22 Aralık 2016 Perşembe

Bülent Serim : "Tek adam" düzenlemesinin satır aralarında neler var


Bülent Serim : "Tek adam" düzenlemesinin satır aralarında neler var

Korkarız ki bu değişiklik, devlet kudretini eline geçiren bir iktidarı seçimle gönderme olanağı neredeyse tümüyle ortadan kalkacaktır.

17.12.2016

Odatv'de 10 ve 11 Aralık günleri yayımlanan yazılarımızda, AKP ve MHP'nin üzerinde anlaştıkları Anayasa değişiklik önerisinin nasıl bir "tek adam" rejimi yarattığını açıklamaya çalışmıştık.

Bugün de düzenlemelerin satır aralarında kalan ayrıntıları gözler önüne sermeye çalışacağız.

ANAYASA ALT ÜST EDİLİYOR

Anayasa değişiklik önerisi 21 maddedir. Geçici madde düzenlemesi içeren 20. ve yürürlüğe ilişkin 21. maddeler dışarıda bırakılırsa, geriye kalan 19 madde ile Anayasanın tam 70 maddesinde değişiklik yapılmaktadır.

Daha ayrıntıya inersek şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz:

- 22 madde tümüyle yürürlükten kaldırılmakta,

- 11 madde tümüyle değiştirilmekte,

- 37 maddede de küçüklü büyüklü kimi değişiklikler yapılmaktadır.

Bu değişikliklerin tümünü birlikte değerlendirdiğimizde şu sonuca varıyoruz:

ATATÜRK'ÜN SARAYDAN ALIP TÜRK MİLLETİ'NE VERDİĞİ EGEMENLİK, YENİDEN TÜRK MİLLETİ'NDEN ALINIP SARAYA VERİLMEKTEDİR.

Tek adam rejimi getirilmekte, Türkiye Cumhuriyeti tek adamın vesayeti altına alınmaktadır.

Bugünlere gelinmesine destek veren "yetmez ama evetçilerin", "askeri vesayet kalkıyor" diye etekleri zil çalanların gözünü aydınlamak(!) gerek.

AYRINTILAR

Kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter rejim değiştirilmektedir.

Başbakan'ın "Biz yönetim sistemini değiştiriyoruz, rejimi değil" söylemi bizi yanıltmamalıdır.

Anayasal Atatürkçü rejim, Anayasa askıya alınarak AKP iktidarı tarafından fiilen değiştirilmiştir. Şimdi rejim değişikliği Anayasa'ya yansıtılmaktadır.

Bu da Anayasa'nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin nitelikleri arasında sayılan kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter sistem yok edilerek yapılmaktadır.

Çünkü yapılan Anayasa değişikliği genel olarak değerlendirildiğinde, kuvvetler birliğine dayalı bir "tek adam" ya da daha bilimsel tanımıyla "diktatörlük" sistemine geçildiği görülmektedir.

Yapılan düzenlemeler karşısında "Türk Milleti egemenliğini yetkili organlar eliyle kullanır" diyen 6. maddenin; egemenliği kullanacak yetkili organların yasama, yürütme ve yargı olduğunu söyleyen 7, 8 ve 9. maddelerin; kuvvetler arasında üstünlük bulunmadığını, kuvvetlerin işbirliği ve uyum içinde çalışacağını belirten başlangıç bölümünün hiçbir anlamı kalmamaktadır.

Ayrıca, tek adam rejiminde demokrasiden ve hukuk devletinden de söz edilemeyeceğinden, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu nitelikleri de yok edilmektedir.

Ve bunlar, Anayasa'nın değiştirilemez dediği ilke ve kuralların içi boşaltılarak yapılmaktadır.

Bu teklif kabul edilir ve yürürlüğe girerse, ulusal egemenliğin kullanılması bir tek kişiye bırakılmış olacaktır. Oysa Anayasa'nın 6. maddesinde açıkça, "Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz" denilmektedir. Ve değişiklikten sonra da bu kural geçerliliğini sürdürecektir. Bu ne yaman çelişkidir.

Öte yandan, Anayasa'nın 7 ve 9. maddelerinde yasama ve yargı organlarının egemenliği "Türk Milleti adına" kullanacağı ifade edilirken, yürütme için bu ifade kullanılmamıştır. Tam tersine yürütme yetki ve görevinin "Anayasa ve yasalara uygun olarak" kullanılacağı vurgulanarak yürütme sınırlandırılmıştır.

Cumhurbaşkanı'na 3 kez seçilme olanağı getirilmektedir.

Cumhurbaşkanı 10 Ağustos 2014 günü seçilmiştir. Bugünkü kurallara göre Cumhurbaşkanının görev süresi 10 Ağustos 2019 günü dolacaktır.

Anayasa değişiklik teklifinde Cumhurbaşkanı'nın görev süresi 03 Kasım 2019 gününe kadar uzatılmaktadır. Çünkü geçici 21. madde düzenlemesinde (A fıkrası), 27. dönem milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanı seçiminin birlikte ve 03 Kasım 2019'da yapılacağı yazılıdır.

Birlikte seçime ana kurallarda da yer verilmiştir.

Bir kez, partili bile olsa cumhurbaşkanı ile milletvekili seçiminin birlikte yapılması demokrasilerde görülmüş şey değildir.

İkincisi, birlikte ilk seçim için 3 Kasım gününün seçilmesi tesadüf değildir. Tesadüf değildir, çünkü AKP 3 Kasım 2002'de seçimi kazanarak tek başına iktidar olmuştur. Şimdi yine o tarihte anayasal düzenin değişeceği müjdelenmektedir.

Yapılan düzenlemeye göre Cumhurbaşkanı 5 yıl süre ile görev yapmakta, en fazla iki dönem seçilebilmektedir.

Ancak, 116. maddeye sıkıştırılan bir kuralla Cumhurbaşkanına üçüncü dönem de seçilme hakkı getirilmektedir. Çünkü bu kuralda, eğer Meclis, Cumhurbaşkanının ikinci görev döneminde seçimlerin yenilenmesine karar verirse, Cumhurbaşkanı bir kez daha aday olabilir denilmektedir.

Görüldüğü gibi bu kural, RTE'ye 3 Kasım 2019'dan sonra 3 dönem, yani 15 yıl daha Cumhurbaşkanı olmanın yolunu açmaktadır. Bu da neredeyse ömür boyu (31 yıl) iktidar demektir. Bu kadar uzun süre tahtta kalan padişah sayısı bile birkaçı geçmez.

Cumhurbaşkanının partili olabilmesine ilişkin kural hemen yürürlüğe girmekte, 2019 yılı beklenmemektedir.

Anayasa değişiklik teklifinin yürürlük maddesinde, tek adam yönetimine ilişkin düzenlemelerin pek çoğu 03 Kasım 2019 seçimlerine bırakılmaktadır.

Bundan, anılan tarihe kadar tek adam yönetiminde fiili durumun süreceği anlaşılmaktadır.

Buna karşın Cumhurbaşkanının AKP ile ilişkisi hemen kurulabilecektir. Çünkü bunu engelleyen anayasal kuralı yürürlükten kaldıran düzenleme, yayımı günü yürürlüğe girecektir.

Kuşkusuz yayım tarihi, eğer Anayasa değişikliği halkoyuna sunulursa, halkoyunca kabul edilecek tarih olacaktır. Sunulmasına gerek kalmazsa, yürürlük tarihi yayım tarihi olacaktır.

Bundan sonra Cumhurbaşkanı, hem "Devletin başı", hem "yürütmenin başı" ve hem de "bir siyasal partinin başı" olacaktır.

Cumhurbaşkanı ve AKP'li Meclis yüksek yargının tüm üyelerini atayacaktır.

Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini düzenleyen 104. maddede yapılan değişiklikte Anayasa Mahkemesi, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Kuruluna üye seçip atamasına ilişkin kurala yer verilmemesi bizi yanıltmamalıdır.

Çünkü aynı maddenin sonunda, "Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır" kuralı bulunmaktadır.

Cumhurbaşkanı'nın Anayasa Mahkemesi'ne üye seçip ataması 146., Hakimler ve Savcılar Kurulu'na üye seçip ataması 159., Danıştay'a üye seçip ataması 155., Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Başsavcıvekilliğine seçim ve atama yapması ise 154. maddelerde düzenlenmiştir. Bu maddelerdeki ilgili kurallarda değişiklik yoktur.

Aynı şey rektörler için de geçerlidir. 104. maddenin yeni düzenleniş biçiminde Cumhurbaşkanı'nın rektörleri atamasına ilişkin bir kural bulunmamaktadır. Buna gerek de yoktur. Çünkü 130. maddede rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından seçilip atanacağı yazılıdır.

Yasamanın yürütmeyi denetlemesine son veriliyor

Yasamanın yürütmeyi denetleme yolları olan güvenoyu, gensoru ve Meclis soruşturması Anayasa'dan çıkarılmaktadır. Meclis yalnızca "Meclis araştırması" ve "genel görüşme" yapabilecektir. Bunlar da sonuçsuz yollardır.

Bugünkü durumunda Anayasa'da genel görüşmenin, (m.98) "toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun" Mecliste görüşülmesi olarak tanımlanmış iken, yapılan değişiklikte "Devlet faaliyetleri" ibaresi metinden çıkarılmaktadır. Yani Meclis artık Devlet faaliyetini ilgilendiren konularda görüşme bile yapamayacaktır.

Yasamanın yürütme üzerindeki denetiminin kaldırıldığı 6. madde gerekçesinde açık biçimde ifade edilmiş ve ""yasamanın yürütmeyi denetlemesi… yasamanın görev ve yetkileri arasından çıkarılmaktadır" denilmiştir.

Yani bize söyleyecek söz bile bırakılmamıştır.

Hâkimler Savcılar Kurulu (HSK) üyeleri yenileniyor.

Teklifle HSK üyelerinin sayısı 22'den 12'ye düşürülmektedir. Kurula Adalet Bakanı başkanlık yapacaktır. Geri kalan 11 üyenin 5'i Cumhurbaşkanı, 6'sı da TBMM tarafından seçilecektir.

-Cumhurbaşkanı 2 üyeyi 1. sınıf adli, 1 üyeyi 1. sınıf idari yargıç ve savcılar; 2 üyeyi de hukuk dalında öğretim üyeleri ve avukatlar arasından,

-TBMM ise, 3 üyeyi Yargıtay, 1 üyeyi Danıştay üyeleri, 2 üyeyi de hukuk dalında öğretim üyesi ve avukatlar arasından, seçip atayacaktır.

Seçim yöntemi ne olursa olsun, adayların belirleneceği TBMM Karma Komisyonunda (Anayasa ve Adalet komisyonları karması) ve Meclis Genel Kurulunda AKP-MHP ortaklığı çoğunluğu elinde bulundurduğundan bu ortaklığın istediği adaylar üye seçilecektir.

Karma Komisyonda ve Genel Kurul'daki seçimlerde, ilk tur için üçte iki, ikinci tur için beşte üç oy çoğunluğu koşulu getirilmiştir. İkinci turda da adaylar yeterli oyu alamazsa, en çok oy alan iki aday arasında kura çekilecektir.

Karma Komisyonda 52 üye vardır. Birinci tur için 35, ikinci tur için 32 oy, aday seçilebilmek için yeterlidir. Karma Komisyondaki AKP-MHP üye toplamı 34'tür. Genel Kuruldaki seçimde ise ilk turda 367, ikinci turda 330 oy seçilebilmek için yeterlidir. AKP-MHP ortaklığının Meclis'teki çoğunluğu ise 356'dır. Dolayısıyla her iki seçimde de ortaklığın istediği adayların ikinci turda seçilme olasılığı çok yüksektir. İş kuraya kalsa bile, bu ortaklığın istediği kişiler en yüksek oyu alacağından, sonuç yine değişmeyecektir.

Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesini izleyen bir ay içinde HSK üyeleri yenilenmiş olacaktır. (Gç.m.21/C) Bu yöntemle, bugüne kadar uzlaşma denilerek HSYK'da görev verilen birkaç çağdaş ve uygar üyenin de görevine son verilmiş olacaktır.

Böylece yargının ele geçirilme operasyonu da tamamlanmış olacaktır.

2019 seçimlerinden önce seçim yasalarının değiştirileceği anlaşılıyor.

Anayasa değişiklik önerisinde, Anayasa'nın 67. maddesindeki "Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz" kuralının, 3 Kasım 2019'da yapılacak seçimlerde uygulanmaması öngörülmektedir. (Gç.m.21/H) Bu düzenleme AKP-MHP ortaklığının seçim yasalarında değişiklik yapmak için anlaştıklarını göstermektedir.

Korkarız ki bu değişiklik, "dar bölge" ya da "daraltılmış bölge" sisteminin kabulü yönünde olacaktır. Bu durumda devlet kudretini eline geçiren bir iktidarı seçimle gönderme olanağı neredeyse tümüyle ortadan kalkacaktır.

Birlik ve dirliğe en çok gereksinme duyduğumuz bugünlerde Anayasa değişikliğinde ve rejim değişikliğinde ısrarcı olmak, bölünmeleri, toplumsal düşmanlıkları artıracaktır.

Bundan yarar ummak da devleti yönetenlere yakışacak davranış değildir.

Bülent Serim

Odatv.com

 
a45UyF587661-161222124618 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2016/12/22  15:26 2  65  alelma@yahoogroups.com


 

--

Inventas vitam iuvat excoluisse per artes.
* * *
Buluslar sanat yoluyla guzellestirilen hayati genisletir.

Latin Atasozu - (Nobel madalyasi)

Ozel not:
Evimi istimlak bedeli odemeksizin elimden almak isteyen gozleri donmus azgin rantcilara:
Bana yaptiklarinizi unutmuyorum.
Oncelikle islahiniza dua ederim.
Islah olmamakta diretirseniz, beddua oklarim uzerinize olsun.
Tepe ustu dusun!

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Ilk sozu kim ne kadar guclu ve bagirarak soylerse, o kazanir .

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder