10 yılda ekonomi: Neo-liberal dönüşümün iktisadi bilançosu
AKP iktidari 10. yilini doldururken, Turkiye'nin 12 Eylul ile birlikte girdigi neoliberal iktisadi donusum de ekonominin tum noktalarina nufuz ederek mantiksal sonuclarina ulasti. AKP iktidari ozellestirme ve piyasalasma ile birlikte kurulurken, issizlikteki artis ve yoksullasma dikkat cekici unsurlardi.
Kasim 2002 genel secimlerinde yuzde 34 oy alarak tek basina iktidara gelen ve 2007 ile 2011 genel secimlerinde oylarini arttiran AKP, bugun onuncu yilini tamamlamis oldu. AKP iktidara gelis sureci itibariyla iktisadi, siyasi, sinifsal, bolgesel ve uluslararasi dinamiklerin bir araya geldigi ozel bir konjonkturun urunu olarak degerlendiriliyor.
"Milli gorus gomlegini" cikaran AKP kendini siyaset bilimi literaturune getirdigi "muhafazakar demokrasi" kavramiyla ifade etti. Buna gore, AKP temel hedefini "toplumda derin kokleri bulunan yerel degerleri muhafazakar gelenekle" yeniden uretmek olarak tanimlandi.
AKP'yi "biriciklestiren" temel unsurun, tarihsel olarak AKP'nin varliginin ulkede 1980'li yillarda Ozal iktidari ile baslayan ancak 1990'li yillarda yavaslayan neo-liberal donusum ile emperyalizmin Orta Dogu'yu yeniden sekillendirme projesi ile ust uste gelmesi oldugu soylenebilir. Bu ozgun durum 2000'li yillarda, cok genis bir yelpazede kurulan yeni bir ittifak iliskisinin AKP'de cisimlesmesine yol acti.
Turkiye siyasal tarihinde ilk kez Istanbul merkezli geleneksel sermaye ve onun temsilcisi TUSIAD ve liberaller yani sira Anadolu sermayesi ve onun orgutu MUSIAD, TUSKON, Gulen ve Naksibendi cemaatleri gibi irili ufakli bircok cemaat AKP tarafindan temsil edilirken, ayni AKP hem kuresel sermayenin hem de Petro-dolar zengini Arap sermayesinin de destegini arkasina alabildi.
AKP= neo-liberalizm + Islam
Soz konusu neo-liberal donusum siyasi bir ozne olarak AKP'nin ideolojik donusumuyle cakismis, boylelikle AKP'nin ekonomiyi, siyaseti, toplumu ve tabi ki dini yeniden tanimlayip kendini dunya olcegindeki degisimle uyumlu olarak tekrardan var etmesine olanak saglamistir. Bu nedenledir ki AKP'nin sadece din daha ozelde Islam ile demokrasiyi degil, ayni zamanda Islam ile neo-liberalizmi bir araya getirdiginin altini cizmek gerekir.
En genel ifadesiyle neo-liberalizm, icinden gectigimiz donemde krizde oldugunu hatirlatmakla beraber dunya tarihinin son otuz yilina damgasini vuran, sermaye birikiminin onundeki tum engellerin ortadan kaldirilmasina ve ulke ekonomilerinin kuresel piyasa ile mali ve ticari serbestlesme temelinde yeni bir entegrasyona tabi olmasi ve ulkelerin hukuki ve siyasi yapilarini buna uygun olarak yeniden insa etmesine dayanir.
Otoriter devlet yapisinin devami olan AKP iktidari neo-liberal donusumun oncusu
Bu baglamda neo-liberal politikalarin tum kurum ve kurallariyla hayata gecirilmesi hegemonik iktidar blogunu temsil eden AKP iktidarinin temel misyonu olarak nitelendirilebilir.
Islami restorasyonun oncusu olan AKP hukumeti, bir kopustan cok sureklilige dayanan baskici devlet yapisi ile otoriter populizm anlayisini Islamci-muhafazakar bir model uzerinden yeniden kurgulayan bir iktidar pratigine sahip. Bu cercevede 24 Ocak kararlariyla Turgut Ozal onculugunde baslayan ancak 1990'larda sekteye ugrayan neo-liberal donusum AKP'li yillarda ciddi bir ivme kazandi.
Dunyada oldugu gibi Turkiye'de de gucunu mali sermayeden alan neo-liberal donusumun ekonomik krizlerden beslenerek onemli bir ivme kazandigi gorulur. 2001 finansal krizinin ardindan "kurtarici" olarak Amerika'dan gonderilen Kemal Dervis onculugunde "15 gunde 15 yasa" cikarilarak IMF ve Dunya Bankasi'nin ulke ekonomisinin iplerini eline alma sureci, AKP iktidariyla hiz kazandi. AKP eliyle devam ettirilen neo-liberal kurumsallasma surecinde basta egitim, saglik olmak uzere bircok alanin piyasaya acilmasi, bir "yuk" olarak tanimlanan kamu kaynaklarinin hizla elden cikarilmasi, emegin kazanimlarinin bir bir tasfiye edilmesi gerceklestirildi.
AKP iktidarinin ilk 5 yili
AKP hukumetleri Kemal Dervis'in onculugunde ve IMF direktifleriyle hazirlanan ekonomi politikalarini otoriter devlet anlayisina yaslanarak harfiyen uyguladi. AKP, 2002-2007 yillari arasini kapsayan ilk bes yil boyunca dunya ekonomisindeki olumlu havayi arkasina alarak 2001 krizinin etkisiyle yikima ugramis olan ulkede belirli bir cikis elde etmesi sasirtici olmadi. 1995 yilinda oldugu gibi 2001 krizinin ardindan toparlanma yuksek buyume hizlariyla sonuclandi.
Kriz sonrasi toparlanma ozellikle milli gelir artisi ile basladi. 2001 krizi sonrasinda hem sermaye hareketleri hem de dis talep bakimindan hareketlenen dunya ekonomisi Turkiye'deki buyume hizini da yukariya cekti. Buna gore 1998-2002 yillari arasinda ortalama -0,5 olan buyume hizi, 2003-2007 yillari arasinda ortalama yuzde 7 olarak gerceklesmisti. AKP'li yillardaki yuksek buyume hizlari, neredeyse her yil kesintisiz olarak artan dis kaynak hareketleri ile baglantili oldu. AKP iktidarinda ozellikle ilk yillarda cok onemli bir yer sahip olan sicak para girislerinin 2007 yili sonunda 108 milyar dolara ulastigi ifade ediliyor. 2005'te yabanci kokenli net sermaye girislerinin yuzde 40'i sicak para ogesinden olusur.
Dolaysiz yabanci sermaye yatirimlari (DYY) da hizla artmis, 2005'te 10 milyar dolar, 2006'da 20, 2007'de 22 milyar dolara ulasmisti. Iktisadi buyumeye karsilik AKP'nin ilk yillarinda 116 milyar dolara ulasarak ekonominin kirilgan ogesi olarak ortaya cikti. Dis borclardaki hizli artis ise bir baska dikkat cekici oge olarak karsimiza cikiyor. 2002 yilinda Turkiye'nin dis borc stoku 130 milyar dolarken bu rakam AKP iktidarinin ilk bes yilinda 247 milyar dolara ulasmisti.
Ozel sektorun dis borclarinin toplam icindeki payi surekli olarak yukselerek 2008'in ortalarinda 200 milyar dolara yukseldi. Ekim 2008-Ekim 2009 arasinda ise sicak para kacislari ve dis borc anapara odemeleri nedeniyle, yabanci sermaye net cikis gostermis; bu olgu ekonomiyi bunalima suruklemisti. Belli bir buyume hizi ise, giderek artan oranlarda cari acik yaratmis, 2005 ve 2011'de cari islem aciginin milli gelire orani yuzde 4,6'dan yuzde 10'a cikmisti.
Diger taraftan bolusum gostergelerine bakildiginda bes yillik AKP iktidari boyunca 2001 krizinin emekci siniflar icin yarattigi tahribat asilamamis. Reel ucretler, katma degerde ucret payi, istihdam gibi gostergeler bakildiginda ise emek lehine bir telafinin gerceklesmedigi soylenebilir.
2007-2012 krizli yillar
2007 yilinda bas gosteren kapitalizmin yeni krizinin Turkiye ekonomisinde de yikici etkiler yaratmasi bekleniyor. Kapitalizmin krizine kadar hizla buyuyen ekonomi, 2008'de durgunlasti; krizden etkilenerek 2009'da kuculdu. Ardindan iki yillik tekrar hizli bir buyume surecine girmesine karsin 2012'nin ilk alti ayinin iktisadi verileri ekonominin yeniden durgunlastigini ortaya koydu.
Turkiye Istatistik Kurumu'nun (TUIK) verilerine gore, 10 yillik surecte ulke ekonomisi en yuksek buyumeyi, yuzde 9,4 ile 2004 yilinda yasadi. 2007'de yuzde 4,7 buyume gosteren ulke ekonomisinde, kuresel krizin etkilerinin hissedilmeye baslandigi 2008'in son ceyreginde bozulma isaretleri gozlendi ve yil toplaminda buyume yuzde 0,7'de kaldi. 2009 yilinda ekonomideki toplam daralma ise yuzde 4,7 oldu.
10 yillik donemde Gayrisafi Yurtici Hasila gelisme hizlari, sabit fiyatlarla sektorler bazinda incelendiginde ise sunlar soylenebilir:
Insaat sektoru, 2001 krizinde yuzde 17,4 daralma gosterdikten sonra buyume surecine girdi ve dalgali bir seyir izledi. Sektor, 2002'de yuzde 13,9, buyuyen sektorde, 2009 yili kuculme orani yuzde 16,3'u buldu.
Toptan ve perakende ticarette de benzer bir seyir meydana geldi. Bu sektorde de 2001'de yuzde 16,1'lik keskin dusus gozlendi. 2002'de buyume trendine giren sektor, yine en yuksek buyume oranini yuzde 13,8 ile 2004'te kaydetti. 6 yillik buyumenin ardindan bu sektorde de 2008'de yuzde 1,5 daralma gozledi ve daralma orani 2009 yili toplaminda yuzde 10,4'e ulasti.
Imalatta da seyir, farklilik gostermedi. Sektor, 2001'de yuzde 7,6 kuculdu. 2002'de yuzde 2,9, buyume kaydeden imalat sektoru, 2009'da yuzde 7,2 daraldi.
2008-2009 arasinda ise sicak para kacislari nedeniyle, yabanci sermaye net cikis gostermis; bu olgu ekonominin tikanmasina yol acti. 2009 krizi oncesinde, buyume etkisi yaratan yabanci sermaye girislerinin yuzde 50-60'i dis borc yaratan ogelerden olusuyordu. Kriz sonrasinda bu oran tirmanmis; 2012'nin ilk alti ayinda yuzde 73'u asmis; toplamda 318 milyar dolara ulasmis oldu. Ozel sektorun tasarruf acigini kisa vadeli dis borclanmayla asmaya calismakta.
Ayrica sermaye hareketlerinin serbestlesmesi yabanci sermaye girislerini artiracagi, ulusal tasarruflardaki yetersizligi telafi edecegi ve boylece sermaye birikimini arttiracagi yonundeki neo-liberal beklenti Turkiye'de gerceklesmemis, 1998 ile 2011 arasinda sermaye birikim orani ise yuzde 22,9'dan yuzde 21,7'ye dusmustur.
Islamci sermayenin AKP ile altin yillari
Turgut Ozal'in baslattigi neo-liberal donusumun 21. yuzyildaki tasiyicisi olan Islamci/muhafazakar AKP, 10 yillik iktidari boyunca burjuvazinin tum kesimlerini catisi altinda birlestirebilmekle beraber var olusunun temel dayanaklarindan biri olan Islamci sermayenin daha da guclenmesine yol acti.
Ozal doneminde ilk gelisme ivmesini saglayan Islamci sermaye 1990'larda hem isletme olcekleri hem de sermaye birikimlerini olusturmalari acisindan bir farklilik yasadi. Ozellikle MUSIAD uyelerinin onemli bir kismi 1980'lerde Arap finans kurumlarinca fonlanan, Vakiflar Yasasi'ndaki degisIklikle kentsel rantlardan daha cok yararlanabilen cemaatlerin olusturdugu cercevede sekillendi.
Geleneksel kucuk burjuvazi icinden gelip, organize sanayi bolgelerinde saglanan ayricalik ve tesviklerle gelisen KOBI sahipleriyle, belediyeye is yapan ticaret ve insaat sektoru temsilcilerinin bu sermayenin en dinamik unsurlari oldugu biliniyor. Ayrica emek-sermaye iliskisi icinde degerlendirildiginde Islamci sermayenin, sendikal hak ve ozgurlukleri devre disi birakarak emek maliyetlerini asgari duzeyde tutmayi sagladigi ve kisisel iliskilere dayali, otoriter bir iliski bicimini hakim kildigi soylenebilir.
1980'lerde gorunur hale gelen Islamci sermaye AKP'li yillarda ise buyuk kar oranlariyla ciddi bir gelisme dinamigi yakaladi.
Istanbul Sanayi Odasi (ISO) tarafindan her yil yayimlanan ve Turkiye'nin en buyuk 500 sanayi kurulusunu siralayan 2009 yili ISO 500 calismasi, hukumet yandasi-Islamci sermayenin carpici bicimde yukselisine taniklik etti.
Listeye 2009'da Islamci Mustakil Sanayici ve Isadamlari Dernegi (MUSIAD) uyelerine ait 31 firma girdi. Dernekten verilen bilgiye gore dernegin ilk kuruldugu yil olan 1990'da bu sayi 8, 2007'de ise 23 idi.
Ote yandan, Fethullah Gulen cemaatinin sermaye kurulusu Turkiye Isadamlari ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON), 2009 listesinde 45 sirketiyle yer aldi. 2005 yilinda kurulan dernegin kisa surede bu agirliga erismesi, cemaatin Afrika ve Ortadogu'ya yonelik hukumet destekli girisimlerle kazandigi gucu gosteriyor.
Bir baska ornek ise Islami sermayenin amiral gemisi olan Ulker Grubu'ndan verilebilir. "En zengin 100 Turk" arastirmasina bu yil 3. siradan giren Ulker'in ismi en son otoyollari ve koprulerin ozellestirilmesinde Koc holdingle yaptigi ortaklikla anildi.
(soL- Ekonomi)
Bilgi insani kuskudan,iyilik aci cekmekten,kararli olmak da korkudan kurtarir. Konfucyus |
Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan. Bertolt BRECHT | Ben,Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir... K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - 1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi : Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir. Hic de zararli bir topluluk degildir. Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir. ISKILIPLI ATIF | Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com Ayrilmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com - - - - - - - - - - - - - - Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder