31 Temmuz 2017 Pazartesi

İDDİANAMEDE "SAYIN" DENİLİR Mİ?

TÜRK CEZA KANUNU

KANUN NO. 5237 KABUL TARİHİ : 26.9.2004

. . . . . . . . . . .

Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi

MADDE 2. - (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.

https://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5237.html

Burada denilen şey dötünüzden suç ve ceza uyduramazsınız.
Bu taaa eski Roma'dan hatta bu günlerde beğenmediğimiz Mecelleden beri çok önemsenen bir kuraldır.
Ve biz bu günlerde dötünden suç ve ceza uyduran savcılar, iddianameler, mahkemeler görüyoruz.
İşin tuhafı bu mahkemelerin ürettiği kararları onayan yine dötünden uydurmalı Yargıtay kararları da görüyoruz.
Ve bütün bunlardan daha elim ve vahim olmak üzere, ülkemizde adalet arayışlarında son durak olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi çatısından da giderek uzaklaşmaktayız.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      

 


İDDİANAMEDE "SAYIN" DENİLİR Mİ?

31 Temmuz 2017

FETÖ ile ilgili davalarla ilgilenen herkesin merakla beklediği ve "Akıncı üssü davası" diye anılan davanın iddianamesi kabul edildi, duruşmalara 1 Ağustos Salı günü başlanacak.

Sanıklardan bazıları da yargılandıkları diğer davalarda Akıncı üssü davasında daha ayrıntılı konuşacaklarını söylüyordu.

Bu sebeplerle ben de iddianameye bir göz atayım dedim. 4 bin 658 sayfanın tamamını okumak, bir köşe yazısı hazırlığı için kullanılan sürede mümkün değil. Günde 465 sayfa okusanız, 10 gün sürer!

Bu sebeple, iddianamenin hemen herkesin malumu olan olayların anlatımı ile ilgili bölümlerine, bilgisayardaki akış hızına göre göz attım.

"Müştekiler" sayılırken girişte aynen şu ifadeler var:

"1-) Recep Tayyip Erdoğan: Sayın Cumhurbaşkanı.

2-) İsmail Kahraman, Sayın Türkiye Büyük

Millet Meclisi Başkanı.

3-)Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı.

4-) Bekir Bozdağ: Sayın Adalet Bakanı".

Görüldüğü gibi Binali Yıldırım, kişisel olarak müştekiler arasında değil. Başbakanlık kurum olarak şikâyetçi konumunda.

Diğer taraftan ister sanık olsun ister müdahil, kanun önünde herkes eşittir. Bu itibarla, iddianamelerde adı geçen kişi kim olursa olsun, hiç kimseden "sayın" diye bahsedilemez. Yoksa kanun önünde eşitliğin hiçbir anlamı kalmaz.

***

İddianamenin "Darbeye Hazırlık Faaliyetleri" başlıklı bölümünün girişinde de şu ifadeler var:

"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 6. maddesinde düzenlenen 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' kuralını hazmedememiş üst aklın, taşeronları vasıtasıyla, 2013 yılının bahar ve yaz aylarında İstanbul Gezi Parkı'nda ağaçların kesilmesini bahane edip sokak eylemleri gerçekleştirerek, milletin bağımsız yargı kontrolünde hür ve özgür seçimler ile seçtiği yönetimi değiştirmeye teşebbüs ettiği, bu eylemler ile milletin seçtiği idarecileri değiştiremeyen üst aklın; 17-25 Aralık sürecinde bir başka taşeronu olan FETÖ-PYD terör örgütünün emniyet ve yargı kurumları içerisindeki elemanlarını kullanmak suretiyle; milletin seçtiği yöneticileri değiştirmeye yeniden teşebbüs ettiği anlaşılmıştır."

Oysa sona eren Gezi Parkı ana davasının iddianamesinde, 7'si yabancı uyruklu 255 sanık, "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet", "görevi yaptırmamak için direnme", "kamu görevini usulsüz üstlenme", "kamu malına zarar verme", "özel kıyafetleri usulsüz kullanma", "suçluyu kayırma", "ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme" gibi suçlardan yargılandı. Yönetimi yasa dışı yollardan değiştirmeye kalkıştıklarına dair bir suçlama yapılmadı.

Bir de ceza hukuku somut verilerle, delillerle hareket eder. "Üst akıl" diye somut bir kurum yoktur. Bu bir siyasi yorumdur. Hukuk metinlerinde, özellikle iddianamelerde siyasi yorum yapılmamalıdır. Gezi Parkı eylemlerinin arkasında, Türkiye hükümetini düşürmeyi hedefleyen bir siyasi organizasyon, bir istihbarat kuruluşu veya bir devlet varsa, bu ciddi bir suçlamadır. Dolayısıyla suçlama somut delillerle ortaya konulmalı ve dava açılmalıydı. Gezi Parkı eylemleriyle FETÖ arasında bir ilişki varsa bu da somut delillerle ortaya konulmalıydı.

***

Yine giriş bölümünde, soruşturmanın konusu ve kapsamı açıklanırken "Terör örgütü FETÖ/PDY'ye değil; devletine, milletine, vatanına ve bayrağına bağlı; cumhuriyete, demokrasiye, hukuka ve yasalara uygun olarak görevini yapan Türk Silâhlı Kuvvetleri personelinin soruşturmanın konusu ve kapsamı dışında olduğu anlaşılmıştır." deniliyor.

Buna niçin gerek duyuldu anlayamadım! Herhalde Ergenekon, Balyoz ve Casusluk davaları kastedildi!

Öyle ya, bu davalarda, FETÖ kullanılarak, devletine, milletine, vatanına ve bayrağına bağlı; cumhuriyete, demokrasiye, hukuka ve yasalara uygun olarak görevini yapan Türk Silâhlı Kuvvetleri personeline kumpas kurulmadı mı?

http://www.ilk-kursun.com/haber/328731/iddianamede-sayin-denilir-mi/

 
a45UyF587661-170731162331 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/07/31  18:20 2  65  alelma@yahoogroups.com


 
--

Beyin ozu sozu dogru ve tabiati guzide olmalidir.
Bey dogru sozlu olmali, tavir ve hareketleri itimat telkin etmelidir ki, halk ona inansin ve huzur icinde yasasin.

Yusuf Has Hacib

Kur an bir butundur.
Kur anin bir kisim hukumlerini kabul edip, bir kisim hukumlerini red, inkar ve tekzib eden kimse, distan Musluman gorunse bile Musluman degildir.

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Gelecegin dini kozmik bir din olacak.
Kisisel Tanriyi asmali ve dogma ile teolojiden kacinmalidir.
Hem dogal hem de tinsel dinselligi kusatarak, anlamli bir butunluk olarak dogal ve tinsel her butun her seyin deneyiminden doga bir dinsel duygu uzerinde kurulu olmalidir.
Budizm bu tanima cevap verir.
Eger modern bilimsel ihtiyaclarla basa cikabilecek herhangi bir din varsa o Budizm olur.
Eger insanlar sadece cezalandirilmak korkusuyla ve odullendirmek umuduyla iyi insan iseler; bu durumda, gercekten cok uzgunuz.

The religion of the future will be a cosmic religion.
It should transcend personal God and avoid dogma and theology.
Covering both the natural and the spiritual, it should be based on a religious sense arising from the experience of all things natural and spiritual as a meaningful unity.
Buddhism answers this description.
If there is any religion that could cope with modern scientific needs it would be Buddhism.
If people are good only because they fear punishment, and hope for reward, then we are a sorry lot indeed.
Albert Einstein, quoted in Madalyn Murray O Hair, All the Questions You Ever Wanted to Ask American Atheists (1982) vol.ii., p.29


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder