27 Kasım 2016 Pazar

Ve Kemal böyle buyurdu!

Pezevenkin evladı Kemalislerle maytap geçecek ya, işte böyle bir haberi ve yorumu dötünden uydurmuş.
Ve getirmiş olayı Kemalistlere, CHP'ye bağlamış.

Peki benim elimi bağlayan, ağzımı büzen var mı?
Sen bu kadar fütursuz, bu kadar ahlaksız, bu kadar edepsiz olunca beni kim tutabilir.

Pezevenk şamanı küçümsüyor.
Peki Muhammed şamandan daha mı üstün.
Muhammed ki, Müslümanların tanrısıyla, Allah'la konuşan adam.
Şaman da doğanın bütün tanrılarıyla konuşabilen adam.

Kim şamanı küçümseyebilir.
Şarlatanlıksa, ne farkı var?
Peygamberlikse ne farkı var?

Ulan eşşoğlu eşşek önce başkalarının dinlerine saygılı olacaksın.
Sonra kendi dinin için saygı bekleyeceksin.
Önce kendi edebini takınacaksın, sonra edep bekleyeceksin.

Ağzını doldura doldura herkesi kafir ilan ettiğinde hiç şaşırmayacaksın, başkaları da seni kafir ilan edecek, hiç öfkelenmiyeceksin.
Maytap geçtiğinde, birileri de seninle maytap geçer, bunun da bekleyecek ve kabul edeceksin.
Bu alem, böyledir, etme bulma dünyasıdır.

Terbiyesiz, edepsiz, ahlaksız, adamlar.

Bunlar bize saygı, sevgi öğretiyor.
Bunlar bizlere din, iman, ahlak öğretiyorlar.

Ve hakkını vermek lazım, belli ki belirli bir başarı oranları da var.
Var ki, başkalarının dinleri, imanları hakkında hakaret etme, alay etmek, küçümseme hakkını kendinde bulan milyonlarca insan var.
Hem ülkemizde, hem dünyada.

İnsanı zorla din, iman, Allah için hakaret ettirecekler.
Bakın uyarıyorum.
Medeni dünya işte böyle düşman oluyor.

Müslümanlar bir karar vermek zorunda.
Allah sizin politik yardakçınız mı, Allah sizin partinin üyesi mi, Allah sizin siyasi müttefikiniz mi?
Eğer öyleyse sizinle mücadele edenler kusura hiç bakmayın hedef tahtasına Allahı da, Kur'anı da, İslamı da koyar.
Hem de hiç çekinmeden, hiç ikircik yaşamadan koyar.
Madem ki, siz dini, ilahı politik mücadelenizde kendinize yar ve yardımcı edindiniz, o halde yapacak bir şey yok.
Siz dininizin, ilahınızın, kitabınızın da eleştiri odağında olmasını kabul edeceksiniz.

Ve hiç hoplayıp zıplamaya, köpürüp, öfkelenmeye hakkınız yok.
Siz yaptınız, siz ettiniz.
Siz tekfircilik ederken, bunun karşılık bulmaması düşünülemezdi.
Siz başkalarının dinini, ilahlarını aşağılarken bunun karşılık bulmaması düşünülemezdi.
Siz edepsizlik, terbiyesizlik, ahlaksızlık yaparken, bunun karşılık bulmaması düşünülemezdi.

Lütfen artık bir karar verin.
Hem kel, hem fodul olmayı bırakın.

Tek taraflı bir ahlak ölçüsü bu evrende muteber olamaz.
Ne ederseniz, onu bulursunuz.

Ya etmeyeceksini ve bulmayacaksınız.
Ya da ettikleriniz karşılık bulunca bunu da normal sayacaksınız.


Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA       


Ve Kemal böyle buyurdu!

27 Kasım 2016 08:56


Kemal'in ruhu geri döndü. Nejla Çarpan'a gelen Cin bu kez Şaman Durek olarak göründü.

"Buraya gelmemi Atatürk söyledi" diyor Türkiye'yi ziyaret eden dünyanın en güçlü Şamanlarından Durek ve devam ediyor: "Ben Türklerin kendi köklerinden gelen gücü ve duyguyu dışarı çıkarmak istiyorum. Bütün Türkiye'yi iyileştirebilir miyim? Hayır. Ama bir kıvılcım yakabilirim."

Aranan kan bulunmuştur. Artık bize havada, karada, denizde ölüm yok!

"Her şey Atatürk'ü rüyamda görmemle başladı. Genç, şapkalı, çok iyi giyimli bir adam bana doğru yürüyor. "Türkiye'ye gitmen lazım. Çünkü Türkiye'de insanların derin kökleri var. Onlara köklerini hatırlatmalısın" diyor. "Türkiye'ye gidemem çok tehlikeli" dediğimde, "Hayır, yolunu açacağım" diyor. "Sen kimsin?" diye sorduğumda "Benim adım Kemal" şeklinde cevap veriyor. "Camel" mi diyorum, hayır "Kemal" deyip duruyor. "Türklere güçlerini hatırlatmalısın. Biz çok güçlüydük. Ama gücümüzü unuttuk. Eğer Türkler güçlerinin farkına varırlarsa Türkiye dünyanın merkezi haline gelecek" diyor. İki gün sonra Türkiye'den arkadaşım Ceyda aradı. "Seni rüyamda gördüm, Türkiye'ye gelmelisin" dedi. Bir hafta sonra İstanbul uçağındaydım" diyor AfroAmerikanTürk Şaman!

Hadi Kemalistler, Laikler, CHP'liler, Laik Türkçüler ailenizin Şaman'ı geldi! Hem şifa dağıtıyor, hem Ruhlar aleminde manevi bir yolculuğa çıkıyorsunuz. "Gök Tanrı" kutsamak için sizi bekliyor.!

"En çok Türkiye'de vakit geçiriyorsun. Atalarınla ilgili bir bağın var mı Türkiye'de?" diye soruyor Vatan'dan Eylem Kaftan. O, "Evet kız kardeşimin babasının Türk olduğunu öğrendim." Hayda "Kız kardeşinin babası Türk. Peki kendi babası kim oluyor? Onu da öğreniyoruz; "Annemin bir Türk'le ilişkisi olmuştu ama bugüne kadar bize gerçeği söylememişti, aslına kendisi de emin değildi. Bunu birkaç ay önce öğrendim." Peki resmi babası ne dedi bu işe? Onu bilmiyoruz. Biyolojik babası kim onu da bilmiyoruz. Ama menevi babasının Mustafa Kemal olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.. Tabii o Kemal, Kemal Kılıçdaroğlu değilse!

Durek aslında olağanüstü bir kişilik!!! "Daha henüz 5 yaşındayken Şaman Durek hayattaki yolunu biliyordu. O bir Şaman olacaktı. Afrika kabilesinin şifacı kadını olan büyükannesi onun bir Şaman olacağını ve selefi olarak atadığını henüz o doğmadan çok önce söylemişti. Çocukken, insanların düşüncelerini duyuyor, enerjilerini görüyor, ruhlarla konuşuyor, olacak olayları olmadan önce biliyor, insanların acılarını hastalıklarını biliyor ve onları iyileştiriyordu. Tek sorun, genç Durek herkesin bu yeteneklere sahip olduğunu sanıyordu." Size "başarı", "mutluluk" ve "sağlık" vaad eden bu kişinin adı aslında "Bir bilen" demek. O, "Danışanlarıyla Hollywood Hills, Los Angeles ve New York City'de bulunan özel muayenehanelerinde buluşuyor. Heaven and Earth (Cennet ve Dünya) NYC ve VIP Klubün ortak kurucularındandır. Eğitim seminerleri verir, doktorlarla konferanslar verir. Hayatın korunması için Dünya çapında insanların dikkatlerini çeken bir aktivisttir!?."

Ben bayıldım bu röportaja. "Atatürk'ün isteğini nasıl yerine getirebilirim" diye sormuş o içindeki sese. "O ses bana 'kitap yazmalısın' dedi" diyor. O da yazmış. "Türkiye'deki danışanların arasında siyasetçiler var mı mesela?" diye sormuş Eylem hanım. O da cevaplamış "Evet Ankara'da üst düzey görevliler, meclisten insanlar var danışanlarım arasında. Hükümette çalışan insanlar, ünlüler, doktorlar, pek çok kişi." "Anadolu ışığı"ndan söz ediyor. "Türk kültürü o kadar güçlü ki dünyayı değiştirebilir" diyor..

Bakın Durek'in kıymetini bilelim!? "Şaman Durek, Türkiye'nin dünyanın kaderini değiştirebilecek çok özel bir konuma sahip olduğunu ve insanlarının dünyada eşi benzeri olmayan bir güç taşıdıklarını" anlatıyor.

Bir başka gazeteci onu şöyle tanıtıyor: "Tüm dünyayı dolaşan Durek, Hollywood yıldızlarından devlet erkanına, aile bireylerinden yardıma muhtaç kimselere kadar çok geniş bir insan topluluğunun şifa bulmasına aracı oluyor. (…)'deki Bilgi Paylaşım Merkezi'nden insanlara ulaşan Şaman Durek'in kendi deyişiyle buraya asıl 'gönderiliş' amacı, Türkiye'de mümkün olduğu kadar çok insanın içindeki eşsiz bir kıvılcımı ortaya çıkarmak." (…) "Tanrı bana Türkiye'ye gelmemi söylediği için buradayım. (Tanrı mı, Kemal mi söyledi, iki ayrı röportajında iki ayrı iddiası var.) Burada çok büyük bir şey oluyor. Gelecekte dünyada her şeyin akışını değiştirecek bir enerjinin büyük bir kısmı buraya odaklandı. Türkler hem Avrupalı gibi hem de eski dünyadan gelen yanını yitirmeden yaşamak istiyor. İşte bu çok güçlü bir pozisyon. Bu ruhani bir devrim gücüdür. Birbirine zıt iki enerjinin arasında vereceğiniz kararla bu enerjileri görülmemiş biçimde değiştirebilirsiniz."

Anlayacağınız bizim FETÖ, Sidre-i münteha'ya Cebrail'e bile gerek görmeden gidiyor, Evrenesoğlu'nu geçtim, kendini Gülen'e benzettiğim iddiası ile savcılığa hakkımda suç duyurusunda bulunmuş, biliyorsunuz kendisine de kitap geldiği iddiasında, o da Amerika'da yaşıyor. Bu Şaman da o Tanrı dediği kimse ondan talimat alıyor!

Ondan bir cümle daha. 'Şamanizm bir din değilmiş; yol gösteriyor(muş)' hem zaten Şamanizm İslam'la çelişmezmiş ki! "Hem Şamanist, hem Müslüman olabilirmişsiniz." "Şamanizm bir yaşam tarzı gerçeğe ulaşma aracı" imiş. Bu magazinci gazeteciler keşke akledip bir de bunu Diyanet'e sorsalardı!

Bizim başımız yerlileri ile belada iken bir de ithal malı Şaman'ımız oldu.. Hayırlısı bakalım. Ne kadar da meraklısı varmış bu işin. NLP'cilerden, Transandantal Meditasyonculardan sonra bir de bu çıktı başımıza. Sahi! Ankara'daki politikacıları, bürokratları, İstanbul'daki işadamları kim ki! Selâm ve dua ile..

http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/abdurrahman-dilipak/ve-kemal-boyle-buyurdu-17331.html 
a45UyF587661-161127205326 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/11/27  21:55 3  49  pembe@googlegroups.com


 


Onder once kendini egitmeli, sonra digerlerini.

Hz.Ali

Resulullah sav buyurdular ki:
Kim resim yaparsa, Allah onu Kiyamet gunu, yaptigi resim sebebiyle, onlara ruh ufleyinceye kadar azab eder.
Hicbir zaman da ruh ufleyici degildir.

Kutubu Sitte 2168

DOGA YASALARI UZERINE DUSUNCELER -3-

Boylece geldik felsefenin en buyuk ustalarindan birine: Rene Descartes. (1596-1650) Yontem uzerine konusmalar felsefeyi seven herkesin kitapliginda olmasi gereken bir eserdir. Bu calismada Descartes, once hinzirca bir bicimde insanlari igneleyerek ise baslar: Sagduyu bu dunyada en adil sekilde dagitilmis seydir; cunku herkes kendi aklinin ve sagduyusunun dogrulugundan emindir! Insanlarin kendi varliklarindan (ve icinde bulunduklari varolussal konumdan) cok emin olmalarina karsilik Descartes alabildigine supheci bir insandir. Oyle ki bir sobanin karsisinda oturup dinlendiginden bile emin degildir. Ruya veya hayal goruyor da olabilir. Icinde bulundugu varolus durumu aslinda gelip gecici bir yanilsama da olabilir. Ama emin oldugu tek sey, kendi varligi uzerinde dusunuyor oldugudur. Boylece meshur sozunu soyler: Dusunuyorum; o halde varim. Descartes in bu dusunce tarzi yuzyillar sonra varolusculuk (egzistansiyalizm) felsefesinde baska bir sekilde dile getirilecektir: Varolus ozden once gelir. Bu dusuncede oz olarak kabul ettigimiz varligimiz bile aslinda secimlerimiz ile olusturdugumuz bir formdur. Aslolan ise varolusumuzun farkina varmamizdir ve bu anlamda insan ile bir agac kurdunun arasinda fark yoktur. Fakat, ilerleyen yillarda buna da karsi cikilacak ve bilinc problemi anlasilmasi en zor sorunlardan biri olarak fenomenal bilimlerin karsisina dikilecektir. Descartes ile devam edelim. Daha once, dogadaki seylerin sanki bir tur zihinleri oldugu gibi algilanmasina Descartes karsi cikti. Alintiliyorum:

Descartes, butun fiziksel fenomenlerin -Newton un unlu hareket yasalarinin onculeri olan- uc yasanin yonettigi devinen kutlelerin carpismalarina dayanarak aciklanmasi gerektigine inaniyordu. Bu doga yasalarinin her yerde ve her zaman gecerli olduklarini one surdu ve bu yasalara uyulmasinin devinen kutlelerin zihinleri oldugu anlamina gelmedigini acikca belirtti. Ayrica Descartes gunumuzde baslangic kosullari dedigimiz konunun onemini de anlamisti. Baslangic kosullari; bir sistemin, hakkinda ongorude bulunulan herhangi bir zaman araliginin baslangicindaki durumunu tanimlar. Doga yasalari, verili bir dizi baslangic kosuluyla bir sistemin zaman icerisinde nasil gelisecegini tayin eder, ancak belirli bir baslangic kosullari dizisi olmaksizin gelisim tamamlanamaz. Ornegin sifir zamanda tam ustumuzdeki bir guvercin pislemis olsun, o dusen nesnenin yolu Newton yasalarinca belirlenir. Ancak guvercinin sifir zamanda bir telefon teli uzerinde kimildamadan duruyor ya da saatte yirmi mil hizla ucuyor olusuna bagli olarak, ortaya cikan sonuclar cok farkli olacaktir. Fizik yasalarini uygulayabilmek icin, bir sistemin nasil basladigi veya en azindan belirli durumu bilinmelidir. (Bu yasalar bir sistemi zaman icinde geriye dogru izlemek icin de kullanilabilir.)

Hawking in degindigi bu konu bazilarinca baslangic durumuna bagli hassasiyet olarak ifade edilmistir. Bir sistemin baslangicindaki durumlarda en ufak bir sapma oldugunda, uzun bir N zaman icinde sistemin ilerleyisinde cok buyuk sapmalar gerceklesecektir. Bunu orneklemek icin bir bilardo masasi gosterilir. Diyelim ki 10 top bulunan bir masada beyaz topa hep ayni sekilde, ayni hizla, ayni kuvvetle vursak dahi asla ayni hareket kombinasyonunu elde edemeyiz. Topa vurus esnasindaki en ufak bir degi$iklik, diger toplara carpildiginda zincirleme olarak ufak sapmalar doguracak bu da rotayi degistirecektir. Bilardo topunun sifir surtunme katsayisina sahip oldugunu ve sonsuza kadar hareket edecegini varsayarsak, zaman ilerledikce sapmanin ne kadar cok artacagini tahmin edebiliriz. Bu fenomen ayni zamanda evrenimizdeki minik seytandir ve duzenli sistemleri beklenmedik sapmalara surukleyen turbulans etkisi olarak bilinir. Musluktan akan suyun aniden yalpalamaya baslamasi, bir ucagin hava bosluguna girmesi ve benzer fenomenlere dogada $iklikla rastlanabilir ve bunlarin onceden ongorulmesi nerdeyse imkansizdir.

Doga yasalarinin varligina duyulan inancin tazelenmesiyle, bu yasalari Tanri kavramiyla uzlastirmaya yonelik yeni girisimler de basgosterdi. Descartes e gore Tanri isterse etik onermelerin veya matematiksel kuramlarin dogrulugunu veya yanlisligini degistirebilir ama dogayi degistiremezdi. Doga yasalarini Tanri in emrettigine inaniyordu, ancak Tanri nin bu yasalardan baska secenegi yoktu; onlari secmisti, cunku sadece bu yasalar mumkundu. Bu anlayis Tanri nin otoritesini cignemek olarak gorulebilirdi ancak Descartes bu yasalarin Tanri nin kendi oz dogasinin yansimalari oldugunu, bu yuzden degistirilemez oldugunu soyleyerek bundan kurtulmanin yolunu bulmustu. Bu dogruysa, Tanri nin her biri farkli baslangic kosullarina karsilik gelen birbirinden cok farkli dunyalar yaratma sansina sahip oldugu dusunulebilir. Ancak Descartes bunu da yadsir. Ona gore, evrenin baslangicinda nasil bir duzenleme olursa olsun, zaman icerisinde tipki bizimkine benzeyen bir dunya (alem) ortaya cikacaktir. Dahasi, Descartes e gore Tanri dunyayi bir kez yaratip duzene soktuktan sonra tamamen kendi basina birakmistir.

Descartes in bu dusunceleri ile, aslinda ateizme genis bir yol acilmisti. Madem ki doga yasalari Tanri nin ozunun yansimalari olarak goruluyordu, o zaman bir Tanri dan bahsetmenin anlami neydi? Tipki fizikte bir donem yer alan esir fikri gibi, bu dusunce de tamamen devre disi birakilip geriye sadece doga yasalari kalamaz miydi? Acikcasi, bu, dinsizce bir fikirdi ve fikrin olgunlasmasi icin sanayi devriminin ardindan gelen modernizm donemine kadar beklemek gerekecekti. Ortacag ve yeni cagdan gunumuze kadar uzanan felsefe sureci icinde, doga yasalari ile Tanri inancini uzlastirma cabalari yogun olarak gozlemlenmektedir. Benzer $ikintilar Islam dusuncesi icinde de yasanmis ve geleneksel kanadin askin ve mutlak hakim Allah fikrine karsilik, Allah in neyi secerse onun dogru oldugu veya Allah in dogru ve iyi olan seyleri sectigi gibi dusunceler birbiri ile carpismistir. Bunlarin bir kismina kisaca deginirsem. Allah cuziyati bilir mi? sorusu, acikca tum partikullerin olasi tum hareketlerinin Allah tarafindan bilinip bilinemiyecegine dair bir tartismaydi. Gelenekciler, Allah in ilmini inkar gibi gorunen bu fikre karsi ciktilar. Buna karsilik, Antik Yunan filozoflarindan etkilenen Musluman dusunurler, Allah i her an her seye mudahale eden bir ilah gibi dusunmek yerine, onun temel yasalari koydugunu ve ilminin alemlerde yansidigini iddia ediyorlardi. Bir baska mesele ise alemin ezeli ve ebedi olup olmadigina dair tartismalarda ortaya cikmaktaydi. Alem eger ezeli ve ebedi ise o zaman kendisi de ezeli ve ebedi olan Allah ile doga arasinda ne fark vardi?

Farabi, Ibn-i Sina, Ibn-i Rusd gibi filozoflar akilla vahyi uzlastirma cabalari sarfederken, gelenekci kanadin buyuk temsilcisi Imam Gazzali (1058-1111) Makasid el-Felasife (Filozoflarin maksatlari) ve Tehafut el-Felasife (Filozoflarin tutarsizliklari) isimli eserlerinde filozoflari kufre dusmekle veya bidat (dine sonradan eklenen yenilikler) icat etmekle suclamistir. Islam alemi genelde bu ekol uzerinde yurumus ve zaman icinde dogal bilimlerden ciddi sekilde kopmustur. Ne yazik ki elestirel ve arastirmaya dayali dusuncenin yerini, kopyaci ve taklitci gelenek almistir. Buna karsilik doga bilimleri ise, salt zihinsel tartismalar yerine gozleme, deneye, modellemeye, yanlislamaya dayali metodlari benimsemistir. Alintilamaya devam ediyorum.

Doga yasasi kavramina iliskin cagdas anlayisimiz filozoflarin uzun uzadiya tartistigi bir konudur ve ilk bakista zannedildiginden daha incelikli bir meseledir. Ornegin, filozof John W. Carroll tum altin kurelerin capi bir milden daha azdir ifadesiyle tum uranyum-235 kurelerinin capi bir milden azdir ifadelerini karsilastirir. Gozlemlerimiz Dunya da capi bir milden daha buyuk bir altin kure bulunmadigini soyler ve gayet guven icinde hicbir zaman olmayacagini savunabiliriz. Yine de olmayacagina inanmamiz icin herhangi bir neden yoktur ve bu nedenle bu ifade bir doga yasasi olarak kabul edilemez. Ote yandan, tum uranyum-235 kurelerinin capi bir milden daha azdir ifadesini bir doga yasasi olarak dusunebiliriz. Cunku nukleer fizik hakkinda bildiklerimize gore, bir uranyum-235 kuresinin capi yakla$ik 16 santimetreden daha fazla buyurse bir nukleer patlamayla kendi kendini yok eder. Dolayisiyla boyle bir kurenin olmayacagini biliriz. Bu onemli bir ayrimdir, cunku gozlemledigimiz her genellemenin doga yasasi olarak dusunulemiyecegini ve cogu doga yasasinin cok daha buyuk, birbirine bagli yasa sistemlerinin bir parcasi oldugunu gosterir. Cagdas bilimde doga yasalari genellikle matematiksel olarak ifade edilir. Kesin ya da yakla$ik olabilirler; ama istisnasiz hepsinin -evrensel olarak degilse de en azindan tam olarak belirlenmis kosullar altinda- gozlemlenmis olmasi gereklidir. Ornegin, devinen nesnelerin hizi i$ik hizina yakinsa Newton yasalarinin degistirilmesi gerektigini artik biliyoruz. Yine de, karsilastigimiz hizlarin i$ik hizinin cok altinda oldugu gunluk yasam kosullarinda, en azindan cok iyi tahminlerde bulunmamizi sagladiklari icin Newton yasalarini yasa olarak kabul ediyoruz.

Yukardaki ifadeler cok onemlidir. Bu ifadelerle artik gorelilik kuramlarina gecis yapilmakta. Bir doga yasasi, belli ve dar bir alan icinde, kendi uzay-zaman gercekligi icinde dogru ve gecerli olabilir. Tipki kutle cekim kanunlarini izah eden Newton cekim yasalari gibi. Hicbirimiz bu yasalarin gecersiz oldugunu one suremeyiz. Iki-uc metre yuksekten, bir balkondan asagi duserseniz veya arabanizla saatte 120 km hizla giderken bir agaca toslarsaniz; cekim, kuvvet, ivme, momentum gibi kavramlari iceren bu yasalarin dogru oldugunu cok aci verici bir bicimde anlayabilirsiniz. Diger yandan, inanilmaz derecede buyuk mesafeleri iceren galaktik olculerde ve isin icine saniyede yakla$ik 299 bin kilometrelik i$ik hizi girdiginde Newton fizigi dogru sonuclar vermeyecektir. Bu durumda genel ve ozel gorelilik kuramlarinin matematigi devreye girer. I$ik hizi C sembolu ile ifade edilir ve genelde bir vakum (bosluk) ortaminda iken hizi tam olarak 299,792,458 m/saniyedir. Ama vakum disindaki bir ortamda, ornegin suyun veya camin icinden gecerken hizi C degerinden dusuk olacaktir.

Yukarda ele alinan bir baska konu ise, gozlemin onemli olmasina karsilik, bir seyin davranis bicimini matematiksel olarak ifade ettigimizde artik tek tek gozlem yapmaya ihtiyacimiz olmadigi gercegidir. Eger bir uranyum-235 izotopu 16 santimetreden daha fazla buyudugunde nukleer bir patlama ile kendini yok ediyorsa, o zaman dogayi gozlemleyip capi 16 santimden buyuk uranyum-235 izotopu aramamizin bir anlami yoktur, cunku dogasi geregi boyle bir sey varolmayacaktir. Uranyum-235 zincirleme bir nukleer fisyon olusturacak kadar guclu bir izotoptur ve nukleer silah yapiminda kullanilmistir.

-devam edecek-

Levent ERTURK
LEVENTERTURK1961
https://leventerturk1961.wordpress.com/


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo LiteCoin URL:   LTtsCJ2mLUXLLs8v5US8w5zQeq66eakPtU

NameCoin URL       :  N7wbJyxqoueznDHu9tnu56y1V7B9P1Phs4
FeatherCoin URL     :  6rHGzeMefFvzqmBM5VNqmUziCxtga4wpDs
TerraCoin URL        :  1GQFs8GpaTXxoeTAsGmo56WNfYSZRy2mBD

PeerCoin URL         :  PMeBpz6X9RRLQxdFs5Jws5JwFec3Mzen8q6Twg






-------------------------------------------------
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder