8 Ocak 2016 Cuma

Yılmaz ÖZDİL : Hasan Tahsin...Hasan Karakaya


Yılmaz ÖZDİL : Hasan Tahsin...Hasan Karakaya



15 Mayıs 1919.

Sabah saat 10.

Zırhlılar körfeze demirlemiş, Yunanca "vatan" anlamına gelen yolcu gemisi Patris, adeta turist getirircesine pasaport iskelesine yanaşmış, işgal ordusu "vatan toprağı"mıza ayak basmıştı.

*

İzmir metropoliti Hrisostomos etekleri uçuşa uçuşa geldi, diz çöktü, işgal komutanının çizmesini öptü, Yunan bayrağını öptü, haçını havaya kaldırdı, askerleri takdis ederek, o meşhur vaazını verdi.

*

"Evlatlarım, bugün İsa'nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz, bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız, ben de bir bardak Türk kanı içmekle, onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım, azizler arkanızda" dedi.

*

O sırada…

İnce, uzun, siyah takım elbiseli bir delikanlı fırladı ortaya…

Elinde revolver tabir edilen toplu tabanca vardı.

"Olamaz, böyle güle oynaya giremezler" diye bağırdı.

Bastı tetiğe, peş peşe…

Efsun alayının sancaktarı atının sırtından karpuz gibi düştü.

Adeta zaman durmuştu.

Önce sessizlik, sonra panik yaşandı.

Baktılar ki, tek kişi, sarıverdiler çevresini, ilk süngüyü iman tahtasına sapladılar, sonra neresine gelirse, orasına…

Şehit oldu Hasan Tahsin, henüz 30'unda.

*

Böyle başladı macera.

*

Kanımızı içecek kadar bizden nefret eden Hrisostomos'un asıl ismi Kalafatis'ti.

Bursa Tirilye'de doğmuş, Atina'ya gidip din eğitimi almış, kademe kademe yükselerek, İzmir metropoliti olmuştu.

*

Konstantinopolis başpiskoposu Hrisostomos'un ismini kendisine lakap olarak almıştı.

Onu yaşatıyordu.

"Megalo idea" fanatiğiydi.

*

İşgalden önce Aya Fotini Kilisesi'ni istihbarat karargahına, kilisenin bodrumunu cephaneliğe çevirmişti.

Silah ve mühimmat, insani yardım adı altında geliyor, Aya Fotini'de depolanıyordu.

İşgal başlar başlamaz, İzmirli Rumlar aniden Yunan üniforması giymişti.

İşte o üniformalar da gizli gizli Aya Fotini'de dikilmiş, stoklanmış, işgalden bir gece önce silahlarla birlikte dağıtılmıştı.

İzmir'in işgal edileceği, işgalden iki gün önce, Yunan albay Mavrudis tarafından Aya Fotini Kilisesi'nde İzmirli Rumlara duyurulmuştu.

*

Üç sene böyle geçti.

Her gecenin sabahı var.

İzmir'in dağlarında çiçekler açtı.

9 Eylül'e ulaşıldı.

*

Hrisostomos, bu topraklara ve komşularına ihanetinin bedelini ağır ödedi.

Linç edilerek öldürüldü.

Konak'tan Mezarlıkbaşı'na kadar sürüklendi.

Batarya kuruldu.

Aya Fotini top ateşiyle yok edildi.

*

Sonra…

Yunan kilisesi, Türk kanı içmeyi sevap kabul eden Hrisostomos'u 1993 senesinde "aziz" ilan etti.

*

Sonra…

Atina'da Nea Smyrna diye, Yeni İzmir diye bi semt var.

Bu semte, İzmir'de yok edilen Aya Fotini'nin birebir kopyası yapıldı.

*

Sonra…

Nea Smyrna'daki Aya Fotini Kilisesi'nin bahçesine Hrisostomos'un heykeli dikildi.

Altına "İzmir şehidi" yazıldı.

*

Sonra…

Kıbrıs Rum Kesimi başpiskoposunun ismi, Dimitriou İrodotos'tu.

Kendisine "2'nci Hrisostomos" lakabını aldı.

*

Sonra…

İzmir'de aniden Hrisostomos kitapları yayınlanmaya başlandı.

Bu kitaplarda, Hrisostomos'un aslında ne kadar iyi yürekli bir insan olduğu, kendisinin kasten yanlış tanıtıldığı anlatılıyordu.

İşin ekstra hazin tarafı, bu kitaplar bizzat İzmirli işadamları tarafından yayınlanıyordu.

*

Sonra…

Alsancak'ta Hollanda Kilisesi vardı.

Türkiye Cumhuriyeti devleti armut gibi seyretti, bu Hollanda kilisesi, Yunan Konsolosluğu tarafından 99 yıllığına kiralandı.

Sivri ve üçgen yapısıyla, adeta "ben protestan kilisesiyim" diye bağırır ama, ortodoks kilisesi haline getirildi.

İsmi ne oldu biliyor musunuz? Aya Fotini Kilisesi oldu!

*

Başka isim yoktu çünkü.

İlla Hrisostomos olacaktı.

İlla Aya Fotini olacaktı.

*

Ve, önceki gün…

*

Tam 94 sene sonra, İzmir Kordon'da haç atma töreni yapıldı.

Bu tören en son, 1922'de işgalin son senesinde yapılmıştı.

Bizim sayın medyamızın haberi yoktu ama…

Yunanistan milletvekillerinin de katıldığı tören, Yunan televizyon kanallarından canlı yayınlandı.

*

Bu tarihi ayini kim yönetti?

Evet.

Aya Fotini'nin başrahibi yönetti.

*

(Şunun altını önemle çizeyim…

Üç beş tane Rum vatandaşımız kaldı.

Bu memleketi en az benim kadar severler.

Pekçok Türk ve Müslüman'dan daha hayırlı yurttaşlardır.

Bu vatan ne kadar benim ise, onların da o kadardır.

Amacım asla onları rencide etmek değil.)

*

(Aksine, hayranlığımı dile getirmek istiyorum…

İster Karamanlis gibi sağcı başbakan yönetsin, ister Papandreu gibi solcu başbakan yönetsin, ister Çipras gibi komünist başbakan yönetsin, temel hedefleri asla değişmeyen Yunanistan'a takdirlerimi ifade ediyorum.)

*

(Yunan kilisesi, teee Konstantinopolis'i unutmazken, teee Hrisostomos'u yaşatmaya çalışırken, teee Aya Fotini'yi diriltirken…

Bizim diyanetin, Atatürk'ün ismini bile hutbelerden çıkardığını hatırlatmak istiyorum.)

*

(Yunan dincileri megalo idea'yı hayata geçirmek için nesilden nesile çaba harcarken…

Bizim dincilerin, kendi cumhuriyetlerini yıkmak için nasıl çırpındığına dikkat çekmek istiyorum.)

*

"Hasan Tahsin Cumhuriyeti"nin hangi aymazlıklar neticesinde "Hasan Karakaya Cumhuriyeti"ne dönüştüğünü görelim diye yazıyorum.

*

Yurtsever gazeteci Hasan'dan akitçi Hasan'a nasıl savrulduğumuzu idrak edelim diye yazıyorum.

*

Demem o ki…

"Zulüm 1938'de son buldu" diyen şeriatçı Akit gazetesine taziyede bulunan genelkurmay'ın, Aya Fotini'ye de tebrik mesajı göndermesinde fayda var gari!




a45UyF587661-160108115642 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/01/08  12:20 2  65  undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com

 

Veritatem dies aperit
Zaman gercegi aciga cikarir.

Latin Atasozu

Tek carenin galiplerle uyusmak ve anlasmak olacagi bu kafasizlarca ne zaman anlasilacak?-

Yazar Refi Cevat Ulunay - 23.03.1920

Marmaray: Japon u sev, Japon a guven

14 Subat 2014

Yilmaz Ozdil: Gerekirse yuzerek gecerim, bunlarin yaptigi tup gecitten gecmem. Marmaray i Japonlar yapti. Ozdil in bunlar derken kastettigi ise sanirim hukumet. Japonlara kin duymasi sacma olurdu, tabii Pearl Harbour baskininda bir yakinini kaybetmediyse.Ama, dedigim gibi, sonucta isi Japonlar yapti, biz sadece kurdele kestik. Iyi de kestik aslinda. Genel olarak kurdele kesmede fena olmadigimizi dusunuyorum. Bugune kadar ne yurticinde ne yurtdisinda cok kotu kurdele kesiyorlar, bunlarin kurdele kestigi tesisten sut icilmez diyeni gormedik. Japonlar utangac insanlar, yerleri dar, eglenceleri az, bizim gibi plajlari, yaylalari yok. Sigismislar yirmi milyon Tokyo ya, bilim uretmekten baska ne yapsinlar? Iste bu adamlara ben guvenirim.

Isvicrelilere mesela hic guvenmedim. O yaptiklari arastirmalara da, bulduklari sonuclara da hep ihtiyatla yaklasiyorum. Neden? Dunyanin en mureffeh ulkesinde yasiyorlar, yani baslarinda Alpler, cikolatalar, sekerler, yaz geldi mi ver elini Italya sahilleri. Bu kadar genis, rahat insandan korkacaksin. Mirasyedi gibi tipler. Hic calismayana bizdeki genel mudurun maasini veriyorlar. Bizdeki de calismiyor gibi gorunebilir ama sonucta genel mudur. Bakani karsilamak, valiyi karsilamak, kaymakami karsilamak, ihtiyar heyetini karsilamak gibi yukumlulukleri var. Bunlar zaten adamin butun gununu aliyor.

Millet AIDS ten kanserden tel tel dokulurken, iste bu Isvicreliler gidiyorlar kisa boylularin uzun boylulara gore kansere yakalanma riskinin daha az oldugunu ortaya cikaran, kimsenin inanmayacagi, inansa bile bu bilgiyle ne yapmasi gerektigini bilmeyecegi abidik gubidik sozde bilimsel arastirma yapiyorlar. Bahsi gecen arastirmayi ben uydurmadim, gectigimiz aylarda gazeteler yazmisti. Bir Allah in kulu da cikip Eyyyy Isvicreli bilim insani, yillarca ugrastin durdun, bir suru butce aldin universiteden, kisasiyla uzunuyla insanlari topladin, bu insanciklari aylarca laboratuvalardan laboratuvarlara kosturdun, peki su elde ettigin sonucla ne yapacagiz? Uzunsak boyumuzu mu kisaltalim, kisaysak kalkip gobek mi atalim? Bir delikanli cikip bunu o bilim adamlarinin yuzune soylemedi. Soylese de degisen bir sey olmaz gerci. Piskin piskin siritip Butce verdiler yaptik derler. Bu adamlari iyi taniyin.

Ote yandan, son zamanlarda bilim adamlarinin kisa boylularla ilgili yok kansere daha az yakalaniyorlar, yok kalp krizi riskleri daha az, yok uzun omurlu oluyorlar gibi aciklamalarini da samimi bulmadigimi soyleyeyim. Bunlar tamamen kisa boylular uzulmesin diye, bir nevi boydan kaybettiniz ama baska yerden kazandiniz mesaji. Yemezler. Ben uzun boyluyum, gerekirse alti ay daha az yasarim ama uzun yasarim. Son cumlemde mantik hatasi yoktur.

Konudan saptim ama muhtemelen bu benim hatam degil, eminim uzun boylular konudan sapmaya daha meyillidir. Hadi gene iyisiniz Isvicreliler, bakin bir konu daha cikti size. Siz onu arastiradurun, biz de bu sirada sevgili Japonlara donelim. Japonlar. Japonlarimiz. Eminim ki vakti zamaninda Orta Asya daki Turk hakanlari Cinli prenseslerle evlenmek yerine bu sevimli Japonlarin prensesleriyle evlenseydi ortaya saglam bir nesil cikabilirdi. Turk un zekasiyla Japon un caliskanliginin birlestigini dusunun. Efsane olabilirdi. Nasip degilmis.

Japon a guvenirim. Niye? Adamlarda seref olgusu var. Basarisiz oldugunda veya serefine halel getirecek bir durumda intihar ediyor. O yuzden Japonlarda cok uzun yasayana iyi gozle bakilmaz. Bunca yil hic mi gururuna dokunan bir sey olmadi diye sorarlar adama. Ne genis adammissin, yaziklar olsun derler. Ben Japon a ailemi bile teslim ederim. Hem boylece biraz kafa dinlemis olurum.

http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder