Naci BEŞTEPE - MLADENOV ERDOĞAN, BARİ TANKLAR YÜRÜSEYDİ
29 Ekim Seferberlik Yürüyüşü ve sonrası ilginç gelişmelere sahne oldu.
Valilik önce ULUS MEYDANI'nın toplantı ve gösteri için belirlenen yerlerden olmadığı için izin vermediğini açıkladı.
Ardından elde edilen istihbarat nedeniyle izin verilmediği açıklandı.
Başbakan da teyit etti.
" Topluluğu provoke edecek, olay yaratacak grup veya grupların devreye gireceği" anlamı çıkıyordu. İma edilen de oydu.
Valilik ve her şeyden tek sorumlu Başbakan, toplumun güvenliği açısından yasak koyuyordu bayram kutlamasına.
Başkaca bir düşünceleri yoktu yani.
Allah var ya, herkes de inandı.
Baktılar ki İLLEGAL SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ(!) vazgeçmeyecek, tehditler başladı.
"Toplanırsanız karışmam haaa!"
Yürüyüşü düzenleyenlere ve katılanlara neler söylenmedi, neler;
Ayrılıkçılık, teröristlik, marjinal gruplar, alternatif kutlama yaparak halkın bayramını karıştıranlar vs.. vs..
Yürüyüş muhteşem bir gösteri ve halk hareketine dönüşünce, halkı meclisin önüne sokmamak ve Anıtkabir istikametine yönelmesini önlemek için görevlendirilmiş polise kızdı Başbakan, "POLİS GÖREVİNİ YAPMADI"
Bebek -yaşlı, hamile-hasta, kadın -erkek, bayraklı-bayraksız, sakat-gazi demden gazı ve basınçlı suyu basan, halkın birbirini ezmesine ve yaralanmalara sebep olan polis için söyledi bunu.
Bu sözler beni 1990 yılına götürdü.
Sovyetler Birliği ve Demirperde ülkelerinde gösteriler, mitingler, protestolar giderek artıyor.
Komünist blok çatırdıyor.
Komünist parti iktidarları direnmeye çalışıyor.
SOFYA'da kara ataşesiyim.
Olayları yakında izliyorum.
Bulgar Meclisi'nde bir görüşme var. Konusunu anımsamıyorum ancak halkın taleplerinin aksine bir karar çıkacağı değerlendiriliyor.
Halk Meclis'in önüne yığıldı.
Protesto ediyor, bağırıp çağırıyor.
Devlet Başkanı Todor Jivkov, MSB Mladenov.
Polis halkı dağıtmaya çalışıyor ama imkansız.
Polisten korkmamaya başlamış halk, tınmıyor. (Bir yıl önce olsa bir polis tek başına bir milyonu dağıtırdı. Öylesine güçlü ve korkunçtu polis)
Bir ara, Meclis'in dış merdivenlerinde Mladenov gözüktü. Polis yetkilileri ile bir şeyler konuştu. Sinirlendi. El kol hareketleri yaptı. Bağırarak bir şey daha söyleyip içeri girdi.
O akşam Bulgar Televizyonu olayı yakın çekim gösterdi.
Mladenov'un ağzını okuturcasına zumlayarak, ağır çekim-hızlı çekim, normal çekim onlarca belki de yüzlerce tekrarlayarak onun sözlerini halka yansıttı;
"ÖYLEYSE TANKLAR YÜRÜSÜN"
Ertesi günden itibaren halk meclisin önünde ayrılmadı.
Artık tek protesto konusu MLADENOV idi.
Mladenov birkaç gün sonra istifa etti.
Bulgar Komünist Partisi'nin sonunun başlanıcı oldu.
Son hızla geldi.
Bir ay kadar sonra sabaha karşı Komünist Parti merkezine giren halk partiyi yağmaladı, binayı ateşe verdi.
Sonrasını orta ve üst yaş grubunda olanlar bilir.
Jivkov başta olmak üzere Komünist Parti yönetimi yargılandı. En ağır cezayı Jivkov ve Mladenov aldı.
İktidar sosyal demokratlara geçti. Türkler de yönetime girdi.
Toplum böyledir.
Toplumsal olaylar böyledir.
Kırk yıl kuzu kuzu duran ve hep öyle kalacağı sanılan bir toplum bile bir kıvılcımla söndürülemez ateş topuna dönüşüverir.
Polisin yaptıklarını yetersiz bulan Başbakan, hazır tanklar da yakında, hipodromdayken " POLİS YETMİYORSA O ZAMAN TANKLAR ULUS'A YÜRÜSÜN" de diyebilirdi.
İyi ki demedi.
MLADENOV mezarından dikilir, "Hiç mi tarih, sosyoloji, psikoloji, toplum bilim, yönetim okumadın? Hadi İmam Hatipte bunlar okutulmuyor, danışmanların da mı anlatmıyor?" diye bas bas bağırırdı.
Bir ilginçlik de sonraki gün yaşadık.
Polise kızan Başbakan, Ulusa Sesleniş konuşmasında, bunlar hiç yaşanmamışçasına, bayram kutlamalarını statlardan kurtarıp halk kutlaması haline getirdiklerini söyleyerek övünüyordu.
10 Kasım'da sap gibi duranlar millete karışmazlar herhalde.
10 Kasım'da Tandoğan'dan Ata'ya doğru Ulusça yürümek üzere;
Sağlıkla, mutlulukla ve umutla kalın.
Naci BEŞTEPE
--
DELIKLI SIIR . . . . . . Cep delik cepken delik Yen delik kaftan delik Don delik mintan delik. Kevgir misin be kardeslik? Orhan Veli KANIK |
Ey mutsuzlar! Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz. Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz. Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki, sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz! Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan. Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine. Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan. Bertolt BRECHT | Ben,Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma, hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir... K.Ataturk - - - - - - - - - - - - - - 1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi : Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir. Hic de zararli bir topluluk degildir. Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir. ISKILIPLI ATIF | Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com Ayrilmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com - - - - - - - - - - - - - - Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder