11 Eylül 2015 Cuma

Cizre'den gelen son haberler çok kötü

Yeniden çözüm süreci talep eden, aynı dili kullanan bir haber.
Bu kabul edilemez.

Yasa dışı olan yasal takibata maruz kalacak elbette.
Yasanın hakimiyetinin sağlanamadığı yerlerde elbette yasanın hakimiyeti sağlanacak.
Bu anlamda yasa dışı olanla yapılabilecek tek müzakere nasıl teslim olacağı üzerine olabilir.
Anayasal düzeni silah kullanarak değiştirmeye çalışanlara verilecek siyasi tavizler çok daha ağır sonuçlar doğurur.
PKK'yla siyasi hedeflerini müzakere edenlerin rejime silahla müdahale edenlere, darbecilere falan söyleyecek bir sözü olamaz.
Açıkçası, PKK'yla sürdürülen müzakereler darbecilere ahlaki gerekçeler üretmiştir.

Yasalar elbette ilahların değiştirilemez türden metinleri gibi değil.
Ancak, yasaların önem taşımadığı yerde en iyimser beklenti, kaostur.
Daha doğru bir tahmin her türlü kapsam ve şiddette savaştır.
Yasalar işte bu yüzden çok önemlidir.
Çünkü yasanın bittiği yer de savaş vardır.
Savaşın olduğu yerde yasadışılık vardır.

Savaşın siyasi hedefi, isteğin düşmana zorla kabul ettirilmesidir.
ZORLA!....
İşte burası zurnanın zırt dediği yerdir.

Ancak, şunu da kabul etmek gerek. 140 bin kişi civarında bir nüfusun 8 gündür kesintisiz sokağa çıkma yasağı altında olması kabul edilemez.
Halkın kontrollü olarak kenti terk etmesinin sağlanması ve kalanlarla daha şiddetli şekilde çatışmaya girilmesi düşünülebilir.
Sonuçta bu kent ya öyle, ya böyle illa ki ele geçirilecek.
Bu kenti kent gerillası olarak tercih edenler de imha edilecektir.
Teslim olanlar olabilir, buna imkanı tanımak gerekir.
Ancak, teslim olmayanların şu noktadan sonra adi suçlular gibi yargılanmak üzere yaklanmaya çalışılması anlamsızdır.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / mehmet_yazici@runbox.com / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


Cizre'den gelen son haberler çok kötü

11.09.2015 04:28

Şırnak Cizre'de PKK'nın özerklik ilanı üzerine başlayan operasyon ve genel sokağa çıkma yasağı 8'inci gününe girdi. 140 bin sivilin mağduriyeti tartışılıyor.

Cizre'nin Cudi ve Nur mahallelerindeki yaklaşık 200 PKK'lıya yönelik operasyon nedeniyle başlatılan sokağa çıkma yasağı 8. gününe girdi. Erzakları tükenen halk perişan. Su ve elektrik pek çok yerde kesik. Hastane ve eczaneler dahil her yer kapalı. Yaralılar tedavi edilemiyor. İnsanlar cenazelerini dahi gömemiyor.

Ömer ÖNDER/ Cihan ACAR- BUGÜN GAZETESİ

Şırnak'ın Cizre ilçesindeki sokağa çıkma yasağı 8. gününe girdi. Ağır silahların kullanıldığı ilçede birçok ev kullanılamaz hale geldi. Operasyonlar PKK'nın şehir yapılanması YDG-H üyesi yaklaşık 200 kişinin saklandığı Cudi, Yafes ve Nur mahallelerinde yoğunlaşmış durumda. Ancak hendekler ve bombalı tuzaklar nedeniyle güvenlik güçleri yavaş ilerleyebiliyor.

AÇIK HAPİSHANE GİBİ

Şehirdeki ölü ve yaralı sayısının giderek arttığı ifade ediliyor. Güvenlik güçlerinin kent merkezindeki operasyonları sürerken sivil halk sokağa çıkma yasağı nedeniyle mağdur durumda. 140 bin kişinin yaşadığı ilçe merkezi bir haftadır açık hava hapishanesi durumunda.

İlçede hastaneler dahil tüm devlet kurumları kapalı.

Gıda ve iletişim sıkıntısının had safhada olduğu ilçede biriken çöpler ve su kesintileri salgın hastalıklara zemin hazırlayacak duruma geldi. Hastalara müdahale edilemiyor. Eczaneler kapalı. İnsanlar cenazelerini dahi gömemiyor.

YARALILAR HASTANEYE GİDEMİYOR

Cizre'de yaşayan esnaf Ayhan E. şu bilgileri verdi: "Halkın operasyondan haberi vardı. Stok yapmışlardı. Ama sokağa çıkma yasağının bu kadar uzun süreceğini tahmin edemediler. Su ve elektrik kesik. Vali ihtiyaçların giderildiğini söyledi. Ancak böyle bir şey yok. Halk yaralanan sivilleri hastaneye götüremiyor. Sabaha kadar obüs atışlarından uyuyamıyoruz.

2 KESKİN NİŞANCI VAR

Evimiz şehir merkezinde olduğu için küçük mahalle bakkalı ara sıra açıyor. Bizim binayı gören 2 keskin nişancı var. Dama çıkıp Cudi ve Nur mahallelerinde neler oluyor bakmaya çalışıyoruz. Buradakiler başlarını kaldıramıyor. Bu mahalleler 1990'larda köyleri yakıldığı için ilçeye göç etmiş insanların kaldığı yerler. Gece bir eve top mermisi isabet etmiş. Baba oğul vefat etmiş. Ölü sayısını kimse bilmiyor."

Cizre'deki yaşayan bir başka vatandaş ise "7 gündür evin içinde bekliyoruz. Erzaklarımız bitme noktasında. Gündüz bir iki saat su akıyor elektrik ise sürekli kesik. 50 yaşındayım ilk defa böyle bir olayla karşılaştım" ifadelerini kullandı.

"OLANAKLAR AZALIYOR"

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi özellikle Nur ve Cudi mahallelerinde birçok evin mermilerin hedefi olduğunu söyledi. Elçi "Vatandaşlar çok şiddetli patlama sesleri geldiğini, ilaç sıkıntısı yaşandığını aktardı" dedi.

Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi ise "20'ye yakın kişinin öldüğü söyleniyor. Onlarca yaralı var. Yaralıların çoğu evde. İtfaiye yangınlara müdahale edemiyor. Çocuklar mamasız kaldı. Diyaliz hastaları çaresiz" dedi.

"7 GÜNDÜR EVİMDEN HABER ALAMIYORUM"

Evleri Nur ve Cudi mahallelerinde bulunan ancak şehrin girişinde bir işyerinde mahsur kalan 7 baba, olayları pencereden izliyor. Ailelerinden haber alamayan babalar, zaman zaman ağlıyor. Fahrettin Ecer, "Eşim çocuklarım Nur Mahallesi'nde. Biz burada mahsur kaldık. Gitmemize izin vermiyorlar. Onlardan hiçbir haber alamıyorum. Çıldırmak üzereyim. Artık dayanacak gücüm kalmadı" dedi.

Evi Cudi Mahallesi'nde bulunan Mehmet Çağlı ise "Bir haftadır burada mahsur kaldık. Çocuklarımızdan haber alamıyoruz. Şu anda işkence çekiyoruz. Pencereden evimizin bombalamasını izliyorum. Her an bir ölümle sarsılabilirim. Daha fazla devam ederse canımı hiçe sayıp yürüyerek gideceğim" diye konuştu.

STOKLAR TÜKENDİ

Cizre'de memur olarak görev yapan Fatih G, "Şırnak ve Silopi'den giriş yapanlara ateş ediliyor. 10 gün önceden devletin yurtlarına polis yerleştirildi. Halk birşeyler olacağını fark etti, erzak depoladı. Ama insanlar son un çuvallarını tüketmeye başladı. Ve ekmeğini paylaşıyor. Bizde elektrik ve su yok" dedi.

YEDİ ÇOCUK ANNESİNİN CESEDİ 2 GÜN TAVUKÇU DEPOSUNDA BEKLETİLDİ

Bir haftadır sokağa çıkma yasağı uygulanan Şırnak'ın Cizre ilçesinde önceki gün şarapnel parçası isabet ettiği için can veren 53 yaşındaki Meryem Süne'in cesedi, gömülmesi engellendiği için iki gün bir tavukçunun soğuk hava deposunda tutuldu. Daha önce evine isabet eden bomba sonucu yaşamını yitiren Cemile Çağırcı adlı çocuğun cenazesi de sokağa çıkma yasağı nedeniyle iki gün defnedilememiş, ailesi cesedi iki gün boyunca evdeki derin dondurucuda saklamıştı.

ALTINOK: ÖRGÜTÜN KAYBI 30-32 KİŞİ

İçişleri Bakanı Selami Altınok operasyonlarda 800 kilo patlayıcı imha edildiğini belirtti. Altınok, "30 barikat kaldırılmıştır. 10 örgüt mensubu gözaltına alınmıştır. İki kalaşnikof marka tüfek, el bombası ele geçirilmiştir. 21 roketatar ve bir tuzaklı bomba kullanılmış, 6 zırhlı aracımız hasar görmüştür. Terör örgütünün kaybının 30-32 olduğu değerlendirilmektedir" dedi.

GÖRÜŞLER...

HALK DEVLETTEN SOĞUTULUYOR

Emekli Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Cerrah: Teröre karşı en güvenli önlem halkın güvenini kazanmaktır. PKK, devletten soğuyan, devlete güvenmeyen devletin taciz ettiği bir halk ister. Cizre'de takip edilen politika, terörle mücadeleyi bilmeyen insanlar için hoş gelebilir. Bazıları çıkıp, 'devlet terörle mücadele ediyor' diyebilir. Bu yapılanlarla, PKK terör örgütünün ekmeğine yağ sürülüyor.

BARIŞ DİLİ KULLANILMALI

Emekli Kıdemli Albay Stratejist Mesut Ülker: Şehirlerde çatışma başladı. Bunların sorumlusu ülkeyi yöneten siyasi iktidar. Bölge halkı yüzde 90'ın üzerinde çözüm sürecinin devamını istiyor. Peki neden çatışma yaşanıyor? Türkiye'yi yönetenler bu süreçte sınıfta kaldı. Barış dilini kullanmak lazım.

ÇATIŞMASIZLIK İYİ YÖNETİLEMEDİ

Güvenlik Uzmanı-Emekli Albay Mithat Işık: Çatışmasızlık ortamının iyi yönetilememesi bu problemi ortaya çıkardı. Çözüm sürecinde örgütün silahlı unsurlarının ülkeyi terk etmedi, Suriye'deki gelişmeler neticesinde Cizre, Silopi, Nusaybin gibi yerleri silah deposu haline geldi. O mahallelere girilmeye çalışılıyor.

VALİ BAKANI DİNLEMİYOR

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök: Başbakan Cizre'de ne olup bittiğini açıklamalıdır. Çok ağır haberler geliyor. Bakanın önü kesiliyor. Bunlara kim karışıyor? Bakanlar valiye, kaymakama söz geçiremiyor mu? Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanları seyahat özgürlüğünden yoksun.

KABUL EDİLEMEZ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu: Dünyanın hiçbir yerinde 7 gün sokağa çıkma yasağı olmaz. Cizre'de yaşayan 150 bin kişi şu an tutuklu, gözaltında. Hiçbir hukuk devletinde bu kabul edilemez.

HUKUKUN ZERRESİ YOK

HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran: Cizre'de insan hakları yok, kanun yok, hukuk yok, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa yok. 7 gündür buradayım. İç güvenlik paketi denilen bir paket ve özel bir yetki ile burası yönetiliyor. Hukuk ve kanunun zerresi yok.

SINIRI YÜZEREK GEÇEN ŞOFÖRLERE ATEŞ AÇILDI: 4 YARALI

Habur Sınır Kapısı'nda girişlerde sorun yaşayıp mağdur olduklarını ve Cizre'deki yakınlarından haber alamadıklarını söyleyerek, Kuzey Irak sınırını kaçak olarak Hezil Çayı'nı yüzerek geçmeye çalışan kamyon şoförlerine jandarma ateş açtı. Olayda 4 şoför yaralandı.

70 ÖĞRETMEN ADAYI ATAMA İÇİN BAŞVURU YAPAMADI

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), 37 bin öğretmen kadrosuna yapacağı atama için başvurular sona erdi. Ancak Şırnak'ın Cizre ilçesine uygulanan sokağa çıkma yasağı, orada yaşayan öğretmen adaylarının başvuru yapamamasına neden oldu. Yaklaşık 70 aday mağdur oldu. Cizre'de yaşayan öğretmen adayı Metin Aydın, "Günlerdir bakanlığa ulaşamıyoruz. 20 hatlı bir telefon numarası var. Her dakika arıyoruz ama telefonlar kapı duvar" dedi.

• Son Dakika - Şırnak Cizre'de polise bombalı saldırı - (Cizre Son durum)
• The Economist: Türkiye'deki durum 90'lardan daha kaygı verici
• Demirtaş'ın da aralarında olduğu HDP'liler Cizre'ye alınmadı


a45UyF587661-150911160605 Oraj Poyraz oraj_poyraz@alpinaasia.com
2015/09/11  22:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Isterseniz yanlis dusunun, ama her durumda kendi kafanizla dusunun.

DORIS LESSING

Nisa Suresi 176.Ayet:

Eger erkekli kadinli daha fazla kardes mevcut ise erkegin hakki, iki kadin payi kadardir.

Kur an-i Kerim in bazi ayetlerine iliskin mazeretler:
1- Bu ayetler yanlis tercume edilmis!
2- Bu ayetler yanlis anlasilmaya musait yani herkes anlayamaz!
3- Bu ayetler zaman asimina ugradi yani bugun gecersiz!
4- Bu ayetler cag disi yani Islam da reform yapilmasi lazim!
5- Bu ayetlere iman etmek imkansiz ama yine de ben bir muslumanim!

Mazeretlerin Cevaplari:

1- Diyanet Vakfi Meali ni, konularinda uzman Ilahiyatci Heyet hazirladi. En cok itibar edilen meal. Heyetteki herkesin yanlis tercume yapmasi imkansiz. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
2- Kur an-i Kerim i herkesin anlayabilecegine dair ayetler var* ve zaten bu sebeple indirilmis . Tersi ise adaletsizlik olur cunku herkesin anlayamayacagi ve yanlis anlasilmaya musait bir kutsal kitap gondermek Allah a yakismaz. Bir sakinca da sudur; Muslumanlara siz Kur an i anlamazsiniz, sadece biz anlariz diyen ruhban sinifi olusur ki Islam da ruhbanlik haramdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
3- Kur an in, kiyamete kadar , cihansumul(evrensel) yani her zaman ve her yerde hukmunun gecerli olduguna inanmak farzdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
4- Allah 21. yuzyilin hayat sartlarini ve yasam bicimini ezelden beri bildigine gore Allah in bu durumu hesaba katmadigi ni iddia etmek Allah a karsi cok buyuk bir iftiradir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
5- Bu ayetlere iman etmeyenin adi Musluman degil Kafir dir.** Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.

*Bakiniz: Nahl Suresi 89. Ayet, Enam Suresi 38. Ayet, Maide Suresi 15. Ayet, Hac Suresi 16. Ayet.
**Bakiniz: Bakara Suresi 85. Ayet ve Maide Suresi 44. Ayet.

DOGA YASALARI UZERINE DUSUNCELER -3-

Boylece geldik felsefenin en buyuk ustalarindan birine: Rene Descartes. (1596-1650) Yontem uzerine konusmalar felsefeyi seven herkesin kitapliginda olmasi gereken bir eserdir. Bu calismada Descartes, once hinzirca bir bicimde insanlari igneleyerek ise baslar: Sagduyu bu dunyada en adil sekilde dagitilmis seydir; cunku herkes kendi aklinin ve sagduyusunun dogrulugundan emindir! Insanlarin kendi varliklarindan (ve icinde bulunduklari varolussal konumdan) cok emin olmalarina karsilik Descartes alabildigine supheci bir insandir. Oyle ki bir sobanin karsisinda oturup dinlendiginden bile emin degildir. Ruya veya hayal goruyor da olabilir. Icinde bulundugu varolus durumu aslinda gelip gecici bir yanilsama da olabilir. Ama emin oldugu tek sey, kendi varligi uzerinde dusunuyor oldugudur. Boylece meshur sozunu soyler: Dusunuyorum; o halde varim. Descartes in bu dusunce tarzi yuzyillar sonra varolusculuk (egzistansiyalizm) felsefesinde baska bir sekilde dile getirilecektir: Varolus ozden once gelir. Bu dusuncede oz olarak kabul ettigimiz varligimiz bile aslinda secimlerimiz ile olusturdugumuz bir formdur. Aslolan ise varolusumuzun farkina varmamizdir ve bu anlamda insan ile bir agac kurdunun arasinda fark yoktur. Fakat, ilerleyen yillarda buna da karsi cikilacak ve bilinc problemi anlasilmasi en zor sorunlardan biri olarak fenomenal bilimlerin karsisina dikilecektir. Descartes ile devam edelim. Daha once, dogadaki seylerin sanki bir tur zihinleri oldugu gibi algilanmasina Descartes karsi cikti. Alintiliyorum:

Descartes, butun fiziksel fenomenlerin -Newton un unlu hareket yasalarinin onculeri olan- uc yasanin yonettigi devinen kutlelerin carpismalarina dayanarak aciklanmasi gerektigine inaniyordu. Bu doga yasalarinin her yerde ve her zaman gecerli olduklarini one surdu ve bu yasalara uyulmasinin devinen kutlelerin zihinleri oldugu anlamina gelmedigini acikca belirtti. Ayrica Descartes gunumuzde baslangic kosullari dedigimiz konunun onemini de anlamisti. Baslangic kosullari; bir sistemin, hakkinda ongorude bulunulan herhangi bir zaman araliginin baslangicindaki durumunu tanimlar. Doga yasalari, verili bir dizi baslangic kosuluyla bir sistemin zaman icerisinde nasil gelisecegini tayin eder, ancak belirli bir baslangic kosullari dizisi olmaksizin gelisim tamamlanamaz. Ornegin sifir zamanda tam ustumuzdeki bir guvercin pislemis olsun, o dusen nesnenin yolu Newton yasalarinca belirlenir. Ancak guvercinin sifir zamanda bir telefon teli uzerinde kimildamadan duruyor ya da saatte yirmi mil hizla ucuyor olusuna bagli olarak, ortaya cikan sonuclar cok farkli olacaktir. Fizik yasalarini uygulayabilmek icin, bir sistemin nasil basladigi veya en azindan belirli durumu bilinmelidir. (Bu yasalar bir sistemi zaman icinde geriye dogru izlemek icin de kullanilabilir.)

Hawking in degindigi bu konu bazilarinca baslangic durumuna bagli hassasiyet olarak ifade edilmistir. Bir sistemin baslangicindaki durumlarda en ufak bir sapma oldugunda, uzun bir N zaman icinde sistemin ilerleyisinde cok buyuk sapmalar gerceklesecektir. Bunu orneklemek icin bir bilardo masasi gosterilir. Diyelim ki 10 top bulunan bir masada beyaz topa hep ayni sekilde, ayni hizla, ayni kuvvetle vursak dahi asla ayni hareket kombinasyonunu elde edemeyiz. Topa vurus esnasindaki en ufak bir degi$iklik, diger toplara carpildiginda zincirleme olarak ufak sapmalar doguracak bu da rotayi degistirecektir. Bilardo topunun sifir surtunme katsayisina sahip oldugunu ve sonsuza kadar hareket edecegini varsayarsak, zaman ilerledikce sapmanin ne kadar cok artacagini tahmin edebiliriz. Bu fenomen ayni zamanda evrenimizdeki minik seytandir ve duzenli sistemleri beklenmedik sapmalara surukleyen turbulans etkisi olarak bilinir. Musluktan akan suyun aniden yalpalamaya baslamasi, bir ucagin hava bosluguna girmesi ve benzer fenomenlere dogada $iklikla rastlanabilir ve bunlarin onceden ongorulmesi nerdeyse imkansizdir.

Doga yasalarinin varligina duyulan inancin tazelenmesiyle, bu yasalari Tanri kavramiyla uzlastirmaya yonelik yeni girisimler de basgosterdi. Descartes e gore Tanri isterse etik onermelerin veya matematiksel kuramlarin dogrulugunu veya yanlisligini degistirebilir ama dogayi degistiremezdi. Doga yasalarini Tanri in emrettigine inaniyordu, ancak Tanri nin bu yasalardan baska secenegi yoktu; onlari secmisti, cunku sadece bu yasalar mumkundu. Bu anlayis Tanri nin otoritesini cignemek olarak gorulebilirdi ancak Descartes bu yasalarin Tanri nin kendi oz dogasinin yansimalari oldugunu, bu yuzden degistirilemez oldugunu soyleyerek bundan kurtulmanin yolunu bulmustu. Bu dogruysa, Tanri nin her biri farkli baslangic kosullarina karsilik gelen birbirinden cok farkli dunyalar yaratma sansina sahip oldugu dusunulebilir. Ancak Descartes bunu da yadsir. Ona gore, evrenin baslangicinda nasil bir duzenleme olursa olsun, zaman icerisinde tipki bizimkine benzeyen bir dunya (alem) ortaya cikacaktir. Dahasi, Descartes e gore Tanri dunyayi bir kez yaratip duzene soktuktan sonra tamamen kendi basina birakmistir.

Descartes in bu dusunceleri ile, aslinda ateizme genis bir yol acilmisti. Madem ki doga yasalari Tanri nin ozunun yansimalari olarak goruluyordu, o zaman bir Tanri dan bahsetmenin anlami neydi? Tipki fizikte bir donem yer alan esir fikri gibi, bu dusunce de tamamen devre disi birakilip geriye sadece doga yasalari kalamaz miydi? Acikcasi, bu, dinsizce bir fikirdi ve fikrin olgunlasmasi icin sanayi devriminin ardindan gelen modernizm donemine kadar beklemek gerekecekti. Ortacag ve yeni cagdan gunumuze kadar uzanan felsefe sureci icinde, doga yasalari ile Tanri inancini uzlastirma cabalari yogun olarak gozlemlenmektedir. Benzer $ikintilar Islam dusuncesi icinde de yasanmis ve geleneksel kanadin askin ve mutlak hakim Allah fikrine karsilik, Allah in neyi secerse onun dogru oldugu veya Allah in dogru ve iyi olan seyleri sectigi gibi dusunceler birbiri ile carpismistir. Bunlarin bir kismina kisaca deginirsem. Allah cuziyati bilir mi? sorusu, acikca tum partikullerin olasi tum hareketlerinin Allah tarafindan bilinip bilinemiyecegine dair bir tartismaydi. Gelenekciler, Allah in ilmini inkar gibi gorunen bu fikre karsi ciktilar. Buna karsilik, Antik Yunan filozoflarindan etkilenen Musluman dusunurler, Allah i her an her seye mudahale eden bir ilah gibi dusunmek yerine, onun temel yasalari koydugunu ve ilminin alemlerde yansidigini iddia ediyorlardi. Bir baska mesele ise alemin ezeli ve ebedi olup olmadigina dair tartismalarda ortaya cikmaktaydi. Alem eger ezeli ve ebedi ise o zaman kendisi de ezeli ve ebedi olan Allah ile doga arasinda ne fark vardi?

Farabi, Ibn-i Sina, Ibn-i Rusd gibi filozoflar akilla vahyi uzlastirma cabalari sarfederken, gelenekci kanadin buyuk temsilcisi Imam Gazzali (1058-1111) Makasid el-Felasife (Filozoflarin maksatlari) ve Tehafut el-Felasife (Filozoflarin tutarsizliklari) isimli eserlerinde filozoflari kufre dusmekle veya bidat (dine sonradan eklenen yenilikler) icat etmekle suclamistir. Islam alemi genelde bu ekol uzerinde yurumus ve zaman icinde dogal bilimlerden ciddi sekilde kopmustur. Ne yazik ki elestirel ve arastirmaya dayali dusuncenin yerini, kopyaci ve taklitci gelenek almistir. Buna karsilik doga bilimleri ise, salt zihinsel tartismalar yerine gozleme, deneye, modellemeye, yanlislamaya dayali metodlari benimsemistir. Alintilamaya devam ediyorum.

Doga yasasi kavramina iliskin cagdas anlayisimiz filozoflarin uzun uzadiya tartistigi bir konudur ve ilk bakista zannedildiginden daha incelikli bir meseledir. Ornegin, filozof John W. Carroll tum altin kurelerin capi bir milden daha azdir ifadesiyle tum uranyum-235 kurelerinin capi bir milden azdir ifadelerini karsilastirir. Gozlemlerimiz Dunya da capi bir milden daha buyuk bir altin kure bulunmadigini soyler ve gayet guven icinde hicbir zaman olmayacagini savunabiliriz. Yine de olmayacagina inanmamiz icin herhangi bir neden yoktur ve bu nedenle bu ifade bir doga yasasi olarak kabul edilemez. Ote yandan, tum uranyum-235 kurelerinin capi bir milden daha azdir ifadesini bir doga yasasi olarak dusunebiliriz. Cunku nukleer fizik hakkinda bildiklerimize gore, bir uranyum-235 kuresinin capi yakla$ik 16 santimetreden daha fazla buyurse bir nukleer patlamayla kendi kendini yok eder. Dolayisiyla boyle bir kurenin olmayacagini biliriz. Bu onemli bir ayrimdir, cunku gozlemledigimiz her genellemenin doga yasasi olarak dusunulemiyecegini ve cogu doga yasasinin cok daha buyuk, birbirine bagli yasa sistemlerinin bir parcasi oldugunu gosterir. Cagdas bilimde doga yasalari genellikle matematiksel olarak ifade edilir. Kesin ya da yakla$ik olabilirler; ama istisnasiz hepsinin -evrensel olarak degilse de en azindan tam olarak belirlenmis kosullar altinda- gozlemlenmis olmasi gereklidir. Ornegin, devinen nesnelerin hizi i$ik hizina yakinsa Newton yasalarinin degistirilmesi gerektigini artik biliyoruz. Yine de, karsilastigimiz hizlarin i$ik hizinin cok altinda oldugu gunluk yasam kosullarinda, en azindan cok iyi tahminlerde bulunmamizi sagladiklari icin Newton yasalarini yasa olarak kabul ediyoruz.

Yukardaki ifadeler cok onemlidir. Bu ifadelerle artik gorelilik kuramlarina gecis yapilmakta. Bir doga yasasi, belli ve dar bir alan icinde, kendi uzay-zaman gercekligi icinde dogru ve gecerli olabilir. Tipki kutle cekim kanunlarini izah eden Newton cekim yasalari gibi. Hicbirimiz bu yasalarin gecersiz oldugunu one suremeyiz. Iki-uc metre yuksekten, bir balkondan asagi duserseniz veya arabanizla saatte 120 km hizla giderken bir agaca toslarsaniz; cekim, kuvvet, ivme, momentum gibi kavramlari iceren bu yasalarin dogru oldugunu cok aci verici bir bicimde anlayabilirsiniz. Diger yandan, inanilmaz derecede buyuk mesafeleri iceren galaktik olculerde ve isin icine saniyede yakla$ik 299 bin kilometrelik i$ik hizi girdiginde Newton fizigi dogru sonuclar vermeyecektir. Bu durumda genel ve ozel gorelilik kuramlarinin matematigi devreye girer. I$ik hizi C sembolu ile ifade edilir ve genelde bir vakum (bosluk) ortaminda iken hizi tam olarak 299,792,458 m/saniyedir. Ama vakum disindaki bir ortamda, ornegin suyun veya camin icinden gecerken hizi C degerinden dusuk olacaktir.

Yukarda ele alinan bir baska konu ise, gozlemin onemli olmasina karsilik, bir seyin davranis bicimini matematiksel olarak ifade ettigimizde artik tek tek gozlem yapmaya ihtiyacimiz olmadigi gercegidir. Eger bir uranyum-235 izotopu 16 santimetreden daha fazla buyudugunde nukleer bir patlama ile kendini yok ediyorsa, o zaman dogayi gozlemleyip capi 16 santimden buyuk uranyum-235 izotopu aramamizin bir anlami yoktur, cunku dogasi geregi boyle bir sey varolmayacaktir. Uranyum-235 zincirleme bir nukleer fisyon olusturacak kadar guclu bir izotoptur ve nukleer silah yapiminda kullanilmistir.

-devam edecek-

Levent ERTURK
LEVENTERTURK1961
https://leventerturk1961.wordpress.com/


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder