Niyeti olmayan ipe un serermiş ya ondan işte. Adam gibi yargılama yapacak olan delilleri somutlaştırır, tek tek zanlılara bağlar. Bir neden sonuç ilişkisinde delil-zanlı-suç-ceza zincirini kurar. İşi en kısa, en temiz şekilde bitirir. Bunların niyeti yok. Yargılama bahanesiyle, yargılamadan mahkumiyet yaşatıyorlar. Bahane de artık komik. BIRAKIN ADALET İŞİNİ YAPSIN. Sonunda sabırlar taşacak, insanlar işi meclis basmaya vardıracak. Emin olun böyle bir kalabalık harekete geçerse, önünde kimse durmaz. Ne meclis polisi, ne Fitnebaz emniyet, ne TSK. Kaderinizle başbaşa kalırsınız. Bakın işte o zaman bu işleri yapanlar bırakın adil yargılamayı, adil olmayan bir yargılamayı bile mumla arar. Halk bir kere harekete geçti mi, önünde duramazsınız, cesedinizi parçalarlar, kim yaptı bilemezsiniz. Ayağınızdan meydana asarlar, cesedinizi indirmeye kimse cesaret edemez. O derece. Korkun, korku iyidir, hatadan, yanlıştan korur. Ama bizimkiler anlaşılan kontrolü kaybetmiş, fütursuz davranıyorlar, kendi mezarlarını kazıyorlar. Kötü olaylar olacak, çok kötü. Allah(!?) milletimizi korusun. Saygılar. Oraj POYRAZ |
Ergenekon Davası 64 milyon word sayfası tutuyor
İşte Ergenekon davasının rakam rakam dökümü
02.11.2012 10:45
Silivri'de devam eden Ergenekon Davası, dünya üzerindeki en geniş ölçekli yargılama süreci olmaya aday. Sebebi ise bilgisayar teknolojilerinde saklı. Şöyle ki:
Ergenekon Davası'nda 300'e yakın kişi yargılanıyor. Yüzlerce delil klasörü var. Her bir delil klasörü yaklaşık 200 sayfa. Bunun yanında dosyaya Mahkeme'nin yapmış olduğu yazışmalar sonucu giren birçok cevabi yazı, birleşen yaklaşık 20 davaya ilişkin iddianameler ve ek klasörler ile gizlilik kaydı sebebiyle avukatlara verilmeyen milyonlarca sayfa doküman ve bir o kadar da savunma evrakı var.
Bu verilerin tamamı Silivri Cezaevi'nin içinde bulunan duruşma salonundaki Yazı İşleri Müdürlüğü'nde tutuluyor. Her yerde klasör klasör evrak var. Bu evrakları fiziken incelemek ise mümkün değil. Tüm bu dokümanlar arşivlerde saklanıyor. Avukatların elinde olanlar ise Mahkeme'nin verilmesini onayladıklarının dijital kopyaları.
Bir de fiziki kayıtlar dışında dijital ortamda saklananlar var. Bunlar arasında telefon görüşmelerine ilişkin ses kayıtları, cep telefonu baz istasyonu sinyal bilgileri vs de yer alıyor. Büyük bir kısmı kişiye özel ve sadece Hâkimler tarafından incelenebiliyor.
MAHKEMENİN TÜRKİYE TELEVİZYON TARİHİNE IŞIK TUTACAK ARŞİVİ
Sanıklardan el konulan Hard Disk, Cep Telefonu, CD, DVD'ler ile bunların imajları, kopyaları vs de avukatların ulaşabileceği bilgiler arasında değil ama dava dosyasının bir parçası durumunda.
Bir kısmı teknik takip sonucu elde edilmiş diğer kısmı ise konferans ve panellere ilişkin video görüntüleri ve fotoğraflar da dosya içerisinde yer alıyor.
Bu güne kadar yapılan 253 celseye ait ses ve görüntü kaydı ile bunların çözümlerinden oluşan binlerce sayfa duruşma tutanağını da hesaba katmak lazım tabii. Birleşen dosyaları hesaba dâhil etmiyorum.
Yine dosya içerisinde geçmiş tarihlere ait gazeteler, televizyonlarda yayınlanmış tartışma programı ve belgesel görüntüleri de var. Ergenekon Davası'na bakan Mahkeme, Türkiye'de televizyon tarihine ışık tutacak bir arşive sahip anlayacağınız.
Bu hesabın içerisine Ergenekon Soruşturması sonucu açılan davalar olan, Odatv, Poyrazköy, OYAK Güvenlik ve Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs Davalarının görüldüğü Mahkemelerde yer alan dosyaları ise dâhil etmiyorum.
Bu tahlil karşısında, bilgisayar teknolojileri ile de yakından ilgilenen biri olarak Ergenekon Davası'nın boyutlarını merak ettim ve hesaplamaya başladım. Eminim ki bilgisayarla azıcık haşır neşir olanların ilgisini çekecektir. Birlikte göz atalım.
HARD DİSKLERİ HİÇ HESABA KATMAKSIZIN
Eksik olsun fazla olmasın diye küsuratları aşağıya doğru yuvarlayarak hesaplayacağım...
Ergenekon Davası başlangıçta 3 iddianame ve delil klasörlerinden oluşuyordu. Bu dosyaların büyüklüğü 28 Gigabayt (GB). Daha sonra bu davalarla 18 tane daha dava dosyası birleşti ve 4 sene içinde farklı kurumlara yazılan yazılara cevaplar geldi. Bu da yaklaşık 200 GB yapıyor.
Davada yaklaşık 300 sanık yargılanıyor. Hepsinin evinden ve iş yerinden hard disklere, CD'lere, DVD'lere, cep telefonlarına el konuldu. Bunların büyük bir kısmı ise iade edilmedi. Halen Mahkeme dosyası içerisinde ya da Adli Emanet'te saklanıyor. Neredeyse her sanık en az 1 CD veya DVD ile suçlanıyor. Abartıya kaçmamak için hesaba 100'lerce GB hafızaya sahip hard diskleri katmayacağım. Sadece CD ve DVD'leri hesaplayalım. 1 CD 750 MB, 1 DVD ise ortalama 4 GB kapasiteye sahip. Her sanıktan en az 1 tane bazılarından ise onlarca hatta yüzlerce CD/DVD'ye el konuldu. Ama biz minimumunu düşünelim. 300 sanık üzerinden hesapladığımızda, 1.425 GB'lık bir veri anlamına geliyor bu. Hem de el konulan hard diskleri hiç hesaba katmaksızın.
Şimdi gelelim cep telefonu baz istasyonu sinyal bilgileri ile ses kayıtlarına. Soruşturma aşamasında Dinleme Kararları çerçevesinde bütün sanıkların görüşmeleri kayıt altına alındı. Bunlardan suç unsuru taşıyanların çözümleri yapıldı. Taşımayanlar ise muhafaza edildi. Sonrasında, gizlilik kaydıyla sanıklara verilen bu ses kayıtlarının ait olduğu sanıklardan birine bunların ne kadar büyüklüğe sahip olduğunu sordum. Sadece 2008 yılına ilişkin ses kayıtlarının 2.8 GB olduğunu öğrendim. Sanıkların bazılarının ise birkaç sene dinlendiğini biliyoruz. Ama ne demiştik eksik olsun fazla olmasın hesabımız. 300 sanık üzerinden hesapladığımızda bu da 840 GB veri anlamına geliyor. Bu hesaba cep telefonu sinyal bilgilerini de dâhil ettiğinizde büyüklük yaklaşık 1.000 GB'a ulaşıyor.
DOSYANIN HACMİ NE KADAR
Bir de bu zamana kadar televizyon ve gazete arşivlerinden dosyaya giren görüntüler, gazete kupürleri vs var. Dosyaya giren bir belgesel görüntüsünün boyutuna baktım. Yaklaşık 1 saatlik görüntünün 320 MB olduğunu gördüm. Çözünürlüğünün ise oldukça düşük olduğunu belirteyim. Davada görev yapan bazı avukatlarla konuştuğumda yaklaşık 100 saatlik bir görüntünün bulunduğunu tahmin ettiler. Bu da 30 GB'lık bir veri anlamına geliyor.
Bu güne kadar birleştirilen davalar hariç 253 celse duruşma yapıldı. Tüm bu duruşmalardaki görüntü ve sesler kayıt altına alındı. Bu, günde en az 6 saatlik ses ve görüntü kaydı demek. Her bir duruşma tutanağı ortalama 50 sayfa. Hesaplarsak 12.650 sayfa duruşma zaptı mevcut. Sadece bu görüntülü ve yazılı verinin dosya büyüklüğü ise tahmini 485 GB. Bu gerçek değerin çok hem de çok altında unutmayın.
Sanıklar ve avukatlar tarafından Mahkeme'ye sunulan belgeler ve dijital kayıtların boyutu ise yaklaşık 100 GB civarında.
Asgari değerler üzerinden yapılan bu hesaplama Ergenekon Davası'nın yaklaşık 3 Terabayt'lık bir dosya büyüklüğüne sahip olduğunu gösteriyor. Emin olun bu değer dosyanın gerçek boyutunun çok altında. Anlayacağınız Ergenekon "en az" 3 Terabaytlık bir dava.
Bu verinin büyüklüğünü sayfa sayısı olarak hesapladığınızda yaklaşık 64 milyon sayfa word belgesi demek. 300 sayfalık, 214.000 tane kitap anlamına geliyor. Bu büyüklükte bir kütüphane tasavvur edin lütfen. Evinizdeki kitap sayısı ile karşılaştırın bu sayıyı. Sanırım dosyanın hacmi ve kapladığı alan zihninizde daha iyi canlanmıştır.
Böylesine büyük boyutlara ulaşmış olan bir dava insan beyninin sınırlarını da zorlayacak durumda. Muhakeme yeteneğinizin çok güçlü olması gerektiği ise açık. Bunun bile yeterli olacağını sanmıyorum. Sanıklara suç yüklerken binlerce klasör, milyonlarca sayfa evrak arasından sağlıklı bir değerlendirme yapmanız, tanık ve sanık beyanlarını karşılaştırmanız çok güç.
Dijital veriler üzerine kurulu olan yargılama süreci, bunlara el konulmasından muhafazasına kadar birçok sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Ancak Ergenekon Mahkemesi'nin bu konuda başarılı olduğunu söyleyebilmek mümkün değil. Adli Emanette kırılarak delil vasfını kaybeden 51 Nolu DVD'nin hikâyesini hepiniz biliyorsunuzdur. Ortada hali hazırda delil sağlığını kaybetmiş bir dijital veri var ancak bu, tutukluluk halinin devamı için bir engel oluşturmuyor.
DÜNYA DAVALAR TARİHİNDE BİRİNCİ
Yine söz konusu dijitallerin muhafazası kadar, manipüle edilmesinin önüne geçmek için alınması gerekli tedbirler de yetersiz. Teğmen Mehmet Ali Çelebi olayını hatırlayacaksınız. Telefon hafızasına tanımadığı insanların bilgileri yüklenen genç adam. Bu olayın ortaya çıkmasından ancak 3 ay sonra özgürlüğüne kavuşabilmişti.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Ancak asıl önemli olan sağlıklı bir yargılama sürecinin bulunup bulunmadığı. Duruşmalar devam ediyor ve bir süre daha sürecek gibi görünüyor. Bu da dosyanın her geçen gün katlanarak büyümesine neden oluyor. Hiç kimsenin bu boyutlarda bir dosyaya hakim olması ve sağlıklı karar verebilmesi mümkün değil. Bu da Adil Yargılanma Hakkı açısından ciddi bir sorun oluşturuyor.
Ergenekon Davası, dosya hacmi açısından Dünya Davalar Tarihinde birinciliği elde etmiş görünüyor. Çıtayı ise her geçen daha da yükseltiyor. Ancak bu manzara adalete olan güveni sarsıyor ve adil bir karar verileceği konusundaki inancın yok olmasına neden oluyor.
Milyonlarca sayfa evrak, binlerce saatlik görüntü ve ses kaydı, en gelişmiş bilgisayarların dahi kapasitesini zorlayacak bir veri hacmi demek... Ergenekon Davası insan beyninin sınırlarını zorlayan bir dava artık... Aslında çok basit iddialarla yargılanan ve kişisel delil durumları çok da karmaşık olmayan insanların yargılandığı bir dava süreci... Özel karmaşıklık havası verilmeye çalışılarak elde edilmeye çalışılan kamuoyu algısı... Geçmişte zihinlerde kötü anılar bırakmış tüm adli vakaların harmanlandığı bir kazan...
Dünyanın hangi ülkesine giderseniz gidin hukukçular, böyle bir yargılamanın mümkün olamayacağını söyleyecektir size. Ancak Türkiye'de bunlar üzerine çok fazla kafa yorulmuyor. Günlük hayatımıza devam ederken, ülkenin bir köşesinde devam eden yargılamada yaşananlar çoğu zaman dikkatimizi dahi çekmiyor.
Ergenekon Davası'nda sona yaklaşırken olayın bir başka boyutunu gözler önüne sermek istedim sadece. Teknik bilgilerden sıkılmayıp yazının sonuna kadar geldiyseniz eğer, dikkatinizi çekmeyi başarabilmişimdir.
Av. Hüseyin Ersöz
Odatv.com.
http://www.odatv.com/n.php?n=64-milyon-word-sayfasi-0211121200
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder