Böyle fay hatları diğer milletlerde de vardır.
Fakat bu türden fay hatları olduğunda o ülkelerin devlet adamları, sivil toplum liderleri bu konularda çooook dikkatli olurlar.
Mesela bir Fransız devlet adamı Bröton milliyetçiliğini de, Fransız milliyetçiliğini de ayaklar altına aldım demez.
Ya da, kardeşlik vurgusu yapmak varken, ayrılıkçıyı haklı, milli birlikçiyi(!) haksız çıkaracak beyanlarda bulunmaz.
İspanya'da da böyledir, ayrılıkçı laflar edenlere karşı sert tepkiler gösterilir.
Sanmayın ki, açılımlar sınırsız olsun, herkesle herşey konuşulsun.
İspanya Fransa'nın yardım ve yataklığını, İngiltere de Amerikanın yardım ve yataklığını durdurmadan önce başarılı olamamıştı.
Korsikalı ayrılıkçılar aslında yalnız kaldıkları için başarılı olamadılar.
Bunlar ya kapalı kapılar ardında başka sahalarda verilen tavizlerle destekçi tarafı vaz geçirdiler, ya da Avrupa Topluluğu normlarının karşı tarafı ikna etmede katkısından fayda buldular.
Bu gün bile Irlanda'lı, Bask'lı, Korsika'lı ayrılıkçılar, hatta İskoç ayrılıkçılar yeterli dış desteği bulmuş olsalar, yine ortalık karışır, yine kan akmaya başlar.
O kadar basittir.
Destek kesilmeden hiçbir yerde başarı olmadı.
Bizde de Kürt ayrılıkçılığının arkasında kapı gibi duran bir ABD vardır.
Üstelik bu dönemsel bir destek değildir, neredeyse yüzyıldır az çok sürekli olarak gözlenmiş bir destektir.
Hasmane tavırlardır, müttefiklik ölçüleriyle bağdaşmaz.
Ancak milli hükumetler bu türden hasmane tavırları durdurabilir, geri adım attırabilir.
İşbirlikçi hükumetler adı üstünde, dış desteklerle iktidara geldikleri için işbirliği yapmak durumunda.
Burada Türk halkının tercihleri önem taşıyor.
Hasım ülkelerin 5. Kol faaliyetlerini milli sezgileriyle anlayacak, ve boşa çıkaracaklar.
Bu evrende her işin bir karşılığı bir bedeli var.
Türk halkı da gaflete düşerse bedelini ödeyecek.
Bir ve diri olduğu zaman da zaferin sefasını sürecek.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
Mehmet Bedri Gültekin - Aktifleşen fay hatları Türkiye'nin iki önemli "fay hattı" var: Emperyalizme karşı ortak Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet Devrimi ve halkımızın tek bir millet olma yolunda aldığı mesafe, Cumhuriyetin ilk 80 yılında Türk-Kürt fay hattındaki enerjiyi giderek azalttı. Aynı şekilde laiklik politikası da, Alevi-Sünni fay hattını hemen hemen belirsiz hale getirdi. Ama on bir yıllık AKP iktidarı, izlediği politikalarla, bu iki toplumsal fay hattında önemli bir enerji birikimine yol açmıştır. Son günlerdeki gelişmeler ise, her iki "fay hattı"nda aktifleşme işaretleri vermektedir. Diyarbakır, Adana, Hatay Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde Hizbullahçı ve PKK'lı öğrenciler arasında üç gün boyunca yaşanan çatışmalar, önemli bir tehlikeyi haber veriyor. Çatışmalar Diyarbakır'la sınırlı kalmadı. Diyarbakır şehir merkezine Şeyh Sait heykeli dikenler ve AKP ile birlikte heykelin açılışını kutlayanlar, "Allahuekber" nidaları eşliğinde patlayan kavganın sorumlularıdır. Üniversitede çatışmalar yaşanırken, aynı şehirde AKP'nin Âkil Adamları ön sırasını sarıklıların doldurduğu salonda "Kürt açılımını" konuştular. Aynı gün (13 Nisan 2013) gazeteler, Adana'da; Yine aynı gün Aydınlık gazetesi, ÖSO militanlarının Hatay'da sınır köylerini dolaşarak, Esad'ı savunan Alevileri kendilerine teslim etmeleri için propaganda yaptıklarını haberleştirdi. Gerek Diyarbakır da, gerekse Hatay ve Adana'da yaşananlar, Türkiye'nin doludizgin silahlı irticanın sahne aldığı günlere doğru yol aldığını gösteriyor. "Hizbullah kartı"nın anlamı Diyarbakır'da ve diğer üniversitelerdeki şeriatçı militanların polis koruması altında olması, AKP'nin işin içinde olduğunu gösteriyor. AKP bir yandan PKK ile Suriye, Irak ve İran'ı da kapsayan bir "Türk-Kürt ittifakı"na soyunurken, öte yandan bu örgütü kendine daha fazla mecbur etmek için Hizbullah kartını masaya sürüyor. Daha doğrusu, AKP, PKK'nın pazarlık masasında "sorun" çıkarmasını, "Hizbullah" tehdidiyle önlemeye çalışıyor. Tehdit, Türkiye'nin, "inanç farklılıkları" temelinde Güneydoğu'dan başlayarak ateşe atılmasıdır. Hizbullah Hizbullah, şiddeti mücadele yöntemi olarak kullanan bir siyasal örgüttür. AKP bu örgütün yönetici kadrosunu geçtiğimiz yıllarda hapisten kurtardı. Hizbullah, geçmişte de, bugün de; Şimdi durum daha ciddidir. On bir yıllık AKP iktidarında, laik Cumhuriyete önemli darbeler vurulmuş, ulusal devlet önemli ölçüde tasfiye edilmiş, devletin bütün kurumlarında Hizbullah ile aynı kafada olan kadrolar köşe başlarını tutmuştur. Onun için bugün Hizbullah aracılığıyla Türkiye'nin önüne gelen tehlike, 1990'larla kıyaslanmayacak boyuttadır. Dış politika, iç politika Bu tablo aynı zamanda AKP iktidarının dış politikasının içeriye yansımasıdır. AKP, Türkiye'nin bölge politikasını Sünni-Şii ayrışmasına oturttu. Karşılarında İran, Irak, Suriye ve Lübnan Hizbullah'ı var. Bu saflaşmanın Türkiye'nin içine yansıması, Alevi-Sünni fay hattının kırılmasıdır. Adana'da dağıtılan bildiri, ÖSO militanlarının şimdilik Hatay'ın sınır köylerinde Alevi avına çıkması, gelecekte yaşanacaklara sadece bir işarettir. Tarihi sınav On bir yıllık AKP iktidarının ve altı yıldır uygulanmakta olan Ergenekon tertibinin sonunda Türkiye, artık eski Türkiye değildir. Türk milleti adını Anayasa dışına sürme gayreti, milli birliği dağıtıyor. Aynı şekilde gerici-bölücü ittifakının laikliği tasfiye konusunda yürüttüğü faaliyet, Alevi-Sünni çatışmasını tetikliyor. Gidişat, ABD güdümünde AKP ile PKK'nın el ele, her iki fay hattında biriken enerjiyi açığa çıkarması yönündedir. AKP'yi yıkmak, etnik ve mezhepsel çatışmalar tuzağından kurtulmanın biricik yoludur. Millet olarak tarihi bir sınavdan geçiyoruz. |
^^^^^ - vvvvv
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bazi insanlar birlikte dusmek icin birbirlerine tutunurlar.
Anonim Nasihat
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder