Üniversiteden mezun olan genç finansçıya bari bu yazıyı okutun!
Ülkemiz finans piyasası gelişmiş ülke piyasalarından bir konuda giderek daha fazla ayrışıyor. Piyasalar, yatırımcıların varlıklarını arttırıp zengin ettikleri yerler olarak bilinirken biz de tam tersi. Adete yatırımcıları fakirleştiren bir yapı olarak hizmet ediyorlar. Piyasalardan getiri elde eden bir yatırımcı bulmak neredeyse imkansız.
Hisse senedi portföylerini yönetenler enflasyon oranında bir getiri bile yakalayamazken, yatırımcıları sürekli alım satıma yönlendirerek kendi karlarına kar katıyorlar.
Eleştirilen bir diğer piyasa oyuncusu yatırım fonları. Şimdilerde buna emeklilik fonları da eklendi. Yönetim ücretleri piyasa getirilerine göre son derece yüksek seviyede. Fon yatırımcıları hiçbir şey kazanamazken bu fonları yönetenler zahmetsizce getiriler elde ediyor. Serbest fon mantığı zaten yok... Yani fon piyasamız da hisse senedi piyasamız gibi yatırımcıyı değil yöneticiyi zengin ediyor.
Son dönemlerde yöneticiyi zengin eden bir diğer yatırım aracı forex. Yatırımcının tüm parası kısa bir süre içinde yöneticinin cebine giriveriyor. Nefis bir pazar; yatırımcı açısından değil ama.
Aklınıza gelecek diğer yatırım enstrümanlarında da aynı durum. Yönetenler yatırımcılardan daha fazla kazanır durumda. Büyük bir çelişki. Üstelik de çok üzücü. Üniversitelerden mezun olup finans dünyasına atılan genç finansçılarla konuşurken bu çelişkiyi tüm yönleriyle anlıyorsunuz. Büyük hayallerle finans sektörüne atılan genç finansçılar bu durumdan son derece mutsuzlar. Birçoğu geç olmadan başka bir sektöre geçmeye çalışıyor. Finans sektörümüz tam bir değirmene dönmüş halde. Onca bilgiyle üniversitelerden mezun olan genç finansçılardan sektörün beklediği tek şey müşterinin parasını yöneticinin parasına en kısa sürede dönüştürme becerisi...
Finans sektörüne girmeyi düşünen biriyseniz ya da hala bu sektörün ne olduğunu tam olarak anlamadıysanız çok açık şekilde yeniden anlatalım. Daha iyi anlamak istiyorsanız beyninizdeki incir yapraklarını birkaç dakikalığına lütfen kaldırın.
Ekonomist P.G.Moffatt ve S.A.Peters, fahişelik hizmetleri ile ilgili geri bildirimleri kaydeden "Punternet" adlı internet sitesini incelerler. Fahişelere, seks hizmeti karşılığı ödenen paraları detaylı bir analize tabi tutarlar. Ulaştıkları bulguları "Pricing Personal Services" adlı makale ile duyururlar. Sonuçlar gerçekten çarpıcıdır.
Moffatt ve Peters yaptıkları araştırmalarda, fahişelik hakkında bilinen en önemli gerçeği ters yüz eden bir sonuca ulaşırlar. Fahişelerin hizmetleri karşılığı tahsil ettikleri ücretleri inceleyen ekonomistler, çirkin fahişelerin güzel fahişelerden daha yüksek ücret aldığını tespit ederler. Yani başka bir deyişle, erkekler çirkin fahişelere güzel ve çekici olanlardan daha yüksek ücret ödemektedir. Bu sonuç hiç rasyonel değildir, ama gerçektir. Peki ama neden? Neden çirkin fahişelere güzel olanlardan daha fazla ücret ödenmektedir?
Ekonomistler Moffatt ve Peters sorunun yanıtını bulmak için araştırmaya devam ederler. Fiyatları ve geri bildirimleri detaylı olarak yeniden inceleyip fahişelerle görüşmeler yaparlar. Sonunda sorunun yanıtına ulaşırlar: Çirkin fahişeler, müşterinin tekrar geleceğini düşünmedikleri için alabildikleri en yüksek ücreti almaktadırlar. Öte yandan çekici fahişeler müşteri memnuniyetini düşünerek fiyatı belli seviyelerde tutmakta ve müşterinin tekrar kendilerini tercih etmesini beklemektedirler.
Finans sektöründe çalışan, çalışmayı düşünen ya da sektörü uzaktan anlamaya çalışan arkadaşım, sözü uzatmaya hiç gerek yok. Bu piyasa yukarıda okuduklarından farklı bir şey değildir. Çirkin fahişelerin yüksek ücret alması gibi bir mantıkla işler. Amaç müşteriden alınabilecek en yüksek ücreti almaktır. Çünkü müşterinin yeniden gelip gelmeyeceği kimsenin merak ettiği bir soru değildir. Kimsenin umurunda da değildir.
Unutulmamalıdır ki, iyi işleyen bir piyasada, müşteri memnuniyetini arttıran her bir özellik bir fiyat artışı sağlamalıdır. Bu prensip işlemiyorsa elde edilen gelirler gerçekçi değildir. Tıpkı bizim piyasalarımızda olduğu gibi.
Piyasalarımız maalesef böyle. Olan büyük hayallerle üniversiteyi bitiren genç finansçılara oluyor. Elimizden gelen tek şey bu: Üniversiteden mezun olan genç finansçıya bari bu yazıyı okutun!
a45UyF587661-160226130547 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/02/26 13:10 1 39 undefined undefined Milli_Haber@googlegroups.com
Moderatör arkadaşlara seslenmek istiyorum.
İlettiğim epostaların grup konseptine ve ilkelerine aykırı olduğunu düşünen var ise beni ikaz etsin.
Kullanmakta olduğum eposta listesini henüz güncelledim.
Olabildiğince dikkat etmeye çalıştım.
Ancak, hatalar olabilir, epostalarım rahatsızlık sebebi olabilir.
Bunun için şimdiden özür diler, sıkıntı var ise geri dönüşler beklerim.
Selamlar.
Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
IKI SES
. . . . . .
Disaridan herkes:- Gormemis ol, savas!
Icimden bir ses:-Konus! Konus! Konus!
Disaridan herkes:-Boyle uslu, yavas...
Icimden bir ses:-SAVAS! SAVAS! SAVAS!
Disaridan herkes:-Tikirinda isin...
Icimden bir ses:-Dusun! Dusun! Dusun!
Disaridan herkes:-Bugune uy,barin...
Icimden bir ses:-Yarin! Yarin! Yarin!
Cahit Sitki TARANCI
EN AM SURESI - 38 AYET. Kitapta biz, hicbir seyi ek$ik birakmadik..
NUR SURESI - 46 AYET Andolsun ki, biz, bilmediklerinizi size acik secik bildiren ayetler indirdik
***
BAKARA - 159 - apacik ayetleri Kitap ta aciklamamizdan sonra onlari anlamazsiniz diyenler var ya,
Degisen Dil ve Insan
Kitabimi az insanlar ve az yillar icin yaziyorum. Uzun omurlu olabilmesi icin daha saglam bir dille yazilmasi gerekirdi. Bizim dilimizin bugune kadarki surekli degismelerine bakilinca, elli yil sonra simdiki halinde kalacagini kim umabilir? Her gun elimizden kayip gidiyor benim yasadigim yillar icinde yari yariya degisti. Simdi artik olgunlasti diyoruz; her cag kendi dili icin oyle der. Hep boyle kacip degistigi surece ben dilimizin bugunku halinde kalmasini ozlemem. Dyi ve yararli yazilar onu kendilerine baglayabilirse baglar, gorecegi ragbet de devletimizin kaderine gore degisir. Onun icin kitabima hic cekinmeden kisisel bircok yazilar koyuyorum. Bunlar bugun yasayan insanlarin isine yaramakla kalir ve orta anlayistan ote ozel bilgileri olan kimi insanlari ilgilendirir. Gordugum bircoklari gibi benim ardimdan da olur olmaz sozler edilmesini istemiyorum dogrusu: Soyle dusunurdu, boyle yasardi; sunu ister, bunu istemezdi; olurken konussa buna sunu der, suna bunu verirdi; onu benden iyi taniyan yoktu, gibi. Kitabimda edep kurallarinin izin verdigi olcude egilimlerimi, sevgilerimi az cok belirtiyorum; bilmek isteyene sozlu olarak daha da serbestce ve ictenlikle acikliyorum duyup dusunduklerimi. Ama bakmasini bilen bu anilarimda her seyi soyledigimi, gosterdigimi gorur. Gorenlere kisacik gostermeler yeter Ust tarafini kendin bulabilirsin. Istenecek, aranip bulunacak hicbir sey birakmiyorum kendimden. Sozum edilecekse, dogru durust, gercege uygun edilmesini istiyorum. Ovmek icin de olsa beni oldugumdan baska turlu gostermek isteyeni yalanlamak icin obur dunyadan seve seve kalkar gelirim. Yasayanlardan bile olmadiklari gibi soz edildigini gormekteyim. Yitirdigim bir dostumu (La Boetie) var gucumle desteklemeseydim, bin bir turlu suret biceceklerdi ona.
Michel de Montaigne : Denemeler
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder