- Kaçıranlar için son kez: Hasan Mezarcı- Reha Muhtar meydan muharebesi
- Moon'a baktım my moon gördüm...
- Mezarcı'yı tanıyabildiniz mi.
Beyaz Show Reha Muhtar Hasan Mezarcı Komik Anlar ...
https://www.youtube.com/watch?v=U3__K_ap-f4
1 Oca 2013 - MeyvePro tarafından yüklendi
Beyaz Show Reha Muhtar Hz İsayım Diyen Hasan Mezarcı En Komik Halleri.
Hasan Mezarcı - Reha Muhtar - YouTube
https://www.youtube.com/watch?v=Qcj7pOm3nNU
3 Nis 2012 - Okan Çelik tarafından yüklendi
Fıkrasına gülünmeyen adam Hasan Mezarcı'yle ilgili yazım için sitemi ziyaret edebilirsiniz.
REHA MUHTAR FIKRASINA GÜLÜNMEYEN ADAM ...
https://www.youtube.com/watch?v=MWzER9mBjdg
11 Mar 2012 - Emre Arslan tarafından yüklendi
REHA MUHTAR FIKRASINA GÜLÜNMEYEN ADAM ... 19 Yıl önce Hasan Mezarcı, Yalçın Küçüğe ...
Hasan Mezarcı Reha Muhtar avi - YouTube
https://www.youtube.com/watch?v=Mteql-pOnrA
27 Şub 2014 - son dakika haberler tarafından yüklendi
Hasan Mezarcı Reha Muhtar avi. son dakika ... 19 Yıl önce Hasan Mezarcı, Yalçın Küçüğe Ergenokunu Anlatırsa ...
Kaçıranlar için son kez: Hasan Mezarcı- Reha Muhtar meydan muharebesi
Gani MÜJDE
İyi günler sayın Mezarcı.
- İyi günler sevgili ümmetim.
- Efendim geçmiş olsun, Allah acil şifalar versin ama duyduğumuza göre Mesih olmuşsunuz doğru mu?
- Eeee doğru tabi ama herkese nasip olan bişey değil bu.
- Balatayı sıyırdınız mı her şey olabiliyorsunuz bu ülkede efendim? Banu Hanım da kendini Afrodit ilan etmişti. Tam ona alışırken siz çıktınız. Sahi sizin balatalar ne durumda?
- Ne demek istediğinizi anlıyorum ama ben peygamberim. Sizinle tartışmaya girmem. Yaşar Nuri'yi çıkartın karşıma onunla konuşayım.
- O da mı peygamber efendim?
- Aslında saçlarını uzatıp peygamber olmaya niyet etmişti ama kel olduğu için vazgeçti. Şimdi sadece arkaları uzatıyor.
- Siz saçlarınızı neyle muhafaza ediyorsunuz efendim?
- Eskiden ricoys yıka ve çık kullanıyordum ama peygamber olup bu mertebeye çıktığım için artık yıka ve çık kullanmıyorum. Dalin beybi şampuan kullanıyorum efendim. Zira göz yakmıyor. Zaten bir peygamberin saçlarını yıkarken gözlerinin yanması kendi açısından da karizmayı çizdiren bir durum.
- Peki asanız da bu karizmanın bir parçası mı? Nedir efendim o? Gerçi herkesin elindeki kendine ama devrek bastonu mu o asa? Çok merak ettik.
- Bu bastondan size ne Reha bey. Ucu bi yerinize mi değdi?
- Hayır efendim bir haberci olarak soruyorum.
- Buradaki gerçek haberci benim. Ben Mesih'im. Kıyametin geldiğini haber vermeye geldim.
- Kıyamet yakın mı efendim?
- Evet kahve falıma baktılar geçen gün. Üç vakte kadar kıyamet görünüyor.
- Nasıl olacakmış efendim bu kıyamet? Bir haberci olarak sizden dinlemek isteriz.
- Efendim bunun alametleri vardır. Birinci alamet Mesih'in gelmesidir. İkinci alamet Banu Alkan'ın Neremy adlı parfümünü çıkarmasıdır. Üçüncü alamet Jardel'in defansa kadar gelip top çıkartmasıdır. Şu ana kadar bu üç alamet de gerçekleşmiş oldu çok şükür bu yüzden kıyamet yakındır.
- Peki bu arada Mehmet Ali Ağca da Mesih olduğunu ilan ediyor. Biz hanginize inanalım şaşırdık efendim.
- Ben hükümete başvurdum. Mehmet Ali Ağca ile tarafsız sahada beşer penaltı atışacağız. Güçlü olan kazansın efendim.
- Peki devletten kıyak emekli maaşı aldığınız doğru mu?
- Ermiş deme değilim, çatlaka değilim ben Mesih'im. Sadece Mesih'im... Hazır kaaart... Ayrıca Meclis Süleyman Bey'in yeğenine kıyak yapıyor da, Allah'ın peygamberine kıyak yapmış çok mu?
- Peki bu aralar hiç doktora gittiniz mi?..
- Gittim Reha Bey. Sizinle evlenmemde bir mahsur olmadığını söyledi doktorum. Taş gibiyim evelallah.
- Allah kurtarsın efendim.
- Yapmayın Reha bey. İkimiz de aynı gemideyiz. Gel anlaşalım. Ben kendimi Mesih ilan edeyim. Sen kendini haberciliğin duayeni ilan et. Gül gibi geçinip gidelim. Tartışmaya ne gerek var yahu?
Ayrıca sıkıldım. Ben bu yayını burada bitiyorum kardeşim.
(Ekran kararır. Reha Bey ekranda tek kalır ve beklenen yorumu yapacaktır)
- Vah vaaah, Vah vaah... Efendim şimdi bi şey söyliyicem RTÜK gene bizi kapatacak en iyisi Alo Reha Muhtar hattından beni arayın da tek tek söyleyeyim. Hepinize iyi akşamlar. Her nerede Mesihliğinizi ilan ediyor veya ettiriliyorsanız şen ve esen kalınız...
Yeni kitabım çıktı siz aldınız mı?
"Ya Benimsin Ya Toprağın Ya Da Arasını Bulalım" adlı yeni kitabım kitapçı vitrinlerinde yerini aldı. Gribe karşı iyi gelen papicameros kağıdından yapılan kitabımı ayrıca sıcak havalarda serinlik yelpazesi olarak da kullanabilirsiniz.
Bu kitabımdan 15 tane alır da üst üste koyarsanız merdivene ihtiyacınız kalmaz.
Maçlarda minder, konserlerde kağıttan uçak, at yarışlarında eskiz defteri olarak kullanabilirsiniz.
Daha naapiyim ben sizin için.
Moon'a baktım my moon gördüm...
Hasan Mezarcı buyurmuş. "Aralık ayının 7'si ile 17'si arasında aya bakan benim suretimi görecek" demiş.
Mezarcı'nın hikmetinden sual olunmaz deyip ben de hazretin suretini yakından görmek için Ortaköy meydanında yerimi aldım.
Meydanda "mesihin" ayın sathına vurmuş kabak çiçeği misali suretini görmek için yanıp tutuşan birkaç mürit daha vardı.
Ay bulutların arasından çıktıkça heyecanlanıyor, Ortaköy meydanında coşkulu bir haykırışla bağrışıyorduk.
"İşte işte kellesi göründü"
"Maşallah burnu da pek iriymiş"
"Kız burnu diil ki o"
"Ben kulaklarını gördüm"
"Hadi dua edelim. Ay gördüm Allah amentübillah"
***
Mesih olmak kolay değil elbet.
Ben peygamberim diye ortaya çıktın mı mucize ile peygamberliğini pekiştirmen gerek.
Çünkü müritler habire bastırıyorlar Mezarcı'ya.
"Mucize ya Mesih Mezarcı"
"Lan oğlum şurda bir elimde asa, bir elimde ayna umrumda mı dünya deyip tencereyi kaynatıyoruz. Başlatmayın mucizenizden" dese bir inançsızlık dalgası gelip savuracak müridi mürşit takımını.
Bu yüzden bir mucize sallamak zorunda hissetti kendini ve "aya bakan beni görecek" diyeyim de çıkayım işin içinden diye düşündü zahir.
Şahsen ben iki gün boyunca aydan gözlerimi ayırmadım.
Bir kez Kaleci Rüştü'yü, bir kez Reha Muhtar'ı, bir kez de Naomi Hanım'ı görmeme rağmen bir türlü mesih Mezarcı'yı göremedim.
Çevremdekiler ise ayın her göründüğü an basıyorlardı çığlığı.
"İşte öpülesi alnı da çıktı mübareğin"
"Ay gördük Allah amentübillah"
"Ben niye görmüyorum yaaa?"
"Nasıl görmezsin abi? İşte kaşları, işte Ricoysla yıkanmış uzun saçları, işte asası..."
"Çantalara dikkat edelim abi"
"Yılan derisi çantalarda da görünüyor mu sureti acaba?"
***
Mucize gözlerimin önünde gerçekleşiyor, bense mucizeyi ıskalıyordum.
Moon'a bakıyordum, sadece my moon görüyordum.
Üstelik Mezarcı'nın yeni bir mucizeye ihtiyacı olmadığına inananların başında geliyorum ben.
Çünkü Hasan Mezarcı ilk mucizesini daha önce göstermişti bile.
Atatürk'e küfreden ve ceza alıp yurtdışına kaçan Mezarcı'ya Atatürk'ün kurduğu devlet hala tıkır tıkır maaş ödüyordu.
Bundan büyük mucize mi olur canım?
Gani Müjde WebCam
Dayımın çocuğunun Kosova'dan getirdiği hediyeler arasında en ilginci bu su tabancası.
Ben karşı daireye doğru ateş ettim karşı evden su çıktı...
Güzel bir oyuncak.
Ama eskiden daha güzeldi. Çay getirirlerdi içerdik...
Akü
...Ne kadar översek az
Akü şoförlere haz,
En kıymetli bir cihaz
Otomobillerde akü...
Enver Tuncalp -Teknolojide teknik şiir denemeleri
(Arif Takvimi - Parantez Yayınları)
Aklıma Takılan sorular:
Dünya güzellik yarışmasında üçüncü olan Türk kızı için İngilizce bilseydi dünya güzeli olurdu ne demek Allah aşkına?
Eğer İngilizce bilmek dünya güzeli olmak için yeterliyse Limasollu Naci veya Reha Muhtar'ı gönderelim o zaman.
İşinizi nasıl kaybedersiniz?
Fotoğrafa dikkatli bakarsanız adamın neden kovulduğunu daha iyi görebilirsiniz...
Siz bu yazıyı okurken
5 milyon kilo patates, 4 milyon kilogram ekmek, 650 bin kilo et 600 bin kilo balık, 20 bin kilo şeker yendi...
Mezarcı'yı tanıyabildiniz mi
Kaçak olarak yaşadığı Almanya'da kendini Mesih ilan eden Hasan Mezarcı, saçlarını uzatıp sarıya boyattı, bir de küpe taktı
Kapatılan Refah Partisi'nin İstanbul milletvekili olduğu dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e "veledi zina" diyerek büyük tepki toplayan Hasan Mezarcı, iltica ettiği Almanya'da kendini Mesih ilan edince yine gündeme oturdu.
Atatürk'e hakaret etmek suçundan ve laiklik karşıtı sözleri nedeniyle hakkında çok sayıda dava açılan, verilen hapis cezalarının büyük kısmını çekmeden yurtdışına kaçan Hasan Mezarcı, eski Mezarcı'nın öldüğünü söyleyerek kendisinin artık "Mesih" olduğunu ileri sürdü. Almanya'da kaçak olarak yaşayan Mezarcı, 18 Mart 2000 tarihinden itibaren ziyaretine gelenlere Hazreti İsa olduğunu söylemeye başladı.
GÖKTEN GELDİĞİ GÖRÜLDÜ!
Hazreti Yusuf'a da peygamberliğinin cezaevinde geldiğini hatırlatan Mezarcı, cezaevinde olduğu dönemde Allah tarafından perde açıldığını iddia etti ancak 3 yıldır bunu açıklamasına Allah'ın izin vermediğini ileri sürdü. Almanya'da kaçak yaşayan Mezarcı, bu açıklamayı yapmadan önce gökte görülmeye başlandığını ileri sürerek "Mısır'dan İsveç'e kadar birçok insan tarafından Mesih olduğum ve gökten geldiğim görüldü. Uykuda ve uyanıkken görenler oldu. Bu benim elimde değil, Allah istediği kadar insana gösterecek" diye konuştu.
Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim gibi küpe taktığını ifade eden Mezarcı, ilk üç parmağını göstererek yaptığı işaretin Mesih işareti olduğunu ve bunu Ankara DGM'de yargılanırken de yaptığını iddia etti. Kendini Mesih ilan ederek tüm dikkatleri yeniden toplamayı hedefleyen Mezarcı'nın siyaset hayatı da iniş çıkışlarla dolu. Atatürk'e söylediği çirkin sözlerin ardından İstanbul Milletvekili olduğu Refah Partisi'nden de ihraç edilen Hasan Mezarcı, cezalarını tamamlamasının ardından kaçtığı Almanya'da açıklamalarını sürdürmüştü.
PARTİ DE KURACAKTI
Hasan Mezarcı, "Yeni Yapılanma Hareketi" adı altında bir parti kuracağını da söylüyordu. Harekette DYP'den ayrılan Erzurum Bağımsız Milletvekili Abdülmelik Fırat, eski MİT görevlisi Prof.Dr. Mahir Kaynak'ın da adlarının geçiyordu. Mezarcı kaçak olarak yaşadığı Almanya'da partinin programını hazırladığını belirterek "Şartlar uygun olduğu takdirde Türkiye'ye döneceğim" diyordu
http://arsiv.sabah.com.tr/2000/11/23/g01.html
a45UyF587661-160304134747 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/03/04 15:00 1 39 undefined undefined Milli_Haber@googlegroups.com
Moderatör arkadaşlara seslenmek istiyorum.
İlettiğim epostaların grup konseptine ve ilkelerine aykırı olduğunu düşünen var ise beni ikaz etsin.
Kullanmakta olduğum eposta listesini henüz güncelledim.
Olabildiğince dikkat etmeye çalıştım.
Ancak, hatalar olabilir, epostalarım rahatsızlık sebebi olabilir.
Bunun için şimdiden özür diler, sıkıntı var ise geri dönüşler beklerim.
Selamlar.
Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
Okuma zevkini kazanmayanin ogrenimi yarida kalmistir.
P.PEACUT
Meryem in kardesi
MERYEM 19/27-28.cocugu alip kavmine getirdi, onlar: meryem!
Utanilacak bir sey yaptin.
Ey harun un kizkardesi!
Baban kotu bir kimse degildi, annen de iffetsiz degildi dediler.
DOGA YASALARI UZERINE DUSUNCELER -11-
Artik, cift yarik deneyinin ve kurantum alan kuramlarinin daha ileri seviyede yorumlarina gecilebilir. Once Dr Stephen Hawking den alintilar yapacagim. Yazi dizimin sonunda ise John Gribbin in kuantum fizigi ile ilgili bazi yorumlarina ve genel yorumlara yer verecegim. Alintilara devam ediyorum. (Buyuk Tasarim. S.Hawking-LMlodinow)
Einstein belirsizlik ilkesinden rahatsiz olmus ve Tanri nin evrende zar atmadigini soylemisti.
Kuantum fizigine gore ne kadar bilgiye veya ne kadar guclu bir hesaplama yetenegine sahip oldugumuz hic fark etmiyor. Fiziksel sureclerin sonuclarini kesinlik dahilinde ongormek mumkun degildir cunku onlar kesinlik dahilinde belirlenmemistir. Tersine, bir sistemin baslangic kosullarini bilsek bile, doga o sistemin gelecegini temelde belirsiz bir surec yoluyla saptar. Bir baska deyisle, en basit durumlarda bile doga bir surecin veya bir deneyin sonuclarini dikte etmez. Bunun yerine, her biri belirli bir gerceklesme olasiligi tasiyan cok farkli senaryolara izin verir. Bu, Einstein in yorumu ile Tanri nin zar atmasi gibi bir seydir. Bu dusunce Einstein i rahatsiz etmis, kuantum fiziginin kurucularindan biri olmasina ragmen, sonradan elestirmeye baslamistir.
Daha bu ilk cumlede Dr Hawking meselenin ozune inmis durumda. Kuantum fizigindeki belirsizlik, bir hesaplama ek$ikligi degildir. Doganin bagrinda yatan bir gercekliktir. Einstein bu durumu sadece elestirmekle kalmadi, kuantum fiziginin belirsizlik ilkesini curutmek icin calismalar da yapti. Mesela kutudaki saat dusunce deneyi gibi. Fakat Niels Bohr, olcumler ne kadar hassas yapilirsa yapilsin momentum bilgisinde belirsizlik olacagini gostererek bu deneyin bir ise yaramiyacagi cevabini verdi. Derken ortaya EPR Paradoksu denen bir olgu daha cikti ve kuantum kurami bir zafer daha kazandi. Aslinda her sey daha da gariplesiyordu. Madem ki, yaptigimiz gozlem bir partikulun hizi ve konumu konusunda belirsizlige yol aciyordu, o zaman iki ayri parcacik uzerinde calisilarak bir sonuca ulasilabilirdi. Einstein sunu onerdi:
Birbirleriyle etkilesim icine girip sonra birbirinden ayrilarak ucan ve deneyci onlardan birini arastirmaya karar verene kadar baska hicbir seyle etkilesim icine girmeyecek iki parcacik hayal edin. Her bir parcacigin kendi momentumu var, her biri uzayda bir konumda yerlesmis durumda. Kuantum kurami kurallari cercevesinde bile iki parcacigin toplam momentumunu ve birbirlerine yakin olduklari zaman aralarinda bulunan mesafeyi tam olarak olcmemize izin vardir. Cok daha sonra parcaciklardan tekinin momentumunu olcmeye karar verirsek oteki parcacigin momentumunun ne olmasi gerektigini otomatik olarak biliriz, cunku toplamin degismemesi gerekir.
EPR-paradoksu
EPR paradoksu adi verilen dusunce deneyi bir sistem uzerinde olcum yaparak diger sistemde olculmeyen bir degeri tahmin etmeye dayanir. Bu konuda fizikciler ikiye ayrilmislardir.
Einstein kuantum mekanigininin henuz tamamlanmadigini dusunuyordu. Cunku ona gore, ortada bir sacmalik vardi. Eger kuantum mekaniginin Kopenhag yorumuna sapilirsa, iki sistemdeki olcum sureclerinin, aralarinda mesafe olsa dahi, birbirlerini etkiledigini kabul etmemiz gerekiyordu. Sunlari yazdi:
Kopenhag yorumunu kabul ederseniz o zaman bu yorum, ikinci sistemdeki konum ve momentumun gercekligini, ikinci sistemi herhangi bir sekilde etkilemeyen ilk sistem uzerinde yapilan olcme surecine bagli kilar. Akla yakin hicbir gerceklik tanimi buna izin veremez.
Buna benzer dusunce deneyleri ve itirazlar sonucu, kuantum fiziginin degi$ik yorumlari gelistirilmeye baslandi. O yorumlar en son bolumlerde derli toplu bir sekilde ozetlemeye calisacagim. Dr Hawking den alintiya devam ediyorum.
Kuantum fizigi doganin yasalarla yonetildigi dusuncesini yikmaya calisiyor gibi gorunebilir, ama durum bu degildir. Tersine, yeni bir determinizm anlayisini kabul etmemiz icin bize yol gosterir. Doganin yasalari belirli bir sistem icin kesin bir gecmis ve gelecek saptamak yerine, farkli gecmis ve gelecek olasiliklari saptar. Bu durum bazilarinin hosuna gitmese de, bilim insanlari kendi onyargili dusuncelerini degil, deneylerle uyum gosteren kuramlari kabul etmek zorundadir.
Bilimin bir kuramdan bekledigi ilk sey test edilebilir olmasidir. Kuantum fizigine ait ongorulerin olasiliksal dogasi, bu ongorulerin dogrulanmasinin olanaksizligi anlamina gelseydi, kuantum kuramlari gecerli olarak nitelenemezdi. Ancak ongorulerin olasiliksal dogasina ragmen kuatum kuramlarini test edebilmekteyiz. Ornegin bir deneyi pek cok kez tekrar edebilir, farkli sonuclara ait frekanslarin ongorulen olasiliklara uydugunu dogrulayabiliriz. Kuantum fizigi bize hicbir seyin asla kesin bir noktada saptanamayacagini soyler, eger aksi olsaydi momentumdaki belirsizligin sonsuz olmasi gerekirdi. Aslinda kuantum fizigine gore, her parcacigin evrenin herhangi bir yerinde bulunma olasiligi vardir. Yani cift yarikli deney duzeneginde belirli bir elektronu bulma sansi cok yuksek olsa da, o elektronu Alpha Centauri sisteminin en uzak kosesinde veya ofisinizin kafeteryasinda yediginiz borekte bulma sansi her zaman vardir. Sonuc olarak, bir kuanta parcasina tekme atarak ucmasina izin verirseniz, onun tam olarak nereye gidecegini onceden soyleyebilmenizi saglayacak herhangi bir bilgi veya yetenek soz konusu degildir. Ancak, deneyi pek cok kez tekrarlarsaniz, elde ettiginiz veriler onu bulabileceginiz degi$ik noktalarin olasiliklarini yansitacaktir. Deneysel fizikciler bunun gibi deneylerin sonuclarinin kuramin ongoruleriyle uyustugunu dogrulamaktadir.
Simdi, olasilik kavramina geldik. Burda cok dikkat edilmesi gerekiyor. Ele alinan olasilik, bir piyango cekilisine benzeyen olasilik kavrami degil. Bu rastlantisalligi iceriyor ama ondan farkli yonleri de var. Devam ediyorum.
Kuantum kuramindaki olasiliklar farklidir. Dogadaki temel rastlantisalligi yansitir. Doganin kuantum modelini olusturan ilkeler, sadece gundelik deneyimimize degil, gerceklik hakkindaki sezgisel kavramlarimiza da terstir. Ancak kuantum fizigi gozlemlerle uyum icindedir. Hicbir sinamada basarisizliga ugramamistir ve bilimde kuantum kadar cok sinanan bir baska kuram yoktur.
Kuantum kuraminin olasilik anlayisi top ornegindeki rastgele cekim mantigina benzer gibi gorunse de, farkliliklar var. Bu yeni olasilik anlayisinda, gozlemcinin secime karismasi gibi bir olgu da soz konusu.
1940 li yillarda Richard Feynman in kuantum ve Newton fiziginin farkliligi hakkinda sasirtici bir yaklasimi vardi. Cift yarik deneyindeki girisim oruntusunun nasil olustugu sorusu ilgisini cekmisti. Animsayalim, iki yarik da acikken gonderdigimiz partikullerin olusturdugu goruntu, ilkinde yariklardan yalnizca birinin, ikincisinde digerinin acik oldugu iki deneyin sonucunda elde edilen oruntulerin toplami degildir. Her iki yarik acikken bir dizi acik ve karanlik seritler elde ederiz ve karanlik seritlere hic parcacik ulasmamistir. Sanki parcaciklar, kaynaktan ekrana yaptiklari yolculuklarinin bir yerinde her iki yarik hakkinda bilgi edinmislerdir. Bu turden bir davranis, gundelik yasamimizdaki seylerin davranisindan buyuk olcude farklidir; ornegin, gundelik hayatta bir top bir yariktan gecirildiginde bir yol izler ve diger yariktaki durumdan etkilenmez.
Dr Hawking in acikladigi bu davranis uzerine, cilginca bir yorum yapilmistir ve ustelik bu cilginca yorum gercekten de dogru olabilir. Ya, parcaciklar gelecegin bilgisine sahipse? Bu varsayimi test etmek icin de duzenekler hazirlanmistir. Bir zaman kuramina gore, evrende olmus, olacak her sey film kareleri gibi ustustedir. Biz, kareler arasinda sicrama yapamayiz ama parcaciklar tuhaf bir sekilde bu sicramayi yaparlar ve biz onlardan daima gerideyiz demektir. Elbette, bu sadece bir yorumdur.
feynman
Richard Feynman. (1918-1988)
Newton fizigine gore, her parcacik kaynaktan ekrana kadar tek ve kesinlikle tanimlanmis bir yol izler. Bu resimde, (Newton fiziginde) parcacigin, yolculugu sirasinda yariklarin cevresini dolasmak icin yolundan sapmasi mumkun degildir. Ancak kuantum modeline gore, bir parcacigin baslangic noktasindan varis noktasina kadar gecen zaman icinde belirli bir konumda oldugu soylenemez. Feynman bunun, kaynaktan ekrana giden parcacigin izledigi bir yol yoktur seklinde yorumlanmamasi gerektigini fark etti. Tersine, parcacik bu iki noktayi birbirine baglayan olasi butun yollari kullaniyordu. Feynman a gore kuantum fizigi ile Newton fizigi arasindaki fark buydu.
Bu nasil olabilir? Bir parcacigin konumunun belirsizligi az cok kavranabilen bir seydir. Ama bir parcacigin ayni anda olasi tum yollari kullanmasi nasil mumkun olabilir? Bu durum bizleri zaman anlayisimiz hakkinda yeniden dusunmeye zorlamaktadir. An dedigimiz sey nedir ve onu kuantum cercevesinde yeniden nasil yorumlayabiliriz ?
Deneyde, her iki yarigin konumu onemlidir, cunku parcaciklar tek ve belirli bir yol izlemek yerine, her yolu izlerler ve bunu es zamanli olarak gerceklestirirler! Bu sanki bilim kurgu gibi geliyor ama degil.
Feynman in dusuncesine gore cift yarik deneyinde parcaciklarin izledigi yollar soyledir. Yalnizca bir yariktan veya yalnizca diger yariktan gecerler. Ilk yariktan gecer, donup ikinci yariktan cikar sonra yine ilk yariktan gecerler. Teorik olarak, tum bunlari yaparken nefis pizzalar satan bir lokantaya ugramalari veya Jupiter in etrafini dolasmalari mumkundur. Feynman a gore parcacik, hangi yarigin acik oldugu konusunda bu sekilde bilgi alir. Eger bir yarik aciksa parcacik onun icinden gecer, her iki yarik da aciksa, parcacigin icinden gectigi her iki yol birbirine karisarak bir girisim olusturur. Bu cok delice gelebilir ama Feynman in formullerinin cok daha kullanisli oldugu kanitlanmistir.
Bu noktada, kla$ik fizikten tamamen koptuk. Kla$ik fizikte, mesela bir top mermisinin izleyecegi yol bellidir. Aksi halde zaten savaslarda kullanilmazdi. Merminin kutlesi, momentumu, yer cekimi etkisi, ruzgarin direnci vb gibi degerler uygun bir matematikle formule edilerek, merminin bir yere dusmesi ufak bir sapma payi ile gerceklestirilir. Belki insan sezgileri ile buyuk sapmalar olabilir ama bilgisayar destekli hesaplamalarla hedefe cok az bir sapma ile varilir. Bazi fuzeler bir hedefi 1-2 metrelik sapma ile vurabilmektedir; zaten yaptiklari tahribat ve gucleri gozonune alinirsa bu kadarcik bir sapmanin onemi yoktur. Ama bu yeni kuramda, sanki top mermisi her yeri dolastiktan sonra hedefi hakkinda bilgi ediniyor gibi ...
Feynman in kuantum gercekligiyle ilgili dusuncesi, daha sonra anlatacagim kuramlarin anlasilmasi acisindan cok onemlidir. Bu nedenle nasil calistigina dair bir izlenim edinmek icin biraz zaman ayirmaya deger. Bir parcacigin A noktasindan basladigi ve ozgurce hareket ettigi basit bir surec hayal edelim. Newton modelinde bu parcacik duz bir cizgi izler. Belirli bir zaman gectikten sonra, bu duz cizginin sonunda parcacigi kesin olarak belirlenmis B noktasinda buluruz. Feynman in modelinde bir kuantum parcacigi A ile B yi baglayan butun yollari dener ve her yol icin adina faz denilen bir numara alir. Bu faz, dalganin pozisyonunu, yani dalganin tepe konumunda mi, cukur konumunda mi, aradaki belirli bir konumda mi oldugunu temsil eder. Feynman in bu fazi hesaplamak icin kullandigi matematik formulu, butun yollardan gelen dalgalari topladiginizda, A dan baslayan ve B ye ulasacak parcacigin olasilik genligini elde edecegimizi gosterir. Olasilik genliginin karesi de B ye ulasacak parcacigin gercek olasiligini verir.
Feynman toplamina (Dolayisiyla A dan B ye gitme olasiligina) katkida bulunan her bir tekil yolun fazi, sabit uzunlukta bir ok olarak dusunulebilir ama bu ok herhangi bir yonu gostermez. Iki fazi toplamak icin, bir fazi temsil eden oku, diger fazi temsil eden okun sonuna yerlestirirsiniz ve boylece toplami temsil eden yeni bir ok elde edersiniz. Fazlar ardi ardina siralandiginda, toplami temsil eden ok cok uzun olabilir.
Ayni yonde ilerleyen vektorlerin toplamina benzemekte.
Ancak, oklar farkli yonleri gosteriyorsa birbirlerini gecersiz kilma egiliminde olacaklarindan, oktan geriye pek bir sey kalmayacaktir. Sonsuz sayida yol olmasi isin matematigini zorlastirsa da, sonuc veriyor.
Feynman kurami, kuantum dunyasindan Newton fiziginin nasil dogabilecegi hakkinda bir fikir sunuyor. Feynman kuramina gore her yola ait faz Planck sabitine dayanir. Planck sabiti cok kucuk oldugundan, birbirine yakin olan her yolun katkisini topladiginizda, fazlar normal olarak cok buyuk degi$iklik gosterecektir ve birbirlerini sifirlama egiliminde olacaklardir. Ancak kurama gore, fazlarin siralanma egilimi gosterdigi belirli yollar da vardir ve bunlar, parcacigin gozlemlenen davranisi icin daha buyuk bir katki sagladiklarindan tercih edilir. Buyuk nesneler soz konusu oldugunda Newton un ongordugu yola cok benzeyen yollarin fazlari da benzesecektir ve toplamdaki paylari acik farkla buyuk olacaktir. Yani etkili bir bicimde sifirdan buyuk olan tek varis noktasi, Newton kurami tarafindan ongorulen noktadir ve bu varis noktasinin sahip oldugu olasilik 1 e cok yakindir. Bu nedenle buyuk nesneler Newton kuraminin ongordugu sekilde hareket ederler.
Tamam, pek anlasilmayacak bir sey yok. Aynen, hareket eden futbol topunun izledigi yolun analizindeki mantik gecerli. Olasilik genligi Planck sabitine bolundugunde, buyuk parcanin izleyecegi yolun olasi sapma degeri azalacak. Ama ya kucuk parcalarda durum ne olacak ? Burda ise artik bir parcanin degil, bir sistemin analizi soz konusu. Tek tek her parcacigin olasilik genligi hesap edilemese de butune yonelik bir kavrayisa varilabilir.
Buraya kadar Feynman in kuramini cift yarik deneyi baglaminda ele aldik. Bu deneyde parcaciklar yariklari olan bir duvardan geciriliyor ve biz duvarin arkasina yerlestirilen bir ekrana ulasan parcaciklarin yerini olcuyoruz. Genel olarak, Feynman in kurami tek bir parcacigin degil bir sistemin olasi sonuclarini ongormemizi sagliyor. Bu sistem bir dizi parcacik, hatta butun evren de olabilir. Sistemin baslangic durumu ile daha sonra niteliklerini saptamak icin yaptigimiz olcumler arasinda, bu nitelikler bir sekilde gelisir ve fizikciler buna sistemin gecmisi der. Ornegin cift yarik deneyinde parcacigi gecmisi, onun yoludur.. Yine bu deneyde oldugu gibi, verili herhangi bir noktaya ulasan parcacigi gozlemliyebilme olasiligi, o noktaya goturulebilecek yollarin tumune baglidir. Feynman, genel bir sistemde herhangi bir gozlem olasiliginin, o gozleme yol acan butun olasi gecmislerden olustugunu gostermistir. Bu nedenle onun bu yontemine kuantum fiziginin gecmisler toplami veya alternatif gecmisler formulasyonu denir.
Iste bu noktada ortaya buyuk bir yorum farki ve ciddi bir soru cikiyor. Alternatif gecmisler, gerceklesme olasiligi varken hic gerceklesmemis olu gecmisler midir, yoksa, onlarin biz goremesek de gerceklesmis oldugu bir baska evren durumu var midir? Cevap olarak verilebilecek evet veya hayir yargilarimizdan nasil emin olabiliriz?
Simdi, bir baska kuantum ilkesine bakalim. Bu ilkeye gore bir sistemi gozlemlemek onun hareket bicimini degistirir. Bir sistemi karsidan oylece izleyemez miyiz ?
Aslinda cevap zaten sorunun icinde gibi: biz de sistemin icindeyiz!
Hayir! Kuantum fizigine gore bir seyi sadece gozlemliyemezsiniz. Gozlem yapabilmek icin, gozlemlediginiz nesneyle etkilesmek zorundasiniz. Ornegin bir nesneyi alisildik anlamda gormek icin uzerine i$ik tutariz. Bir kabagin uzerine tuttugumuz i$ik elbette onu cok az etkileyecektir. Ancak kucucuk bir kuantum parcaciginin uzerine soluk bir i$ik tutmak, yani onu fotonlarla vurmak bile buyuk bir etkiye yol acacaktir. Bu durum kuantum fiziginin acikladigi gibi deneyin sonuclarini degistirecektir.
Bu dusunce gecmis kavramimiz uzerinde onemli sonuclar dogurur. Newton kuraminda gecmisin, kesin olaylar dizisi olarak var oldugu dusunulur. Italya dan aldiginiz kiymetli bir vazonun yerde paramparca durdugunu gorurseniz, kazaya yol acan olaylari gecmise dogru izleyebilirsiniz. Aslinda, simdiki zaman hakkinda ek$iksiz veriye sahipsek Newton yasalari gecmisin ek$iksiz bir resmini hesaplamamiza olanak tanir. Bu resim, ister sevincli ister acili olsun, dunyanin kesin bir gecmisi olduguna dair sezgilerimizle tutarlidir. Hic izlenmemis olabilir, ama sanki bir dizi fotografini cekmisiz gibi, gecmisin varligindan emin oluruz. Ancak kuantum parcaciklarinin kaynaktan ekrana giderken kesin bir yol izledikleri soylenemez. Gozlem yaparak yerini saptayabiliriz, ancak gozlemlerimiz arasinda parcacik butun yollari birden kullanir. Kuantum fizigine gore, simdinin gozlemi ne kadar mukemmel olursa olsun, gozlemlenmeyen gecmis, tipki gelecek gibi, belirsizdir ve yalnizca olasiliklar yelpazesi olarak mevcuttur. Daha acik ve keskin bir ifade ile, evrenin tek bir tarihi veya gecmisi yoktur.
Delice mi? Ama bekleyin bu daha bir sey degil. Cunku parcaciklar ile yapilan bir baska deney, gecikmis secilim deneyi ortaya kimsenin kabul etmek istemedigi carpici bir sonuc cikardi. Once kla$ik fizikte, bir turlu cevaplanamayan bir soruyu hatirlatmak isterim. Kla$ik fizikte, bir sistem belli yasalara uyup gelecege dogru ilerletilebiliyorsa, ayni yasalari kullanarak geriye dogru yurutmememiz icin de hicbir sebep yoktur. Ama olaylar boyle islemez. Neden ? Olen insan geri gelmez, kirilan vazo tekrar birlesmez vs...
Oysa kuantum fiziginde, bir partikule mudahale edildiginde, onun gecmisteki bir kararini etkileyebilmek gibi bir durum karsimiza cikmakta.
-devam edecek-
Levent ERTURK
LEVENTERTURK1961
https://leventerturk1961.wordpress.com/
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder