Arzu KÖK : Demokrasi Gelecekmiş!...
Bu aralar, en çok dinlediğim şarkılardan biri, "National" adlı gurubun "Fake Empire" adlı şarkısı. "Sahte imparatorluk..."
İşte bu şarkının son kısmı şöyle diyor:
Işığı aç, iyi geceler dile
Bir an için düşünmeyerek
Her şeyi bir anda çözmeye çalışmayalım
Sen gökten düşerken izlemesi zor geliyor
Sahte imparatorlukta, yarı uykuluyuz
Sahte imparatorlukta, yarı uykuluyuz
Bana bir şeyler çağrıştırıyor. Size de çağrıştırır mı bilemem. Ülkemde olup bitenlere bakıyorum bir süredir. Bazen, uzak kalayım, haber izlemeyeyim, okumayayım diyorum ama olmuyor. Gözümün içine içine giriyor her şey, her olay… İçimden bir sesin avaz avaz bağırmasına mani olamıyorum. "Ayıp yahu ayıp, ayıp..."
Hepimizle alay ediyorlar. İnsanlar için tutuklama kararı çıkıyor, YAŞ başlıyor, anlaşmazlık çıkıyor, sonra tutuklama kararı kaldırılıyor, sonra hep birlikte "Uzlaştık" diye beyanat veriliyor. Hepimizle alay ediyorlar. İktidar alay ediyor. Ordu alay ediyor. Yargı alay ediyor. Kurumlar alay ediyor. Hatta muhalefet alay ediyor. Bunun adı da "Demokrasi" oluyor. Ülkenin bütün kurumları, gırtlağına kadar "Oyun içinde oyuna" batmış. "Fake Empire..." Sahte imparatorluğun dikişleri her yerinden atıyor. Sahte demokrasi her yerinden sırıtıyor… Ama yine de hele ki son darbe girişimi ardından etraf demokrasi havarisi doldu. Hep bir ağızdan bağırıyorlar: Demokrasi gelecekmiş…
Demokrasi; bireylerin ve kurumların farkındalığına dayalı, duyarlılık içinde yaşanılacak olan rejimin adıdır. Eğitimle gelişip olgunlaşır. Cehaletle yozlaşır, bozulur. Bu nedenledir ki demokrasi, farkındalık ve duyarlılık ister. Yani insan gibi zamanla gelişir, olgunlaşır.
Farkındalık, insanın paylaşımcılığını oluşturup artıran en yüksek bilinç seviyesidir.
Duyarlılık ise, geliştirilmiş duyguların uyanık olmasıdır. Kendiyle barışık, içinde yaşıyor olduğu toplumdan ve dünyadan haberdar olup, bütünleşip birlikte yaşamayı hak, hukuk çerçevesinde sağlayıp başarmış olmak demektir.
Tüm bunlar da demek oluyor ki, demokrasi akıl işidir. Sürekli geliştirilen akılla, şartlara uygun bir şekilde gelişip olgunlaşmayı bilmektir. İlerlemek için yenilenmektir. Paylaşımı artırıp toplumu özgürleştirmektir. Üretimi artırıp zenginleşmektir. Huzuru yayıp mutluluğu çoğaltmaktır.
Birine değer verirseniz siz de değer görürsünüz. Kendisine değer veren kişi çevresindekilere de değer verir. Kendini değersiz ve boş sayan kişi de çevresindekileri öyle kabul eder. Bu nedenledir ki bazılarının dediği gibi demokrasi sadece matematiksel sayı çokluğu ile yürütülen bir rejimin adı değil, felsefeye dayalı birlikteliktir. Birliktelik de hak, hukuk işidir.
Hakka hukuka dayanmayan demokrasinin sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmesi düşünülemez. Çünkü demokrasinin özü haktır, hukuktur. Hakkın, hukukun özü ise insanlıktır. İnsanlığın özü de vicdandır.
Yaşamdan, yaşamaktan değil, vicdansızlıktan, cehaletten, sevgisizlikten, hoşgörüsüzlükten korkmalıyız. Hakka hukuka riayetsizlikten, birbirimize olan güvensizlikten korkmalıyız. Şimdi ise her şeyden korkar olduk… Çünkü demokrasinin olmazsa olmazı değerlerin birçoğunu kaybettik.
Hani bilinen bir öykü vardır: Mahalleli fark etmiş karısı adamı aldatıyor. Çağırmışlar adamı. Bak demişler "Karının durumu durum değil, mahallenin adı çıkacak. Ya karını boşa ya da mahalleden taşın." Adam "Yalan söylüyorsunuz, iftira atıyorsunuz" diyormuş da başka bir şey demiyormuş. Mahalleli bakmış olacak değil, adama bir teklif götürmüşler. "Gel "demişler "Bir dedektif tutalım gizlice karını izlesin, ne olup bittiğini rapor etsin biz de sen de ona göre karar verelim." Adam kabul etmiş. Dedektif göreve başlamış. (Tabi o zaman telefon dinleme olmadığından bu kadar rahat değil işler.) Ertesi gün akşam tekrar toplanmışlar. Dedektif anlatmaya başlamış. "Sabahleyin demiş lüks bir araba gelip aldı. Bir kafeye gittiler. Sonra yemek yediler. Sonra sinemaya gittiler. Sonra bir eve girdiler. Ancak perdeler kapalı olduğu için ondan sonrasını göremedim." Adam atılmış herkesten önce, "Gördünüz mü bir şey olmamış" demiş.
Bir kesim yaşananları net bir şekilde görüp korku içinde yaşarken bir diğer kesim öyküdeki adam gibi gözünün önünü görmüyor. Son zamanlarda sürekli tekrarlanan "Demokrasi", "Demokrasi geliyor" söylemlerine inanıyor. Oysa zaten demokrasi ülkemize Atatürk ile gelmişti. Onu koruyamayan, geliştiremeyen bizleriz.
Demokrasi havarileri sarmış ortalığı. Peki, dostlar sizce hiçbir kurumu ve bireyi özgür değilken TÜRKİYE demokratikleşir mi? Ya da nasıl demokratikleşir?
Üniversiteler sustu. Yargı son demlerini yaşıyor. Dernekler, sendikalar etkisizleşti, medya gitti. Askeriye büyük oranda kan ve can kaybetti. Eğitim sıfırlandı. Kimse özgür değil. İnsanlar korku içerisinde. Her an terör endişesi içerisinde…
Ve hala demokrasi gelecek diyorsanız hayırlı olsun.
Arzu KÖK
a45UyF587661-160828150524 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2016/08/28 15:20 2 65 islamvebilim@googlegroups.com
Asinus asinum fricat
Esek esege surtuyor (birbirlerine asiri iltifat edenlere soylenir)
Latin Atasozu
*Seytan ayetleri - Vikipedi, ozgur an$iklopedi*
Salman Rusdi nin kitabi icin Seytan Ayetleri (roman) (http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-Ayetleri-%28roman%29) maddesine bakiniz.
Islam peygamberi Muhammed tarafindan once vahiy olarak aciklanip, sonradan Seytan tarafindan soyletildigi gerekcesiyle geri cekildigi (Kuran dan cikarildigi) iddia edilen birkac Kur an ayeti.
Bu ayetlerle ilgili rivayetler El-Waqidi, Ibn Sa d, Ebu Cafer Taberi (http://tr.wikipedia.org/wiki/Ebu-Cafer-Taberi) ve Ibni Ishak in eserlerinde yer almistir.
Seytan ayetleri ilk kez Iskoc tarihci William Muir (http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=William-Muir&action=edit&redlink=1) tarafindan 1858 yilinda kullanilmis bir kavramdir.[1] (http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-note-1)
*Rivayetler:*
Olayi nakleden pek cok farkli kaynak vardir.
Bu kaynaklar olayi bazi detay farkliliklari ile naklederler.[2] (http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-note-2)
Butun bu farkli rivayetler en sonda tek bir ortak ravi olan Muhammad ibn Ka b a dayanir.
Ozetle Muhammed in Mekke de akraba ve komsularini Musluman yapmak icin caba harcadigini ve onlara Necm Suresinden (http://tr.wikipedia.org/wiki/Necm-Suresi) ayetler okurken seytanin araya girip 19 ve 20.ayetlerden sonra kendisine sunlari soylettigi rivayet edilir:
19 Lat ve Uzza ya20 ve diger ucuncusu Menat a ne dersiniz?21 bunlar sefaatleri umulan yuce turnalardir.
Lat, Uzza ve Menat Mekkelilerin taptiklari putlar idi.
Seytan tarafindan eklendigi soylenen bunlar sefaatleri umulan yuce turnalardir ayetinde gecen turna kelimesi Arapca gharaniq diye gecer ve bu put, varlik seklinde de tercume edilir.
Bu olay Muhammed in sozu edilen pagan tanrilarinin gercekten var oldugunu kabul ettigi seklinde algilandi.
Muhammed in tanrilarini ovdugunu duyan Mekkeliler bunu sevincle karsiladi ve sureyi sonuna kadar Muhammed le birlikte okudu.
Bu olay uzerine Mekkelilerin Musluman oldugu haberlerinin yayildigi ve o zamana kadar Habesistan a goc etmis olan Muslumanlarin Mekkeye geri dondukleri ifade edilir.[3] (http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-note-3)
Islam gelenegine gore bu olaydan sonra Cebrail, Muhammed i konu hakkinda bilgilendirmek icin Hacc Suresi 52.ayeti indirir:
Senden once hicbir resul ve nebi gondermedik ki, bir sey temenni ettigi zaman, seytan onun bu temennisine dair vesvese vermis olmasin.
Ama Allah seytanin vesvesesini giderir.
Sonra Allah ayetlerini saglamlastirir.
Allah hakkiyla bilendir, hukum ve hikmet sahibidir
Muhammed fitneyi onlemek icin sozlerini geri alir ve ayetler su sekilde duzeltilir:
19 Lat ve Uzza ya
20 ve diger ucuncusu Menat a ne dersiniz?21 erkek size de, disi O na mi?
22 oyle ise bu cok insafsizca bir paylastirmadir.
23 onlar ancak sizin ve atalarinizin (ilah edindiginiz seylere) taktiginiz isimlerdir.
Allah, onlar hakkinda hicbir delil indirmemistir.
Onlar (putperestler)yalniz zanna ve nefislerin arzusuna tabi oluyorlar.
Andolsun ki, kendilerine, Rableri katindan yol gosterici gelmistir.
*Rivayetlerin tarihsel degeri:*
Garanik olayi bazi Musluman muelliflerce tamamen ve siddetle reddedilir ve Islam dusmanlarinca uydurulmus rivayetler olarak degerlendirilirken, bazilari tarafindan kismen kabul edilirler.[4]
Prof Dr. Ismail Cerrahoglu, Islam dusmanlarinin[sic] bu rivayetleri yasanmis bir olay olarak degerlendirme egiliminde oldugunu iddia eder.[5]
*Kaynakca :*
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-ref-1) John L.Esposito (2003).The Oxford dictionary of Islam.Oxford University Press.s.563.
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-ref-2) http://www.brillonline.nl/subscriber/entry?entry=q3-SIM-00372
(http://www.brillonline.nl/subscriber/entry?entry=q3-SIM-00372)
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-ref-3)
https://docs.google.com/viewer?a=v&q=cache:90DKnyr5yb8J:dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/769/9749.pdf+&hl=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEESjOH6MJ0wDVxC14hcwOOrjtIrZSS43-E7ogLjt14pKb12YYzoNASaiAx7tVZ8V3ygpkCa2Q3vxugYaNM2WlF5HHA5BmPFhIHJ-P-qn8pjrmWfB22a6tSt9PpW0PjLC-BS0nvXE1&sig=AHIEtbSii0UnfBffx4xtYizWTRGAuRM0Kw (https://docs.google.com/viewer?a=v&q=cache:90DKnyr5yb8J:dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/769/9749.pdf+&hl=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEESjOH6MJ0wDVxC14hcwOOrjtIrZSS43-E7ogLjt14pKb12YYzoNASaiAx7tVZ8V3ygpkCa2Q3vxugYaNM2WlF5HHA5BmPFhIHJ-P-qn8pjrmWfB22a6tSt9PpW0PjLC-BS0nvXE1&sig=AHIEtbSii0UnfBffx4xtYizWTRGAuRM0Kw)
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-ref-4)
http://www.belgeler.com/blg/2xnw/garanik-kissasi
(http://www.belgeler.com/blg/2xnw/garanik-kissasi)
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-ayetleri#cite-ref-5)
Garanik Meselesinin Istismarcilari
(https://docs.google.com/viewer?a=v&q=cache:90DKnyr5yb8J:dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/769/9749.pdf+&hl=tr&gl=tr&pid=bl&srcid=ADGEESjOH6MJ0wDVxC14hcwOOrjtIrZSS43-E7ogLjt14pKb12YYzoNASaiAx7tVZ8V3ygpkCa2Q3vxugYaNM2WlF5HHA5BmPFhIHJ-P-qn8pjrmWfB22a6tSt9PpW0PjLC-BS0nvXE1&sig=AHIEtbSii0UnfBffx4xtYizWTRGAuRM0Kw) Prof. Dr. Ismail Cerrahoglu
*Ayrica bakiniz*
El-Lat (http://tr.wikipedia.org/wiki/El-Lat)
El-Uzza (http://tr.wikipedia.org/wiki/El-Uzza)
El-Manat (http://tr.wikipedia.org/wiki/El-Manat)
Turk ulusunun yurumekte oldugu ilerleme ve uygarlik yolunda elinde ve kafasinda tuttugu mesale, pozitif bilimdir
ATATURK, 1933, 10.Yil Nutku, Soylev ve Demecleri
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder