sesimi degistirip, yardima gelmis gibi:] o ses de ne?
Ey ebu rafi dedim kahrolasi, odada biri var az once bana kilic vurdu dedi.(yerini iyice kesfetmistim), bir darbe daha indirdim.
Yaraladim, fakat olduremedim.
Sonra kilicin ucunu karnina sapladim, sirtina kadar dayandi.
Oldurdugumu anladim.
Geri donup, kapilari teker teker acmaya basladim.
Merdivene kadar geldim.
Ayagimi bastim.
Yere kadar ulastigimi zannettim.
Ay isigiyla aydinlik bir gecede dustum.
Bacagim kirildi.
Sarigimla sardim.
Sonra gidip kapinin onune oturdum.
Onu gercekten oldurdum mu, ogreninceye kadar bu gece kaleden disari cikmayacagim dedim.
Horozlar otunce, surlarin uzerinden olum ilan edildi.
Olum habercisi: hicaz ahalisinin tuccari ebu rafi in olumunu duyuruyorum! diye bagiriyordu.
Ben hemen arkadaslarimin yanina gittim zafer! dedim, Allah ebu rafi in canini aldi! resulullah (sav) a geldim, olup biteni anlattim.
Bana: uzat ayagini! buyurdular.
Ben de ayagimi uzattim.
Meshediverdi.
Sanki hicbir sey olmamis gibi hicbir rahatsizlik kalmadi.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4232 ravi: bera
Resulullah (sav), ebu rafi e bir heyet gonderdi.
Abdullah ibnu atik, geceleyin evine girerek, onu uyurken oldurdu.
Buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4231 ravi: bera

CANAKKALE REKLAMINDAKI DUAYA DUA ILE KARSILIK VERELIM...............

Imam-ul meskuk!...

Kendi cocuguna curuk raporu alip, askerlik yan gelip yatma yeridir diyenleri bizlere unutturma ALLAHIM
Barzaniyi kucaklayip Rahmetli Denktasa git ulkende konus diye kovanlari bizlere unutturma ALLAHIM
Sehide kelle, Ocalan canisine sayin diyenleri, PKK lilari haburda gulle karsilayanlari bizlere unutturma ALLAHIM
Zinayi serbest birakan, Domuzu kasaplik et yapanlarin Dinimizi kullanmasina Firsat verme ALLAHIM

Teror orgutune Yol haritasi cizdirenleri, Milliyetciligi ayaklar altina alanlari, Teroriste terorist diyemeyenleri yonetici yapma ALLAHIM
Tabelalardan TC yi kaldiranlara, Polisimize tokat atan Fahiselere goz yumanlara Firsat verme ALLAHIM
Madencinin dogasinda olum vardir diyep, Sirketlere arka cikanlara goz actirma ALLAHIM
Bakara makara diye dinimizle dalga gecen bakanlardan verme ALLAHIM

Milyar dolarlik saraylar yaptirip, Milyon dolarlik ucaklara binip Kaynak nerede diyenleri helak et ALLAHIM
Ordumuzu bitirip, Kozmik odamizi servis edenlerden sonra da aldandim diyenlerden sen bizi koru ALLAHIM
Hukuksuz, adaletsiz mahkemelerden sen bizi koru ALLAHIM
Milletin parasi ile sefa surenlere, Onursuzlara, Hirsizlara firsat verme ALLAHIM

TURKLUGU bitirmeye calisanlari helak et ALLAHIM

Amin

---
Bu kadar cok ve yurekten gelen hakli duayi duymuyorsa veya aldirmiyorsa eger, oylesi Allahin sadece bir hayal urunu olduguna hukmetmek, (dualar yardimiyla) ondan medet ummak yerine, islerimizi kendi aklimiza, irademize havale etmek daha dogru ve mantikli olmaz mi?!..

28 Nisan 2015
Kemal Rastgeldi


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder