AHMET B. ERCİLASUN : HEDEFLERİ BELLİDİR, SAF OLMAYA GEREK YOK
Hedefleri din devleti kurmaktır. Devletin bütün siyasi, sosyal, hukuki ve ekonomik yapısını din temelleri üzerine oturtmaktır. Bunun için de laikliğin ortadan kaldırılması, cumhuriyetin yıkılması gerekir. Hedef budur; yaptıkları her şeyi buna göre değerlendirmek gerekir.
Hedeflerinin ne olduğu kendi sözleriyle ortadadır. Bunun pek çok örneği vardır. Sadece birkaçını vermekle yetineceğim.
Başbakan Erdoğan 25.01.2014 tarihinde, "Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti" töreninde konuşurken şöyle demiştir: "Bütün kitaplarımız yakılsa, bütün kalemlerimiz kırılsa, bütün harflerimiz çalınsa da bizim medeniyetimiz kendi kendisini yeniden inşa etmeyi her seferinde başardı". "Bütün harflerimiz çalınsa da" sözleriyle harf inkılabının hedef alındığı açık değil midir?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 03 Ağustos 2016'da Olağanüstü Din Şurası'nda da FETÖ'den bahsederken aynen şu sözleri söylemiştir: "Bir ortak yanımız vardı. İnanın bana, aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu yapının bambaşka niyetlerin, sinsi planların örtüsü olduğunu uzun süre görmedik, göremedik." FETÖ denilen sinsi yapının hedefi din devleti kurmak değil miydi? Cumhurbaşkanı da bu yapıyı uzun süre nasıl görmüş? "Aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak." Demek ki hedef aynı, sadece yollar farklı. Her şey ortada değil mi?
07.08.2016'da Cumhurbaşkanı Erdoğan el-Jazeera'nın sorularına cevap veriyor; FETÖ için "devleti ele geçirmeye çalıştılar" diyor ve devam ediyor: "Devleti sıfırdan kuracağız". "Devleti sıfırdan kurma"nın anlamı açık değil mi? Mevcut devlet yıkılacak ki yeniden, sıfırdan kurulsun. Haftalardır gündemi işgal eden Ayhan Oğan'ın, kimin sözlerini tekrar ettiği de ortada değil mi?
Bir de Ömer Dinçer'in sözlerine bakalım. Başbakan Erdoğan'ın, devletin en kritik yerlerine, başbakanlık müsteşarlığına ve Millî Eğitim Bakanlığı'na getirdiği ismin sözlerine. 19-21 Mayıs 1995'te Sivas'ta düzenlenen "21. Yüzyıla Girerken Dünya ve Türkiye Gündeminde İslam" konulu toplantıda Dinçer şunları söylüyor: "Cumhuriyet ilkesi zayıflamış ve işlevini kaybetmiştir... Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıçta ortaya koyduğu laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerini daha çok katılımcı, daha adem-i merkezi, daha Müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğu vardır ve artık zamanı gelmiştir."
Bunları niçin yazdım? Basın yayın organlarında sık sık tekrarlanan, birçok yazarın sık sık alıntılayıp yorumladığı bu sözleri niçin tekrar hatırlattım? Çünkü...
Çünkü birçok siyasetçi, birçok aydın, birçok yazar hâlâ işin vahametinin farkında değil. Niyetin, ne olduğunun hâlâ farkında değil. Birçok kişi de hedeften vazgeçilmediğinin farkında değil. Atılan bir takım adımları, yapılan bir takım uygulamaları hâlâ varılmak istenen hedeften soyutlayarak yorumluyorlar.
İmam Hatip okullarının önü açılıyorsa, sayısı çoğaltılıyorsa ne var bunda? Liselere, dinle ilgili seçmeli dersler ve Osmanlıca konuluyorsa ne var bunda? Kadın polis ve subaylar başlarını örtebileceklerse ne var bunda? Yakın zamana kadar ABD vatandaşı olan başörtülü bir hanım büyükelçi olarak atanıyorsa ne var bunda? Müftülere nikâh kıyma yetkisi veriliyorsa ne var bunda?
Evet, bunların hepsini tek tek savunabilir, laikliğe aykırı olmayan, normal uygulamalar diye açıklayabilirsiniz. Hatta laik ve seküler Batı ülkelerinden örnekler de verebilirsiniz. Fakat iki ileri bir geri yöntemiyle benzer uygulamaları ısrarla sürdürenlerin hedeflerini unutursanız aldanırsınız. Her şey ortada iken aldanmaya da saflık denir.
Din devleti olursa ne olur, fena mı olur, diye soranları da duyar gibiyim. Yoo, bir şey olmaz; Arabistan gibi, Pakistan gibi, Afganistan gibi olursunuz; farklı farklı yorumlarla İslam'ı bölersiniz o kadar.
Son söz: Din ilahi ve yüce bir kurumdur. Siyaset ve devlet idaresi ise beşerîdir; süfli insanların elinde süfli de olabilmektedir.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/hedefleri-bellidir-saf-olmaya-gerek-yok-43940yy.htm
a45UyF587661-170827235044 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/08/28 19:23 2 65 alelma@yahoogroups.com
Giden donmeyecekse; kalanlarin degerini bileceksin. Olenle olunmuyorsa eger; kalanlarla yasamaya devam edecesin.
Dostoyevski
Cariyelik & kolelik
NAHL 75.allah, hicbir seye gucu yetmeyen ve baskasinin mali olan bir kole ile; kendisine guzel rizik verdigimiz, o riziktan gizli ve acik harcayan kimseyi misal olarak anlatti.
Hic bunlar bir olurlar mi?
Hamd Allah a mahsustur, fakat coklari bilmezler.
MUMINUN 6.ancak esleri ve ellerinin sahip oldugu (cariyeleri) haric.(bunlarla iliskilerden dolayi) kinanmis degillerdir.
MEARIC 30.ancak eslerine ve cariyelerine karsi mustesna; cunku onlar kinanmaz;
NISA 24.(harp esiri olarak) sahip oldugunuz cariyeler mustesna, evli kadinlar da size haram kilindi.
Allah in size emri budur.
Bunlardan baskasini, namuslu olmak ve zina etmemek uzere mallarinizla (mehirlerini vererek) istemeniz size helal kilindi.
Onlardan faydalanmaniza karsilik kararlastirilmis olan mehirlerini verin.
Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim icin) karsilikli anlasmanizda size gunah yoktur.
Suphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.
NISA 92.yanlislikla olmasi disinda bir muminin bir mumini oldurmeye hakki olamaz.
Yanlislikla bir mumini olduren kimsenin, mumin bir kole azat etmesi ve olenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir.
Meger ki olunun ailesi o diyeti bagislamis ola.(bu takdirde diyet vermez).
Eger oldurulen mumin oldugu halde, size dusman olan bir toplumdan ise mumin bir kole azat etmek lazimdir.
Eger kendileriyle aranizda antlasma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mumin koleyi azat etmek gerekir.
Bunlari bulamayan kimsenin, Allah tarafindan tevbesinin kabulu icin iki ay pespese oruc tutmasi lazimdir.
Allah her seyi bilendir, hikmet sahibidir.
AHZAB 50.ey peygamber!
Mehirlerini verdigin hanimlarini, Allah in sana ganimet olarak verdigi ve elinin altinda bulunan cariyeleri, amcanin, halanin, dayinin ve teyzenin seninle beraber goc eden kizlarini sana helal kildik.
Bir de peygamber kendisiyle evlenmek istedigi takdirde, kendisini peygambere hibe eden mumin kadini, diger muminlere degil, sirf sana mahsus olmak uzere (helal kildik).
Kuskusuz biz, hanimlari ve ellerinin altinda bulunan cariyeleri hakkinda muminlere neyi farz kildigimizi biliriz.(bu hususta ne yapmalari lazim geldigini onlara acikladik) ki, sana bir zorluk olmasin.
Allah bagislayandir, merhamet edendir.
AHZAB 52.bundan sonra artik baska kadinlarla evlenmen, elinin altinda bulunan cariyeler haric, guzellikleri hosuna gitse bile, bunlarin yerine baska hanimlar alman sana helal degildir.
Allah her seyi gozetler.
BAKARA 178.ey iman edenler!
Oldurulenler hakkinda size kisas farz kilindi.
Hure hur, koleye kole, kadina kadin (oldurulur).
Ancak her kimin cezasi, kardesi (oldurulenin velisi) tarafindan bir miktar bagislanirsa artik (taraflar) hakkaniyete uymali ve (olduren) ona (gereken diyeti) guzellikle odemelidir.
Bu soylenenler, rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir.
Her kim bundan sonra haddi asarsa muhakkak onun icin elem verici bir azap vardir.
RUM 28.Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: mulkiyetiniz altinda bulunan koleler icinde, size verdigimiz riziklarda ortaklariniz var mi?
Iste biz ayetlerimizi, aklini kullanacak bir kavim icin boylece acikliyoruz.
Turk ler Arap larin dinini kabul etmeden evvel de buyuk bir millet idi.
Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Araplarin, ne ayni dinde bulunan Acemlerin ve ne de Misirlilarin vesairenin Turk lerle birlesip bir millet teskil etmelerine hicbir sekilde tesir etmedi..
Bilakis, Turk milletinin milli rabitalarini gevsetti, milli hislerini, milli heyecanini uyusturdu.
Bu pek tabii idi.
Cunku Muhammed in kurdugu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde samil bir Arap milliyeti siyasetine muncer oluyordu.
Bu arap fikri ummet kelimesi ile ifade olundu.
Muhammed in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaga hayatlarini Allah kelimesinin her yerde yukseltilmesine hasr etmege mecburdular.
Bununla beraber, Allah a kendi lisaninda degil Allah in Arap kavmine gonderdigi Arapca kitapla ibadet ve munacatta bulunacakti.
Arapca ogrenmedikce Allah a ne dedigini bilmeyecekti.
Bu vaziyyet karsisinda Turk Milleti bir cok asirlar ne yaptigini ne yapacagini bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasini bilmedigi halde Kuran i ezberlemekten beyni sulanmis hafizlara donduler
ATATURK, 1931, Lise icin yazdigi Medeni Bilgiler kitabi
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder