4 Ocak 2017 Çarşamba

Müyesser Yıldız : Hayırdır Reina katliamı Kıbrıs'ta mı oldu

 


Müyesser Yıldız : Hayırdır Reina katliamı Kıbrıs'ta mı oldu

04.01.2017 18:56

İktidar medyasının, 15 Temmuz'dan bu yana FETÖ'nün de PKK'nın da PYD/YPG'nin de IŞİD'in de arkasında ABD ve NATO'nun olduğunu keşfetmesini geçelim. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik, bugünün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, "Darbenin arkasında bal gibi ABD var" demesinden sonra ilk kez üst düzey bir yetkili, Başbakan Binali Yıldırım dün öğlen saatlerinde partisinin Meclis Grup toplantısında ABD ve Obama yönetimini şu ağır sözlerle eleştirdi:

"Dünya DEAŞ diyor, yatıyor kalkıyor. Onlar yalandan mücadele ediyor. Lafını yapıyorlar, mücadele eden sadece Türkiye. Amerika'nın bir halt ettiği yok. Diğerlerinin bir şey yaptığı yok. Laftan başka bir şey yok. Yaptıkları, YPG'ye, PYD'ye açıkça silah veriyorlar. Daha fazla Türkiye'den anarşi terör olsun diye. Bu dostluğa sığmaz, yeni yönetimden beklentimiz bu kepazeliğe artık son versin. Yeni yönetimi sorumlu tutmuyoruz. Obama yönetiminin marifetidir. Yıllardır ABD ile beraberiz. Bu stratejik ortaklığın terör örgütü tarafından gölgelenmesine ABD izin vermemelidir. FETÖ orada, PKK uzantıları yanınıza yanaşmış ne yapıyorsunuz kardeşim? Türkiye ile mi bir olacaksınız, bu alçak terör örgütlerine kucak mı açacaksınız, bir karar verin. ABD, geçmiş yönetimin bu yanlışından dönecektir. Dönerse döner dönmezse biz kendi işimizi hallederiz."

El hâk; Doğru mu, doğru!..

Lâkin;

Birincisi; Aylardır hatta yıllardır bizzat Erdoğan'ın benzer çağrıları üzerine ABD, hem Fetullah Gülen, hem PYD/YPG konusunda "tercihini" defalarca yapmadı mı?

İkincisi; Ülkemize ve milletimize bu denli kötülük edenlere hâlâ "stratejik ortak, dost" denebilir mi?

Üçüncüsü; Reina katliamından 15 gün önce Kobani'den gelen teröristlerin 44 canımızı aldığı Beşiktaş saldırısı üzerine Obama-Erdoğan arasında yapılan telefon görüşmesinde, "Türkiye ve ABD arasında son 8 yıllık süreçte ilişkilerdeki samimiyet ve verimliliğe işaret edildiği", Erdoğan ve Obama'nın, "İki ülke arasındaki ilişkilerin gelecekte de güçlenmeye devam edeceğine inandığı" açıklanmadı mı?

Bugüne kadar olanların ve yapılanların bizi ayıktırmadığını, ama nihayet Reina katliamının bardağı taşırdığını varsayıp, dördüncü şıkka geçelim:

Başbakan Binali Yıldırım öğlen saatlerinde Obama'yı böylesine ağır bir dille suçlarken, Erdoğan'ın aynı günün akşamı Obama'yla telefonla görüşmesi ve görüşmeyle ilgili olarak, "İki lider, terörle mücadele konusunda Türkiye ve ABD'nin birlikte çalışmayı sürdüreceklerini vurguladı" denmesi nasıl bir "milli mücadele"dir?

Tamam, "ABD'ye savaş açalım" demiyorum. İncirlik ve diğer ABD üslerinin kapatılması zaten gündemde yok. Kıytırık bir nota bile vermiyoruz; Zira Abdullah Gül'den öğrendik ki, "Büyük devletler özür dilemez" ve yine Erdoğan'dan biliyoruz ki, "Ne notası veriyorsun, müzik notası mı"!..

Diyeceğim; Bu kadar "marifeti" olan topal ördek Obama'ya en azından artık telefonlarınız meşgûl de mi çalamaz?

REINA TEZLERİ BÖYLE ÇÜRÜDÜ

Yılbaşı gecesi Reina'da yapılan katliamla ilgili olarak;

Dediler ki; "Erdoğan'ı devirmek istiyorlar"...

Erdoğan, kendisini devirmek isteyen ABD Başkanı Obama ile bir kez daha görüşerek, bu tezi çürütmüş olmuyor mu?

Dediler ki; "Rusya'ya yanaştığımız, Suriye'de El-Bab operasyonunu ABD'ye rağmen yaptığımız, Astana sürecini başlattığımız için Türkiye'yi cezalandırdılar"...

Pazartesi günü Saray'da Erdoğan'ın başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının perde arkası bugün bazı gazetelerde var; Menbic'den sonra Rakka operasyonunu da ABD ile birlikte gerçekleştirme düşüncesinin devam ettiği konuşulmuş. Keza Pentagon Sözcüsü Peter Cook daha dün, "Türkiye'nin Suriye'deki askeri angajmanları ve Türk güçlerinin oradaki (El Bab) önemli fedakarlıklarını görüyoruz ve açıkçası DEAŞ'a baskı uygulamak için orada yaptıkları her şeyi destekliyoruz" dedi. En önemlisi dün geceki Obama-Erdoğan görüşmesinde, "Obama'nın Suriye'deki ateşkes için Türkiye'nin bölgedeki aktörlerle sarf ettiği çabaları takdirle karşıladığı" bildirildi.

ABD'ye rağmen Suriye'deysek, ABD'yi Suriye denkleminden dışlamışsak, bu "muhabbetler" ne?!.

BİZ ÖLDÜKÇE ONLAR KAZANDI

Terör örgütleri de ağababaları da zevk için terör yapmıyor. Amaçları var. Bakmayın, "Terörle bir yere varamazlar" nutuklarına.

Hem PKK, hem FETÖ sopasını kullanarak, nerelere varmadılar, neleri almadılar ki; Hangi birini sayayım?

"Çuval"la TSK'yı Irak'ın kuzeyinden attılar, Türkmenlere "eşit mesafede durmamızı" sağladılar...

Dağlıca baskını ile Barzani'yi hazmettirdiler...

PKK katliamlarıyla, "açılım saçılım" yaptırıp, teröristbaşıyla masaya oturttular...

17/25 Aralık'tan sonraki FETÖ operasyonları ile Türkiye'yi bir uçtan diğer uca ABD üssü ile kuşattılar...

15 Temmuz darbesiyle hem IŞİD'le savaş için Suriye'ye girmemiz, hem TSK'yı "dönüştürme" hedeflerine vardılar. FETÖ'cülerin, "Biz içerde, fikrimiz iktidarda" demesi boşuna mı?

Hasılı biz hep öldük... Onlar hep kazandı!..

KIBRIS BOMBALANIYOR DA HABERİMİZ Mİ YOK

Son Reina katliamına gelirsek; Terör sopasıyla almaya öyle alıştılar ki, besbelli yine bir şeyler istiyorlar.

Obama'nın, "Kıbrıs sorununun hallini IŞİD'le mücadeleden daha öncelikli" saydığını ve "Gitmeden önce Kıbrıs meselesini mutlaka halletmek" istediğini hatırlatıp, dün geceki Obama-Erdoğan görüşmesine ve şimdi Türkiye'den ne istendiğine dair tahminime geçeyim.

Gerek Beyaz Saray, gerekse de Ankara'daki Saray'dan yapılan açıklama şöyle:

"Görüşmede, ABD Başkanı Obama, yılbaşı gecesi İstanbul Ortaköy'de, 17 Aralık'ta Kayseri'de gerçekleştirilen terör saldırılarında hayatlarını kaybedenler için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a taziyelerini iletti, yaralılar için acil şifa diledi. İki lider, görüşmede, terörle mücadele konusunda Türkiye ve ABD'nin birlikte çalışmayı sürdüreceklerini vurguladı. ABD Başkanı Obama, Suriye'de ateşkesin ülke genelini kapmasını ve rejim ile muhalifler arasında siyasi müzakerelerin başlamasını sağlama amacıyla Türkiye'nin bölgedeki aktörlerle sarf ettiği çabaları takdirle karşıladığını belirtti. Irak ve Suriye'de terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede kaydedilen son gelişmelerin ele alındığı görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Obama, bu konuda Türkiye ve ABD'nin sürekli yakın iş birliği halinde çalışmaya devam etmeleri gerektiği hususunda mutabık kaldı."

Açıklamada son bir bölüm daha var; "Kıbrıs meselesine de değinilen görüşmede, iki lider, halihazırdaki müzakere sürecinin, iki kesimli ve iki toplumlu bir çözümle adada birliğin sağlanmasıyla neticelenmesi temennisinde bulundu" deniliyor.

Hayırdır; Ortaköy, Kayseri veya Reina katliamı Kıbrıs'ta mı yaşandı?.. Veya Kıbrıs bombalanıyor, bizim haberimiz mi yok da iki lider etrafımızdaki ateş çemberinin yanısıra bir huzur adası olan Kıbrıs'ı konuşuyor?

"Aklını Kıbrıs'la bozmuşsun" demeyin... Ben değil, aklını Kıbrıs'la bozan başkaları var...

Cenevre görüşmelerine 8 gün kala bir kez daha bunun altını çizmek istedim, o kadar!..

Müyesser Yıldız

Odatv.com

 
a45UyF587661-170104210235 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2017/01/04  22:28 2  65  alelma@yahoogroups.com


 



--

YAGMUR GUL VE ELLER
. . . . . .
Yel yapraklarimi savurur,
Dort yanim yagmurla ortulu;
Guz vaktim gercek ya, ne yagmur!
. . . . . .
Kafamda hep bir uykusuzluk
Ve masamda bir dusler gulu,
Gecenin icinde, soyunuk.
. . . . . .
Ve bir dusunce arasinda
Ellerim; beyaz, bos ve bencil,
Bu gul?le gece arasinda,
. . . . . .
Kopmus gidiyor dallarimdan...
Hayir, basimdan yana degil
Uykusuzlugum, ellerimden.

Ahmet Muhip DRANAS

EN AM - 111 ...Allah dilemedikce inanmazlardi...
EN AM - 125 Allah kimi dogru yola goturmek isterse, gonlunu Muslumanligi kabul etmesi icin acar.
Kimi de sapiklikta birakmak isterse, onunda gonlunu daraltir ve $ikintili kilar...
BAKARA - 7 Allah onlarin yureklerini ve kulaklarini muhurlemistir, gozlerinde perde vardir...

Hasan Sarac : Spinoza: Otoriteye boyun egmeyen filozof

Monar$ik yonetimin en buyuk sirri, insanlari denetim altinda tutmasi gereken korkuyu dinin aldatici adiyla ortmek ve boylece onlarin kurtulus icin savasircasina esaret icin de savasmalarini ve yalnizca tek bir insan boburlenebilsin diye canlarini feda etmeyi utanc verici degil, en serefli bir basari olarak gormelerini saglamaktir.

On besinci yuzyil sonlarinda Cizvit papazlarinin Ispanyol ve Portekiz krallarindan aldiklari gucle kurduklari engizisyon mahkemeleri, oralarda yasayan Yahudi cemaatine yasam hakki tanimayinca, Sefarad adi verilen bu Yahudilerin buyuk cogunlugu Osmanli topraklarina, bir kismi da Italya ya siginmisti. Kucuk bir azinlik da yasamini simdiki Hollanda topraklarinda devam ettirmeye karar vermisti. Bu siginmacilar bir sure sonra ortama ayak uydurmuslar, kendi sinagoglarini Amsterdam da kurmuslardi.

Oncu gocmenlerden biri de basarili bir tuccar olan Miguel Spinoza dir. 24 Kasim 1632 gunu Miguel ve ikinci karisi Ana Debora nin bir ogullari dunyaya gelir. Adini Baruch koyarlar. Daha kucuk yaslarda keskin zekasi ile dikkat ceken Baruch, alti yasina geldiginde annesini kaybeder. Genc yasta Amsterdam daki sinagogun hahamlarindan Tevrat ve teoloji dersleri almaya baslayan Baruch, kisa surede bu egitimi yetersiz bulmaya baslayacaktir. Akli ve sagduyuyu laik felsefede ve bilimde aramaya karar veren genc adam, entelektuel gelisimini guclendirmek amaciyla yirmi yasinda Latince ogrenmeye baslar.

Her yoksula yardim eli uzatmak, bireylerin erisim ve gucunun cok otesindedir. Yoksullarin bakimi tumuyle toplumun uzerine dusen bir gorevdir.

Katolik bir seruvenci ve cok yonlu bir biliminsani olan Franz van der Ende, genc Spinoza ya Latince disinda matematik, geometri gibi pozitif bilim alanlarinda da yol gostermektedir. Ispanyolca, Ibranice, Portekizce, Hollandaca ve Fransizcayi rahatca konusabilen Spinoza, artik Latince diline de hakim olmaya baslamis, bu dilde yayinlanan eserleri okuyarak yeni ufuklara yelken acmistir. Tarih ve siyaset biliminin kurucusu sayilan Floransali Niccolo Makyavelli ile Fransiz matematikci, biliminsani ve filozof Rene Descartes in dusuncelerinden etkilenen Spinoza, Yahudi dininin geleneksel ogretilerine karsi cikmaya baslar. Ilerde cok basarili bir haham olmasi hayal edilen genc adamin gittikce farkli tavirlar sergilemesi, onu yetistiren hahamlari rahatsiz etmektedir. Onceleri sert bicimde uyarilan Spinoza, dusuncelerini savunmaya devam edince Yahudi tarihinin en agir aforozuna tabi tutulacaktir. 24 yasindan itibaren tum Yahudi dostlarindan ve aile fertlerinden koparilan ve gorusme yasagi getirilen Spinoza inzivaya cekilir. Bu da yetmeyecek, hahamlarin talebi uzerine Amsterdam Belediyesi nin karariyla yasadigi sehri de terk etmek zorunda kalacaktir.

Nefret, karsilik gordukce artar, oysa sevgiyle yok edilebilir. Sevginin tamamen yenilgiye ugrattigi nefret, sevginin icine girer ve boylece sevgi, oncesinde nefretin var olmadigi sevgiden daha da buyuk olur.

Bu gelismelerden sonra Baruch adini Benedict e ceviren gonlu yarali dusunur, yasamini surdurebilmek icin bir yandan teleskop ve mikroskoplarda kullanilan mercekleri yontma isi yaparken bir yandan da sigindigi kasabalarda okumaya, dusunmeye ve yazmaya devam etmektedir. 1670 yilinda simdiki Lahey e tasinan Spinoza, geri kalan omrunu orada, mutevazi kosullarda ve cogu zaman tek basina gecirecektir.

Mercek yapiminda uzmanlasan Spinoza nin yakin cevresi kendisinden optik alaninda onemli buluslar yapmasini beklerken, o vaktini karma$ik felsefi konularda derinlesmeye vakfeder. Degerini bilen ve yardimci olmak isteyen az sayida dostunun maddi desteklerini reddeden, ona teklif edilen hocalik onerilerini geri ceviren Spinoza icin gercekligi ogreten bir hoca olarak, kendi tavsiyelerini ozel hayatinda da uygulayabilen, bu ornek davranislariyla her turlu ovguyu hak eden bir birey tanimlamasi yapilmistir.

Gurur, insanin kendisini bir sey sanmasindan kaynaklanan hazdir.

Ozgurluk kavramini insanlarin nereden kaynaklandiklarini bilemedikleri istek ve arzularinin, istahlarinin farkina varmasi olarak tanimlayan genc filozof, yazdiklarini cogunlukla kendine saklamis, yasadigi donemde yalnizca Tractacus Teologico - Politicus - Mantiksal Siyasi Tez ve Principles of Descartes Philosophy Geometrically Demonstrated - Descartes Felsefesinin Geometrik Bicimde Aciklanmasi adli kisa denemeleri Latince yayinlanmistir.

Spinoza, olan biten her seyin bir geregi olduguna inanirdi. Bu yonuyle Kierkegaard, Nietzsche, Marcuse, Sartre gibi son donem varoluscularina ilham verdigi soylenebilir. Spinoza ya gore insanlar neden, nasil davrandiklarini anlama ozgurlugune sahiptirler. Unlu dusunure gore ozgurluk aslinda olan bitene hayir demek degil, neden oyle oldugunu anlamak ve kabullenmektir, gercekte insanlar ozgur olduklarina inanir ama gozleri acik uyuduklarinin farkina varmazlar.

Bir seyi istediginiz kadar ince dilimleyin daima iki yuzu olacaktir.

Aydinlanma caginin ilk isaret fisegini atesleyen Spinoza nin basyapiti, olumunden sonra yayinlanan Ethica: Geometrik Yontemlerle Kanitlanmis ve Bes Bolume Ayrilmis Ahlak adli Latince kaleme alinmis eserdir. Yazarin, milattan once ucuncu yuzyilda yasamis matematikci Oklid in geometrik calismalarini andiran semalarla aciklanan teoremlerini anlamakta, bu konuda donanimli okurlar bile zorluk cekmistir. Bu devasa calismanin birinci bolumunde Spinoza nin terimleri, ardindan varsayimlari siralanir.

Simdinin gecmisten farkli olmasini istiyorsaniz gecmisi inceleyin.

Iyi ve kotu yu birbirlerine karsit degil tamamlayici goren, duygularin ise gerceklerin yeterince anlasilamamasindan kaynaklandigini one suren Spinoza nin Ethica adli carpici eseri pek cok filozof icin esin kaynagi olmustur.

Tanimlari, aciklamalari, sonuclari ve notlarla orulu icerigiyle bu calisma, bir felsefe metninden ote bir anlam tasir. Ethica yi; Tanri, insan, zihin, beden, akil, duygular ve ozgurluk gibi derin kavramlara, matematiksel bir dusunce yontemi ve mantik kurallari cercevesinde yanit arayan ozgun bir eser olarak tanimlamak mumkundur.

Bati felsefesinin en ozgun ve radikal dusunurlerinden olan Spinoza, hayatta kalabilmek icin surdurdugu mercek yontma mesleginin trajik bir sonucu olarak, 21 Subat 1677 gunu kuvars tozu hastaligi nedeniyle Lahey deki mutevazi evinde sessizce yasama veda eder.

Bu buyuk filozofu bir baska buyuk filozof olan Friedrich Hegel, su carpici cumlelerle degerlendirir:

Ya bir Spinozacisinizdir ya da kesinlikle bir filozof degilsinizdir.

Hasan Sarac
http://www.edebiyathaber.net/baruch-spinoza-otoriteye-boyun-egmeyen-filozof-hasan-sarac/


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder