YILMAZ ÖZDİL: SOPHİA, EPİSTEME, ENNOİA, ARETE
Efes antik kentini tee 1893'den beri, iğneyle kuyu kazar gibi, Avusturyalılar günışığına çıkarıyor.
Ordinaryüs profesör Otto Bendorf, Efes kazılarına başladığında, bu topraklarda henüz padişahlık vardı, bizim başımızda zat-ı şahane Abdülhamid han hazretleri oturuyordu, ne zamandan beri kazdıklarını düşünün gari.
*
Efes 2 bin 300 yaşında… Milattan önce 6 bin yılına, cilalı taş devrine uzanan izleri var. Biz Türklerin Roma'ya yaptığımız bayram tatili seyahatinden sonra "ay şekerim muhteşemm" diye anlata anlata bitiremediğimiz Colloseum, Efes'in yanında anca kümes olur.
*
Ama… Antik mantik işler bizim açımızdan antin kuntin işler olduğu için, umurumuzda bile olmadığı için, Avusturyalılar bizim yerimize Efes kazılarını yürütebilmek amacıyla, tee 1898'de Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nü kurdular.
*
Avusturya-Macaristan imparatorluğu yıkıldı, Osmanlı imparatorluğu ortadan kalktı, cumhuriyetler ilan edildi, birinci dünya savaşı, ikinci dünya savaşı, bana mısın demediler, Efes kazılarına devam ettiler.
*
Avusturya Efes Dostları Derneği kurdular. Sponsorlar buldular, Avusturya'nın Bank Austria, Credit Ansfalt, Onau, Evn, Kallgerbau, Österreichische Lotterien, Rzb, Siemens, Strabag, Metellbaulber, Generali, Obb, Vatech gibi firmaları para verdi, kazıları finans etti.
*
Viyana'da Efes Müzesi açtılar.
Avusturya Bilimler Akademisi'ni seferber ettiler.
Çocukluğumdan beri sabırsızlıkla beklediğim, kazılarını adeta santim santim takip ettiğim "yamaç evleri"ni hizmete açtılar, üstünü özel bir malzemeyle kaplayıp, arkeoloji mabedine çevirdiler, ağustosun 50 derecelik güneşinde bile püfür püfür gezilmesini sağladılar.
Yangından korumak için itfaiye aracı bile hibe ettiler.
*
Biz bu arada, Efes'e gelen turistleri kazıkladık, beş para etmez plastik laga lugaları hatıra eşya diye kakaladık, kıçıkırık fayton turuna Ferrari parası aldık, bize göre yabancı turistlerin hepsi orospu olduğu için, elalemin kadınlarına kızlarına sarkıntılık ettik, eşşek yükü bilet parası kesmemize rağmen, girişteki tırışkadan tuvalet kulübesini bile zor koyduk, oraya bırakılandan başka bi boka da yaramadık.
*
Avusturyalılar sayesinde her yıl 2 milyon kişiyi mıknatıs gibi kendine çekiyor Efes… Sadece arkeolojik değil, jeolojik, coğrafik, botanik ve antropolojik araştırmalar da yapıyorlar. Mesela, Efes bölgesinin milattan önce 8'inci yüzyılda sahip olduğu bitki örtüsünü, Avusturyalılardan öğrendik. Karotlu sondajları sayesinde, milattan önce 1630 yılında teee Santorini adasında meydana gelen yanardağı patlamasına ait küllerin izine ulaştık. Romalıların bağcılık, şarapçılık yöntemlerini bulduk.
*
Bayrak yarışı misali, bugüne kadar 200'e yakın Avusturyalı arkeolog, Efes'te çalıştı. Kazı başkanlığını 2010 yılından beri Sabina Ladstatter yürütüyor. Türkiye'de lütfedilip haber bile yapılmadı ama… Sabina Ladstatter, 2011 yılında Avusturya'da "yılın bilim insanı" seçildi.
*
Türkiye'ye ne zaman Avusturya cumhurbaşkanı veya başbakanı gelse, mutlaka Efes'i ziyaret eder. Antarktika hariç, dünyadaki bütün ülkelere gezmeye giden bizimkilerin ise, henüz Efes'e gittiği görülmedi.
*
Efes antik kenti, Avusturyalıların bu müthiş gayreti sayesinde, 2015 yılında, Unesco Dünya Kültür Mirası listesine girdi, tescil edildi.
1893'ten beri 122 yıldır sürdürülen çabalar neticesinde, Efes antik kenti, hem Türkiye'ye kazandırıldı, hem dünyaya kazandırıldı.
*
E teşekkür etmeden olmaz tabii!
*
Dünyanın bütün milletleriyle papaz olan sayın hükümetimiz, dünyada hiçbir milletle kavgalı olmayan Avusturya'yla bile bozuşmayı başardı.
*
Şak…
Avusturya'ya kıllık olsun diye, Efes'teki arkeolojik çalışmalar durduruldu!
*
Kültür bakanlığı yetkililerimiz Efes'e gitti, Sabine Ladstatter başkanlığındaki Avusturya arkeoloji ekibini kovdu, kazı evi boşaltıldı.
*
Ve…
Dünya kültür mirası, düğün salonu yapıldı iyi mi!
*
Celsus kütüphanesinin önüne masaları dizmişler, plastik sandalyeleri perdelik kumaşla giydirmişler, her tarafından sakillik akıyor.
Neymiş efendim, düğün yaptırmıyorlarmış da, yemekli organizasyon yaptırıyorlarmış filan…
Utanmadan kiralama tarifesi bile koymuşlar, antik tiyatro 70 bin lira, Celsus kütüphanesi 30 bin lira, liman caddesi 30 bin lira, Odeon 25 bin lira.
*
Celsus kütüphanesi dediğin, 2 bin yıllık… 25 yılda inşa edildi. El yazması 14 bin rulo, papirüs ve parşömen barındırıyordu. Sadece boyutlarıyla değil, ergonomik tasarımıyla da dünyada eşi benzeri yok. Sütunlarını ve sütunbaşlarını öyle yerleştirmişler ki, perspektif veriyor, olduğundan çok daha yüksek görünüyor. Dış duvarında, dört girintide dört kadın heykeli var. Orijinalleri Viyana'da bulunan bu dört tanrıça, sophia'yı, episteme'yi, ennoia'yı ve arete'ye temsil ediyor. Yani… Bilgeliği, bilgi'yi, akıl'ı, erdem'i simgeliyor.
*
2 bin yıllık imbikten süzülmüş bilgelik, bilgi, akıl, erdem…
30 bin liraya kiralıyorsun!
*
Antik tiyatro, 24 bin kişilik kapasitesiyle dünyanın en büyük açık hava tiyatrosu… At nalı biçimindeki oditoryumu, içbükey kesite sahip, bu özelliğiyle akustik ve optik kusurları örtüyor. 70 bin lira fiyat biçmişler.
Meselenin dünya kültür mirası tarafını boşverdim, bu ebatta düğün salonunu, Ümraniye'de bile 70 bin liraya vermezler birader!
*
Liman caddesi, iki yanı sütunlu, mermer döşeli, 20 metre genişliğinde, 600 metre boyunda, uçak indirirsin… 30 bin lira.
*
Odeon, demokrasinin kökeni, bildiğin meclis salonu… 1400 kişilik… Demokrasiden bahsederken mangalda kül bırakmayan arkadaşlar, en ucuz fiyatı meclis salonuna biçmişler. 25 bin liraya bırakıyorlar.
*
Demem o ki…
Hiç kafası çalışmıyor şu Avusturyalıların.
*
Aspendos'ta nişan, Çatalhöyük'te kına gecesi, Hattuşaş'ta nikah, Göbeklitepe'de düğün, Zeugma'da sünnet, Truva atıyla sünnet çocuğuna fayton turu…
Viyana'yı becerememiştik, Efes'i kuşattık, gerisi hallolur artık.
a45UyF587661-170702175512 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/07/02 18:26 2 65 alelma@yahoogroups.com
Ad hoc
Belli bir amaca yonelik
Latince Atasozleri
Gerek kucuk, gerek buyuk tuvaletinizi yaparken kibleye donmeyin.
Hanbel 3/12
***
Peygamberimiz bir takim insanlar kucuk ve buyuk tuvaletleri icin kibleye donmeyi hos karsilamadiklarindan, bu bidati (hurafeyi) kaldirmak icin tuvaletini kibleye dogru yaptirdi.
Buhari 4/11
Bir hadiste kibleye karsi tuvaleti yapmanin hurafe oldugu anlatilirken; diger bir hadiste ise Peygamber hurafe uygulayicisi olarak gosterilmis oluyor.
Goruldugu gibi hadisleri Peygamber e atfetmek aslinda Peygamber e iftira etmek demektir.
Muhammed in Hitap Ettigi Ayetler
Aslinda bu makaledeki esas konumuz yukarida ele alinandan cok daha dusundurucu: Muhammed in agzindan cikan ayetler!
11. Hud Suresi, 2. ayet:
Bu Kitap Allah tan baskasina ibadet etmemeniz icin indirildi. Kuskusuz, ben size O ndan gelen bir uyarici ve mujdeciyim.
Acik sekilde gorulmektedir ki bu ayette konusan Muhammeddir. Bir gaf yaparak ayeti kendi dilinden yazdirtmistir.
Bu gafi farkeden ama ortmeye calisan kimi mealciler (Kuran i Turkceye ceviren yazarlar), ayetin orijinalinde bulunmayan de ki sozcugunu meale parantez icinde koymaktadirlar:
(De ki: Bu Kitap) Allah tan baskasina ibadet etmemeniz icin (indirildi). Suphesiz ki ben, onun tarafindan size (gonderilmis) bir uyarici ve mujdeleyiciyim.
Kuran meali kitaplarinda parantez icinde yazilan kelimeler, Bu sozcukler Kuran in orijinalinde yok ama siz Kuran i daha iyi anlayasiniz diye bunu ekledik anlamina gelmektedir. Yukaridaki mealde de ayetteki carpiklik ortulmek istenerek orijinalde bulunmayan de ki sozcugu parantez icinde eklenmistir.
Toplam yedi ayetten ibaret olan Fatiha Suresi de ayni mahiyettedir:
1. Rahman ve rahim olan Allah in adiyla.
2. Hamd (ovme ve ovulme), alemlerin Rabbi Allah a mahsustur.
3. O, rahmandir ve rahimdir.
4. Ceza gununun malikidir.
5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalniz senden medet umariz.
6. Bize dogru yolu goster.
7. Kendilerine lutuf ve ikramda bulundugun kimselerin yolunu; gazaba ugramislarin ve sapmislarin yolunu degil!
Gene pek acik gorulmektedir ki ayetler Allah in dilinden yazilmamistir. Allah, siz bana boyle dua edin de dememistir. Fatiha Suresi nde konusan kisi belli ki bir insandir. O halde hitapda gaf yapilarak acik verilmistir.
Benzeri durum Zariyat Suresi nin 50. ve 51. ayetlerinde de soz konusudur:
50- O halde hemen Allah a kacin; haberiniz olsun ki, ben size ondan gelen acik bir uyariciyim.
51-Allah la beraber baska bir tanri uydurmayin; haberiniz olsun ki ben size ondan gelen acik bir uyariciyim.
Pek aciktir ki bu Kuran ayetlerinde konusan Allah degil Muhammedin kendisidir.
Peki o donemlerde bunlari farkedenler yok muydu? Neden Muhammed e inandilar?
Birincisi o donemde okuma-yazma orani o kadar dusuktu ki bu ayetleri inceleyeyebilecek insan sayisi cok azdi.
Ikincisi, bu ve benzeri carpikliklari farkedip dile getirilenler kafirlikle, munafiklikla, zindiklikla suclanip asagilaniyordu. Hatta Muhammed i sadece elestirmekle kalan sair Ka b Bin Esref gibiler bile bunu canlari ile odemistir. Dolayisiyla gercegi soylemek cok tehlikeliydi.
Ucuncusu, toplumsal statusu iyi olan muhalifler kalpleri Islama isindirilmak adina rusvet verilerek susturuluyordu (bkz. Turan Dursun un Rusvetle Musluman Olanlar adli makalesi).
http://www.turandursun.com/bilgi-arsivi/biliyormuydunuz/668-muhammedin-hitap-ettigi-ayetler
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder