Uzaktan Kuzenimiz Olan Bu Deniz Solucanıyla DNA'mızın %70'ini Paylaşıyoruz!
24 Apr, 05:04
İnsanlar, derin deniz solucanlarıyla tahmin edilenden daha fazla ortak noktaya sahip. İki deniz solucanı türünü (meşe palamudu solucanı) genetik olarak dizileyen Okinawa Bilim ve Teknoloji Lisansüstü Üniversitesinden bilim insanları, 500 milyon yılı aşkın bir süre önce insanların ve belli başlı solucanların ortak bir ataya sahip olduklarını ve genlerimizin binlercesini solucanlarla paylaştığımızı söylüyorlar.
Başları meşe palamuduna benzer bir şekle sahip olduğu için meşe palamudu solucanı olarak adlandırılan bu iki deniz solucanı türünün (Ptychodera flava türü ile Saccoglossus kowalevskii türü) genlerini inceleyen araştırmacılar, insanların ve meşe palamudu solucanlarının uzaktan kuzen olduklarını söylüyorlar.
Elbette ki uzuvları olmayan ve boyun tarafındaki yarıkları aracılığıyla solunum yapan meşe palamudu solucanlarının görünüşünün, insanın beden şekliyle bir ilgisi yok. Ancak bu solucanlar yaklaşık 14.000 adet genini insanlarla paylaşıyorlar ki bu da insan genomunun yaklaşık %70'ini oluşturuyor. Bu genler geriye doğru takip edildiğinde ise meşe palamudu solucanının ve insanların 500 milyon yılı aşkın bir süre önce (Kambriyen patlaması adı verilen bir dönem içinde) yaşamış olan ortak atasına ulaşıyoruz.
Bu eski atadan gelen genler sadece insanlarda mevcut değil aynı zamanda denizyıldızları ve onların akrabalarında, ahtapot ve mürekkep balığı gibi kafadanbacaklılarda ve omurgalı bütün hayvanlarda var. İnsanlar da dahil olmak üzere bu soy hattından gelen hayvanlara döterostomlar (döterostom: ağzı anüsünden sonra gelişen canlılar, ikincil ağızlılar) deniyor. Bütün döterostomların yaklaşık 570 milyon yıl önce yaşamış olan ortak atasına zamansal olarak en yakın olduğundan meşe palamudu solucanı, döterostom ailemizin yaşayan en yaşlı akrabasıdır.
Çok çeşitli hayvan gruplarından gelen genom verilerini, dizilemiş oldukları solucanların genleriyle karşılaştıran araştırmacılar meşe palamudu solucanında bulunan ve tüm döterostomların sahip olduğu 8.716 gen ailesi (ya da benzer gen grupları) belirlediler. Buna göre bir gen ailesi, döterostomlara özgü bir gen kümesi barındırıyor ve bu gen grubu meşe palamudu solucanında beslenme ve solunum ile ilgili. Bir meşe palamudu solucanı, ağız ve yemek borusu arasında bulunan boğaz bölgesi yakınındaki yarıkları kullanarak beslenir. Yarıklar, suyun solucanın ağzından girmesine izin verirken sindirim sistemine girmesini engeller. Döterostom grubu haricinde başka hiçbir hayvanın bunlara benzer yapılara sahip olmayışı, araştırmacıları, bu yapıları kontrol eden genlere odaklanmaya itti.
Nature dergisinde yayınlanan bulgulara göre bahsi geçen gen kümesi, döterostomlarda solungaç, insanlarda ise farenks gelişiminde rol almış olabilir. (Farenks: Sindirim kanalının, ağız ve burun boşluğunun arkasında bulunan bölümü; yutak olarak da bilinir.)
Her ne kadar meşe palamudu solucanı günümüzde yaşayan pek çok türle ilgili bilim insanlarına bilgi sunuyor olsa da araştırmanın baş yürütücüsü Oleg Simakov, daha keşfedilecek çok şey olduğunu vurguluyor. Toplanacak daha fazla genetik veri, araştırmacıların insanın genetik mirasını daha iyi çözebilmeleri ve böylelikle insan DNA'sı kısımlarının diğer tüm canlılarla olan bağlantılarını ortaya çıkarabilmeleri anlamını taşıyor.
Evrim Ağacı Eklemesi: %70 sayısının büyüklüğü sizi çok da fazla şaşırtmasın. Zira Dünya üzerindeki herhangi iki insan arasındaki genetik fark (örneğin Avusturyalı Aborjinler ile Eskimolar kadar iki uzak grup arasındaki fark bile) %0.02-0.08 arasında değişmektedir. Neandertaller ile insanlar arasındaki genetik fark %0.12, insanlarla şempanzeler arasındaki genetik fark %1.23 civarındadır. Dolayısıyla bu solucanlarla aramızdaki %30'luk fark devasadır son derece anlaşılırdır. Yine de, bu kadar uzak gözüken canlılarla bile birçok genimizin ortak olması heyecan verici olduğu gibi, evrimsel biyolojinin de açıklayıcı gücünü harika bir şekilde göstermektedir!
Hazırlayan: Ayşegül Şenyiğit (Evrim Ağacı)
Düzenleyen: Şule Ölez (Evrim Ağacı)
Kaynaklar ve İleri Okuma:
http://www.evrimagaci.org/fotograf/54/8222a45UyF587661-160425112706 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/04/24 21:00 1 39 1923atamizindeyiz@googlegroups.com
Sanma sahim herkesi sen sadikane yar olur,
Herkesi sen dost mu sandin belki ol agyar olur,
Sadikane belki ol cihanda dildar olur,
Yar olur, agyar olur, dildar olur, serdar olur.
Fatih Sultan Mehmet
Anlattigina gore kendisine bir adam gelip:
Ben ressamim, su resimleri yaptim.
Bana bu hususta fetva ver!
dedi.
Ibnu Abbas adama:
Bana yaklas!
emretti, adam yaklasinca:
Bana daha da yaklas!
dedi.
Adam yaklasti, Ibnu Abbas elini basinin uzerine koydu ve:
Ben Resulullah sav i dinledim.
Soyle diyordu:
Butun tasvirciler atestedir.
Allah ressamin yaptigi her bir resim icin bir nefis koyar ve bu ona cehennemde azab verir.
Ibnu Abbas devamla adama dedi ki:
Illa da resim yapacaksan agac yap, cani olmayan seyin resmini yap.
Kutubu Sitte 2167
Sivrisinekler Neden Linc Ediliyor
24 Temmuz 2013
Yillardir oynanan oyun bir kez daha sahnede. Yazin gelmesiyle birlikte tabiatin en narin canlilarindan olan sivrisineklere karsi bir linc kampanyasi yurutuluyor. Sivrisinekler asagilaniyor, sivrisinekler horlaniyor, sivrisinekler her turlu terlige maruz kaliyor. Ayiptir.
Ne zararini gordunuz bu hayvancagizlarin cok merak ediyorum. Suclari kan emmek mi? Peki sivrisinekler zevkine mi kan emiyor? Ilerde bildigim cok guzel bir insan var, birer gram kan emer miyiz? mi diyorlar birbirlerine? Yasamak icin besleniyorlar yahu, olay bu!
ASLINDA EN SADIK HAYVANLARDIR
Senin o mamalarla besledigin himbil kopegin tenis topunu getirince havalara ucuyorsun, kaybolup seni buldugunda sadakatini yere goge sigdiramiyorsun. Ote yandan sivrisinek dedigimiz hayvan defalarca kovmana ragmen gene gelmiyor mu suratina suratina. Sen uyurken bile basinda beklemiyor mu? Tamam arada ufak isiriklar aliyor belki ama sana zarari yok ki. 70 kiloluk bir insanin vucudunda bes litre kan var, iki gram eksildi diye mi bu tantana? Bu nasil bir cimriliktir, gozun doysun.
Ama kopekler sadikmis! Dunyada kopek mamalarina her yil milyarlarca dolar harcaniyor. O kadar parayi herhangi bir hayvana, mesela yilanlara harcasan yilan en sadik hayvan olur. Sok de sokayim diye pesinde gezer.
Beni en cok yaralayan da sivrisineklerin olurken bile binbir turlu hakarete maruz kalmasi. Ne yazik ki cogu sivrisinek kafasina terligi ya da saplagi yemeden hemen once Allahin cezasi! , Hay ben senin... , .....mun sinegi seni! gibi kufurler yiyerek can veriyor. Hos bir olum olmasa gerek. Oldureceksen oldur ama bari hakaret etme.
Oyle bir nefret var ki maalesef belki de ilk defa kan emmeye cikan bir yavru sivrisinege bile tarih boyunca yasayan butun sivrisineklerin gunahi yukleniyor. Babadan ogula nesil sanki bunlar. Sorsan dun kimi emdigini hatirlamaz, nasil bir vicdandir bu.
HAYVAN HAKLARINDA AYRIMCILIK VAR
Halbuki sivrilerle ayni ortamda mutlu olmak mumkun. Tek yapmaniz gereken uyumadan once odadaki sivrisineklerinizin karnini bir guzel doyurmak. Yani kolunuzu bacaginizi acip sizi emmelerine izin vermek. Karni doyan bir sivrisinek sizi asla rahatsiz etmez, tavanda lambanin yanina veya perdenin arkasina gecip ertesi gun emecegi kanin hayalini kurmaya baslar. Bunu onlara cok gormeyin.
Buradan hayvan haklari savunucularina ve Hayvan Partisi ne de seslenmek istiyorum. Ismini vermeyecegim birtakim hayvanlar soz konusu oldugunda mangalda kul birakmayan sizler mevzu sivrisinekler ve bilumum haserat oldugunda derin bir sessizlige gomuluyor, adeta gozlerinizi yumuyorsunuz. Bu cifte standart degil de nedir? Sivrilerin arkasi yok diye mi boyle yapiyorsunuz? Lobi mi yapmalari gerekiyor?
Ismini vermeyecegim demistim ama dayanamiyorum ve acikliyorum: Bahsettigim hayvanlar kedi, kopek ve esekler. Bunlarin kilina zarar verseniz sizi topa tutarlar. Hayvan haklarinda olcu sanirim hacim. Hacminiz kucukse haklarinizdan faydalanamiyorsunuz. Iste dunyanin en aci gercegi de bu.
Ingilizce anadilimiz olmali
Gecen gun bir is toplantisinin tam ortasina dustum. Toplantidaki herkes Turk tu ama konusmalar arasinda Check et, order edelim, fee bedel, toplantiyi set ettik, forget it, god damn it, oh come on gibi ifadeler duydum ve kendi kendime WTF is going on here! dedim. Tek kelime Ingilizce bilmememe ragmen ben bile ortamin etkisiyle Ingilizce konusmustum. Cok karizmatik buldum bir anda kendimi, kendime saygim artti. Boylece tamamen yurt icinde faaliyet gosteren firmalarin bile ise alirken neden ileri duzeyde Ingilizce istedigini de anlamis oldum.
http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder