Büyük harflerle yazıyorum: SENTETİK İNSAN GENOMU.
Ne dediğim açık mı?
Sunni insan DNA'sı, tercümesi yapay insan demek. Sentetik insan yani. Büyük komutan İlker Başbuğ generalimin dediği gibi boru değil yani.
Tıbbi genetikle uğraşmış bir çocuk hastalıkları uzmanı olarak bu iş olabilir mi derseniz, olabilir derim. Günden güne insanın erimi dahiline yaklaşan bir hedeftir.
Bu günlerde sentetik virüs, sentetik bakteri ve bunların DNA'ları yakın hedef olarak seçilmiş durumda.
Buna Minimal Genom Project deniyor.
Yani yaşam için gereken en az enzim ve en az gen.
Elbette her şeyi sıfırtan yapmayı, tasarlamayı düşünmüyorlar.
Bu Amerikayı yeniden keşfetmek olurdu.
Ancak, ilk adımda, elde olan genetik bilgi kullanılarak, genetik mühendislik yapılması, genlerin kesilmesi, biçilmesi, yeniden bir araya getirilmesi, doğada olandan farklı şekilde dizilmesi düşünülüyor.
Sonra hurda, arızalı ya da parazit olduğu düşünülen genlerin ayıklanması düşünülüyor.
Adım adım daha çok gen, daha uzun kromozom zincirleri, daha çok sayıda kromozam, daha yüksek seviyeli genetik yapılar, daha komplike manüplasyonlar şeklinde ilerleyecek.
Bazı ülkelerde sonunda imha etmek kaydıyla insan hücreleri üzerinde deneyler yapmaya izin çıktı bile.
10 yıl az değil.
Giderek artan miktarlarda paralar ayrılıyor.
Bu alan giderek daha da ticarileşiyor.
Ve giderek etik anlamda bilim kurgu endişelerin gerçeklik kazandığı bir alan haline de geliyor.
Ve benim en büyük endişem, biz çoktaaan bu yarışta diskalifiye olduk.
İmam hatipleşmiş, sıbyan mektepleşmiş, ilahiyatlaşmış bir ümmet eğitim sistemi ile bilgi değil inanç eğitim ve öğretimi elde ediyoruz.
Bu şekilde diskalifiye olduğumuzun somutlaşmasını görmek çok uzun zaman almayacak, sanırım birkaç yıl yetecek diye düşünüyor.
Zannediyorum birkaç yıl içinde ülkemizde yaşanacak iç savaş, siyasi çatışmalar, gerginlikler ve bilim dışı iklim sebebiyle, Cumhuriyetin estirdiği eğitim rüzgarlarının yetiştirdiği kalifiye nüfus yoğun bir beyin göçüyle ülkeyi terk edecektir.
Sel gider kum kalır misali geriye kalan mollalar, imamlar, şeylerden, müritlerden oluşan bir tortu kalabalığın, kalan birkaç yıl içinde kendi kendi yemeye başlaması çok vakit almaz diye düşünüyorum.
Benim tahminim Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya Türk halklarından oluşan bu insan kalabalığının yaşadığı topraklarda on yıl sonra yoğun bir Afganistanlaşma, Iraklaşma, Suriyeleşme süreci göreceğiz.
Bu gidişin ülkenin kendi iç dinamikleriyle durmasını ben pek mümkün görümüyorum.
Çünkü ülkede hakim sünni, cihatçı, mürteci iktidar ve cemaatler koalisyonu kalan kesimlere düşman, onlara ülkede var olma ve yaşama şansı tanımayan bir vizyona sahip.
Köyler, kasabalar, kentler, metropoller giderek totaliterleşen, faşistleşen, acımasızlaşan, kalan kesime karşı düşmanca hislerle yoğunlaşan bir çoğunlukla dolu.
Bu yeni bir olay değil.
Cepheleşme siyaseti ve bu yöndeki gelişmeler başlangıçta münferitti, kapalı kapılar ardındaydı, zaman içinde yaygınlık kazandı, taban buldu ve artık iktidar oldu.
Benim inancım, Türkiye artık geri dönülmez noktayı geçti.
Tıpkı Titanik gibi yaşanan sosyal değişim ve dönüşüm aldığı momentumun etkisiyle belirli bir istikamette ve bir çarpışma rotasında ilerliyor.
On küsur yıllık AKP iktidarının son yıllarında belirli bir hız ve moment azalması olsa da bu yeterli değil.
Ülkemiz ve bu topraklarda yaşayan kafası hayli karışmış ve karıştırılmış insanlar artık ancak dış dinamiklerle istikametini değiştirebilecek bir rota ve hızda ilerliyor.
Ben kaçan kurtulur diyorum.
Tıpkı 1930 Almanyası ve Avrupasında olduğu gibi.
Saygılar.
Oraj POYRAZ L2fSIJNoA0xfSNxA
10 yıl içerisinde sentetik insan genomu yapılması planlanıyor
Nicole Melisa Pranic. 08 Haziran 2016.
Uluslararası bir grup bilim insanı, 10 yıl içerisinde sentetik insan genomu yapma planlarını duyurdu. Bu, insan yaşamı için yepyeni bir DNA kodu yazacakları anlamına geliyor.
İnsan Genom Projesi adı altındaki bu iddialı teşebbüs, insan hastalıklarını çok daha iyi anlamamız için önemli bir adım olabilir. Aynı zamanda genetik dizilimin maliyetini büyük ölçüde düşürebilir. Bilim için oldukça heyecan verici bir proje olmasına rağmen, endişe verici kısmı projenin halka etiksel konularda danışılmadan başlatılmış olması.
Yeni proje hakkındaki dedikodular geçtiğimiz ay, 150 bilim insanının Harvard Medical School'da kapalı kapılar ardında tamamen sentetik bir insan genomu üretmek konusunu konuşmak için buluştuğu zaman başladı.Gazetecilerin toplantıya alınmaması eleştiri ile karşılandı ve şu an bilim insanlarının 25'i Science dergisinde tekliflerinin ana hatlarını oluşturdu; ancak bu, endişeleri azaltmadı.
2004'te biten ve genetik kodumuzun tamamının haritalanmasıyla sonuçlanan insan genom projesinin devamı olarak öne sürülen HGP-write projesinin hedefi, genomumuzu sadece okumakla kalmayıp, yaratmaya çalışmak. Bu araştırma için beklenti, en azından genetik mühendisliği çalışmalarının maliyetini önümüzdeki 10 yıl içerisinde 1000 kat azaltmak.
Araştırmacılar tarafından The Washington Post gazetesine gönderilen bir basın açıklaması taslağında verilen bilgiye göre (henüz resmi bir basın açıklaması verilmedi); maliyeti düşürmenin yanında yeni teknolojiler, genom mühendisliği için etik bir çerçeve oluşturmak ve dönüştürülebilir tıbbi uygulamalar ortaya çıkarmak da HGP-write projesinin hedefleri arasında yer alıyor.
Bunu başarmak için, araştırmacılar önümüzdeki 10 yılda 100 milyon dolar bağış toplamaya çalışacaklarını ve bunu başarmak için uluslararası gruplarla işbirliği yapacaklarını belirtiyorlar. Bilim insanları daha önce bakteriler için sentetik genom yaratmayı başarmışlardı ancak eksiksiz bir insan genom kodunu yaratmak çok daha zor olacak.
Bu proje bize biyoloji ve hastalıklar hakkında birçok bilgi verebilir ancak, bilim insanlarını 'tasarlanmış bebekler' yapma konusuna da bir adım daha yaklaştırıyor. Endişe, projenin hastalıklara karşı daha dayanıklı, daha zeki ve güçlü bebekler üretme konusunda bize bilgiler sunabileceği doğrultusunda. İstediğimiz özellikleri programlamak aslında bu kadar kolay olmasa da, projeden sonra daha yakın olacağımız bir konu olduğu kesin. Neyse ki projenin hedefleri bu konuyla bağlantılı bile değil, araştırmacılar insan genom hücre hatlarını canlı tutmayı planlamadıklarını belirtiyor.
Ancak eleştirmenler, Science dergisinde yayımlanan önerinin hala etik sorunları ele almadığını söylüyor. Araştırma grubu, proje hakkında halka açık tartışmaları etkin kılacak. Bu tartışmalar, projenin yürütülmesi hakkında ön görüşler sağlayıp toplumsal karalar verme olanağını sağlayacak. Ancak bilim insanları bu tartışmalarda hangi soruların öne sürüleceğinden henüz bahsetmedi.
Projeye uygulanacak olan, günümüzde kullanılan kök hücre yönergeleri bulunuyor; ancak proje oldukça yeni bir girişim olduğu için, araştırmacılar projeyi yürütürken birçok yeni kural ortaya koymak zorunda kalacaklar.
Bütün etik endişelerin altında, projenin büyük ihtimalle hepimize fayda sağlayacağı gerçeği yatıyor. University College London'dan sentetik biyolog John Ward, "Bu proje insan genom projesi kadar cesur bir proje ve Science dergisinde yayımlanan makalenin yazarları da yeni hedeflerinin insan genom projesindekine benzer tartışmalara maruz kalacağını biliyorlar. Ancak şu an insan genom projesinin yeni tedaviler, kanser araştırmaları ve genetik hastalıklar konularında bize açtığı kapılar biliniyor." ifadeleriyle proje hakkındaki görüşlerini belirtiyor.
Bu kadar azimli bir proje hakkında konuşmak heyecan verici olsa da; bu tür projeler, etik tartışmalarla birlikte öne sürülmeli. Yanlış bilgi, aşı karşıtlarının olduğu ve iklim değişikliğinin inkar edildiği bir dünyada en son ihtiyacımız olan şey, insanlara bilim konusunda sakıngan olmak için bir sebep vermektir.
Kaynak: sciencealert.com
http://www.bilim.org/10-yil-icerisinde-sentetik-insan-genomu-yapilmasi-planlaniyor/
a45UyF587661-160609114346 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2016/06/09 14:00 1 39 1923atamizindeyiz@googlegroups.com
DOSTLARIM
. . . . . .
Dostlarimdan korkarim
Dostlarim
Ama ben
Dostlarimdan korkarim
OMER HAYYAM
Lokman suresinin 22.ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
Ayetin Turkce anlami:
Iyilik yaparak kendini Allah a veren kimse, suphesiz en saglam kulpa sarilmis olur...
Said-i Nursi ye gore; bu ayette sozu edilen en saglam kulp , Risale-i Nur dur
O zaman ayetin anlami su oluyor: Kim iyilik yaparak Risale-i Nur okursa o, en saglam kulpa sarilmis olur.
Kime hikmet verildiyse, ona hayirdan cok sey verildi demektir
Allah onlara kitabi ve hikmeti ogretir.
Ve onlari arttirir
Sizi artirir ve size kitabi ve hikmeti ogretir anlamindaki ayetler de Risale-i Nur a isaret ediyorlarmis.
Said-i Nursi ye gore: Ayetlerde belirtilen Hikmet sozuyle anlatilmak istenen, Risale-i Nur dur
Buna gore ayetlerin anlami su oluyor:
Kime Risale-i Nur verildiyse, ona hayirdan cok sey verdi demektir
Allah onlara kitabi ve Risale-i Nur u ogretir.
Ve onlari arttirir
Allah sizi artirir ve size kitabi ve Risale-i Nur u ogretir
Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.
Kuzey Afrika daki zenci bir kadinin resmiydi.
Korkunc bir kuraklik yasiyorlardi.
Ve olu bebegini kucaginda tutup olabilecek en uzgun ifadeyle gokyuzune bakiyordu.
Resme baktim ve dusundum:
Bu kadinin tek ihtiyaci olan sey yagmurken merhametli ya da sevgi dolu bir tanriya inanabilmek mumkun mu?
Charles Templeton
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder