22 Aralık 2015 Salı

Orhan KARATAŞ : Çürümenin kaçınılmaz sonucu.

Orhan KARATAŞ : Çürümenin kaçınılmaz sonucu.

HERKES ENDİŞELİ
HER YER ÇÖKÜYOR
BÜTÜN DEĞERLER AYAKLAR ALTINDA
ÇELİŞKİ VE TUTARSIZLIK
HUKUK VE AHLAK
13 YILIN BİLANÇOSU

2015-12-21 09:22:06

Başta hiçbir ölçüye gerek kalmadan, AKP gibi toplama bir menfaat ortaklığının, yalan, talan ve ihanet siyasetiyle hala yüzde 49 oy alabilmesi, bu ülkenin neden bu hallere düştüğünü ve başımıza çok daha büyük belalar gelmesinin kaçınılmaz olduğunu anlamaya da, anlatmaya da fazlasıyla yeterlidir.

HERKES ENDİŞELİ

Seçim yanlış olunca, sonucun doğru olması imkansızdır. Nitekim, bugün yer yüzünde Türkiye kadar hırpalanan, ötelenen, yalnızlaşan ve kaybeden başka bir ülke yoktur. Suriye'ye ah vah ederken, neredeyse aynı durumlara düştük. Toplumda ağır ve bir dejenerasyon var. Milli ve manevi değerlerimiz yozlaştırıldı. Fuhuş, kumar, alkol, kaçakçılık, sapıklık, uyuşturucu, rüşvet, torpil, yolsuzluklar, zulüm, kıyım, iftira, baskı, kul hakkına tecavüz, kamu malına el uzatma, haramzadelik, lüks, israf, saltanat, görgüsüzlük, gasp, hırsızlıklar, cinayetler, kadına şiddet zirve yaptı.Bu millete ne oluyor? Ülkeyi bu hale getiren bir partiye nasıl oy veriliyor? Bu soruların cevabı aynı zamanda niye bu halde olduğumuzun da kanıtıdır. Şöyle dönün bir etrafınıza bakın, doğru giden, memnun eden, ümit veren, heyecan uyandıran, gururlandıran bir şey görebilecek misiniz? Her yerde kargaşa var. Bir saat sonrasında ne olacağını kimse bilmiyor. Herkes endişeli, herkes günü kurtarmanın derdinde. Bunun adına da istikrar diyorlar. Karanlıkta, kaybetmekte, karıştırmada, çatıştırmada, çürütmede çok istikrarlı oldukları kesindir ve bunun dünya çapında sonuçlarıyla karşılaşıyoruz.

HER YER ÇÖKÜYOR

Açın bir televizyon kanalını ve haber bültenlerini izleyin. Ne acıdır ki, iç savaş görüntüleri, etrafımızdaki amansız kuşatma ve toplumsal çürümenin çok vahim örnekleriyle karşılaşacaksınız. Cinayetler, uyuşturucu, tahammülsüzlük, soygun, öfke her yeri sarmış durumda. Hiç kimse bu yaşananları kişiselleştirme değerlendirme kolaylığına kaçmasın. Kadın cinayetlerinin yüzde bin 400 artması, adi suçlardaki patlama, cezaevlerinde yer kalmaması, her gün yeni bir vahşet, yeni bir sapıklık haberinin verilmesi sadece kişisel bir sorun olarak değerlendirilemez. Ne acıdır ki, açık, aleni ve çok hızlı bir toplumsal çöküş yaşıyoruz. Bu çöküşün istisnasız her alanda ağır ve derin sonuçları ortaya çıkıyor. Kadın cinayetlerinin bu kadar sıradanlaşması da bunun içindedir, hırsızlığın bu kadar sıradanlaşması da buna dahildir, ülkenin bölünmesi karşısındaki duyarsızlık da bunun sonucudur. Menfaatin her şeyin önüne geçtiği, bu uğurda akla gelebilecek bütün değerlerin feda edildiği bir düzenin insanları da, toplumu da, ülkeyi de getireceği yer başka türlü olamazdı. Çanağa ne doğranmışsa, kaşığa o gelmektedir.

BÜTÜN DEĞERLER AYAKLAR ALTINDA

Hırsızlığın İslamla izah edilmeye çalışıldığı, suç işlemenin özgürlük sayıldığı, yalanın tek ve değişmez siyaset yöntemi haline geldiği, ihanetin sıradanlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Bütün bunların sayısız örneklerini bu millet her gün her vesile ile şahitlik ediyor. Dünyanın en büyük yolsuzluk ve rüşvet olayı ortalığa saçıldı, suçlusu bu rezilliği ortaya çıkaranlar oldu. Bu da yetmedi, bir de "bize darbe yaptılar" diye üste çıktı ve ortalığa saçılanları meşru ve legal hale getirdiler. Dini değerlerle alay edildi, maneviyatımız siyaset malzemesi yapıldı. Kendileri dinin emirlerine uymak yerine, dini kendi düzenlerine uydurmaya çabalıyorlar. Manevi değerlerin bu kadar ayaklar altına alındığı bir dönem ne yaşanmıştır, ne yaşanacaktır. Bütün din adamları, cemaat liderleri bu vahim tablo karşısında susuyor ve kendini kurtarmaya çalışıyor. Buradan nasıl bir ahlak, fazilet ve erdem çıkabilir?

ÇELİŞKİ VE TUTARSIZLIK

Ve ne yazık ki milli değerler de aynı ölçüde örselenmiş, aşağılanmış ve yok edilmiştir. Vatan kavramı önemsizleştirilmiş, bayrak sıradanlaşmış, millet ayrıştırılmış ve milliyetçilik ayaklar altına alınmıştır. Diğer taraftan yalanın bini bir paradır. Aynı cümle başında söylenen sonunda inkar edilmektedir. Çelişkiler, yalpalamalar, tutarsızlıklar sıradanlaşmıştır. İsrail ve Musul'la ilgili gelişmeler bunun en son örnekleridir. 40 bin kişinin katili muhatap alınmış, ülkenin belli bir bölgesinde dağlardan indirilen teröristlerin şehir yapılanmalarını tamamlanmasına, bomba ve silah depolamalarına göz yumulduğu itiraf edilmiştir. Tek ve değişmeyen şey ne pahasına olursa olsun, hangi değerin, hangi ilkenin feda edilmesi gerekirse gereksin siyasi sonuç almak ve kurulan bu kirli düzeni sürdürebilmektir. Şerefin dahi malzeme yapıldığını bütün dünya ibretle izlemiştir.

HUKUK VE AHLAK

İnsanları yanlış yapmaktan alıkoyan şeyler önemsizleşmiş ve sıradanlaşmıştır. Bütün bunlar çürümeyi hızlandırmış ve yaymıştır. Hukuk, ahlak, iman, aile, kariyer, arkadaşlık vatandaşlık sadece kağıt üzerindedir. Bir insanın hukuka inancı kalmamışsa, ahlak endişesi bulunmuyorsa, iman sıradanlaşmış ve hırsızlığın maskesine dönüştürülmüşse, aile yerle bir edilmişse, toplum içinde bir saygınlık yoksa, mesleki bir özellik kazanılmamışsa, arkadaşlık sadece menfaat paylaşımıyla sınırlanmışsa, vatan ilgi alanı dışındaysa bu insanı kim ve ne durdurabilir?

13 YILIN BİLANÇOSU

Akıl ve izan sahibi herkes bunun böyle olduğunun, özellikle son 13 yıldaki çürümenin ağır sonuçlarının ve yıkıcı tahribatının farkındadır. Ancak, özellikle yanaşma ve beslemeler bunun bile üzerini örtmeye ve suçu bir yerlere yıkmaya çabalıyorlar ki, bu bir akıl tutulmasıdır. Başka çareleri de yok. Ya işin aslını ortaya koyup, nasıl bir felakete doğru gittiğimizi itiraf edecekler; ya da varlık sebeplerine uygun olarak bu rezil düzenin zarar görmemesi için eğriyi doğru, yalanı gerçek, talanı helal, ihaneti çare, çürümeyi normal gibi göstermeye devam edecekler. Bu noktaya gelinmesinde başrol oynayanlardan insaf, vicdan ve insanlık beklemek beyhudedir.

Durum budur, bu kadar açık, bu kadar kesindir. Böyle bir düzenden beslenen, bu şartların ortaya çıkardığı iktidarın ülkeyi getirdiği yer de kargaşa, kayıp ve kaos oluyor. Başka türlü olsaydı şaşırırdık.



http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?haber=curumenin-kacinilmaz-sonucu&id=46607


a45UyF587661-151222120842 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/12/22  13:20 2  65  undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com

 
--

Basarinin sartlari, bilmek, istemek, curet etmek ve susmaktir.

AXEL MUNTHE

Resulullah sav buyurdular ki:
Biriniz yemek yeyince, yalamadikca veya yalatmadikca elini mendile silmesin.

Buhari, Et ime 52; Muslim, Esribe 129, 2031
Ebu Davud, Et ime 52, 3847

Ve gerek Rus gerek Garb istatistikleri bu hususta kanit olarak yeterlidir.
Birkac asirdan beri Sark Vilayetlerimizin hicbir kisminda hicbir vakit bir Ermeni cogunlugu olmamistir.
Ve Carlik idaresi veya Garb emperyalistleri tarafindan tesvik edilen Turk ve Ermeni halklarinin girismis olduklari kanli mucadeleler bir tarafa oldugu kadar, oteki tarafa da can kaybina malolmustur.
1917 de Ruslarin cekilmesinden sonra Ermeni cetelerinin Sark vilayetlerimizi ne halde biraktiklari bunun kafi derecede bir ispatidir.

Ermenistan i Mezopotamya da yerlesmis Ingilizlere yaklastiracak surette uzatmak, Moskova ve Ankara hukumetlerine pek cok nahos surprizler yaratmak demek olur.

(27 Aralik 1920)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder