Mehmet Ali Güller: Atlantik Suriye'de Bölündü
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un, Türkiye merkezli Suriye Ulusal Konseyi SUK'u "artık muhalefetin lideri görmediğini" ilan etmesi büyük bir kırılmadır. Washington ayrıca Suriye muhalefetinin merkezini Türkiye'den Katar'a taşıyacağını da açıklamıştır.
ŞAM CEPHESİ'NİN BAŞARISI
Clinton'un neden SUK'un muhalefetin lideri olamayacağını açıklarken kullandığı "muhalefet 40 yıldır Suriye'de bulunmayan kişiler tarafından temsil edilemez" argümanı göstermeliktir.
ABD bu açıklamayla 20 aylık başarısızlığı perdelemeye çalışmakta ve sorumluluğu Türkiye ile SUK'a havale etmektedir.
Oysa Atlantik cephesinde bir kırılmaya yol açan bu gelişmenin esas nedeni Rusya-Çin-İran destekli Şam cephesinin direnişi ve politik manevralarla karşı cepheyi daraltmasıdır. Süreç Türkiye'yi bile Suriye sahnesinden çekilme arayışlarına itmiştir. Erdoğan ile Putin'in Bakü'de mutabık kaldıkları "üçlü müzakere" sistemi ile Türkiye, Moskova-Tahran-Kahire eksenli bir çözüme yönelmiştir.
SURİYE'DE KÜRT KIRILMASI
Ankara'yı bu sürece zorlayan en önemli gelişme ise bölgesel Kürt meselesidir.
Suriye meselesinin esasını oluşturan "Irak'ın kuzeyindeki yapıyı Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e açmak" hedefi, Ankara'da AKP'nin dış politikasına yönelik çoklu bir iç ve dış baskıya dönüştü. Bakü görüşmesi öncesinde Ankara-Moskova ve Ankara-Tahran hattında yaşanan ikili temaslar oldukça önemlidir.
Bu konunun Erdoğan ile Davutoğlu arasında bir kırılma yarattığı da iddialar arasındadır.
Ancak daha önemlisi dün Radikal'den Fehim Taştekin'in de üzerinde durduğu gibi Kürt meselesinin ABD ile SUK arasında büyük probleme dönüşmesidir. SUK'un Suriye'nin üniter yapısında ısrar ederek Kürtlere özerklik garantisi vermeye yanaşmaması hem Kahire'deki 4 Temmuz toplantısında ABD'li yetkili Robert Ford'la SUK kavgasına neden olmuş hem de Kürtler ile Arapların aynı çatıda birleştirilmesini engellemiştir.
DAVUTOĞLU FEDA MI EDİLECEK?
4 Temmuz toplantısından sonra neler olduğuna bir bakalım:
1) Washington, Türkiye'nin Suriye faaliyetlerini açığa düşüren pek çok haberi Washington Post ve New York Times üzerinden servis etti.
2) Barzani'nin girişimiyle 11 Temmuz'da Erbil mutabakatına varıldı ve Suriyeli Kürt gruplar Kürt Yüksek Konseyi çatısında birleştirildi. Bu operasyonda Barzani ile Davutoğlu ortak hareket etti. Hatta KDP'ye yakın Aknews ajansı, Barzani ile Davutoğlu'nun anlaşmanın imzalanacağı toplantıya katılacağını bile duyurdu.
3) Barzani'nin Dışişleri Sorumlusu Sefin Dızai, Davutoğlu Erbil yolundayken "Türkiye PYD ile görüşmeli" açıklaması yaptı.
4) Kürdistan'ın mimarı olan Henri Barkey, Türkiye'yi Suriye'deki Kürdistan'a alışmaya çağırdı.
5) ABD, Washington Büyükelçisi Francis Ricciardone üzerinden operasyonel açıklamalar yaptı. Örneğin son olarak Ricciardone'nin çıkıp "PKK, herkesten fazla Kürt öldürüyor" demesi anlamlıdır.
6) Halep'te ÖSO ile PYD çatıştı.
7) Diyarbakır'ı BOP içinde merkez yapmak isteyen, Bağdat'ı aşarak Erbil'le anlaşmalar imzalayan Başbakan Erdoğan, Almanya dönüşü uçakta dikkat çeken bir açıklama yaptı: "Suriye'nin Irak gibi olacağına ihtimal vermiyorum, biz de burada böyle bir senaryonun oynanmasına müsaade edemeyiz. Bunu Barzani'ye de söyledik, bunu bilmesini istedik. Barzani ise öyle bir şey olmadığını, olamayacağını, hatta PYD'nin PKK olmadığını anlatmaya çalıştı bize. Böyle bir şey olması halinde tavrımız Irak gibi olmaz dedik."
8) Suriye KDP'si, Kürt Yüksek Konseyi'nden çekildi.
9) Erdoğan'a yakın Yeni Şafak gazetesi, ilginçtir, dün Hürriyet'i, PKK-İsrail ve PKK-ABD ilişkisini gizlemekle suçladı!
10) Tüm bu gelişmeler yaşanırken F4 uçağımız Suriye'de "NATO yemi" yapıldı, Akçakale'ye faili meçhul top düştü ve Moskova-Şam uçağı CIA istihbaratıyla zorla Ankara'ya indirildi!
Bakalım Erdoğan nasıl çıkış arayacak? Örneğin Davutoğlu'nu feda edecek mi?
Cezalandirmaya muktedir oldugun zaman affet ki, affinin bir degeri olsun. |
Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan. Bertolt BRECHT | Ben,Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir... K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - 1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi : Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir. Hic de zararli bir topluluk degildir. Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir. ISKILIPLI ATIF | Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com Ayrilmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com - - - - - - - - - - - - - - Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder