Yılmaz Özdil: Kızılay
İstihbarattan anlamaz bunlar.
*
Çünkü…
Zaten kendileri, MİT'in "takip edilecek organizasyon listesi"ndeydiler.
Neredeyse hemen hepsi tarikat mensubu ve irticacı teşkilat mensubu oldukları için "iç tehdit" kapsamındaydılar.
MİT bunların faaliyetleri hakkında rapor tutuyor, bunların devlete sızmasını engellemek için önlem alıyordu.
Dolayısıyla…
Bunların arasından hiçbiri devletin istihbarat teşkilatında işe giremedi, hiçbiri MİT'te görev alamadı.
Daima MİT'in dışında kaldılar.
Sıradan vatandaşın MİT'e dair bilgisi neyse, bunların bilgisi de o kadardı.
Bu nedenle…
Hobaraaa diye iktidara geldiklerinde, MİT'in bünyesinde kendi elemanları yoktu.
Devletin memuruyla çalışmak yerine, devletin memurunu yok saydılar, tecrübeyi-liyakatı küçümsediler, kendi elemanlarını paraşütle indirdiler.
O güne kadar MİT'te çaycılık bile yapmamış birini, MİT'in en tepesine koydular.
Devletin istihbarat teşkilatını, Üsküdar belediyesi zabıta müdürlüğü sandılar.
Kendilerini çok akıllı ve pratik zekalı zannettikleri için, ne olcak canım hallederiz dediler.
Netice?
Oslo'dan silah yüklü tırlara, yakalanmadıkları operasyon yok.
Reyhanlı, Suruç, Musul, Sultanahmet, Ankara patlamaları, yakaladıkları operasyon yok!
*
Diplomasiden anlamaz bunlar.
*
Çünkü…
Milli Güvenlik Kurulu'nun "kırmızı kitap" tabir edilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne göre "iç tehdit unsuru"ydular.
İçerde tehdit sayılanın, dışarda devleti temsil etmesi mümkün mü?
Elbette mümkün değil.
Bu nedenle, dışişleri kadrolarına giremediler, kabul edilmediler.
Konsolos olamadılar, büyükelçi olamadılar.
Hariciyenin haricinde kaldılar.
Tek tük istisnalar olsa da, katip seviyesini aşamadılar.
Bu nedenle…
Hobaraaa diye iktidara geldiklerinde, diplomasinin d'sinden bile haberleri yoktu.
Dış politikanın hassas dengelerini, örtülü ilişkilerini, imkanlarını, mecburiyetlerini, sıradan vatandaş ne kadar biliyorsa, bunlar da anca o kadar biliyordu.
Tecrübeli diplomatlarımızla çalışmak yerine, yok saydılar, küçümsediler, monşer filan diye alay ettiler, alay ettirdiler.
O güne kadar dışişlerinde kapıcılık bile yapmamış birini, hariçten gazel okuyan Malezyalı Ahmet Kiziroğlu'nu, milletvekili bile olmadan hariciyenin en tepesine koydular.
Devletin dışişleri teşkilatını, Eyüp belediyesinin park ve bahçeler müdürlüğü sandılar, ne olacak canım dikeriz sularız iki ayda büyür zannettiler.
Netice?
Komşularla sıfır sorun dediler, sıfır komşu kaldı.
ABD'den Rusya'ya İsrail'den Mısır'a dünyada papaz olmadığımız ülke kalmadı.
Suriye topraklarını Amerikan, İngiliz, Alman, Fransız, Hollanda uçakları vuruyor, Suriyelileri komple bize kakaladılar.
*
Askerlikten anlamaz bunlar.
*
Çünkü…
Çoğunluğu asker nefretiyle büyütüldü.
Merdivenaltı tarikat yuvalarında aldıkları hurafe eğitimle, harp okullarını kazanamadılar.
Tesadüfen kazananlar da, irticai faaliyet nedeniyle ordudan atıldı.
Asteğmen rütbesini aşamadılar, general olamadılar, amiral olamadılar.
Neredeyse subay arkadaşları bile yoktu.
Bu nedenle…
Hobaraaa diye iktidara geldiklerinde, askerliğini onbaşı olarak yapan sıradan bir vatandaş Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ne kadar biliyorsa, bunlar da o kadar biliyordu.
Ne akıl verenleri vardı, ne akıl verenleri dinlediler.
Donanmaya şehir hatları vapuru, hava kuvvetlerine metrobüs, kara kuvvetlerine yıkılması gereken gecekondu muamelesi yaptılar.
Dükkan mühürler gibi orduyu mühürlediler, TSK'yı asrın iftirasıyla hapse tıktılar, kendi kendilerini başkomutan, mareşal ilan ettiler.
Netice?
Dünyanın en güçlü 10 ordusundan biri sayılan TSK, felç oldu.
Suriye'ye burnunu bile uzatamıyor, komşu coğrafyalardaki etkisi sıfıra indi.
Açılım ayağıyla iç güvenlikten el çektirildi, kışlasına hapsedildi.
Adeta iğdiş edildi.
Trajik bir kıyas vereyim:
Kıbrıs barış harekatı 25 gün sürdü, Sur mahallesini 103 günde geri alabildik!
*
Polislikten anlamaz bunlar.
*
Çünkü…
Anlasalardı, Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul'a, polis olmayan birini emniyet müdürü yapmazlardı.
Anlasalardı, Türkiye'nin başkenti Ankara'yı beş aydır emniyet müdürsüz bırakmazlardı.
Anlasalardı, Akp hükümeti döneminde 75 bin cemaatçiyi polis teşkilatına almazlardı.
Anlasalardı, 17/25 Aralık'tan sonra 120 bin polisin görev yerini değiştirmezlerdi.
Anlasalardı, polis akademisinde PKK açılımı açmazlardı.
Anlasalardı, Sur'u Cizre'yi Silopi'yi hiç bilmeyen, bölgeyi tanımayan polisleri "geçici görev"le oralara gönderip, şehit sayısının artmasına sebep olmazlardı.
*
Türkiye'nin çok ağır bedel ödeyerek yüzleştiği dört çıplak gerçektir bu.
*
Türkiye Cumhuriyeti maalesef…
Devleti bilmeyen, tanımayan, anlamayan kadrolara emanet edildi.
*
Günlük güneşlikken idare ediyorlardı.
Hava bozunca, foyaları meydana çıktı.
*
Çok bildiklerini, herkesten iyi bildiklerini sanıyorlardı.
Halbuki, ne yapacaklarını bile bilmiyorlar.
*
33 senedir gazeteciyim, hayatın kıymetini bilecek kadar ölüm gördüm, hatırlamak istemediğim boyutlarda dehşete, vahşete tanıklık ettim ama…
Ülkemi hiç bu kadar zavallı durumda görmedim!
a45UyF587661-160316163450 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/03/16 23:00 1 39 1923atamizindeyiz@googlegroups.com
Non schola, sed vita discimus
Okul icin degil, hayat icin ogreniyoruz.
Latin Atasozu
Arapca Kur an
ZUHRUF 3.biz, anlayip dusunmeniz icin onu arapca bir Kur an kildik.
FUSSILLET 44.eger biz onu, yabanci dilden bir Kur an kilsaydik, diyeceklerdi ki: ayetleri tafsilatli sekilde aciklanmali degil miydi?
Arab a yabanci dilden (kitap) olur mu?
De ki: o, inananlar icin dogru yolu gosteren bir kilavuzdur ve sifadir.
Inanmayanlara gelince, onlarin kulaklarinda bir agirlik vardir ve Kur an onlara kapalidir.(sanki) onlara uzak bir yerden bagiriliyor (da Kur an da ne soylendigini anlamiyorlar.)
IBRAHIM 4.(Allah in emirlerini) onlara iyice aciklasin diye her peygamberi yalniz kendi kavminin diliyle gonderdik.
Artik Allah diledigini saptirir, diledigini de dogru yola iletir.
Cunku o, guc ve hikmet sahibidir.
YUSUF 2.anlayasiniz diye biz onu arapca bir Kur an olarak indirdik.
SURA 7.sehirlerin anasi (olan mekke de) ve onun cevresinde bulunanlari uyarman ve asla suphe olmayan toplanma gunuyle onlari korkutman icin, sana boyle arapca bir Kur an vahyettik.(insanlarin) bir bolumu cennette, bir bolumu de cilgin alevli cehennemdedir.
EN AM 92.bu (Kur an), ummu l-kura (mekke) ve cevresindekileri uyarman icin sana indirdigimiz ve kendinden oncekileri dogrulayici mubarek bir kitaptir.
Ahirete inananlar buna da inanirlar ve onlar namazlarini hakkiyla kilmaya devam ederler.
Babalar ve Cocuklar
Cocuklarin babalarina karsi duyduklari, saygidir daha cok. Duygu dusunce alisverisleriyle beslenen dostluk onlar arasinda kurulamaz; dunyalari cok ayridir cunku, ustelik dogal odevleri de orseler bu dostluk. Babalar butun gizli dusuncelerini cocuklarina acamazlar, yaki$iksiz bir sirdaslik yaratmamak icin; dostlugun bas gorevlerinden biri olan uyarmalar, akil vermeler de cocuklarin babalarina yapabilecekleri seyler degildir. Kimi uluslarda cocuklarin babalari, kiminde de babalarin cocuklari oldurmeleri adetmis, birbirlerine cikarabildikleri zorluklari onlemek icin, dogal olarak birinin varligi otekinin yikimina bagli oldugu icin. Babalarla cocuklar arasindaki dogal baglari hor goren filozoflar da cikmistir Aristippos bunlardan biridir. Kendisinden cikmis olan cocuklarini nasil olup da sevmedigi soylenince tukurmus Aristippos ve demis ki: Bu tukuruk de benden cikti; bitler, kurtlar da cikiyor benden! Plutarkhos un kardesiyle baristirmak istedigi biri de soyle der: Ayni delikten ciktik diye kardesimin buyuk onemi olamaz benim icin... Babayla ogul apayri mizaclarda olabilirler, kardesler de oyle. Oglum olur, akrabam olur, ama belali, kotu, budala herifin biri de olabilir. Hem sonra, yasalarin ve dogal zorunlulugun bize buyurdugu dostluklarda secme ve isteme ozgurlugumuz azaliyor. Oysa bu ozgurluk sevgi ve dostluk kadar bizim diyebilecegimiz baska hicbir sey yaratamaz. Her inanc kendini can pahasina benimsetecek kadar guclu olabiliyor.
Michel de Montaigne : Denemeler
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
| Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
| Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder