Yeni Gladyo tarikatların üstüne kuruldu.
- YENİ GLADYO CEMAAT-TARİKAT EKSENİNDE KURULDU
- GLADYO YAPILANMASININ NİHAİ HEDEFİ TÜM ÜLKEYİ YÖNETMEKTİR
- YENİ GLADYO DA ÇÖZÜLÜYOR
- Şimdi akla şu sorular geliyor:
21 Ağu, 2016
Gladyo yapılanmasının temel dayanak noktası "komünizmle mücadele" ortadan kalkınca, bu örgütler sorgulanır hale geldi. İşte 1990'larda İtalya'da Gladyo'nun deşifre olması bu yüzdendir.
Gladyo, İtalyancada iki tarafı keskin, kısa kılıç anlamına gelen bir kelime. Dünya kamuoyu bu kelimeyi belki de ilk defa İtalyan savcı Antonio DiPietro sayesinde duydu. Savcı DiPietro, 1990'lı yılların başında ülkenin kalburüstü politikacılarına karşı rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları yürütürken,devletin derinliklerine yerleşmiş gizli bir örgütle karşılaşmıştı.
İtalya'da Gladyo adı verilen bu örgütün benzerleri, değişik isimler altında 1952 yılında itibaren tüm NATO ülkelerinde faaliyet gösteriyordu. Soğuk Savaş döneminde CIA tarafından kurulan bu örgütleringörünen amacı; Varşova Paktı'ndan gelecek bir saldırı sonrasında işgal altında kalan NATO üyesi ülkelerin topraklarını savunmak için cephe gerisinde halkı örgütleyerek gerilla direnişi başlatmaktı.
Perde arkasındaki gizli amaç ise; NATO ülkelerindeki politik gelişimlere müdahale etmekti. İşgal ve nükleer savaş tehdidi olan Soğuk Savaş döneminde, siyaset, iş dünyası ve bürokrasideki seçkinler, ülkelerinin Doğu Bloğuna yaklaşmasına sebep olabilecek bir sol hareketin yükselişini önlemek için Gladyo'nun yaptığı operasyonlara göz yumdular. Hatta desteklediler. Amaç, NATO ülkelerini "büyük koruyucu(!)" ABD'ningüdümünde-ekseninde tutmaktı.
Türkiye'yi olmayan komünizm tehlikesine karşı koruyacak bu yapının temelleri 1948 yılında atıldı. Aynı yıl aralarında Alparslan Türkeş'in de olduğu 16 subay, "özel harp" teşkilatını kurmak maksadıyla ABD'ye eğitime gönderildi. Türkiye, NATO'ya girdikten hemen sonra "özel harp kuvvetleri", Seferberlik Tetkik Kurulu olarak ABD güdümünde yeniden yapılandırıldı. 1974 yılına kadar bu yapının tüm giderleri gizli bir ödenekle ABD tarafından karşılandı. Herkesin Gladyo diye bildiği yapının askeriye bünyesindeki kolu böylece doğmuş oldu.
ABD'ye "komünizmle mücadele eğitimi" için sadece askerler gönderilmemişti. Çeşitli burslar, fonlar, devreye sokularak, yüksek bürokratlar, güvenlik görevlileri, gazeteciler, sendikacılar, akademisyenler ve siyasetçiler de tornadan geçirilmişti. Böylece başta asker olmak üzere, güvenlik, dışişleri, adli ve eğitim bürokrasisinde bir Gladyo yapılanmasının temelleri atılmış oldu. Zamanla güçlenen ve devletin derinliklerine yerleşen işte bu yapılanma, Türkiye'yi ABD güdümünde tutmak için 1960'lardan günümüze, ülkede yaşanan tüm darbeler, faili meçhul cinayetler ve sokak hareketlerinden sorumludur.
YENİ GLADYO CEMAAT-TARİKAT EKSENİNDE KURULDU
1990'lara gelindiğinde Sovyetler Birliği dağılınca, dünyada komünizm tehlikesi de ortada kalkmış oldu. Özellikle NATO ülkelerinde daha rahat örgütlenen Gladyo yapılanmasının temel dayanak noktası "komünizmle mücadele" ortadan kalkınca, bu örgütler sorgulanır hale geldi. İşte 1990'larda İtalya'da Gladyo'nun deşifre olması bu yüzdendir.
Benzer şey Türkiye'de de yaşandı. PKK ile mücadele eden TSK; 1990'lı yılların başında ABD'nin örgütü desteklediğini keşfetti. Böylece "stratejik müttefiklik" meselesi sorgulanır hale geldi. Bu dönemde TSK, yeniden yapılanma kapsamında 1992 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığını kurdu; "Özel Harp Dairesi"ni de (Seferberlik Tetkik Kurulu'nu da) buraya bağladı. Bu kurumun eski görevlilerinin birçoğuna son verildi, gizli mühimmat depoları kaldırıldı. Özel Kuvveler artık siyasete yön verme görevi olmayan, PKK'ya karşı mücadeleye odaklanmış, tamamen askeri bir birime dönüştü. Takip eden süreçte Türkiye'deki Soğuk Savaş dönemi Gladyo'su işe yaramaz hale geldi.
Gladyo türü yapılanmalar, Amerikan emperyalizminin sömürge ve yarı sömürge ülkeleri kontrol altında tutmak için icat ettiği vazgeçilmez araçlardır. Böylesine bir aracın yokluğunda Türkiye kısa sürede kontrolden çıkabilirdi. ABD derin devleti vakit kaybetmeden "yeni Gladyo"nun inşasına başladı. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yeni Gladyo yapılanması, din eksenli tarikatlar ve cemaatler üzerine kuruldu. Türkiye için seçilen örgüt Fetullah Gülen Cemaati'ydi.
O yıllarda askerler din eksenli örgütlenmeye karşı oldukları için işe MİT'den başlandı. "MİT'i sivilleştiriyoruz" kamuflajı altında, askerler istihbarattan bir bir uzaklaştırılırken yerine Cemaat mensupları dolduruldu. Bu çabalara paralel olarak,polis, yargı ve ordu içindeki kadrolaşma çalışmasına da hız verildi. CIA, yeni stratejisini dinci-laik çatışması üzerine kurmuştu. Devleti dindarlara teslim etme görünümünde yapılan operasyonlarda aslında milli unsurlartasfiye edilirken yerine kendi elemanları yani FETÖ'cüler yerleştiriliyordu.
GLADYO YAPILANMASININ NİHAİ HEDEFİ TÜM ÜLKEYİ YÖNETMEKTİR
Gladyo yapılanması, kamuoyunda yanlış bilindiği şekliyle sadece asker içinde bulunan veyahut Uğur Mumcu, Bahriye Üçok ve Necip Hablemitoğlu gibi kilit aydınları öldüren tetikçi bir örgüt değildir. Gladyo'nun amacı, ülke siyasetini yönlendirmek olduğu için bütün toplumu etkileme kabiliyetine sahip olması gerekir. Bu maksatla Gladyo, siyaset, yargı, üniversiteler, medya, asker ve polis gibi kilit kurumların tamamında yuvalanmış ve aynı anda, aynı amaca yönelik hareket etme kabiliyetine sahip bir örgüttür.
Örneğin Balyoz adıyla bilinen kumpas dava, Gladyo operasyonlarının en güzel örneklerinden biridir: Asker içindeki Gladyo elemanları sahte delilleri üretmiş ve tasfiye edilecekleri belirlemiştir. Polis içindeki elemanlar kovuşturmaları yapmış; yargı içindeki savcılar delilleri eliyle koymuş gibi bulmuşve olmayacak iddianameler hazırlamıştır. Hâkimler delillerin sahte olduğunu bilmelerine rağmen bunlara doğru muamelesi yapmıştır. TÜBİTAK ve Adli Tıp'daki örgütün sözde bilim adamları, sahte raporlar hazırlamış; bu arada örgütün medya organları ve medyadaki tetikçileri, kamuoyu oluşturmuş, istihbarat birimlerindeki elemanlarsiyasilere sundukları raporlarla onları yanlış yönlendirmiştir. Böylece toplumun çok büyük bir kesimini uzunca bir süre için kandırmakmümkün olmuştur. 17-25 Aralık da Gladyo operasyonlarının bir başka örneğidir. Bu manada FETÖ, Türkiye'deki Gladyo'nun adıdır.
YENİ GLADYO DA ÇÖZÜLÜYOR
Şimdi gelelim sadede. Komünizmle mücadele prensibi çerçevesinde ilk defa hayata geçirilen Gladyo mekanizması, Soğuk Savaşın bitmesiyle önce İtalya'da deşifre olmuş sonra bir dönüşüm geçirerek tüm dünyada yeniden cemaat-tarikat ekseninde örgütlenmişti. Bu sefer bu yeni örgütlenme, ilk defa Türkiye'de deşifre oldu. FETÖ elemanları, devletin tüm kurumlarından hızla temizleniyor.
Şimdi akla şu sorular geliyor:
– 1990'larda kılık değiştirerek, Türkiye'de FETÖ adında örgütlenen bu Gladyo yapılanması acaba diğer ülkelerde hangi cemaat ve tarikatlar içinde örgütlenmiştir?
– Darbe girişimi sonrası; "TSK'da, ABD'nin en yakın müttefiki önemli sayıdaki subay hapse atıldı"diyen, ABD özel operasyonlar eski komutanı, şimdi ise ABD Merkez Kuvvetler komutanı olan Org. Joseph Votel, acaba Mormon mudur?
– 13'üncü Dalai Lama'yı ABD niçin himaye etmektedir?
– Arap Baharında neler olacağını Tunus'taki ilk hareket başlamadan 3 ay önce bilen şimdi ise hayatta olmayan Nakşibendi Şeyhi, Nazım Kıbrisi'nin dergâhı halen New York'ta mıdır?
– Almanlar, ABD merkezli Scientology tarikatının ülkelerindeki yapılanmasının ulaştığı boyutu artık tehlike olarak mı görmektedirler?
– Batılı ülkelerin neredeyse tamamı, Türkiye'de tankların altına yatan halkın bu büyük demokrasi zaferini niçin görmemezlikten geliyor?
Bu soruları artırmak mümkün. Uzun lafın kısası; şuan Batılı elitlerin tamamı panik halindedir. Çünkü Tükiye'de FETÖ'nün çözülmesi diğer ülkelerdeki benzer yapılanmanın çözülmesinin önünü açacaktır.Anlayacağınız Avrupa'da demokrasiyle yönetildiklerini zanneden sıradan insanlar,zamanla demokrasi görünümlü Gladyo oyunlarına başkaldıracaktır. Avrupa'da bu başkaldırının ilk olarak ABD ile ekonomik rekabet halinde olan AB'nin lideri konumundaki ülkesi Almanya'da olması beklenir.
Son söz olarak şunu söyleyelim; ABD, Fetullah Gülen'in iadesini geciktirdikçe tüm dünyada sistemin deşifre olmasını hızlandıracaktır.
Osman Başıbüyük
Odatv.com
http://www.ilk-kursun.com/haber/273726/yeni-gladyo-tarikatlarin-ustune-kuruldu/a45UyF587661-160821203826 Oraj Poyraz At Neomailbox.net cimcime@neomailbox.ch
2016/08/28 14:20 2 65 islamvebilim@googlegroups.com
Populer bir politikacidaki tum karakterlere sahipsin;
berbat bir ses, kotu ahlak ve kaba davranis.
Aristophanes
Kalem (Nun) Suresi nin 32.ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus...
Ayetin anlami:
Belki Rabbimiz, daha hayirlisina cevirerek bundan daha iyisini bize verir
Said-i Nursi ye gore; Risale-i Nur un yazilmasi ve yayilmasi sirasinda cok olaganustu olaylar oldu.
Yazarina, yani Said-i Nursi ye buyuk $ikintilar verildi.
O sirada, Kucuk bir Mescidi ne de ilisildi! Iste o zaman Risale-i Nur sakirtleri Guclu bir rica ve yakarisla Allah a yalvardilar: Ya Rab!
Bu korkunc Ruyayi hayra cevir! dediler.
Herkes umutsuz bulunurken, Risale-i Nur sakirtleri, umud lu oldular ve Muslumanlarin morallerini guclendirdiler.
Onun icin de Allah dileklerine gore daha hayirlisini verdi.
Iste ayette, bu olaya isaret ediliyor
Buna gore ayetin anlami su oluyor:
Risale-i Nur sakirtleri dediler ki; Umariz ki Rabbimiz, bundan daha iyisi, hayirlisini bize verecek
Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.
Nevzat Evrim Onal : Dindar, kindar ve asalak nesil
05/04/2016 Sali
Ulkenin emegiyle gecinen insanlari olarak sunu hic tereddutsuz soyleyebiliriz: Islamcilar bu topluma yapismis asalaklar. Topluma hicbir faydalari yok; ondan besleniyor ama ona deger katmiyor ve zayif dusurup sagligini bozuyorlar. Bugun ortadan kalksalar toplum zarar gormez, ama her gun emip tukettikleri buyuk miktarda toplumsal kaynak faydali isler icin kullanilabilir.
Ustelik bu, salt son birkac yilin meselesi degil. Asalaklik, islamciligin fitratinda var. Islamci ideolojinin kokeninin dayandigi ulema, Osmanli tarihi boyunca tek bir anlamli ise yaramamis; ancak surekli toplumsal kaynaklardan otlanmis ve otlanamadigi anda kazan kaldirmistir. Imparatorluk maliyesi iflas edip toprak rejimi bozuldugunda ilk isyan edenler, ciftci olup da toprakla ugrasmamak ve bos beles yasamak icin medreselere dolusmus suhtelerdi*. Ulema, imparatorlugu kurtarmak icin yapilan her modernlesme cabasina bencilce direndi, fetva uzerine fetva cikartti ve devrim tarafindan supurulene kadar memleketin kanini emdi. Bu baglamda, gericilerin cumhuriyet devrimlerinden en fazla dillerine doladiklarinin harf devrimi olmasi mantikli; cunku harf devriminin bir hedefi gercekten de ulemanin, yani isi gucu tek bir kitabi okuyup isine geldigi gibi yorumlamak olan, skolastik cag kesislerinden beter asalaklarin toplumsal etkisini kirmakti.
Hazmedemedikleri, bunun basariya ulasmis olmasidir.
Ne var ki bu basari, cumhuriyetin ilericiligi ozel mulkiyet duzeninin sinirlarina carpana kadar surdu. Kapitalizmin issizlik ve sefalete mahkum ettigi toplumsal kesim buyudukce, Marx in Komunist Manifesto da aylaklik icinde curuyen yigin olarak tanimladigi ve gerici entrikalara kendini satmaya yatkin oldugunu vurguladigi lumpen proletarya, islamcilik tarafindan din afyonuyla uyusturulup ucuza satin alinarak bu topraklara uygun bicimde kurgulandi.
Bu kurgunun hamileri, Turkiye nin en gerici mulk sahipleri, haciaga lardi. Uretim namina hicbir isin ucundan tutmayan bu adamlar, zenginliklerini esasen devlet himayesinde gayrimuslimlerin mallarini yagmalayarak, bilhassa Demokrat Parti nin 6-7 Eylul provokasyonu sayesinde edinmisti (ornegin Beyoglu ndaki is hanlarinin cogunun 1955-56 arasinda tuhaf bicimde el degistirdi). Benzer bir surec metropoller goc ile buyurken yasanan gayrimenkul zenginlesmesinde, kamu arazilerine cokulmesiyle isledi. Boylelikle islamci zenginler, kendilerine en uygun para kazanma yontemleri olan rantiyelik, esnaflik ve ticarette hakim hale gelerek kapitalizmin finans haric her uretmeden kazanma yontemlerinde ustalastilar.
Toplam ogrenci sayisi bir milyonu asmis imam hatip sacmaligi buraya oturuyor. Bu kadar imama ihtiyac yok. Halkin bu yonde ozel bir talebi de yok; aksine kontenjanlar bos kaliyor ve insanlar cocuklarini kaydettirsin diye kirk takla atiliyor. En dindar aileler bile imam hatip okullarini son care olarak goruyor ve cocuklarinin gercek bir meslek edinmesini istiyor. Ne var ki islamci para babalarinin, iktidarlarina bekci ve deger uretmeyen getir gotur isleri icin emirlerine amade olacak, kafasi pek calismayan, gerektiginde icinden cihatci devsirilebilecek bir genc lumpen yigina; yeni bir asalak suhte kusagina ihtiyaci var.
Soruyorum: Hirsizlik, tecavuz, subyancilik ve akla gelen her turlu ahlaksizligin buradan fiskirmasinda sasilacak bir sey var mi? Insani ahlakli kilan, her seyden once ozsaygi ve ozguvendir; bunlari da emegiyle deger uretme becerisine sahip oldugunu gormesi saglar. Tek faydali isin ahirette hurilere kavusmak icin ibadet oldugunu dusunen, deger ureten emegi nafile bir caba goren ve islamin iktidari icin her alcakligi mubah sayan insanlar ahlakli olamazlar.
Ve tersi de dogru: Bu ulkenin iscilerinin onemli bir bolumu sagci ideolojilerin etkisinde kendi cikarlarini goremiyor ve savunamiyor olabilir; ama islamci guruhun icinde isciler cok kucuk bir azinlik.
Bugun, bir kez daha, 2013 Hazirani ndaki gibi karsi karsiya duruyoruz. Bir tarafta ulkenin egitimli, aydinliktan yana, dinsel degil modern kurallarla yasamak isteyen, kentli emekcileri var, biz variz. Diger tarafta ise bize hakaret eden, baski ve siddet uygulayan cahil, gerici, asalak lumpenler.
Biz olmasak, bu ulkeyi bir gun dahi donduremezler. Emegimizle bu faydasiz softalari beslemek zorunda degiliz. Imam yetistirmeyen imam hatipler kapatilsin diyen Gericilige Karsi Aydinlanma Hareketi, tam da bu karanliktan cikis yolunu gosteriyor.
evrimonal@gmail.com @nevzatevrimonal www.facebook.com/nevzatevrimonal
Medrese ogrencisi demek olan suhte, ayni zamanda softa kelimesinin kokenidir. Konuyu merak edenler, Celali Isyanlari oncesi ve sirasinda dolup tasan medrese imarethanelerinin nasil bugunku Ensar Vakfi na benzer tecavuz yuvalari olduguna dair tarihsel bilgiler icin Prof. Mustafa Akdag in Turk Halkinin Dirlik ve Duzenlik Kavgasi: Celali Isyanlari eserine bakabilir.
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/nevzat-evrim-onal/dindar-kindar-ve-asalak-nesil-151478
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder