Eyyyy Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya Türk halkları şaşırmayın, şaşırmış gibi yapmayın.
Siz sordular, altı genel seçim, bir Cumhur-başkanı(!?) seçimi, bir de referandumda sordular.
Siz de cevap verdiniz.
AKP dış ve iç politikalarını onayladınız.
Bu konuda çok kararlı ve istikrarlıydınız.
Hatta inatçıydınız.
Neo-Osmanlıyı sordular, Büyük Ortadoğu Projesini sordular, Stratejik Derinliği sordular, komşularla sıfır sorun politikasını sordular, Kürt, Rum, Ermeni, Arap her türlü açılımı sordular.
Siz de EVET dediniz.
EVET demediniz, resmen EVVVVVEEEET diye bağırdınız.
Ne bekliyordunuz peki?
Neo-Osmanlı kurulurken dünyanın süper güçlerinin hayranlıkla seyredeceğini mi bekliyordunuz?
Komşularınıza istedikleri her şeyi verirken, onların size karşı direçlerinin çözüleceğini, hepsini iç pazarlarını Türkiye'ye ardına kadar açacağını, sonunda kendiliklerinden size teslim olacağının hayal ediyordunuz.
Peki ya ağababanız Amerikalılar dürtüklediğinde ona direnmek için bir formülünüz var mıydı?
Sizin yularınızı çeken Amerikan oligarşisine direnemediniz.
Direnemeyeceğiniz belliydi zaten.
Ve Esat Esed'e dönüştü.
Kuzey Irak Güney Kürdistan(Hewlêr Kürt Eyaleti)'ne döşüntü, Kobani Güney Kürdistan(Hewlêr Kürt Eyaleti)'ne dönüştü.
Ve bingoooo ülkemizin güney doğusu da Kuzey Kürdistan (Botan Kürdistan Eyaleti) oldu.
Ülkenin kalanı da Arapça konuşan bir azınlık kazandı.
Vatana ve millete hayırlı olsun.
Neo-Osmanlı kuracakken Güney Doğumuzu yitirecek hale geldik.
Kendi ülkemizde mülteci olma noktasına geldik.
İdil, Sur, Cizre, Yüksekova ve daha bir sürü il ve ilçe.
Bunları yeniden ele geçirmeniz aylar aldı.
Yarın ve öbür birkaç gün için dünya alem uyarıyor.
Onlarca bombalı araç söyleniyor.
Herkes birbirine haber veriyor.
Noldu, kendi ülkenizde sokakta gezemez oldunuz?
Stratejik Derinlik vardı hani, komşularla sıfır sorun politikası vardı.
Ne olacak şimdi?
Demokrasi güzel şey, özgür seçimler yapıldı ve siz karar verdiniz.
Şimdi de yaptığınız tercihin bedellerini ödeme zamanı.
AKP liderleri, cemaat önderleri, liboşlar, zenginler, kalburüstü insanlar kenara çekilecek.
Beraberce pavyonda hovardalık yaptığınız ekip bir bir masadan uzaklaşacak, siz de din, iman şarabıyla sarhoş löpüçük gibi oturacaksınız ve hesap kucağınıza düşecek.
Sizin evlatlarınız kadro bulamayacak, sizin evlatlarınız atamayacak, sizin evlatlarınız paralı asker olacak, sizin evlatlarınız yaralanacak, sakatlanancak, şehit düşecek.
Ve sizin yüreğiniz daralacak, ateş sizin hanenize düşecek.
Bilal Arap pasaportuyla İtalyadan çıkacak Fas'a, Ürdün'e, Parise gidecek.
Diğerleri de öyle.
Bu kadar basittir, arkadaşlar.
Benim bunun için karnım ağrıyordu.
Bunun için yırtınıp duruyordum.
Ve biliyorum daha bu film bitmedi.
Daha heybede turbun büyüğü var.
Ve hala daha karnım ağrıyor.
L2fSIJNoA0xfSNxA
Türkiye'deki Suriyelilere Vatandaşlık Hakkı Geliyor
18 Mar, 2016
2011'de Türkiye'ye giriş yapan Suriyeliler bu yıl Türk vatandaşlığına başvurma hakkına sahip olacak. Yeni potansiyel seçmen kitlesinin Türk siyasetine ve demografik yapıya yansımaları ise tartışma konusu.
Türkiye-AB anlaşması, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, mülteciler artık Türkiye'nin bir gerçeği. Ülkelerine dönmeleri olasılığı da yok denecek kadar az. Geri Kabul Anlaşması'yla Türkiye'ye gönderilmesi planlanan, yaklaşık 1 milyon kaçak göçmeni de ilave ettiğimizde, sayı 4 milyona yaklaşıyor.
Halihazırda Türkiye'de yaşayan ve sayıları 2 milyon 720 bin olarak açıklanan Suriyeli mülteciye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı 170 bin Irak'lı mültecinin ilavesiyle sayı, 2 milyon 890 bine yükseliyor. Ayrıca Türkiye'de doğan Suriyeli çocuk sayısının 152 bine ulaştığı açıklandı.
MÜLTECİLERİN TÜRKİYE'DEKİ MİLADI 29 NİSAN
İlk mülteci kafilesi, 29 Nisan 2011'de Türkiye'ye giriş yaparak kamplara yerleştirildi. Yasa uyarınca, 29 Nisan 2016'dan itibaren, geriye dönük olarak 5 yıllık ikamet süresini dolduran Suriyelilere, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı talep etme" hakkı doğuyor. 29 Nisan'dan itibaren, peyderpey bu hak, diğer Suriyeli mülteciler için de söz konusu olacak.
Yasa, vatandaşlık taleplerinin Bakanlar Kurulu'nca karara bağlanmasını öngörüyorsa da, AKP hükümeti açısından, ocak ayında çalışma izni verilen mültecilerin vatandaşlığa kabulü, siyasi hesaplar ve seçmen tabanının genişletilmesi açısından kritik önemde.
TOPRAK: AKP MÜLTECİ SEÇMEN KİTLESİ YARATACAK
AKP'nin, Türkiye'deki siyasi dengeleri etkileyebilecek böyle bir adıma istekli olduğunu öne süren CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, hazırladığı raporda;
"2019'daki üç seçime milyonu aşkın mültecinin, yeni seçmen olarak katılımı söz konusu olacak. Suriyelilerin vatandaşlığa kabulüyle, seçmen dengeleri değişecek. Bu yıl olası bir erken seçim ya da referandum durumunda, 29 Nisan 2011'den sonra giriş yapmış olanların vatandaşlığa kabulü halinde, asgari 400-500 bin, yeni "mülteci seçmen" oy kullanabilecek" görüşünü dile getiriyor.
Toprak, "Mültecilerin yoğun olarak yerleştikleri Güneydoğu ve sınır illerinde siyasi tablo daha da derinden etkilenecek. Örneğin 90 bin nüfuslu ve 120 bin Suriyeli mültecinin yaşadığı, Nobel Barış Ödülü adaylığına başvuran Kilis'te, gelecek seçimlerde, Suriye asıllı bir belediye başkanının, ya da TBMM'ye "Suriye asıllı TC vatandaşı" vekillerin seçilmesi söz konusu olabilecek. Şanlıurfa, Gaziantep, Mardin, Hatay, Adana, Mersin vb. illerden de Suriye asıllı TC vatandaşı milletvekillerinin TBMM'ye girmesi gündeme gelebilecek" diyor.
'KÜRT NÜFUSA DENGELEME'
Suriyeli mülteciler için AB fonları ve yerli kaynaklarla yapılacak yerleşim planlamalarında, ağırlıkla Doğu-Güneydoğu illerinde yerleştirilmeleri düşünülüyor. Buna gerekçe olarak, yaşam tarzı, kültür, dil vb. konularda, bu illerde daha kolay uyum sağlayabilecekleri öngörülüyor. Ancak, bu yerleşim planlamasının ardındaki asıl düşünce, bölge illerindeki Kürt nüfusun dengelenmesi, demografik yapının, Suriyeli, Iraklı, Arap mültecilerle, mevcut durumdan dönüştürülmesi. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, bölgedeki illerde TOKİ kanalıyla çok sayıda konut üretileceğini, yaygın bir yerleşim planlamasına gidileceğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bir yılda Güneydoğu'yu yeniden inşa edeceğiz" açıklaması da bu yönden dikkat çekici.
CHP'li Toprak raporunda; "Cumhurbaşkanı ve Kalkınma Bakanının açıklamaları, demografik yapının dönüştürülmesi, Kürt nüfusun dengelenmesi düşüncesini sistematik bir şekilde akla getirmektedir. Ağırlıkla Güneydoğu Anadolu olmak üzere, yurda dağılmış mülteciler için planlanan strateji, yurttaşlık aşaması sonrasında Güneydoğu'da dil, kültür ve yaşam biçimine yabancı olmadıkları, Kürtler gibi doğurgan Suriyeli ve diğer mültecilere, bu illerde resmi yerleşim ve ikamet izinlerinin verilmesidir. AKP hükümeti, mülteci yerleşim planıyla mültecileri bölge illerine dağıtarak, Kürt nüfusun yoğun olduğu yerlerde, demografik değişime gitmeyi düşünüyor olabilir ki, bunun ipuçlarını da görmek mümkün" tespitine yer veriyor.
Deutsche Welle Türkçe
http://www.ilk-kursun.com/haber/255446/turkiyedeki-suriyelilere-vatandaslik-hakki-geliyor/
a45UyF587661-160318160136 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/03/18 21:00 1 39 1923atamizindeyiz@googlegroups.com
Baskalarindan saygi, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, once sirasiyla kendine borclusun bunlari.
Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mumkun degildir.
en kendini sevdigin halde dunya sana diken yolladi mi, sevin.
Yakinda gul yollayacak demektir.
TEBRIZ LI SEMS
Risale-i Nur , Said-i Nursi ye Allah tarafindan verilmistir
Bediuzzaman cevap veriyor , 1960″ adli yazida :
Dr. Murat Beyazyuz : Savunma Mekanizmalari
Savunma mekanizmalarinin esas islevi, zihnin zorlanma durumlarinda, zihinsel yapinin butunlugunu ve dengesini surdurmektir. O halde, normal disi zihinsel isleyisin belirleyicisi savunma mekanizmalarinin kullanilmasi degildir. Istisnasiz her insan, zihinsel yapisinin butunlugunu korumak ve kendisini dengede hissetmek icin savunma mekanizmalari kullanir. Bununla birlikte savunma mekanizmalarinin nasil, ne $iklikta ve hangi durumlarda kullanildigi normal disi isleyisi belirlemekte bir kriter olabilir.
Zihinsel aygit ayni anda birbiri ile bagdasmayan bircok durtunun zorlamasiyla karsilasirsa bu duruma catisma denir. Catisma kavrami ayni zamanda superego istekleri ile id istekleri arasindaki uyumsuzlugu ve hatta id veya superego nun isteklerinin dis dunya ile uyumsuzlugunu da anlatir. Bu catismalarin ego da yarattigi anksiyete savuma mekanizmalarinin yardimiyla giderilir.
Simdi bu savunma mekanizmalarini kisaca anlatmaya calisalim.
Bilincdisi Bastirma (Repression)
Durtulerin, insanin istegi disinda bilincdisinda tutulmasi ve bilince cikmalarina izin verilmemesi anlamina gelen bilincdisi bastirma (repression) ile, istenmeyen, hosnutsuzluga yol acan istek, ani veya duygularin bilincdisina itilmesi yonundeki cabayi anlatan bilincli bastirma (supression) birbirinden farkli zihinsel surecleri ifade eder. Bilincdisi bastirma ile bilincdisinda tutulan durtuler hicbir zaman bilince cikmamislaridir ve cikamazlar.
Bilincli bastirma ile bilincdisina itilen yasantilar ise daha once bilincli olarak yasanmislardir ve daha sonra bilincdisina itilmislerdir.
Sonradan bilincdisina itilen bu yasantilar, bilincdisi bastirma mekanizmasi ile id de hapis tutulan durtulerden farkli olarak gerektiginde bilince tekrar cikarilabilirler.
Bilincdisi bastirma (repression) savunma mekanizmalari arasinda en onemli olandir, zira diger tum savunma mekanizmalari bu savunma mekanizmasi ile birlikte calisirlar.
Genellikle bastirmanin yetersiz kaldigi durumlarda, diger savunma mekanizmalari zihinsel yapinin selameti icin bastirma nin yardimina kosarlar.
Bastirilan durtulerin veya catismalarin zaman zaman davranislarda bir takim etkileri olabilir. Mesela odipus kompleksinin cozumlenmeden bastirilmasi sonucu, yetiskinlikte bir takim cinsel sorunlar, karsi cinsle ilgili kararsizlik durumlari ortaya cikabilir.
Yadsima (Denial)
Kotu bir durumla karsilastigimizda soyledigimiz bu gercek olamaz cumlesi yadsimanin izini surmek icin iyi bir ornektir. Yadsima, icten ya da distan gelen tehlikeli bir durumun yok sayilmasidir. Tum ilkel savunma mekanizmalarina degisen oranda yadsima da eslik eder. Hosnutsuzluk yaratan bircok olay, bilincdisina bastirilirken, ayni zamanda yasanmamis gibi de hissedilir, yani bastirmaya yadsima eslik eder.
Yansitma (Projection)
Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan yasantilarin sorumlulugunu, kendi disindaki nesnelere yukleyerek bu yasantilarin yaratacagi anksiyeteden kurtulabilir. Yansitmanin bir diger sekli de, hosnutsuzluk yaratan veya dis dunyaya uygun olmayan id veya superego isteklerinin baska kisilere mal edilmesidir. Boyle bir durumda da yansitma, yadsima ile birlikte calisir.
Neden Bulma (Rationalization)
Bu savunma mekanizmasi yapilan hareketi hakli gostermek icin ya da hayal kirikliklarinin etkisini azaltmak icin kullanilabilir. Ornegin, bir elektronik cihazi kullanim kurallarina tam olarak riayet etmeksizin kullanan ve bu ihmali ile cihazin bozulmasina sebep olan kisi, cihazin kaliteli olmadigini, dayaniksiz oldugunu veya bir imalat hatasi oldugunu soyleyerek kendisini sucluluk duygularindan kurtarmaya calisabilir.
Anlasilabilecegi gibi, neden bulma savunma mekanizmasi da hemen her zaman yadsima ile birlikte kullanilir.
Dislastirma (Externalization)
Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan dusunce, duygu veya isteklerin dis dunya ile ilgili oldugunu ve kendi zihinsel sureclerinden baglantisiz oldugunu dusunur. Dislastirma surekli sanssizliktan yakinan insanlarin $iklikla kullandigi bir savunma mekanizmasidir.
Iclestirme (Introjection)
Bu savunma mekanizmasinda, kisi baska bir insanin veya baska bir toplulugun ozelliklerini zihinsel yapisinin icine alir ve kendi kisiliginin unsuru haline getirir. Amac her savunma mekanizmasinda oldugu gibi zihinsel aygiti gerilimden korumaktir fakat bu savunma mekanizmasinda gerilim daha cok dis kaynaklidir. Superegonun olusumunda bu iclestirme mekanizmasinin esas rolu oynadigini soylemistik.
Ice Alma (Incorporation)
Bu mekanizmada, insan cesitli sebeplerle ayrilmak zorunda kaldigi kisi veya kisileri, bu kisilerden ayrilmasinin yarattigi anksiyete ile bas edebilmek icin kendi zihinsel aygitina dahil eder, bu kisilerin ozelliklerini kendi egosuna eklemler. Yani bir bakima o kisileri kendi icinde yasatir. Mesela, babasini kaybeden biri, onun paltosunu giyerek, onun tespihini kullanarak veya onun gibi davranarak onun ozelliklerini kendi ego suna dahil eder ve boylece ondan ayrilmanin yarattigi anksiyeteyi savusturur.
Odunleme (Compensation)
Bu savunma mekanizmasi ile insan, zihninde yer alan ek$iklik, yetersizlikle ilgili imajlardan, bedenindeki ek$ikliklerden ya da kusurlardan veya sosyal alanlardaki yetersizliklerinden kaynaklanan rahatsiz edici duygularindan kurtulmak icin bu ek$ik taraflarini yadsir, ama bu yadsima yeterli olmadigi zaman zihinsel, bedensel veya sosyal baska alanlarda kendisini gelistirerek ek$ik oldugu taraflarini yadsimayi kolaylastirir.
Ne var ki odunleme savunma mekanizmasi da diger savunma mekanizmalari gibi her zaman olumlu sonuclar dogurmaz. Ornegin, zihinsel bir takim ek$iklik imajlari sebebiyle surekli asagilanmaktan korkan bir insan, entelektuel alanda kendisini gelistirerek, bilgileri ile etrafindakileri surekli asagilamayi secebilir. Boyle bir durumda da odunleme mekanizmasinin yansitma ile birlikte calistigini goruruz.
Yuceltme (Sublimation)
Bu savunma mekanizmasinda, kisi durtu, egilim ve isteklerinin dis dunya gercekligi ile ortusmedigi durumlarda, bu durtu, egilim ve isteklerine toplum tarafindan hos gorulebilecek kiliflar hazirlayarak zihinsel gerilimden kurtulur.
Yer Degistirme (Displacement)
Bir duygu ya da durtu, asil hedefinden baska bir hedefe dogru yonlendirilmesi veya, bir duygunun ya da durtunun yerine bir baskasinin gecirilmesi seklinde calisan bir savunma mekanizmasidir. Baskici bir babanin disiplininde yetismis bir kisi babasina karsi olan saldirgan durtulerini ileride kocasina yonelterek bu durtulerin yarattigi anksiyeteden kurtulabilir. Diger durumda ise kisinin babasina yonelmis yogun saldirgan durtulerinin yerine yogun bir sevgi, saygi ve ilgi gecebilir.
Ozdeslesme, ozdesim kurma (Identification)
Yetiskinlikte daha cok kisinin kendi degerini arttirma veya kendisini korumak amaci ile kullanilir.
Ozdesim yoluyla edinilen kimlik bazi durumlarda yetersiz kalabilir ve kisiyi ciddi bir catisma icine sokabilir. Bu nedenle ozdeslesmenin derecesi ve cesitliligi bu savunma mekanizmasinin islevselligi acisindan oldukca onemlidir.
Karsit Tepki Olusturma (Reaction-Formation)
Bilincdisindaki durtu, egilim ve isteklerin bastirma mekanizmasi ile engellenmesi her zaman mumkun olmaz, bazen kisi, bilincdisindan gelen bu zorlayici isteklerle bas edebilmek icin bilincli olarak bunlarin tam tersi seklinde davranislar sergileyebilir ve bu sekilde sucluluk duygulari onlenir ve toplumun daha rahat kabul edebilecegi bir kisilik gorunumu olusturulur.
Duygusal Soyutlanma (Emotional Insulation)
Insan hayatta her an hayal kirikliklari veya p$ikolojik travmalarla karsilasabilir. Bu durumlarin yaratacagi gerilimden korunmak icin bazi insanlar, normal bir zihinsel surec olan duygulanma egilimlerini baskilarlar. Boylece hayal kirikliklari ve p$ikolojik travmalarin etkilerini en aza indirmeye calisirlar. Duygusal soyutlanma olarak adlandirdigimiz bu savunma mekanizmasini kullanan insanlar genellikle duygusal olmayi bir zayiflik sayarlar ve bu sebeple guclu olmak ugruna kendi duygularina yabancilasirlar.
Dusunsellestirme (Intellectualization)
Dusunsellestirme dedigimiz savunma mekanizmasi, neden bulma ve duygusal soyutlanma mekanizmalarinin birlikte kullanilmasiyla olusur. Hayal kirikligi veya sucluluk duygulari gibi hosnutsuzluk yasantilari karsisinda kisi, hem durum karsisinda duygularinin aciga cikmasini engeller hem de bunu kolaylastirabilmek icin hosnutsuzluk yasantilarina kendisi disinda nedenler bulur.
Duygudaslik (Sympathy)
Insan dis dunyadan gelebilecek tehlikelere karsi her zaman tedbirli olmak zorundadir. Dis dunya dedigimiz seyi buyuk olcude de diger insanlar olusturur. Duygudaslik dedigimiz savunma mekanizmasinda insan, diger insanlara kendini sevdirerek onlardan gelebilecek tehlikeleri engellemeye calisir. Bu savunma mekanizmasini kullanan bir kisi, diger insanlar tarafindan begenilmek, sevilmek ve onlardan zarar gormemek icin surekli diger insanlarin fikirlerini dinler, onlara hak verir, onlari destekler, kendisine yanlis gelen seylere dahi itiraz etmez ve kendi gercek goruslerini asla tam olarak ortaya koymaz.
Surekli sevilme ihtiyaci hisseden bu insanlar, sevilmek icin kendi gercek kisiliklerinden vazgecmis olmanin anksiyetesini de yasarlar ve icten ice dusmanca duygularini da kendilerini bir sekilde sevdirdikleri insanlara yoneltirler. Duygudaslik mekanizmasinin yaninda bu mekanizmanin sonucu olarak ortaya cikan bu dusmanca duygularin da bastirilmasi gerekir. Bu kadar cok isi yapmaya calisan ego zayif dusebilir ve bu insanlar hic beklenmedik ofke patlamalari sergileyebilirler.
Boyun Egme (Submission)
Bu savunma mekanizmasi da duygudaslik ile ayni amaca hizmet eder. Amac diger insanlardan gelebilecek tehlikelerin onunu kesmektir. Duygudaslik mekanizmasindan farkli olarak bu savunma mekanizmasinin kullanildigi durumlarda sevgi arayisi, sevilme ihtiyaci yoktur ve guvende olma, zarar gormeme dusuncesi daha on plandadir.
Yapma Bozma (Undoing)
Bu savunma mekanizmasinin isleyisi, adindan da anlasilabilecegi gibi, diger savunma mekanizmalarinin tam bir basarisizligi durumunda, ego nun son bir telafi manevrasi olarak ozetlenebilir. Soyle ki; ego nun kullandigi savunma mekanizmalarini atlatmayi basaran bilincdisi istek, durtu veya arzular gercek dunyaya ulasirlar ve id deki gerilimin bir sekilde bosalmasini saglarlar, yani savunma mekanizmalari basarisiz olur, sonrasinda ego bu yenilgiyi telafi etmek icin id in haz elde etmesinde rol oynayan araci mekanizma uzerinde degi$iklik yapma yoluna gider. Bunun orneklerine farkinda olmadan $ikca rastlariz. Mesela, her gun rastlayabilecegimiz, ama mantiksal olarak hicbir anlam ifade etmeyen sozunu geri alma fiili, basit bir yapma bozma isidir.
Donusturme (Conversion)
Bu savunma mekanizmasi iki amacla kullanilabilir; bunlardan ilki diger savunma mekanizmalarinda oldugu gibi, bilincdisi durtulerin bilince erismesini engellemektir, donusturme mekanizmasinin diger kullanilma amaci ise dis dunyadan gelen ve zihinsel aygiti zorlayan yasantilardan kacmaktir. Donusturme mekanizmasinda, ic veya dis kaynakli zorlayici etkenlerin yarattigi gerilim anksiyete seklinde yasanmaz, bu gerilim donusturulur ve vucutta bir takim hastalik belirtileri seklinde ortaya cikar. Bu belirtilerin tibben, organik sebepleri yoktur ve bu savunma mekanizmasi normal olmaktan oldukca uzaktir. Sinirsel bayilmalar, $ikintili olaylar sonrasinda vucudun cesitli yerlerinde ortaya cikan uyusmalar, titremeler, guc kayiplari donusturme mekanizmasina ornek olarak verilebilir.
Cilecilik (Asceticism)
Dis dunyanin sartlari karsisinda, cinsel veya saldirgan durtulerine her hangi bir doyum araci bulamayan kisi bu durtulerini tamamen bastirir ve tum haz veren faaliyetlerden uzak durma yoluna gider. Bazi tarikat mensuplarinda bilincli bir fiil olarak gorulen bu cilecilik, ozellikle ergenlerde, bas edilemeyen durtulere karsi kullanilan bilincdisi bir savunma mekanizmasidir.
Ego p$ikolojisi teorisine gore normal disiligi belirleyen sey bu savunma mekanizmalarinin kullanilmasi degil bunlarin ne $iklikla ve ne sekilde kullanildigidir.
Ego p$ikolojisi teorisi, temelde durtulerden cok ogrenilen davranislari ve dis dunya ile iliski bicimlerini esas aldigi icin, doga bilimlerine durtu teorisinden daha yakin bir noktadadir.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder