TAYLAN KARA : POZİTİVİST OĞLU POZİTİVİSTLER VE PİS MODERNİSTLER!
24/08/2017 Perşembe
Bu ülkede küfür olarak kullanılan sözcükler vardır: Jakoben, vesayetçi, pozitivist gibi…
Birine küfretmek istiyor ama ona tazminat vermek istemiyorsanız ona "pozitivist" diyebilirsiniz. Hâlâ hıncınızı alamadıysanız ve "hayvanoğlu hayvan" gibi "antiekolojik" veya seksist küfürler etmek istemiyorsanız ona "pozitivist oğlu pozitivist" de diyebilirsiniz. Biraz daha kibar biriyseniz "sığ pozitivist" diyerek de küfredebilirsiniz.
Bir konu size ters geldi ya da anlamadıysanız, açıklama yapmadan "pozitivizm" deyip geçin. Siz öyle diyorsanız o kesin öyledir zaten.
Atıf Yılmaz'ın Kibar Feyzo filminde duvarda yazan "Faşo Ağa" yazısını görüp "Faşo nedir" sorusunu soran ağaya (Ş. Şen), marabası ( K. Sunal) "böyle i. gibi, p.şt gibi bi şey" diye yanıt verir. "Pozitivist" sözcüğü de belirli bir kesimin gözünde aşağı yukarı budur.
***
Bu yazı pozitivizmin anlamını ya da felsefedeki yerini değil günümüzdeki yerli-yersiz kullanımını ele almaktadır.
***
"Pozitivist" sözcüğü olmasa bu ülkede herhalde birçok köşe yazarı-yorumcu işsiz kalırdı. Bu topraklarda yaşamayan biri, içinde pozitivizm geçen bu yazıları okusa zanneder ki ülke pozitivizmden kırılıyor! Bu ülkede yaşamasak Milli Eğitim Bakanını Auguste Comte, Kültür Bakanını Viyana çevresinden Moritz Schlick sanacağız! Sanki 300 ayrı televizyondan Nihat Hatipoğlu ve arkadaşları bu topluma pompalanmıyor da toplumumuz pozitivistlerden pozitivist beğeniyor! Bilmeyen de televizyonlarda Russell'lar, Carnap'lar program yapıyor zanneder!
***
Hâlihazırda bu topraklarda zar zor var olabilen eser miktarda akılcılık ve aydınlanma düşüncesi, uysun ya da uymasın "vay pozitivistler" diyerek infaz edilir.
***
"Yanmayan kefen" satan adam, "kendine helâl akrabalarının envanterini tutan" yüz binlerin olduğu bir ülkede, pozitivizmden şikayetçidir!
En temel bilimsel olgulardan, protonlardan, kütle çekim teorisinden, evrim teorisinden, elektro manyetik teoriden söz etseniz bile hemen bu damgayı yapıştırabilirler.
Bu o kadar yaygın bir küfürdür ki siz "bilimsel düşünce yöntemi" dediğiniz anda daha cümlenizi tamamlama fırsatı bulamadan alnınıza "pozitivist" damgasını yiyebilirsiniz.
***
Bu "antipozitivist" aslan parçalarına göre "yanmayan kefen" satışı "çok kültürlülüktür"; bu kefenleri alanlar "yerel kültür özneleri"dir (evet evet özne!) ama bunlara karşı "akıl" dediğiniz anda siz pozitivistsinizdir.
Bu ülkede Adorno sözcüğünü söyleyebilen, Foucault sözcüğünü doğru yazıp "Fuko" diye okuyabilen her İslamcıyı köşe yazarı yaptıklarından dolayı bundan kaçışın olanağı yoktur.
Akıl ya da aydınlanmayı savunan her hangi biri eğer yeterince yaşarsa mutlaka "pozitivist" damgasını tadacaktır.
Tamamen modern olup, modernizmin getirdiği olumsuzlukları moderni aşmak için dile getiren düşünürler, modernizmi ortaçağ ideolojisiyle eleştirenler tarafından referans gösterilir.
Gazete köşesinde "deve sidiği içmek helâl midir?"i konu eden kişi, ertesi gün aynı köşede Adorno, Heidegger, Foucault'u referans gösterip, modernite reddiyesi döktürür.
Bilmem hangi tarikatın şeyhinin önünde diz çöküp eteğine yüz süren bir başkası, "modernitede öznenin olanaksızlığından" ya da "kartezyen öznenin sonu"ndan falan söz eder!
Köy Enstitülerini "tek tipçi" diye eleştiren pozitivizm karşıtı "büyük düşünür!"ün bize önerdiği kurum, çok sayıda çocuğa tecavüz edilen bir vakıftır; görüldüğü üzere "çoğulculuk" anlayışları bizlerin anladığından biraz farklıdır!
6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenmeyi doğal karşılayan kişinin yazısı, Kristeva, Irigaray, Lacan eldivenlerini giyinip "kadının olanaksızlığından" söz eden yazıyla yan yanadır; kardeş kardeş geçinir giderler!
"Namaz kılmayanlar öldürülmeli midir" yoksa "Ömür boyu hapse mi atılmalıdır" seçeneklerinin tartışıldığı bir tartışmayı yürüten kişi, iki gün sonra "modernitenin cemiyet üzerindeki tahakkümünü" yazabilir.
İslam Uygarlığı'nda yetişen en büyük düşünürlerden İbn-i Sina ve Farabi'yi akla önem vermelerinden dolayı kafir ilan edenlerin kanaat önderi olarak protokollerde ağırlandığı bir ülkenin İslamcısına da olsa olsa "pozitivizm avcılığı" yakışır!
Ağzını yaya yaya "Modernizm Auschwitz'tir" demekte sakınca görmeyen kişi, IŞİD'ın yaptıklarını eleştirenleri "toptancılıkla" ve "islamofobi" ile suçlayabilir.
***
Bu yazı ne pozitivizm savunusudur ne de modernite tapınmasıdır. Pozitivizmin, modernizmin, aklın ve aydınlanma döneminin eleştirisi son derece detaylı olarak yapılmıştır; bu konularda koca bir külliyat vardır.
Ancak 2017 yılında bu ülkede akılcılık ve aydınlanmanın eleştirisi, "elektriği olmayan bir köyde bilgisayar kullanmanın göze zararları"ndan söz etmekle eşdeğerdir.
Bugün yaşadıklarımız "akıl çokluğu"ndan değil, "akıl yetmezliği"nden kaynaklanmaktadır.
Durum böyleyken Kant'ın şu sözü sanırım hiçbir çağda ve hiçbir coğrafyada bu kadar anlamlı olmamıştır:
"Aklını kullanma cesareti göster!"
a45UyF587661-170824221603 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/08/24 23:29 2 65 alelma@yahoogroups.com
Kadin tahrik edici olursa cinsel tacizde bulunan da suc ortagidir
Prof.Dr.Orhan CEKER, Selcuk Uni.Ilahiyat Fak.
Risale-i Nur okumak veya yazmak alim olmak icin yeterlidir, baska bilgiye gerek yoktur
Said-i Nursi Nur Meyveleri adini verdigi yazisinda.
Dr. Murat Beyazyuz : Savunma Mekanizmalari
Savunma mekanizmalarinin esas islevi, zihnin zorlanma durumlarinda, zihinsel yapinin butunlugunu ve dengesini surdurmektir. O halde, normal disi zihinsel isleyisin belirleyicisi savunma mekanizmalarinin kullanilmasi degildir. Istisnasiz her insan, zihinsel yapisinin butunlugunu korumak ve kendisini dengede hissetmek icin savunma mekanizmalari kullanir. Bununla birlikte savunma mekanizmalarinin nasil, ne $iklikta ve hangi durumlarda kullanildigi normal disi isleyisi belirlemekte bir kriter olabilir.
Zihinsel aygit ayni anda birbiri ile bagdasmayan bircok durtunun zorlamasiyla karsilasirsa bu duruma catisma denir. Catisma kavrami ayni zamanda superego istekleri ile id istekleri arasindaki uyumsuzlugu ve hatta id veya superego nun isteklerinin dis dunya ile uyumsuzlugunu da anlatir. Bu catismalarin ego da yarattigi anksiyete savuma mekanizmalarinin yardimiyla giderilir.
Simdi bu savunma mekanizmalarini kisaca anlatmaya calisalim.
Bilincdisi Bastirma (Repression)
Durtulerin, insanin istegi disinda bilincdisinda tutulmasi ve bilince cikmalarina izin verilmemesi anlamina gelen bilincdisi bastirma (repression) ile, istenmeyen, hosnutsuzluga yol acan istek, ani veya duygularin bilincdisina itilmesi yonundeki cabayi anlatan bilincli bastirma (supression) birbirinden farkli zihinsel surecleri ifade eder. Bilincdisi bastirma ile bilincdisinda tutulan durtuler hicbir zaman bilince cikmamislaridir ve cikamazlar.
Bilincli bastirma ile bilincdisina itilen yasantilar ise daha once bilincli olarak yasanmislardir ve daha sonra bilincdisina itilmislerdir.
Sonradan bilincdisina itilen bu yasantilar, bilincdisi bastirma mekanizmasi ile id de hapis tutulan durtulerden farkli olarak gerektiginde bilince tekrar cikarilabilirler.
Bilincdisi bastirma (repression) savunma mekanizmalari arasinda en onemli olandir, zira diger tum savunma mekanizmalari bu savunma mekanizmasi ile birlikte calisirlar.
Genellikle bastirmanin yetersiz kaldigi durumlarda, diger savunma mekanizmalari zihinsel yapinin selameti icin bastirma nin yardimina kosarlar.
Bastirilan durtulerin veya catismalarin zaman zaman davranislarda bir takim etkileri olabilir. Mesela odipus kompleksinin cozumlenmeden bastirilmasi sonucu, yetiskinlikte bir takim cinsel sorunlar, karsi cinsle ilgili kararsizlik durumlari ortaya cikabilir.
Yadsima (Denial)
Kotu bir durumla karsilastigimizda soyledigimiz bu gercek olamaz cumlesi yadsimanin izini surmek icin iyi bir ornektir. Yadsima, icten ya da distan gelen tehlikeli bir durumun yok sayilmasidir. Tum ilkel savunma mekanizmalarina degisen oranda yadsima da eslik eder. Hosnutsuzluk yaratan bircok olay, bilincdisina bastirilirken, ayni zamanda yasanmamis gibi de hissedilir, yani bastirmaya yadsima eslik eder.
Yansitma (Projection)
Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan yasantilarin sorumlulugunu, kendi disindaki nesnelere yukleyerek bu yasantilarin yaratacagi anksiyeteden kurtulabilir. Yansitmanin bir diger sekli de, hosnutsuzluk yaratan veya dis dunyaya uygun olmayan id veya superego isteklerinin baska kisilere mal edilmesidir. Boyle bir durumda da yansitma, yadsima ile birlikte calisir.
Neden Bulma (Rationalization)
Bu savunma mekanizmasi yapilan hareketi hakli gostermek icin ya da hayal kirikliklarinin etkisini azaltmak icin kullanilabilir. Ornegin, bir elektronik cihazi kullanim kurallarina tam olarak riayet etmeksizin kullanan ve bu ihmali ile cihazin bozulmasina sebep olan kisi, cihazin kaliteli olmadigini, dayaniksiz oldugunu veya bir imalat hatasi oldugunu soyleyerek kendisini sucluluk duygularindan kurtarmaya calisabilir.
Anlasilabilecegi gibi, neden bulma savunma mekanizmasi da hemen her zaman yadsima ile birlikte kullanilir.
Dislastirma (Externalization)
Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan dusunce, duygu veya isteklerin dis dunya ile ilgili oldugunu ve kendi zihinsel sureclerinden baglantisiz oldugunu dusunur. Dislastirma surekli sanssizliktan yakinan insanlarin $iklikla kullandigi bir savunma mekanizmasidir.
Iclestirme (Introjection)
Bu savunma mekanizmasinda, kisi baska bir insanin veya baska bir toplulugun ozelliklerini zihinsel yapisinin icine alir ve kendi kisiliginin unsuru haline getirir. Amac her savunma mekanizmasinda oldugu gibi zihinsel aygiti gerilimden korumaktir fakat bu savunma mekanizmasinda gerilim daha cok dis kaynaklidir. Superegonun olusumunda bu iclestirme mekanizmasinin esas rolu oynadigini soylemistik.
Ice Alma (Incorporation)
Bu mekanizmada, insan cesitli sebeplerle ayrilmak zorunda kaldigi kisi veya kisileri, bu kisilerden ayrilmasinin yarattigi anksiyete ile bas edebilmek icin kendi zihinsel aygitina dahil eder, bu kisilerin ozelliklerini kendi egosuna eklemler. Yani bir bakima o kisileri kendi icinde yasatir. Mesela, babasini kaybeden biri, onun paltosunu giyerek, onun tespihini kullanarak veya onun gibi davranarak onun ozelliklerini kendi ego suna dahil eder ve boylece ondan ayrilmanin yarattigi anksiyeteyi savusturur.
Odunleme (Compensation)
Bu savunma mekanizmasi ile insan, zihninde yer alan ek$iklik, yetersizlikle ilgili imajlardan, bedenindeki ek$ikliklerden ya da kusurlardan veya sosyal alanlardaki yetersizliklerinden kaynaklanan rahatsiz edici duygularindan kurtulmak icin bu ek$ik taraflarini yadsir, ama bu yadsima yeterli olmadigi zaman zihinsel, bedensel veya sosyal baska alanlarda kendisini gelistirerek ek$ik oldugu taraflarini yadsimayi kolaylastirir.
Ne var ki odunleme savunma mekanizmasi da diger savunma mekanizmalari gibi her zaman olumlu sonuclar dogurmaz. Ornegin, zihinsel bir takim ek$iklik imajlari sebebiyle surekli asagilanmaktan korkan bir insan, entelektuel alanda kendisini gelistirerek, bilgileri ile etrafindakileri surekli asagilamayi secebilir. Boyle bir durumda da odunleme mekanizmasinin yansitma ile birlikte calistigini goruruz.
Yuceltme (Sublimation)
Bu savunma mekanizmasinda, kisi durtu, egilim ve isteklerinin dis dunya gercekligi ile ortusmedigi durumlarda, bu durtu, egilim ve isteklerine toplum tarafindan hos gorulebilecek kiliflar hazirlayarak zihinsel gerilimden kurtulur.
Yer Degistirme (Displacement)
Bir duygu ya da durtu, asil hedefinden baska bir hedefe dogru yonlendirilmesi veya, bir duygunun ya da durtunun yerine bir baskasinin gecirilmesi seklinde calisan bir savunma mekanizmasidir. Baskici bir babanin disiplininde yetismis bir kisi babasina karsi olan saldirgan durtulerini ileride kocasina yonelterek bu durtulerin yarattigi anksiyeteden kurtulabilir. Diger durumda ise kisinin babasina yonelmis yogun saldirgan durtulerinin yerine yogun bir sevgi, saygi ve ilgi gecebilir.
Ozdeslesme, ozdesim kurma (Identification)
Yetiskinlikte daha cok kisinin kendi degerini arttirma veya kendisini korumak amaci ile kullanilir.
Ozdesim yoluyla edinilen kimlik bazi durumlarda yetersiz kalabilir ve kisiyi ciddi bir catisma icine sokabilir. Bu nedenle ozdeslesmenin derecesi ve cesitliligi bu savunma mekanizmasinin islevselligi acisindan oldukca onemlidir.
Karsit Tepki Olusturma (Reaction-Formation)
Bilincdisindaki durtu, egilim ve isteklerin bastirma mekanizmasi ile engellenmesi her zaman mumkun olmaz, bazen kisi, bilincdisindan gelen bu zorlayici isteklerle bas edebilmek icin bilincli olarak bunlarin tam tersi seklinde davranislar sergileyebilir ve bu sekilde sucluluk duygulari onlenir ve toplumun daha rahat kabul edebilecegi bir kisilik gorunumu olusturulur.
Duygusal Soyutlanma (Emotional Insulation)
Insan hayatta her an hayal kirikliklari veya p$ikolojik travmalarla karsilasabilir. Bu durumlarin yaratacagi gerilimden korunmak icin bazi insanlar, normal bir zihinsel surec olan duygulanma egilimlerini baskilarlar. Boylece hayal kirikliklari ve p$ikolojik travmalarin etkilerini en aza indirmeye calisirlar. Duygusal soyutlanma olarak adlandirdigimiz bu savunma mekanizmasini kullanan insanlar genellikle duygusal olmayi bir zayiflik sayarlar ve bu sebeple guclu olmak ugruna kendi duygularina yabancilasirlar.
Dusunsellestirme (Intellectualization)
Dusunsellestirme dedigimiz savunma mekanizmasi, neden bulma ve duygusal soyutlanma mekanizmalarinin birlikte kullanilmasiyla olusur. Hayal kirikligi veya sucluluk duygulari gibi hosnutsuzluk yasantilari karsisinda kisi, hem durum karsisinda duygularinin aciga cikmasini engeller hem de bunu kolaylastirabilmek icin hosnutsuzluk yasantilarina kendisi disinda nedenler bulur.
Duygudaslik (Sympathy)
Insan dis dunyadan gelebilecek tehlikelere karsi her zaman tedbirli olmak zorundadir. Dis dunya dedigimiz seyi buyuk olcude de diger insanlar olusturur. Duygudaslik dedigimiz savunma mekanizmasinda insan, diger insanlara kendini sevdirerek onlardan gelebilecek tehlikeleri engellemeye calisir. Bu savunma mekanizmasini kullanan bir kisi, diger insanlar tarafindan begenilmek, sevilmek ve onlardan zarar gormemek icin surekli diger insanlarin fikirlerini dinler, onlara hak verir, onlari destekler, kendisine yanlis gelen seylere dahi itiraz etmez ve kendi gercek goruslerini asla tam olarak ortaya koymaz.
Surekli sevilme ihtiyaci hisseden bu insanlar, sevilmek icin kendi gercek kisiliklerinden vazgecmis olmanin anksiyetesini de yasarlar ve icten ice dusmanca duygularini da kendilerini bir sekilde sevdirdikleri insanlara yoneltirler. Duygudaslik mekanizmasinin yaninda bu mekanizmanin sonucu olarak ortaya cikan bu dusmanca duygularin da bastirilmasi gerekir. Bu kadar cok isi yapmaya calisan ego zayif dusebilir ve bu insanlar hic beklenmedik ofke patlamalari sergileyebilirler.
Boyun Egme (Submission)
Bu savunma mekanizmasi da duygudaslik ile ayni amaca hizmet eder. Amac diger insanlardan gelebilecek tehlikelerin onunu kesmektir. Duygudaslik mekanizmasindan farkli olarak bu savunma mekanizmasinin kullanildigi durumlarda sevgi arayisi, sevilme ihtiyaci yoktur ve guvende olma, zarar gormeme dusuncesi daha on plandadir.
Yapma Bozma (Undoing)
Bu savunma mekanizmasinin isleyisi, adindan da anlasilabilecegi gibi, diger savunma mekanizmalarinin tam bir basarisizligi durumunda, ego nun son bir telafi manevrasi olarak ozetlenebilir. Soyle ki; ego nun kullandigi savunma mekanizmalarini atlatmayi basaran bilincdisi istek, durtu veya arzular gercek dunyaya ulasirlar ve id deki gerilimin bir sekilde bosalmasini saglarlar, yani savunma mekanizmalari basarisiz olur, sonrasinda ego bu yenilgiyi telafi etmek icin id in haz elde etmesinde rol oynayan araci mekanizma uzerinde degi$iklik yapma yoluna gider. Bunun orneklerine farkinda olmadan $ikca rastlariz. Mesela, her gun rastlayabilecegimiz, ama mantiksal olarak hicbir anlam ifade etmeyen sozunu geri alma fiili, basit bir yapma bozma isidir.
Donusturme (Conversion)
Bu savunma mekanizmasi iki amacla kullanilabilir; bunlardan ilki diger savunma mekanizmalarinda oldugu gibi, bilincdisi durtulerin bilince erismesini engellemektir, donusturme mekanizmasinin diger kullanilma amaci ise dis dunyadan gelen ve zihinsel aygiti zorlayan yasantilardan kacmaktir. Donusturme mekanizmasinda, ic veya dis kaynakli zorlayici etkenlerin yarattigi gerilim anksiyete seklinde yasanmaz, bu gerilim donusturulur ve vucutta bir takim hastalik belirtileri seklinde ortaya cikar. Bu belirtilerin tibben, organik sebepleri yoktur ve bu savunma mekanizmasi normal olmaktan oldukca uzaktir. Sinirsel bayilmalar, $ikintili olaylar sonrasinda vucudun cesitli yerlerinde ortaya cikan uyusmalar, titremeler, guc kayiplari donusturme mekanizmasina ornek olarak verilebilir.
Cilecilik (Asceticism)
Dis dunyanin sartlari karsisinda, cinsel veya saldirgan durtulerine her hangi bir doyum araci bulamayan kisi bu durtulerini tamamen bastirir ve tum haz veren faaliyetlerden uzak durma yoluna gider. Bazi tarikat mensuplarinda bilincli bir fiil olarak gorulen bu cilecilik, ozellikle ergenlerde, bas edilemeyen durtulere karsi kullanilan bilincdisi bir savunma mekanizmasidir.
Ego p$ikolojisi teorisine gore normal disiligi belirleyen sey bu savunma mekanizmalarinin kullanilmasi degil bunlarin ne $iklikla ve ne sekilde kullanildigidir.
Ego p$ikolojisi teorisi, temelde durtulerden cok ogrenilen davranislari ve dis dunya ile iliski bicimlerini esas aldigi icin, doga bilimlerine durtu teorisinden daha yakin bir noktadadir.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder