Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! | |
Mustafa Kemal Atatürk |
Acele bundan biraz da. Zaman azaldı, günler sayılı. Belki de, 2013 yılını son çeyreğinde çanak çömlek patlayacak. Sürekli ertelenen dolar krizi önce küçük şirketler, sonra küresel şirketler, küçük ülke iflasları falan patlayacak. Ağırlıklı olarak dolara bağlı batı ekonomilerinde topluca küçülme ve konsolidasyon yaşanacak. Amerika Birleşik Devletleri bir reformasyon, içe kapanma dönemine hazırlanıyor. Geride K.Irak Kürtleri ve İsrail kalacak. Bunlara vaatleri oldu, sorumlu sayıyor. Kürtleri zaten daha önce de ortada bırakmıştı, bir daha olursa bu fazla gelecek. Ortalık bir an önce toparlansın. Özellikle bu çekilme döneminde Türkiye'de yaramaz insanlar olabildiğince iktidardan uzak olsun, işbirlikçiler olsun istiyor. Bu kadrolar hem Kürtleri, hem de İsrail'i himaye etsin istiyor. Fakat kaş yaparken göz çıkardılar haberleri yok. Ülkeyi mürtecilere teslim ettiler. Tepelerinde beyzbol sopası eksildiği anda bunlar ya davulcuya ya zurnacıya kaçar. Bakın daha birkaç gün geçmeden Şangay Ekspresine binmeye kalktılar. Eski ulusalcılar ne diyordu, farklı mıydı? Şimdi ne oldu? Bunu anladılar. | Denge için generalleri istiyorlar. Ama onları da kendileri tasfiye etti. Geride ciddi şekilde ABD aleytarı bir ordu kaldı. Bir tür yukarı tükürsen bıyık, aşağıya tükürsen sakal durumu. Kısacası ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Tıpkı Çin imparatorunu tasfiye ederken Mao'yu karşılarında bulmaları, İran'da millileştirme yanlılarını devirelim derken Humeyni Rejimin iktidara taşımaları gibi. Bu nedenle küresel oligarkları çok da gözünüzde büyütmeyin, tarihte de bir çok kez yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Yine çarşafa dolayacaklar. Öyle gözüküyor. Oraj POYRAZ |
1)ABD İsrail yükünü taşımakta zorlanıyor
Mehmet BORİ Bugün Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında Müslüman coğrafyada neler olduğunu doğru anlayabilmek için bu projede İsrail'in rolünün ne olduğunu ve nerede durduğunu anlamamız gerekir. Amerikan halkı artık İsrail'i desteklemek istemiyorİsrail 1948 yılında ABD ve İngiltere yardımıyla yapay bir devlet olarak kuruldu. Nasıl ki bir bitkinin doğal ortamı dışında yetişebilmesi için sera, yapay gübre ve ilaç gibi bünyesi dışından yapılacak desteğe ihtiyacı varsa, İsrail'in de Yahudi halkına yabancı, hatta ona düşman bir coğrafyada ayakta kalabilmesi için benzer desteğe ihtiyacı vardı. ABD'nin İsrail'e verdiği büyük destek, hem birçok insanın hayatına mal olmakta, hem de ABD ekonomisine milyarlarca Dolar yük getirmektedir. Amerikan halkının büyük çoğunluğu, diplomat ve askeri uzmanlar, bu özel ilişkiye karşıdır. 7,5 milyon nüfusu olan New Jersey'den küçük olan bu ülke, dünyadaki diğer ülkelerden daha fazla Amerikan yardımı almıştır. 1950-53 yılları arasında İsrail'in nüfusu 1,6 milyon iken ABD bu ülkeye 1 milyar Dolar akıtmıştır. Amerikan vergi mükellefleri İsrail'e her gün 8 milyon Dolar ödemektedir. Son 40 yılda Amerikan vergi mükellefleri ortalama 5 kişilik bir İsrail ailesine yaklaşık 200 bin Dolar para aktarmıştır. İsrail'e para yardımı, mali yılın başında, peşin olarak yapılmaktadır. "İsrail'e yaptığımız yardımlara ilave olarak Tel Aviv'le dost geçinmesi için her yıl Mısır'a 1,5 milyar Dolar, Ürdün'e 843 milyon Dolar verilmektedir." Amerikan Harp Akademisinin ekonomi komisyonu tarafından 2002 yılında hazırlanan raporda, İsrail'in ABD'ye 60 yıllık maliyetinin 3 trilyon Dolar olduğu tahmin edilmektedir. ABD'de işsizlik oranı İsrail'den yüksektir, 10 milyon aile icralıktır, buna rağmen hala İsrail'e karşılıksız yardım etmeye devam edilmektedir. İsrail'in saldırganlığı ve uluslararası hukuku, insan haklarını ve BM kararlarını ihlal etmesi, kendisine karşı bütün dünyada büyük bir düşmanlık yaratmıştır. Amerika'da son 10 yıldır Antisemitizm akımı sürekli yükseliş göstermektedirResmi raporlara da yansıyan bu yakınmalar aynı zamanda Amerikan kamuoyunda Antisemitizmi de tetiklemektedir. "Bazı Amerikalılar, yazılı ve görsel (TV) medyanın, her iki büyük partinin (Cumhuriyetçiler ve Demokratlar) iç ve dış politikayı yönlendiren yüksek bürokrasinin, finans sistemi, bankalar ve piyasanın Siyonistlerin kontrolünde olduğunu düşünmektedir. Dünyada da Antisemitizm alanında benzer bir gelime yaşanmaktadır. Aşırı sağ, Yahudileri sadece kendilerini düşünen, ulusal ekonomi ve kültürün altını oyan bir beşinci kol olarak görmektedir. Tarihsel olarak Antisemitizmin, ekonominin yükselme ve çöküş dönemlerine paralel bir iniş çıkış eğrisi izlediği görülmektedir. Bugünkü ABD'nin durumunu 1929 yılında Yahudi hâkimiyeti altında olduğu düşünülen Almanya'ya benzetenlerin sayısı giderek artmaktadır. Böylesine bir eğilim varken, borç içinde yüzen Washington'un her sene kendi vergi mükelleflerinin ödediği vergilerden yaklaşık 6 milyar Dolar tutarındaki meblağı İsrail'e vermeye devam etmesi zorlaşmaktadır. -Devam edecek- İsrail BOP'un neresinde?-(2) İsrail'in geleceği BOP'un başarısına bağlıdır. Mehmet BORİ ABD'de yükselen antisemitik hareketin ABD-İsrail ilişkileri üzerindeki etkisi Yazının ilk bölümünde borç içinde yüzen ABD yönetiminin niçin İsrail'e karşılıksız para yardımı yapmayı sürdüremeyeceğini açıklamıştık. Tırmanan antisemitik hareketin ise, belli bir aşamadan sonra "Occupy Wall Street" ("Wall Street'i işgal et"), "%99 (halk), %1'e (zenginlere) karşı" türü sistem karşıtı hareketleri besleme "tehlikesi" yaratacağı açıktı. İsrail'in varlığı ile ABD'nin Ortadoğu ve dünya egemenliği arasındaki birebir ilişkiABD'nin ünlü stratejistlerinden ve Amerikan devletinin siyasetlerini belirleyen kadronun tepe elemanlarından Zbigniew Brzezinski "Amerika Sonrası (After America)" isimli makalesinde[1], Amerika'nın çöküşüyle dünyada mevcut statükonun değişeceğini, bu değişimin coğrafi olarak bölgesel güçlere komşu olan bir dizi zayıf devletin bekalarını tehlikeye atacağın söylemekte, bu ülkelerin adlarını sıralarken İsrail'i de bu gruba dâhil etmektedir. İsrail, kurulduğu 1948 yılından beri 65 yıldır bir savaşın içindedir. İsrail dışında hiçbir ülke bütün komşuları tarafından bu kadar baskı altındayken varlığını sürdürmeyi başaramamıştır. Çok küçük bir ülke olan İsrail'in topraklarının neredeyse yarısı çöldür. İsrail dış göçle kurulan ve büyüyen bir ülke olduğu için neredeyse her İsrail vatandaşının ikinci bir vatanı vardır. BOP'un İsrail'i yaşatma boyutuYaklaşık 10 yıl önce yükselişi hissedilen antisemitizmdeki tırmanma eğiliminin ABD siyasetlerini etkileyecek boyutlara ulaşması ihtimali, ABD'ye hükmeden Yahudi kökenli medya, finans ve siyaset elitini Büyük Ortadoğu Projesini (BOP) planlamaya yönlendirmiştir. BOP'un ilk aşaması:Irak ve Afganistan'ın işgaliBu proje kapsamında ilk aşamada sahip olduğu petrol ve doğal gaz zenginliği ile yakın gelecekte İsrail'e çok önemli bir tehdit oluşturma potansiyeli taşıyan Irak'a 2003 yılında müdahale edilerek bu ülke 3'e bölünmeye çalışılmıştır. BOP'un ikinci aşaması: "Arap Baharı"İkinci aşamada "Arap Baharı" adıyla bölge ülkelerini istikrarsızlaştırma projesi başlatılmış, bu çerçevede İsrail karşıtı politikalara destek veren Kaddafi devrilerek Libya kaosa sürüklenmiş, H. Suriye'nin tamamen dıştan beslenen terör çeteleriyle cehenneme çevrilmesine ise, en büyük desteği "ne hikmetse" yine bizim Başbakanımız vermektedir. Bu saldırı aynı zamanda, bölgeye yönelik askeri operasyonlarda yer almaktan kaçınan ABD'yi bir askeri müdahalenin içine çekmeye dönük bir boyut ta içermektedir. Bu konuda bizim BOP Eşbaşkanı Başbakanımız ile onun "stratejik derinlik" cahili Dışişleri Bakanı da İsrail'le İsrail ile aynı konumda bulunmaktadır. BOP'un en önemli ayağını, bölgedeki 4 devleti bölecek "Free Kurdistan" oluşturmaktadırBOP'un en önemli ayağını ise, bölge ülkeleri Türkiye, İran, Suriye ve Irak'ı istikrarsızlaştırarak bölme ve bölgede ikinci İsrail rolü oynayacak bir Kürt devleti kurma planı oluşturmaktadır. Türkiye'ye yapılan BOP operasyonun birinci ayağını orduya Ergenekon ve Balyoz operasyonları oluştururken, ikinci ayağını Anayasa değişikliği oluşturmaktadır. En acil görev: Stratejik bataklık hükümetinden kurtulmakAyrıca AKP Hükümeti, 11 yıllık iktidarında yaptığı özelleştirmelerle devleti yok ederek küreselleşmeye en büyük hizmetleri vermiş, böylece de küresel kraliyetin hizmetinde olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. Yazıda alıntı yapılan CFR Raporu'nun kaynağı da şudur: |
^^^^^ - vvvvv
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ruyalarini yazmak isteyenler uyanik kalmak zorundadir.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben,Manevi Miras olarak, Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar. Nazim Hikmet Ran | "Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu? | Kurmus oldugum gruba uye olun |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder